ALİBEY BAŞARAN’IN ESERİ: “SAKLANAN KUR’AN”
...
Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nden okul arkadaşım Alibey Başaran’ın uzun yıllar boyunca büyük emek vererek hazırladığı kitabı “Saklanan Kur’an” Gülnar Yayınları tarafından yayınlandı. Büyük ilgi gören eserin ilk baskısı kısa sürede tükendi ve yayınevi eserin ikinci baskısını yapıyor.
Alibey Başaran, kitabına yazdığı önsözde eseri yazış amacını şöyle açıklıyor: “Bu kitap, geçmişten günümüze yaşatılmakta olan sahte dini gözler önüne serip, Kur’an ayetleriyle nasıl ters düşüldüğünü göstererek, inananların kitabım dediği Kur’an-ı Kerim’de açıklanan ve kurallarını Allah’ın koyduğu İslâm Dini’ni öğrenmeye ve yaşamaya davet etmek için yazılmıştır. Dolayısıyla bu kitap, eksiksiz olan Allah’ın, ayetlerinde de belirttiği gibi, kitabı Kur’an’ın da eksiksiz olduğuna inanan ve O’nu rehber edinecek kişilere hitap etmektedir. Bu nedenle de yazılan her şey Kur’an ayetlerine dayalı olarak açıklanmıştır. Sonuçta, bu kitap, bir kişiyi dahi sahte dinden ve şirkten kurtarırsa amacına ulaşmış olacaktır.”
Alibey Başaran, eserinde “Kur’an-ı saklayan kim?” sorusunu da şöyle cevaplıyor: “Hiç şüphesiz Kur’an öğrenildiğinde menfaatleri zedelenecek olanlar saklamaktadır. Ne yazıktır ki bu insanlar aslında, Kur’an-ı herkese açıklaması gereken ve İslâm’da olmamasına rağmen, toplumda din adamı olarak vasıflandırılan kişilerdir. Bunlar halk arasında imam, hoca, şeyh, şıh, mürşit, kutup, gavs, efendi ve benzeri şekillerde tanınır. Kur’an baştan sona Allah’tan başka hiç kimseye tabi olunmamasını emretmesine rağmen, geçmişten günümüze inananların çoğu, onların her dediğini doğru kabul edip, hiç sorgulamadan, onlara biat etmektedirler. Onlar da yüzyıllardır uydurdukları dini kuralları ve kendilerine tabi olan insanları kullanarak, çeşitli şekillerde menfaat elde etmekte ve onları sömürmektedir. Oysa ki İslâmiyet bu tür dini rütbeleri ve her çeşit ruhban sınıfını kesin olarak reddetmekte ve onlara tabi olmayı da şirk saymaktadır. Şirk ise Allah’ın affetmeyeceğini belirttiği tek günahtır.
Kur’an, Allah’tan başka hiç kimseye tabi olunmamasını emretmektedir. Şayet bu öğrenilecek olursa, din tacirlerine tabi olan kimse kalmayacak, dolayısıyla da sömürecek insan bulamayacaklardır.”
Her gün gazetelerde, televizyonlarda gördüğümüz sekiz-on milyonluk arabalara binen, villalarda yaşayan, holdingleri, televizyonları, yayınevleri olan etraflarında müritlerinin pervane olduğu şeyhler, din adamları Alibey Başaran’ın kitabında ileri sürdüğü tezleri haklı çıkarmıyor mu?
Saklanan Kur’an kitabında ibadetlerle ilgili ayetlerin anlamlarında da zaman içinde tahrifatlar yapıldığı ifade edilip bunlara; abdest, namaz, zekât, oruç ve hac konularında örnekler veriliyor. Bunlar dışında erkek ve kız çocuklarının sünnet olması, mevlit törenleri, kandil geceleri ve kadınların örtünmesi konularındaki bölümlerin büyük yankı uyandıracağını ve bazı insanlar ve çeşitli kesimler tarafından tepki gösterilip, eleştirilebileceğini tahmin ediyorum.
“İslâm’ı Kur’an’dan değil de dini sömüren insanlar veya bunların yazdıklarından öğrenmek yerine yapmamız gereken şey; iman ederek, Allah’ın kitabına tabi olmak ve ona uygun yaşamaktır.” diyen Alibey Başaran’ı “Saklanan Kur’an” eseri için kutluyorum. (1)
-----------------------------
SAKLANAN KUR’AN / ALİBEY BAŞARAN
Gülnar Yayınları / gulnaryayinlari@gmail.com / 0532 375 60 88
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.