ET KOMBİNASI ve İHTİLÂL

...

Süleyman Bey (1), “Nizamettin’i göz atına almışlar.” dedi. Nizamettin, İmam Hatip Lisesi’nde birlikte çalıştığımız genç öğretmenlerden biriydi. Resim öğretmeni olan Nizamettin aslen Taşköprülü’ydü. Ailesi çok eski yıllarda İstanbul’a göçmüş, Nizamettin orada doğmuş, büyümüştü. Süleyman Bey ve ben de Taşköprülü olduğumuz için Nizamettin’i hemşeri kabul eder, yakınlık gösterirdik. “Niçin gözaltına alınmış acaba?” diye sordum. “Sebebi belli değil ama ideolojik nedenlerle olabilir diyorlar.” dedi Süleyman Bey. Daha sonra Nizamettin’in yalnız olmadığını, solculardan ve ülkücülerden çok sayıda insanın toplandığını öğrendik. Boşuna dememişler “En kötü demokrasi, en iyi ihtilâlden iyidir” diye. Demek ki 80 ihtilâli de birçok insanı mağdur edecekti.

İhtilâl döneminde ortaya ispiyoncular çıkmıştı. Bunlar kimilerini ülkücü, kimilerini solcu diye hayali suçlar icat ederek şikâyet ediyor, ihtilâli yapanlar ise yaptıklarının haklı olduğunu ispat etmek için bu iddiaların üzerine balıklama atlıyorlardı. Gözaltına alınanların kimler olduğunu öğrendiğimizde bu insanların suçlu olmadıklarını, bunların ihtilâlin günah keçileri olduklarını anladık.

Nizamettin ve arkadaşlarını bir süre İnönü Karakolu’nda tuttular. Gözaltına alınanların sayısı artınca arkadaşları yapımı bitmek üzere olan Et Kombinası’na naklettiler. Et Kombinası, Cezaevi’ni geçtikten sonra Gölköy-Daday yolu istikametinde yapılmıştı.

Şehir merkezinde ve ilçelerde evler basılıyor. Bu baskınlarda bulunan en masum kitaplar bile suç unsuru diye toplanıyor. Bu kitapların sahipleri gözaltına alınıp işkencelere maruz kalıyorlardı. Olanları duyunca ben de tereddüte düştüm ve bir gece banyo sobasında kütüphanemdeki bazı kitapları büyük bir üzüntü içinde yaktım.

İhtilâl yönetiminin Kastamonu sorumlusu olarak atadığı albay, insanları sokak ortasında tokatlıyor, elinde makasla gezip saçı uzun diye sokak ortasında vatandaşların saçlarını kesiyordu.

Gözaltına alınanların büyük bölümü Kastamonulu’ydu. Aileleri onlara ulaşıp ulaşmadığını bilseler de her gün yiyecek götürüyorlardı. Süleyman Bey’le birlikte biz de Nizamettin’e yiyecek götürmeye karar verdik. Yiyecekleri alırlar mı, almazlar mı bilmiyorduk. İçeri girip giremeyeceğimizi de bilmiyorduk. Çarşıda çok sayıda herkese yetecek kadar pide yaptırdık. Meşrubat ve meyveler aldık. Kutuların üzerine arkadaşımızın adını yazdık. Kutuları arabamın bagajına koyup ve Et Kombinası’nın yolunu tuttuk…

Cezaevi’ni geçtikten sonra yokuşu çıkınca soldaki yeni inşaatlar olmalıydı aradığımız yer. Herhangi bir tabela yoktu. İlerde tek katlı bir bina vardı. Oraya kadar hiç arayan soran olmadan gittik. Binanın içinde gözleri bağlı, elleri duvarlara veya camlara dayanmış, sırtları içeriye doğru tek sıra dizilmiş arkadaşları görünce şaşırdık ve ne yapacağımızı bilemedik. Birden binadan eli silahlı askerler çıkıp bize doğru “Geri çekilin. Geri çekilin…” diye koşmaya başladılar. Arabayla geri geri gidip bir süre sonra durduk. “Bir arkadaşa yiyecek getirmiştik.” dedik.” Oraya bırakın gidin. Biz veririz.” dediler. Geri dönüp giderken Süleyman Bey de ben de üzüntüden bir şey konuşamadık…

Et Kombinası’nda çilesini dolduranlar bir süre sonra serbest bırakıldı. Çilesi dolmayanlar ise Ankara’ya Mamak’a gönderildi. Onlar da orada bir süre kaldıktan sonra serbest bırakıldılar.

Daha sonraki yıllarda ne zaman Et Kombinası’na gitsem gözleri bağlı, elleri duvara dayalı arkadaşları görür gibi oldum ve ihtilâlin mağdur ettiği insanları hatırladım…

…............................................................................................................................................................................................

-(1) Göl Öğretmen Lisesi ve Kastamonu İmam Hatip Lisesi’nde birlikte çalıştığımız ve 2017 yılında kaybettiğimiz Süleyman Sarı Hocamı rahmetle anıyorum.

Etiketler :
, , , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum