Ankara Tava ve Kelimelerin Sihirli Dünyası -2
...
Kelime Müzesi
Kelimenin müzesi mi olur? Olurmuş. Ankara, bunu gösterdi.
Kelimeler yaşıyorsa dildedir, unutulmuşsa sözlüklerde veya kitaplarda derin
uykuya çekilmişlerdir. Biri çıkmış, kelimelerden bir seçki yapmış ve bunları
aynı çatı altında toplayıp müze açmış. İyi de yapmış!
Müzede adım atacak yer yok, tıklım tıklım dolu. Her
yaştan ziyaretçisi var ama gençler çoğunlukta. Gün içinde ziyaretçi sayısı bini
geçiyormuş. Eylül sonunda açıldı. İki aydır gündemde. Haber yapmayan kalmamış.
Ekşi Sözlük’te bile kendine hemen yer bulmuş. Her şey aklıma gelirdi de kelime
müzesi açılacağı gelmezdi.
Müze, Türkçenin söz varlığının eşsiz zenginliğini ve
kelimelerin masalsı yolculuklarını sergiliyor. Sadece obje istiflenmiş değil,
zaten kelimeleri obje olarak nitelendiremeyiz. Müzede kelimeler sergileniyor.
Kelimeler somutlaştırılmış, elle dokunulacak kıvama getirilmiş. Sanat var,
estetik var, görsellik var, tat dışındaki duyuları harekete geçiren ilginç
tasarımlar var. Giriş ücreti 40 lira. Öğrenciler için 20 lira.
Müzede, en alt katta kökler, giriş katında kelimeler, en
üst katta ise cümlelerle ilgili sergi alanları düzenlenmiş.
Dünyada örneği var mıdır, bilmiyorum. Süper bir buluş ve
ilginç tasarımlarla hayata geçirilmiş. Ziyaretçi yoğunluğu, müzenin
ilginçliğinin kanıtı sayılabilir. Müzeden çok, çağdaş sergi düzenlemesine
benzemiş.
Kelimelerin Piri, Sözcüklerin Efendisi Yunus Emre’den ve
bazı şairlerimizin dizelerinden çokça örnekler seçilmiş. Bizleri kelimelerden
oluşan şiir adlı hayal aracına bindiren, zaman ve mekandan koparıp Samanyolu’na
gezintiye çıkaran şairlerle kelime müzesinde karşılaşmaktan gurur duydum. Bunu
düşünenleri tebrik ederim.
Gözlerim bir ismi aradı, maalesef göremedim. “Kelime”
sözcüğünün bana hatırlattığı ilk isim,
uzun yıllar Ankara’da yaşayan Yedi Güzel Adam’ın ‘Maraş Beyi’ Erdem
Beyazıt’tır. Onun, “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiirinden
şu dizeler müzede olmalıydı:
“İsyan şiirleri bilirim sonra, Kelimeler
ki, tank gibi geçer adamın yüreğinden, Harfler
harp düzeni almıştır mısralarında.”
…
Örnekleri çoğaltılsa…
Türk Dil Kurumu, Dil Derneği ve dil eğitimi verilen
onlarca üniversitemiz var. Kimsenin aklına gelmemiş böyle bir müze oluşturma
fikri. Gelmişse de gerçekleşmemiş. Türk Dil Kurumu veya Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bu müzenin daha geniş kapsamlısını açsa; Tohum Gen
Bankası gibi, kelime bankası açılsa, müze olarak düzenlense. Her kelime kendi
masalını anlatsa, kendi şarkısını söylese, kendi dansını etse.
Kelime Müzesi bir tür etimoloji evi. Bir panoda
kelimelerle ilgili bir metin asılı. İçeriğinden bir bölümü şöyle: “Kelimeler,
somut, elle tutulabilir, satın alınabilir nesneler olsaydı eğer eminim bugün
çoğumuz en güzellerine, en değerlilerine, eşsiz ve sınırlı sayıda
üretilmişlerine sahip olmak için çaba harcayacak, daha çok, daha iyi, daha
gösterişli, daha nazik, belki daha şaşaalı kelimelerle konuşmak için
uğraşacaktık. Oysa kelimeler doğduğumuz anda bilâbedel verilen, her yanımıza
sonsuz bir ifade gücüyle saçılmış vaziyette bulunan, içine doğduğumuz, işte tam
da bu yüzden hak ettiği ehemmiyeti göstermediğimiz değerlerimiz. Kelime Müzesi,
dünyaya geldiğimiz anda yüzümüze ilk bakan kişinin söylediği ilk kelimeyle
birlikte tanıştığımız ve ömür boyu milyonlarca kez duyduğumuz, söylediğimiz,
yazdığımız, okuduğumuz ama çok da dikkat etmediğimiz kelimelerle yepyeni bir
bağ için kuruldu.”
…
Dil, ilk sermayemizdir
Sermaye Farsça kökenli bir kelimedir. Baş ve maya
kelimelerinden oluşmuş. Kapital gibi kısır, içeriği boş bir sözcük değil.
İnsanın sahip olduğu her şey sermayedir ve herkesin ilk sermayesi ana dilidir.
Kaş göz, para pul, eğitim, yaş, acı, hastalık, dert, neşe, gezilen şehirler,
görülen mekanlar, arkadaşlar, dostlar, okunan kitaplar sermayedir. Sermayenin
en kıymetlisi dildir. Kelime hazinesi zengin olanın işi kolaylaşır. Dil
sermayesine değer veren ulusların geleceği aydınlıktır. Derviş Yunus önce dil
demiş. “Söz ola kese savaşı / Söz ola bitire başı / Söz ola ağılı aşı / Bal ile
yağ ede bir söz.”
…
Bah Hele Bah!
Kelime Müzesi Ankara’da açılmış, Türkiye’nin kalbinde,
kale surlarının gölgesinde. Her şey dört dörtlük mü? Elbette değil. Ankara
köşesi hazırlamak akla gelmemiş. Bu bir eksikliktir. Mehmet Ali Ertekin’in
şiirini hatırlamanın vaktidir:
“Ankara, Ankara; güzel Ankara!
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım umar her düşen dara.
Yetersin onlara, güzel Ankara.”
Ankara’nın bahtsızlığı, kendisine kıymet verilmemesidir,
daha fenası ona teşekkür etmenin akla gelmemesidir. Kelime Müzesi’nde de
Ankara’ya ait tek kelime yok. Olsaydı hora geçer miydi? Zannetmiyorum. Yine de
en azından ahi, seğmen, keçi, kedi, tiftik, tuz, bazlama, ulus, cumhuriyet ve
demokrasi kelimeleri yer alsaydı.
“La bebe, bah hele bah!” Ankara’da Ankara’sız bir Kelime
Müzesi açmışlar. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Ankara’dan esere yer verilmediğini
düşünün. İşte öyle bir şey.
Eyseri, gözer, işlik, bürgü ve çevre bulmak zor olmasa
gerek. Gavurgasız, halkasız, höşmerimsiz, gaksız, gavutsuz Ankara’nın tadı
eksiktir. Müzenin de eksiklerinden biri bu olmuş. Telâfi edilebilecek bir
eksiklik. Girişte hoş geldin ikramı bir kelime verilse, giderken isteyen
beraberinde bir kelime götürse güzel olmaz mı?
Çoktandır yürümüyordum. O gün Ankara Kalesi eteklerinde
çok dolaştık. Müzeyi dölek dölek gezdik. Kalabalıktan sağ salim çıktık. Birçok
yere uğradık. Çay, kahve ve karadut suyu içtik. Hamlamışım. Ertesi gün
kıpırdayacak mecalim yoktu. Güzel bir cumaydı; değdi doğrusu.
…
Not: Kelime Müzesi’ni Sevan Nişanyan’la gezdim desem,
yalan söylemiş olmam. Kelimelerin sihirli yanını göstermeye çalışanların
ilkiydi. Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı ile bir ışık yaktı. Nişanyan
Sözlük, Kelimebaz 1 ve 2, Sözlerin Soyağacı, 100 Güzel Kelime adlı kitaplarıyla
etimolojiyi popülerleştirdi, sevdirdi, bizleri kelimelerin gizli dünyasına
çağırdı. Hayret, müze fikri onun aklına nasıl gelmemiş! Müzeyi görseydi,
tepkisi ne olur, neleri eleştirirdi? O, sözünü sakınmazdı. Söz konusu kelimeler
olunca, Nişanyan’ın düşüncelerini duymak isterdim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.