ALPARSLAN TÜRKEŞ

...

“Kayseri’nin Pınarbaşı İlçesi’nin Yukarı Köşkerli Köyü’nde meskûn Avşar Obalarından Koyunoğlu Ailesi, bir toprak meselesi yüzünden kavgaya girişince Sultan Abdülaziz’in fermanıyla Kıbrıs’a sürgün edilir. Yıl 1860’dır.

25 Kasım 1917’de Lefkoşe’de Koyunoğlu ailesinden Ahmet Hamdi Bey ve eşi Zehra Hanım’ın Ali Arslan adını verdikleri oğulları dünyaya gelir.

Ali Arslan, önce sıbyan mektebine daha sonra da rüştiyeye giderek ilk eğitimini alır. O yıllarda Kıbrıs, İngiliz işgali altındadır. Türk’ün istiklâlini kaybetmesinin ne demek olduğunu o yıllarda anlar. Çok değerli öğretmenleri vardır. Bu öğretmenlerden birisi olan Osman Zeki Bey, Ali Arslan’ın adını “ Sultan Alparslan’a denk bir yiğit Türk ol.” diyerek Alparslan olarak değiştirir.

1933 yılında işgal altındaki Kıbrıs’tan Türkiye’ye göç ederek İstanbul’a yerleşirler. Alparslan’ın ilk işi Kuleli Askeri Lisesi’ne kayıt olmak olmuştur. Bu arada Atsız Hoca ve Türkçülük ülküsü ile tanışır.          

1936 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni pekiyi derece ile asteğmen olarak bitirir. Daha sonra da Ankara ve Harp Akademisi yılları başlar. 1938’de Harbiye’den teğmen olarak mezun olur. O artık Türk milletinin ve Türk Ordusu’nun emrindeki genç bir subaydır.

1940’da Muzaffer Hanım’la evlenir. Bu evlilikten beş; Muzaffer Hanım’ın vefatından sonra 1976 yılında evlendiği Seval Hanım’dan da iki çocuğu olur.

1944 yılında Türkçülük-Turancılık davası kapsamında diğer arkadaşlarıyla birlikte tutuklanır, tabutluklara atılır, işkencelere uğrar. Böylece Türk milliyetçisi olmanın kolay olmadığını, çileye talip olduğunu anlar. Ancak O, bu çileleri şeref bilir. Askeri Yargıtay, kendisine verilen 9 ay 10 günlük hapis cezasını bozar ve bir yıldır hücre hapsi yattığı için tahliye edilir. 2 numaralı mahkemede de beraat eder.

İki yıl ABD Kara Harp Akademisi’nde eğitim görür. 1951’de kurmaylık sınavını kazanır ve 1955’de Harp Akademisi’nden kurmay binbaşı olarak mezun olur. ABD’nin Pentagon’undaki NATO Türk Temsil Heyetine üye olarak atanır. Bu arada ekonomi eğitimi görür. 1959’da Almanya Atom ve Nükleer Okulu’na gider. Bu okulu da başarıyla bitirir. Artık kurmay albaydır.

27 Mayıs 1960 ihtilâlinin kudretli albayı ve başbakanlık müsteşarıdır. Millî Birlik Komitesi içinde çıkan anlaşmazlıklar sonucunda 14 arkadaşı ile birlikte yurt dışına sürgüne gönderilir. Alparslan Türkeş’in bu sürgün yıllarındaki görevi Hindistan Büyükelçiliği Müşavirliği’dir. 1963’de yurda döner.

1965’de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne katılarak siyasî hayata giriş yapar. Partinin 1 Ağustos 1965 tarihinde yapılan büyük kurultayında genel başkan; aynı yıl yapılan genel seçimlerde de Ankara milletvekili seçilir. 1969 yılında partinin adını Milliyetçi Hareket Partisi, amblemini de üç hilâl olarak değiştirir. O yıl yapılan seçimlerde Adana milletvekili seçilir. 1975 ve 1977 yıllarında Süleyman Demirel başkanlığında kurulan koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı ve devlet bakanlığı yapar.

1968 yılından itibaren ülkede marksist ve bölücü hareketler başlamış, üniversiteler, bazı şehir ve mahalleler bu grupların işgaline uğramış; kurtarılmış bölgeler oluşturulmuştur. Her yer Lenin, Mao ve Stalin’in resimleri ve sloganlarıyla doludur. Bu gruplar kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımamakta, ülke genelinde anarşi ve terör tırmanmakta, cinayetler artmaktadır. Devlet zaaf içindedir. Bunun üzerine Alparslan Türkeş, Türk gençlerine seminerler vermeye, komünizm konusunda gençleri aydınlatmaya ve Türk Milliyetçiliğini anlatmaya başlar. 1980 ihtilâline kadar devam eden bu süreçte 5000 ülkücü genç şehit olur. Ülkeyi komünist bir ihtilâlden kurtaran ülkücü hareket de 12 Eylül 1980 ihtilâli sonrasında sanık sandalyesindedir. Alparslan Türkeş, 4,5 yıl hapis yatar. 1985’de beraat eder ama siyaset yasaklısıdır. Yasak, 1987’de kalkar ve Milliyetçi Çalışma Partisi’nin kongresinde genel başkan seçilir. 1991 Genel Seçimleri’nde “MÇP, RP, IDP” seçim ittifakı yaparlar ve Yozgat milletvekili seçilir.

1992’de kapatılan partilerin tekrar açılabilmesi değişikliği üzerine MÇP, olağanüstü toplantı yaparak tekrar adını MHP’ye, amblemini de üç hilâle dönüştürür.”(1)

4 Nisan 1997, ülkücülerin acı günüdür. Rahmetli olan Alparslan Türkeş’in Ankara’daki cenaze merasimine karlar altında yürüyen milyonlar katılır. Ankara dışındaki illerde ise gıyabî cenaze namazları kılınır.

Türk Dünyası’nın Bilge Lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’i 25. ölüm yıldönümünde rahmetle anıyorum.  Mekânı cennet olsun .

Yazımı O’nun Türk Gençliği’ne bir vasiyet olarak söylediği  şu sözle bitiriyorum: “Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin…” (2)

Ülkü Ocağı / Aylık Sosyo- Politik Kültür Dergisi

Nisan-Mayıs- Haziran 1997 Başbuğ Özel Sayısı

5 Nisan 2021 tarihli Açıksöz’deki yazımızın  tekrarıdır.

Etiketler :
, , , , , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum