BAYKAR’a dokunmak
...
Ali Babacan, DEVA Partisini kurup muhalefet saflarına geçtikten sonra çok tartışılan laflar etti. Bunların çoğu durmuş, oturmuş, bir duruş, bir istikamet sahibi olmuş bir politikacıya hiç yakışmıyordu. Tutarsızlıklarla, çelişkilerle doluydu. Son Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumuyla ilgili olarak yaptığı “Parti içinde Tayyip Erdoğan’a destek verir görünürken muhalefetin adayının cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili çabaların da tam göbeğindeydim” mealindeki açıklaması bunun bir örneği idi. Anayasanın değişmez maddeleriyle ilgili olarak Kürt vatandaşları kazanmak amaçlı yaptığı ve toplum genelinde tepkiye neden olan açıklama da bir başka örnekti.
Fakat hepsinden daha beteri; bir özel sektör kuruluşu olarak Türk Savunma Sanayiinin gözdesi haline gelen, Türk toplumunun iftiharla, yabancıların ise takdirle, kimi yabancıların ise Türklerin sahip olmasından rahatsızlık duyarak izledikleri dünyanın en gelişmiş ve en işlevsel İHA ve SİHA’larını üreten BAYKAR’la ilgili açıklaması idi. Devletin bu firmaya büyük destek verdiğini, hem devlete hem de firmaya bunun hesabını soracaklarını ifade etmesi önceki bütün açıklamalarının tuzu biberi oldu.
BAYKAR’ın sahibi Bayraktar kardeşler, savunma alanında bütün dünyada Türkiye’nin yüzünü ak eden, her Türk’ün göğsünü kabartan büyük başarılara imza atmış vatandaşlardı. Bu insanlar, geleneksel savaşların kaderini değiştiren, yalnızca Türkiye’nin sahip olduğu bir potansiyel ortaya koymuşlardı. Bu yüzden her alanda en gelişmiş teknolojilere sahip ülkelerde bile ister istemez hayranlıkla anılıyorlardı. Savunma sanayiindeki göz kamaştırıcı ibda ve icatlarıyla bütün dünyada Türkiye’nin adından övgüyle bahsettiriyorlardı. Ukraynalılar savaş alanında gördükleri yararı dolayısıyla Türk TB2’leri üzerine türküler yakıyordu.
…
Bu başarıların sahipleri takdirlere, iltifatlara muhatap yapılacakken kendilerine olumsuz manada dokunmaktan, hesap sormaktan söz edilmesi bu milleti derinden üzmüştür. Bu saatten sonra Ali Babacan’ın hiçbir özrü, tevili kendisini affettirmeye yetmez. Çünkü dünya üzerinde Türk İHA ve SİHA’larını çıkarlarını baltalıyor diye engellemekten bahsedenler sadece kendilerine karşı savaştığımız terör örgütleri ile Türk düşmanlığını açık seçik ilan etmiş olan ABD Kongresinin belli birkaç üyesidir.
Türk Savunma Sanayii son senelerde bir bütün olarak çok hızlı bir ilerleme kat etti. Hem yurt içinde hem de yurt dışında birçoklarının hiç ummadığı, beklemediği bir performans ortaya koydu. Son birkaç yıldır savunma sanayii alanında faaliyet gösteren kaç tane Türk Savunma Sanayii firması, dünyanın en büyük 100 savunma sanayii firmasının oluşturduğu listede, hem de bu listenin üst sıralarında yer aldı.
Bu başarılar Türkiye’ye evrensel ölçekte prestij ve itibar kazandırdı. Türk milleti olarak bilinen tarihimizde bize uluslararası alanda savunma sanayiinde gösterdiğimiz başarı kadar itibar kazandıran bir başarımız hiç olmadı. Bunda da Baykar Teknolojinin çok büyük payı vardı.
…
Başarısıyla Türk insanını bu kadar gururlandıran, Türk insanına çok muhtaç olduğu özgüven kazandıran bir firmaya, ister kredi olarak ister hibe olarak hazineden destek sağlanması kadar normal, doğal ve de gerekli bir yaklaşım olabilir mi? Bunu yabancılar eleştirse anlaşılabilir de Ali Babacan eleştirince günlerdir şahit olunduğu gibi bin bir türlü sorgulanır.
Bazı insanlar bürokrat olarak, politikacı olarak belli görevleri yaptıktan sonra bir hırs, bir inat uğruna, kendilerini ispatlama amaçlı sahneye çıkacaklarına köşelerine çekilseler, kazandıkları itibarı daha iyi korurlar, daha çok saygı görürler. Ama kendilerinde her sorunu çözecek bir kapasite vehmederek, kendilerini bulunmaz Hint kumaşı gibi görerek ortalıkta arzı endam edince hiçbir şey bekledikleri gibi olmuyor. Var olan itibarları da yok oluyor. Milyonların desteğini çantada keklik sayarken % 1-2’lerde demirliyorlar.
Ülkemizde bunların örnekleri çok görülmüştür. En son örnekleri Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’dur.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.