Dinimizde hayvan hakları
...
Genel olarak son yıllarda, özel olarak da son günlerde kedi, köpek gibi evcil hayvanlara karşı kamuoyunda haklı tepkilere ve nefrete sebep olan kötü muameleler ve işkenceler yapılıyor. Söz konusu hayvanlardan bazıları gaddarca öldürülüyor. Bunlar ara sıra ortaya çıkan münferit olaylar olarak kalmıyor; sık sık tekrarlanıyor. Hayvan severlerin ve hayvan hakları savunucularının uzun yıllar süren ısrarlı çabaları sonucu çıkarılmış olan “hayvanlara kötü muameleyi ve işkenceyi önleyen yasal düzenlemelerin” etkili ve ibret olucu bir şekilde uygulanmaması, bu alanda bir teamül oluşmaması sebebiyle hayvanlara kötü muamele ve işkence bir türlü son bulmuyor. Kamuoyu tepkisi sebebiyle gözaltına alınan veya tutuklanan hayvan düşmanı fail ve canilerin hemen hepsi uygulamadaki bu zaaf yüzünden bir müddet sonra salıveriliyor.
Biliyoruz ki dünyamız sadece insanlar için değil tüm canlılar için hazırlanmış bir mekândır. Hayvanların da bu mekânda insanlar gibi doğma, büyüme ve yaşama hakkı bulunmaktadır. Yaratıcı Kudret doğadaki hayranlık uyandıran muazzam dengeyi sadece insanlar için değil hayvanları ve bitkileri de kapsayan bütün canlılar için kurmuştur. Dünyadaki bütün nimetler; insanlar, hayvanlar, bitkiler için ortaktır. Hava ve su, insanlar için gerekli olduğu kadar hayvanlar ve bitkiler için de gereklidir. Dolayısıyla tüm canlıların ortak istifadesine sunulmuştur. Ama günümüzde insanlar ve toplumlar dünyanın nimetlerini ve zenginliklerini büyük bir hırsla ve bencillikle tüketme yarışına girişmişlerdir. Dünyamız normalde üzerinde yaşayan her canlının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmıştır. Büyük bilge M. Gandi’nin dediği gibi “Doğa sadece ihtirasları ve bencillikleri karşılayamaz.”
Bencillikleri ve ihtirasları sebebiyle hemcinslerine bile saygısı olmayan insanlardan dilsiz ve masum hayvanların haklarına riayet etmelerini beklemek safdillik olur. Bu konuda ancak etkili, ağır müeyyideler içeren yasalar ve onların ödünsüz bir şekilde uygulanması çözüm oluşturabilir.
Geçmişte de günümüzde de çoğu insan; evcil olsun, vahşi olsun hayvanlara karşı istediği gibi davranabileceği, itip kakabileceği, vurup öldürebileceği, kobay olarak kullanabileceği, hatta canlı canlı derisini yüzebileceği, canlı canlı kaynar sularda haşlayabileceği kanaatine sahip olmuştur. Vahşet olduğunda hiç şüphe olmayan bu eylemler hayvanlara karşı “uygar” dediğimiz şu zamanda bile uygulanabilmektedir. Ne yazık ki hayvanlar son çıkarılan yasalara kadar sahiplerinin iyi kötü her türlü muameleyi yapabileceği bir “mal” olarak kabul edilmiştir.
…
Dinler, özellikle ilahi dinler, yüzyıllardan beri hayvanlara karşı şefkat göstermeyi, bu dilsiz yaratıklara zalim ve kaba davranmamayı emrediyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in merhametle ilgili bir hadisi var ki, onun kapsamına girmeyen tek canlı yoktur. Hadis şöyle: "Siz yerdekilere acıyın ki, göktekiler (Allah ve Melekler) de size acısın."
Peygamberimizin doğrudan hayvanlara iyi davranmakla ilgili hadisleri de var. Mesela hayvan haklarına önem verilmesini, bakımlarının ihmal edilmemesini emreden şu hadisleri ne kadar açık seçiktir: “Allah Teâlâ hayvanlara iyi davranmanızı emrediyor. Verimli bir araziden geçiyorsanız hayvanların biraz otlamasına müsaade edin. Kurak bir yerden geçiyorsanız fazla oyalanmadan geçin. Otu, bitkisi olmayan yerlerde oyalanmak hayvanlara sıkıntı verir.”
“Hayvanlarınıza, onları yormadan güzelce binin ve (kullanmadığınız zaman da) güzel bir şekilde bırakıp istirahat ettirin! Onları, yollardaki ve sokaklardaki konuşmalarınız için kürsü edinmeyin (sırtlarında durup muhabbet etmeyin). Nice binilen hayvan vardır ki, sırtına binenden daha hayırlıdır ve Allah Teâlâ’yı ondan daha çok zikretmektedir.”
“Nice binilen hayvan vardır ki, üzerine binenden daha hayırlıdır” sözü ne kadar anlamlı, ne kadar ibret vericidir! Kimi insanların hayvanların bile sahip olduğu bazı erdemlerden yoksun bulunduğu, insanın gerçek insan olması için sadece adının insan olmasının yeterli olmadığı bundan güzel nasıl anlatılabilir?
Müslümanlıkta insanların hem dirisine hem ölüsüne işkence yapmak yasak olduğu gibi hayvanların da hem dirisine hem ölüsüne işkence yapmak yasaktır. Ölmüş veya öldürülmüş bir insanın herhangi bir organını kesip almak, iç organlarını yerinden çıkarmak, vücut bütünlüğünü bozmak (tıbbi zaruretler hariç) haramdır. Bu haram hayvanlar için de aynen geçerlidir. Peygamberimiz, “Allah, kuduz köpek bile olsa öldürülmesi gereken yaratığı eziyetle, işkenceyle öldürmeyi yasakladı.” buyurmuştur. Bir başka hadiste de, "iyilikte bulunduğunuz her canlı yüzünden size sevap vardır.” açıklamasında bulunmuştur.
Yunus Emre'nin, "Yaratılmışı hoş gördük / Yaratandan ötürü" seklindeki eşsiz ve ölümsüz sözü, tüm canlılara nasıl yaklaşmamız gerektiğiyle ilgili evrensel bir ilke ve bir yol haritasıdır. Ne ki Allah yarattı, onda mutlaka bir sebep ve bir hikmet vardır. Bunu kabul edince dünyada hiçbir varlığa karşı kin ve nefret duyamayız, zalimce davranamayız.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.