KADINLAR MİTİNGİ
...
HİKÂYE
“10 Aralık 1919’da işgali protesto etmek amacıyla Kastamonu’da yapılan ilk Türk kadın mitinginin yıldönümünde bizlerin bu topraklarda hür olarak yaşayabilmemiz için fedakârlıklarda bulunan ve o günlerin olağanüstü şartlarında bu muazzam mitingi gerçekleştiren annelerimizi; İstiklâl Yolu’nda kurtuluşun destanını yazan Şerife Bacıları, Halime Çavuşları, Rahime Kaptanları rahmetle, şükranla anıyorum. Mekânları cennet olsun…”
10 Aralık 1919 Çarşamba günü sabahı
Kastamonu sokakları her zamankinden daha değişik görüntüler içindeydi. O gün,
binlerce kadın, Kız Öğretmen Okulu bahçesinde yapılacak olan Kadınlar
Mitingi'ne katılmak üzere yollara dökülmüştü. Hanımlar Cemiyeti'nın
tertiplediği bu miting, yurt genelinde hanımların düzenledikleri ilk miting
olacaktı.
Cemiyet Başkanı Zekiye Hanım, Sağlık
Müdürü Doktor Ferruh Niyazi Bey'in eşi Saime Hanım ile Polis Müdürü, Milli
Eğitim Müdürü ve Defterdarın eşleri ile İzbelioğullarından Hafız Hanım
günlerdir sokak sokak, ev ev dolaşmışlar Millî Mücadele’nin önemini
anlatmışlar, mitinge hanımların katılımını sağlamaya çalışmışlardı. Kastamonulu
hanımlar zaten bu insanlara büyük saygı duyuyorlardı. Zira bu hanımlar,
yaptıkları çalışmalarla şehit ailelerine ve çocuklarına sahip çıkmışlar, askere
gidecekleri heveslendirmişler, cephedekilere yardım toplamışlar, büyük sünnet
törenleri düzenleyerek millî gelenekleri devam ettirmişler, fakir fukarayı
sevindirmişlerdi.
Öğleye doğru Kız Öğretmen Okulu
bahçesi hanımlarla tamamen doldu. Söz alan hanımlar, Türk milletinin uğradığı
haksızlıkları, İzmir, Maraş, Antep ve Urfa'nın işgalleri ile yer yer işgalcilerin
yaptıkları canavarlıkları heyecanlı bir şekilde anlatarak dinleyicileri
ağlattılar. Daha sonra işgali protesto etmek amacıyla hanımların hazırlayıp
İngiltere, İtalya kraliçeleri ile Amerika ve Fransa Cumhurbaşkanlarının
eşlerine çektikleri telgrafların metinleri okundu. Artık mitingde heyecan
doruk noktasına gelmişti ki Cemiyet Başkanı Zekiye Hanım kürsüye gelerek
konuşmaya başladı: "Kardeşlerim, daha önceleri
semalarımızda dalgalanan hürriyetimizin sembolü ulu Bayrağımız bugün
siyahlara, mateme bürünmüştür. Savaş meydanlarında yüzbinlerce evlâdını şehit
veren yüce milletimiz, bugün haksızlığa uğramıştır. Haktan, adaletten bahseden
Avrupa bugün bize zulümler yapmaktadır. İzmir'in işgalinden sonra ak saçlı
kadınlarımız, kundaktaki yavrularımız Yunanlılar tarafından süngülenmektedir.
Şehit kanlarıyla sulanan mübarek topraklarımız elimizden alınmak istenmektedir.
Hanımlar, elimizde silâhımız yok diye susacak mıyız? Elimizde silâhımız yoksa
da göğsümüzde imanımız vardır. Kendisine sığındığımız Yüce Allah'ımız vardır.
İşte bu sebeple imanımıza, Allah'ımıza dayanarak haksızların yaptıklarını
bütün dünyaya şikâyet ediyoruz. Hanımlar, dünyayı kana boğan, insanları
tavuklar gibi boğazlayan işgalcilerin erkeklerine başvuracak değiliz. Bizim
gibi iyi niyetle düşündüklerine inandığımız düşmanlarımızın kadınlarına
sesleniyorum. Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse artık yapacak tek bir
şey kalacaktır; Erkeklerimizle birlikte aynı safta savaşmak. Bu uğurda
gerekirse ölmek."
Zekiye Hanım'ın konuşmasının bitmesi
ile birlikte mitink sona erdi. Kız Öğretmen Okulu bahçesini dolduran hanımlar
gönül birliği içinde aynı yemini tekrarlıyorlardı; "Türk kadını olarak söz
veriyoruz ki öleceğiz fakat esir olmayacağız..."
10 Aralık 19I9'da Kız Öğretmen Okulu
bahçesinden yükselen Kastamonu kadınının sesi, dalga dalga önce bütün Anadolu'ya,
daha sonra da bütün dünyaya ulaştı...(1)
---------------
Şehit Şerife Bacı Kurtuluş Savaşı
Hikâyeleri / Mehmet SAYAN
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.