KRİZİN YAPTIĞI
...
HİKÂYE
Artık benim için
yeni bir hayat başlamıştı. Evimiz ve Ali’nin işyeri kira olmasına rağmen
ekonomik yönden geçimimizi sağlayabiliyorduk. Evliliğimizin ikinci yılında
oğlumuz, beşinci yılında da kızımız dünyaya geldi. Bu arada ev sahibimiz
oturduğumuz evi satılığa çıkardı. Eşim bir akşam yemeğinden sonra çayımızı
içerken: “Ayşe, banka kredisi alarak kendi oturmakta olduğumuz bu evi alalım
mı?” diye sordu. “Alabilsek iyi olur. Ama ödemede zorluk çeker miyiz? Sıkıntıya
düşer miyiz? Bilemiyorum. Sen daha iyi bilirsin.” dedim.
Ali, bankalarla
görüşmeler yaptı. Uygun bulduğumuz bir bankadan 10 yıllığına kredi alarak
evimizi aldık. Kira ödemekten kurtulmuştuk ama bankaya kira giderimizin
üzerinde bir ödeme yapıyorduk.
Yıllar ilerleyip
çocuklar okula başlayınca ailemizin giderleri daha da arttı. Bu arada ülkede
ekonomik kriz başladı. Eşimin işi artık eskisi gibi iyi gitmiyordu. Gelirimiz
işyeri kirası ve banka kredisini ödemeye yetmez hale gelmişti. Nitekim bir süre
sonra ilk defa banka kredisini ödeyemedik. Ali’nin çok üzüldüğüne fakat durumu
bana hissettirmemeye çalıştığına şahit oluyordum. Ali’ye: “Çocuklar artık
büyüdü. Ben bir iş bulup çalışsam.” dedim. Ali: “Ülkede işsizlik var. İş bulmak
o kadar zor ki! Bırak iş bulmayı, her gün işyerleri kapanıyor, birileri işsiz
kalıyor.” dedi.
…
Giydiğimizden, yediğimizden
kısmaya başladık. Ama bir türlü işler düzelmiyor, aksine daha da kötüye
gidiyordu.
Çocuklar
kahvaltılarını yapıp okula giderken onlara harçlık vermekte zorlanmaya
başladım. Artık sabahları çocukları ve eşimi uğurladıktan sonra iş aramak için
ben de dışarı çıkıyordum. Ama maalesef iş bulmak mümkün olmadı.
Akşam televizyon haberlerinde
geçim sıkıntısına düşen bir aile fertlerinin toplu olarak intihar ettikleri haberini
üzülerek dinledik. Ertesi sabah ilk defa çocuklara harçlık verememenin
üzüntüsünü yaşadım.
Karşı komşumuz olan
ikisi de doktor karı-kocanın ev işlerine yardımcı olmak ve küçük çocuklarına
bakmak için bir yardımcı hanım geliyordu. Aile, bu hanımdan pek memnun değildi.
“Çocuğa ben bakmak istesem, ne derler acaba!” diye düşündüm. Akşam, doktor
hanım geldikten ve bakıcı gittikten sonra kapılarının zilini çaldım. Doktor
hanım, kapıyı açıp beni görünce: “Hoş geldin komşum!” diyerek beni içeri kabul
etti.
Hal hatır
sormadan sonra meramımı zorlukla söyleyebildim: “Özür dilerim doktor hanım, bu
söyleyeceklerimi size çok zorlanarak söylüyorum. Kocamın işleri bozuldu. Ev
kredimizi ödeyemiyoruz. Çocuklara okula giderken harçlık veremiyorum. Siz evde
çalıştırdığınız hanımdan memnun değildiniz. Daha uygun birini arıyordunuz.
Acaba bu işi ben yapsam, ne dersiniz?” der demez gözlerimden yaşlar
boşanıverdi.
Doktor hanım da
benim durumuma çok üzülmüştü, bana sarıldı. Birlikte ağlıyorduk…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.