Grip Ve Soğuk algınlığını Atlatma Hızlı Yöntemler;

Grip Ve Soğuk algınlığını Atlatma Hızlı Yöntemler

Grip ve soğuk idraknlığıyla ilgili her yıl milyonlarca olay bildirilmektedir. Averaj olarak yetişkinler yılda 2 ila 3 kez soğuk idraknlığı kaparlar ve semptomları 10 gün süresince sürerken çocuklar yılda 10 defa hastalığa yakalanırlar (Araştırma referansları: 2, 3). Mevsimsel gribin şiddeti yıldan yıla öngörülemez. Amerikan sağlık bakanlığı yetkililerinin belirttiği üzere eğer öğrenciler ve okul mensupları hasta olmamak için kişisel çaba gösterirse nüfusun 5 te 1 gribe karşı korunabilir...

Soğuk algınlığı ve gribin güz ve kış aylarında niçin bu kadar sert vurduğunu merak ettiniz mi? Niçin her köşede grip aşınızı yapmanız gerektiğini hatırlatan işaretler var? Çünkü, soğuk hava ve uzun kışlar patojenlerin bağışıklık sistemini daha çok zayıflatma girişiminde bulunmasına neden olur.

 

Grip Soğuk Algınlığını Kolayca Atlatmanın En kolay Yolu

 

Grip ve soğuk algınlığı ile ilgili her yıl milyonlarca vaka bildirilmektedir. Averaj olarak yetişkinler yılda 2 ila 3 defa soğuk algınlığı kaparlar ve semptomları 10 gün boyunca sürerken çocuklar yılda 10 kere hastalığa yakalanırlar Mevsimsel gribin şiddeti yıldan yıla öngörülemez. Amerikan sıhhat bakanlığı yetkililerinin belirttiği üzere eğer öğrenciler ve okul personelleri hasta olmamak için kişisel gayret gösterirse nüfusun 5 te 1 gribe karşı korunabilir.

 

Soğuk algınlığı ile gribin sonbahar ve kış aylarında niçin bu kadar sert vurduğunu merak ettiniz mi? Niçin her köşede grip aşınızı yapmanız icap ettiğini hatırlatan işaretler var? Çünkü, soğuk hava ve uzun kışlar patojenlerin bağışıklık sistemini daha çok zayıflatma girişiminde bulunmasına niçin olur.

 

1. Hafif Yiyin, Probiyotikli yiyecekler tüketin

Soğuk algınlığını bolca yiyerek mi yoksa aç kalmış olarak mı yenmeliyiz? Vücudunuzun tüm enerjisini kendini iyileştirmeye odaklanması gerektiğinde klasik yemek düzeninizi bozmanız gereklidir. Yemek yediğiniz her seferinde yiyecekleri sindirebilmek için bağışıklık sisteminizin deposunı kullanırsınız. Bu durumda hastalığınızla savaşmak yerine yediğiniz yemeklerdeki bakteri, virüse ve diğer zararlı etkenlerden sizi korumaya çalışır.

 

Gastrointestinal yolunuza daha çok bakteri girmesi bağlarırsak mikro florası ve bağışıklık sisteminiz için tehdit oluşturur. Bağlarırsaktaki mikroplar bağışıklık sistemi ile etkileşime girer, bu mesajşim bağışıklık sisteminin, birden fazla bağışıklık (koruyucu) tepkisi vermesini sağlar ki bu iltihaplanmaya neden olur, bu da daha uzun iyileşme süresi yaşamanızı sağlar.

 

Hastalıkla savaşırken acıkırsanız, bağışıklık savunmalarını artırabilecek yiyecekleri yiyin. Yer elması, enginar, pırasa, narenciye benzer biçimde prebiyotik ve probiyotik maddeler bakımından zengin gıdalar sebzeler, kefir tüketmeniz bağırsak bakımı yapan bakterileri besler ve daha güçlü bir bağışıklık sisteminiz olmasını sağlar.

 

Az yemenin (Oruç – Fasting) Faydaları (Günde 14-16 saat katı gıda tüketmeden, bu süreçte su ve nebat çayları tüketip, günün geri kalanında yiyecek yemek)

Enerji artışı

Daha güçlü bağışıklık

Ciğer fonksiyonlarında artış

Alerji semptomplarında azalma

Metabolizmada hızlanma

Kilo kaybetme

bağlarırsak çalışmasında artış

Eklem ağrılarında azalma

Kaliteli Uyku Düzeni

Daha iyi odaklanabilme ve düşünebilme

Duygu durumunun daha stabil olması

Daha huzurlu hissetme

yemek, nikotin veya alkole karşı aşırı isteğin azalması

2. Bol Sıvı Tüketin;

Bağışıklık sisteminiz, lüzumlu detoksifikasyon yollarını harekete geçirebilmek için enzimleri ve diğer biyolojik ajanları uyarması gerekir. Bunun için bolca sıvıya sahip bir vücuda ihtiyaç duyar, bu sayede patojenleri temizler ve zarar görmüş dokuları onarır. Limonlarda, elma sirkesinde, nebat çaylarında ve hatta antioksidan zengin et sularında bulunan polifenlller, bağışıklık sistemini onarır ve sindirim sistemindeki mikropları yok eder.

 

Boğazca ağrısı ve öksürük emarelerini hafifletmeye yardımcı olmak için, bu polifenol bakımından varlıklı sıvıları tüketin:

 

Bir bardak suya elma sirkesi damlası ekleyin veya nebat çayları için.

Nebat çayları, virüslerden, bakterilerden ve hatta mantardan meydana gelen enfeksiyona karşı mücadeleye yardımcı olan antioksidan yardımcı olur. Zencefil çayı glutatyon aktivitesini artırır ve iltihaplanmayı azaltmaya destek verir ve Ekinezya, ayurvedik bitkisel tedavilerde de uzun yıllardır, destekleyici vitamin ve antioksidan olarak kullanılmaktadır.

Limonlu suyu gün boyunca yudumlamak, karşı karşıya olduğunuz hastalığı gidermenize yardımcı olur. Bir araştırma grubundaki 300 katılımcının arasında, soğuk idraknlığı ve grip belirtilerini tedavi etmek için % 73’ünün limon kullandığı belirlendi.

Bakteri ve mikrobik iltihaplanmaları önlemek için tavuk ve sığır kemiklerinden hazırlanan kemik sularındaki glisin ve aminoasit prolinler çok etkilidir. Aynı zamanda kas ve eklem ağrılarını azaltmak için potasyum ve magnezyum ihtiva ederler.

3 – Şifalı otlar kullanın;

çağıl tıbbın devamlı ilerlemesi ondan sonra bile şifalı bitkilerin kullanımı, insan vücudundaki güçlü antioksidan ve antienflamatuar tesirleri sebebiyle devam etmiştir.

 

Şifalı otlar, zararlı mikroplar da dahil olmak üzere vücuda zararlı maddeleri ortadan kaldırmak için güçlü bir silahtır. Avrupa ülkeleri, aşağıdaki bitkileri ve otları, soğuk idraknlığı ve grip tedavisinde sıklıkla ve etkili bir şekilde kullanmaktadır:

 

Mor Ekinezya

Ahududu

Kekik

Civanperçemi

Papatya

Zencefil

Kekik

Söğüt kabuğu

sarımsak

Soğan

Sarımsak ve soğan, soğuk algınlığı ve gribin emareleri ile mücadele için yiyebileceğiniz en iyi besinlerdendir. Bu çiçekli bitkilerin her ikisi de, virüsler, bakteriler ve mantarların tedavileri için uzun süredir kullanılmaktadır. Sarımsak ve soğan, kükürt içeren ve enflamasyondan vücudu iyileştirmek için sayısız yollar elde eden allisin adında olan bir bileşik içerir.

 

 

4 – Yoğun Esanslı Yağlar:

Aroma terapi yağlarının bağışıklık sistemi üzerindeki yararlarını ve soğuk idraknlığı ve gribin semptomlarını tedavi etmek için topikal kullanımlarını destekleyen çok sayıda klinik veri ve bilimsel araştırma var. Uçucu yağlar bakteri, virüs, mantarla harpan ve enfeksiyonu azaltacak antiseptik bileşikler ihtiva eder ki kendinizi daha iyi hissetmenize ve iyileşmenize destek verir.

 

Çalışmalar, uçucu yağların endişeyi azaltması, rahatlamaya teşvik etmesi, kortizol seviyelerini düşürmesi sonucu enflamasyon ve hastalığın nedenlerini azalttığını destekliyor. (referans araştırma : 23, 24) Kimyasal mesajlar emilim yoluyla beyne iletilir ve ruh halini sağlamlaştırır ve duyguları sakinleştirir.

 

Aşağıdaki yağlar, insan sağlığı üzerinde tıbbi yararlara sahiptir ve sinüs basıncını hafifletmek için oda nemlendiricilerle (difuzer) direkt solunabilir, cilde masaj uygulanabilir yada banyolarda uygulanabilir:

 

Ökaliptüs yağı: Bağışıklık tepkisini düzenlemek için yararlı bir madde olan okaliptus yağı, hücre yollarını destekleyerek, patojenlere saldırmasında etkili olur.

 

Naturel rahatlama için birkaç damla okaliptüs yağı içeren buharlı bir banyo almanız, daha iyi nefes almanızı ve daha rahat uyumanızı sağlar.

 

Buhur yağı: Buhur, bağışıklık sistemini uyararak güçlü bir anti-inflamatuar bileşim olarak işlev gören iyileştirme potansiyeline sahip Boswellik asitleri ihtiva eder. (referans araştırma : 26) Bu yağ, ağrılı eklemlerden ve ağrılı kaslardan gelen iltihaplanmayı azaltmada, ek olarak boğaz ağrısı ve göğüs ağrısı semptomlarını hafifletmede yararlıdır.

 

Kekik yağı: Kekik otu tohumundan elde edilmiş bitki özütü, antibakteriyel özellikleri için alternatif ev tedavisi olarak kullanılmıştır. Kekik yağının, klinik araştırmalarda E.Coli ve pnömoniye yol açan bakterilerin büyümesini engellediğini göstermiştir.

 

Turunçgil yağları: Turunçgil esans yağları, yorgunlukla mücadele etmenize ve kışın etkilerini hafifletmenize destek sunar. Limon, misket limonu ve portakallarla sınırlı değildir, narenciye esans yağları arasında greyfurt, bergamot ve portakal çiçeği esansı bulunur. Bu yağlar, doku hasarına yol açan ve sitokin aktivitesini düzenleyen anormal hücre döngüsü yollarını bastırmak için ve solumak için en iyi terapatik yoldur.

 

Turunçgil yağı bileşikleri, artrit ve romatizma semptomlarını önlemek için Ayurvedik uygulamalarda kullanılmıştır ve soğuk idraknlığı veya gribin üstesinden gelmeye yardımcı olmak için eşit derecede faydalı olabilir.

 

Karanfil yağı: Karanfil yağı, ağız boşluğunda birikip iltihaplanma ve özgür köktencilik hasarı yapan bakterileri yok etmek için muazzamdır. Karanfil yağı ayrıca çok dirençli bakterilere karşı etkili olduğu ve güçlü serbest aktivite sergilediği görülmüştür.

 

Boğaz ağrısı yahut öksürük enfeksiyonuyla savaşırken, bir damla karanfil yağını dişlerinizi fırçalarken diş macununuza koymanız, bu bitki yağının güçlü etkilerinden faydalanmanızı saplayacaktır.

 

Uyarı: Yukarıdakiler çok güçlü yağlar olup, bir kaç damladan fazla kullanılması ve 7-10 günden fazla kullanılması faydadan çok zarar verebileceği için doktora danışmadan kullanılmamasını tavsiye ederiz.

 

5 – Güneşe maruz kalın:

İnsan vücudunun toplam sıhhat ve iyileştirme kabiliyetlerini düzenlemek için D vitaminine ihtiyacı vardır, D vitamini ihtiyacı son yıllara kadar küçümsenmiştir. D vitamini eksikliği herhangi bir anormal bağışıklık sistemi komplikasyonuyla bağlantılı olabilir. D vitamini, detoksifikasyon ve vücut dokusunu onarmaktan sorumlu bir protein türü olan GcMAF üretilmesi benzer biçimde bağışıklık sistemi uyarmacı tepkileri için gereklidir.

 

yeterli güneş ışığına maruz kalmazsanız, vücut kollektififerol adı verilen D3 vitamini etken formunu üretemez. İdeal olarak, UVB ışınlarından 10,000 ila 20,000 IU vitamin D3 üretilmelidir. Cilt rengine dayalı aşağıdaki talimatlar ile haftada en az 3 defa güneşlenmeniz önerilir:

 

Açık ten = günde 15-20 dakika

Orta yen = günde 25-30 dakika

Koyu ten= günde 40-45 dakika

Önerilen güneş ışığına maruz kalamadığınız zaman, gerekli kan testini yapmış olup D vitamini seviyenizi ölçtürebilir, eksik bulunduğunu tespit ettiğiniz taktirde 1.000 IU D3 Vitamin hapını takviye alarak seviyeyi yükseltebilirsiniz. D3 vitamini eksik olduğunuz orana göre doktorunuz takviye edici miktarı belirticektir. Amerikan sağlık bakanlığına bakılırsa her 25 kilo vücut ağırlığı için günlük 1.000 IU vitamin D3’ü ile desteklenmelidir. Maksimum absorpsiyon için zeytinyağı benzer biçimde sağlıklı bir yağla beslenin.

 

 

6 – Toprakta (çin vb.) adım atma

Hasta iken muhtemelen bununla birlikte keyifsiz hissettiğiniz için ruh halinizi yükseltmeniz çok faydalı olur. Doğada çıplak ayak yürümek, depresyon semptomlarını hafifletmek, enerjinizi çoğaltmak, stres azaltmak, iyileşmeyi optimize etmek için kullanabilir. Bunu güneş ışınına maruz kalırken yapabilirsiniz.

 

Topraklama, zihninizi bedeninize bağlarken, stresi azaltmak için Dünya’nın doğal elektrik enerjisini vücudunuza aktarır. Dünyanın doğal elektrik enerjisini vücudunuzdan geçirerek stresinizi azaltın. Dünyadaki elektromanyetik frekanslar (EMF), çevremizde toprak, kum, çimen üzerinde yalınayak yürüyerek yerden organik olarak emilebilir. Bu naturel ritimlerle senkronize edilmenin, vücuttaki bağışıklık sisteminden gelen müdahaleleri daha iyi iyileştirmemize yardımcı olan kortizol düzeylerini düşürdüğü kanıtlanmıştır.

 

Bir ağacın altında bir kitap okuyarak, bahçede yalınayak hafif bir yürüyüşe çıkarak ve çıplak ayakla yoga şeklinde veya yoga haricinde meditatif egzersizleri yaparak topraklamayı uygulayabilirsiniz. Ayrıca turp, tatlı patates, pancar ve meyve şeklinde yerden yetiştirilen bütün gıdaları tüketebilirsiniz.

 

 

7 – Kayropraktik bakım

“Kayropraktik hayata seneler ve yıllara yaşam katıyor” klişe deyişi yalnız eski bir söz değil bununla birlikte gerçeğe dayanmaktadır. Ömür’e ömür katabileceği iddiasının arkasındaki geçerliliğinin tartışılmasına rağmen, araştırmalar, Kayropraktik tedavisinin bağışıklık direncini arttırdığı ve yaşam standardını arttırdığı belirtilmektedir. Kayropraktik tedavisi, hastalık sıklığını önlemeye yardımcı olmanın yanında hastalığa yakalanmamanıza yardımcı olur.

 

Omurga manipülasyonunun, polimorfonükleer nötrofilleri arttırdığı görülmüştür. Dolaşımdaki bu kan hücreleri bulaşıcı istilacılara karşı ilk savunma hatlarından biridir. Bu lökositler, vücudu yıkıcı ajanlara karşı koruyan bağışıklık hücresi tepkilerinin işlevini geliştirir.

 

Omurganız süresince inhibisyon olduğunda, sinir sistemi bağışıklık sistemi iledoğru şekilde bildirişim kuramaz. Kayropratik bakım, bu etkileşimleri ortadan kaldırmaya veya subluksasyonu ayarlamaya destek verir, böylece vücut kendini onarım edebilir.

 

 

8 – C Vitamini takviyesi

C vitamini, insan sağlığını geliştirmek ve bağışıklık fonksiyonunu çeşitli şekillerde optimize etmek için gerekli ve besleyici bir anahtardır. C vitamininin patojenleri yok etmek isteyen biyolojik ajanlar tarafınca gerekli NADPH yolallarını arttırdığı ortaya çıkarılmıştır. (referans araştırma : 20) Hem DNA bununla beraber RNA sentezine neden olan reaksiyonları destekler, oksidatif stresle daha iyi başa çıkmak için beyaz kan hücrelerinin sayısını dengeler ve eski C vitamini geri kazanılması sonucu glutatyon tükenmesini önler. (referans araştırma : 21)

 

Porsiyon başına C vitamini en yüksek ıspanak, pırasa, frenksoğanı, lahana ve tatlı biberdedir. Referans araştırma : 7). C vitamini açısından varlıklı öteki gıdalar ise limon, misket limonu ve azca miktarda şeker içeren yeşil sebzelerdir. Enfeksyonla mücadelede hafif ve sağlıklı bir yiyecek için kemik suyu ve çorbalarınıza bu sebzeleri ekleyin, vücut sıvınızı yüksek tutmak için sık sık suya limon ve limon suyu ilave edin.

 

Şeker eklenmiş, yapay renklendiriciler kullanılmış C vitamini takviyeleri bağışıklık sistemini engelleyebileceği için onları kullanmamaya çalışın.

 

 

Çinko takviyesi (önemli)

Dr. Jockers’a gore hastayken, uyanık olduğunuz sürece, kendinizi daha iyi hissedene kadar her 3 saatte bir 20 mg çinko takviyesi alabilirsiniz. Bu esansiyel mineral, bağışıklık sistemini desteklemek için hayati önem taşır ancak yaşam biçimimizdeki etkilerden dolayı büyük ölçüde tükenmektedir. Şekerler ve karbonhidratlar açısından sağlıksız bir diyet çinko emilimini önler, zira tahıllarda ve baklagillerde bulunan fitik asitleri etkisinde bırakır. NSAIDS (non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlar) ilaçların aşırı kullanımı vücuttaki çinko eksikliğini arttırır.

 

Çinko, hücreleri viral enfeksiyon ve hasardan korumuş olan Sod (süperoksit dismutaz) gibi güçlü antioksidanlarla bağışıklık sisteminin performansını artırır. Çinko, viral kopyalama da dahil olmak üzere patojenik faaliyete karşı savunma için bağışıklık tepkisini arttırır ve oksidatif hasarı engeller. Özellikle yıkıcı aktiviteye karşı bağışıklık sistemini düzenleyerek vücuttaki iltihaplanmayı azaltmada yararlıdır.

 

Yukarıda listelenen sekiz yolla birlikte, rejiminize çinkonun eklenmesinin faydalarını göz önünde bulundurun ve yıl içerisinde daha azca hasta olacağınızı göreceksiniz. Özellikle başkalarıyla kapalı alanlarda daha çok zaman geçirdiğiniz daha soğuk aylarda, Çinko koruması için bu gıdaları yemeklerinize ilave edin:

 

% 100 doğal beslenmiş sığırın eti (organik ve dopal beslenen)

Yabani somon balığı (çiftlik somonu değil)

Otlak yerde yetiştirilmiş tavuk (organik ve organik)

Kaju fıstığı

Badem

ıspanak

Kuşkonmaz

Bitter çikolata

Daha hızlı sonuçlar almak için çok kaliteli çinko takviyesi kullanın. Çinko desteğinin ideal biçimi, çinko, amino asit glisininin bir yada iki molekülüne bağlı olan çinko glisinattır. Glisin karaciğer detoksifikasyonuna yardımcı olur ve bağışıklık sistemini destekler.

Kaynak:

İlgili Konular :
, , ,
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum