FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL’İ ANIYORUZ

...

1898’de İstanbul’da doğan şair, ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni yarıda bırakarak gazeteciliğe başladı. 1917 yılında İleri Gazetesi’nin yazı heyetine katıldı. 1922’de bu gazetenin temsilciliği göreviyle Ankara’ya gitti.

Kayseri, Ankara, İstanbul’daki çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1946’da İstanbul milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 ihtilâlinde tevkif edilerek Yassıada’ya gönderilen şair, Eylül 1961’e kadar Yassıada’da kaldı. Yapılan duruşmalar sonucunda suçsuz bulunarak beraat etti. Ama Yassıada günleri O’nun ruhunda derin izler bıraktı:

“Bilmiyor gülmeyi sakinlerinden binde biri;

Bir vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada.

Kuşu hicran getirir, dalgası hüsran götürür;

Mavi bir gözde elem katrasıdır Yassıada.”

 

İlk şiirlerini aruz vezniyle yazdı. Daha sonra hece ölçüsüyle yazmaya başlayarak Beş Hececiler topluluğunun üyesi oldu ve memleketçi bir bilinçle şiirler yazdı. Aşağıdaki mısralar bu bilincin ifadesidir:

“Başka sanat bilmeyiz, önümüzde dururken,

Söylenmemiş bir masal gibi Anadolu’muz.

Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken,

Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz!”

 

Eserleri: “Şarkın Sultanları, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Suda Halkalar, Bir Ömür Böyle Geçti, Boğaziçi Şarkısı, Tatlı Sert, Akıncı Türküleri, Zindan Duvarları” (şiir); “Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman, Yayla Kartalı, Dev Aynası” (tiyatro) ; “Yıldız Yağmuru” (roman)…

8 Kasım 1973’de İstanbul’da vefat eden “Han Duvarları, Sanat, Yolcu ile Arabacı, Çoban Çeşmesi, Kıskanç, Davet” gibi Türk Edebiyatı’nın anıt şiirlerini yazan büyük şair Faruk Nafiz Çamlıbel’i vefatının 49. yıldönümünde rahmetle anıyor ve yazımı O’nun 1919 yılında memleketin içinde bulunduğu durumdan etkilenerek yoğun millî duygular içinde yazdığı aşağıdaki şiiri ile bitiriyorum:

AT

“Bin gemle bağlanan yağız at şaha kalkıyor,

Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor!

 

Son macerayı dinlememiş varsa anlatın;

Ram etmek isteyenler o mağrur, asil atın.

 

Beyhudedir, her uzvuna bir halka bulsa da;

Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da…

Coştukça böyle sel gibi bağrında hisleri

Bir gün başında kalmayacaktır seyisleri

 

Son şanlı macerasını tarihe anlatın:

Zincir içinde bağlı duran kahraman atın.

 

Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor;

Asrın baş eğdi sandığı at şaha kalkıyor.” (1)

----------------------------

Han Duvarları / Faruk Nafiz Çamlıbel

Millî Eğitim Basımevi- İstanbul / 1969 / 1000 Temel Eser

Etiketler :
, , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum