21. yüzyılda ve sonrasında uygarlığın en büyük düşmanı savaşlar olacaktır

...

Rusya’nın saldırısıyla başlayan Rusya-Ukrayna savaşı 1. ayını doldurmak üzere. Birçok ülkenin ve birçok uluslararası kuruluşun olağanüstü çabalarına rağmen yakın zamanda bitecek gibi de görünmüyor. Şu anda bütün dünyanın en büyük gündemi bu savaş. Savaş uzadıkça çocukları, kadınları, yaşlılarıyla Ukrayna halkının yaşadığı trajedi de büyüyor. Ekranlarda yürek burkan görüntüler her geçen gün çoğalıyor.

Saldıran Rusya, ama en büyük insancıl empatiyi yapan da büyük Rus yazarı Tolstoy. “Acı duyuyorsan canlısın, başkalarının acısını duyuyorsan insansın” diyor. Şu anda, kışın en şiddetli günlerinde yerinden yurdundan olan Ukraynalı kadınların, bebeklerin, çocukların, yaşlıların ıstırabını hissetmek, insan olmanın ayırt edici bir kriteri. Günümüz dünyasında bundan daha gerçekçi bir kriter gösterilebilir mi?

Dünya insanlığı; sıcak evlerinden, eksi 10-20 derecedeki havalarda elektriksiz, susuz, buz gibi sığınaklarda, spor, sinema ve tiyatro salonlarında, otel lobilerinde yaşama savaş veren ya da başka ülkelere sığınmak için kış kıyamette perişan vazıyette yollara düşmüş insanların halini seyrederken eğer onların acısını/çilesini derinden hissetmiyorsa “ben insan mıyım?” diye kendi kendine ciddi ciddi sormalıdır.

Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla şuna bir defa daha inandım ki, vatan savunması için olmadıkça savaş bir cinayettir, daha da ötesi bir vahşettir!

İçinde bulunduğumuz yüzyılda savaşlar yaşattıkları insanî dramlar yanında büyük paralara, alın terlerine mal olan mimarî eserleri, görkemli kamu binalarını, binlerce kişinin ikamet ettiği modern gökdelenleri, siteleri, apartmanları da yakıyor/yıkıyor! Savaş adı altında tam bir vandallık sergileniyor. Ne yazık ki 21. Yüzyılda bile askerî hedeflerle sivil hedefler yeterince ayırt edilmiyor.

Rusların Ukrayna’da yaptıkları sivil hedef tahribatı geçmiş savaşlarda bile benzeri görülmemiş seviyelerde. Cansız sivil hedeflerde çok sayıda sivil canlı da kurban oluyor. Ukrayna savaşı bir defa daha zamanımız savaşlarının canlı ve cansız sivil hedeflerin korunmasının çok sıkı kurallara bağlanması gerektiğini ortaya koymuş durumda. Şu anda var olan uluslararası savaş suçları yasaları, BM örgütünün güçsüzlüğü yüzünden ödünsüz bir şekilde uygulanamıyor.

İnsan; konumuz olan Ukrayna savaşında Rusların uçaklarla, füzelerle çok sayıda sivil hedefi vurmasının, birçok mamureyi yakıp yıkmasının Rus savaş teknolojisinin geri kalmışlığı ile ilgisi olup olmadığını düşünmeden edemiyor.

ABD ordusu, isterse askerî bir hedefi ıskalamadan vurabiliyor. Kesinlikle bu teknolojiye sahip. Ama yok etmek istediği bir sivil hedefi kazara vurmuş gibi de yapabiliyor. Rusya’nın ise gerçekten zarar vermek istemediği bir sivil hedefi korumada ne kadar başarılı olduğu hususu tartışmalıdır.

Son savaşta Rusya Ukrayna’da askerî hedeflerden çok sivil hedeflere zarar verdi. Hastaneleri bile koruyamadı. Bunlar arasında kadın doğum hastanesi bile vardı. Ukrayna’da sivil can kayıpları, geçmiş zamanların ilkel savaşlarındakilerden bile yüksek.

En başta belirttiğimiz gibi şu anda Ukrayna’da bu çağda asla yaşanmaması gereken bir trajedi yaşanıyor ve insanlık bunu seyretmekten başka bir şey yapamıyor!   

Bu durumda “Allah ecir versin!” diye temennide bulunmak aczimizi itiraf etmekten başka bir anlama gelmiyor!

Yazık, çok yazık!

Etiketler :
, , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum