İstiklâl Marşı’nın kabulünün 102. yıldönümü
...
Prof. Dr. Mehmet Kaplan, “İstiklâl Marşı’nın Tahlili”
başlıklı makalesinde diyor ki: “İstiklâl Marşı, Cumhuriyet’in ilânından önce
1921 yılında yazılmış olmakla beraber, Cumhuriyet’i müjdeler ve millî marş
olarak kabul edildikten sonra, hemen her gün tekrarlandığı için, Atatürk ile
beraber Cumhuriyet devrinin sembolü olur.
…
İstiklâl Marşı’nı değerlendirirken, yazıldığı devri göz önünde bulundurmak lâzımdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dört defa ayakta dinleyerek İstiklâl Marşı olarak kabul ettiği bu şiir, o yılların kutsal ve heyecanlı havası ile doludur. Onu o devir Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Mehmet Akif yazmıştır. Mehmet Akif, şiirlerinde sosyal duyguları anlatan, söylediklerini gerçekten duyan bir şairdir. İstiklâl Savaşı’na bütün varlığı ile katılan Akif, bu savaşa iştirak edenlerin duygu ve inançlarına bizzat sahip olduğu için, onlara en iyi tercüman olmuştur. Şiiri söyleyen Akif olmakla beraber, aslında o, kendi beni ile birleştirdiği Türk Milleti’nin duygu ve inancını dile getirir. Burada Akif’in yaptığı, o yıllarda en olgun seviyeye ulaşan şiir kudretiyle bu ortak imana, bütün milletin benimseyebileceği bir şekilde üslûp ve ifade vermek olmuştur.
Bazı kelime ve mısralarla da anlaşılabileceği üzere o tarihte henüz İstiklâl Savaşı kazanılmamıştır. Türk ordusu, bu şiir yazıldıktan bir yıl sonra, 26 Ağustos 1922 sabahı büyük taarruza geçer.
Düşman karşıda bulunduğu için ordu ve millete cesaret vermek isteyen şair, manzumesine “Korkma!” kelimesiyle başlamıştır. “ (1)
12 Mart 1921’de Kastamonu Milletvekili Dr. Suat Bey’in verdiği önerge ile oylanarak millî marş olarak kabul edilen Mehmet Akif Bey’in şiiri, milletimizin aynı bayrağımız gibi en kutsal değerlerinden birisi olmuş; T. C. Anayasası’nın 3. Maddesinde de “Türk milletinin millî marşı İstiklâl Marşı’dır.” ifadesiyle yer almıştır.
Mehmet Akif, Meclise giderken giyeceği bir paltosu bile olmadığı halde İstiklâl Marşı’nın kabulü için konulan ödülü reddetmiş; “O benim değil, milletimindir.” diyerek İstiklâl Marşı’nı Safahat’a almamış; hasta yatağında yatarken “İstiklâl Marşı yeniden yazılsa olmaz mı?” diyen birisine “ Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın.” demiştir.
…
Günümüzde de bazen “İstiklâl Marşı, yeniden yazılsın.” diyenler olmaktadır. Biz de onlara aynen Akif’in ifadesiyle “Allah bir daha milletimize İstiklâl Marşı yazdırmasın” diyor ve yazımızı İstiklâl Marşı’ndan aldığım aşağıdaki mısralarla bitiriyor ve İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Akif’i, İstiklâl Marşı millî marş olarak kabul edilirken o günün meclisinde yer alan milletvekillerini, başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün İstiklâl Savaşı kahramanlarını, gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle anıyorum:
“Kokma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!”
----------------
Türk Edebiyatı Aylık Fikir ve Sanat Dergisi / 158. Sayı / Aralık 1986
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.