CNG Tüm Haberleri

Reis Gıda, döviz kurundaki dalgalanmayı baz almayarak ürünlerin fiyatlarını sabitledi. İnebolulu iş insanı Mehmet Reis, “Geçmişte olduğu gibi ulusal ve uluslararası satış noktalarında 2021 kasım ayı sonu ürün maliyetleriyle hazırlanmış olan aralık ayının ilk haftası uygulamaya konulan fiyat listesinin 2022 ocak ayının sonuna kadar geçerli olduğunu taahhüt ediyoruz” diye konuştu

 ''ENFLASYON İŞ İNSANLARININ DA GÖREVİDİR''

Hızlı fiyat artışlarının yaşandığı 1994 ve 2001 yıllarında da sabit fiyat uygulamasını devreye soktuklarını anımsatan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Enflasyon sadece hükümetlerin değil, iş insanlarının da görevidir” dedi.

Kur fiyatlarının düşmesinin raftaki ürüne yansıması gerektiğini ifade eden Mehmet Reis “Döviz artarken fiyat yükseltenler, döviz düşerken buna göre fiyatlandırma yapmalıdır. Çünkü ticari ahlak ve iş etiği bunu gerektirmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

Dövizin düşüşüyle tarımsal üretimin girdi maliyetlerinin azalacağı konusunda da görüş belirten Reis, “Bitkisel üretim ve hayvan yetiştiriciliğinde petrol ürünleri, enerji, kimyasal ilaç, gübre, tohum ve yem gibi girdilerin büyük ölçekte ithal olup döviz kurlarıyla fiyatlandığı ülkemizde girdi maliyetlerinin düşüşü üreticiye güven verir, teşvik eder ve gıda sisteminin güçlenmesini sağlar” şeklinde konuştu

TOPYEKÜN ÜRETİM SEFERBERLİĞİ

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis iklim değişikliği ve gıda israfı hakkında şu çözüm önerilerini sundu:   “Yaşanan kuraklık ve salgın sürecinde öz kaynaklarla kendi kendine yeterliliğin ne kadar önemli ve stratejik bir zorunluluk olduğu anlaşıldı. 2022 yılında tükettiğimizden fazlasını üretmemiz için topyekûn üretim seferberliğine gitmeliyiz.”

“Uluslararası raporlara göre kuraklık ve aşırı hava olaylarının aralıklı da olsa devam etmesi bekleniyor. İklim krizi, üretim süreçlerini ve ürün desenlerini değiştiriyor. 2022 yılı için iklim koşullarına göre ek desteklemelerin verilmesi önem arz etmektedir. Daha az su gereksinimi olan baklagillerin üretimi tercih edilmelidir.”

“Nadasa bırakılan alanlar ve tarıma elverişli toprakların tamamının tarımsal faaliyetler için kullandırılması, ayrıca havza bazlı destekleme modeli kapsamında iklim ve toprak yapısına uygun verimi daha yüksek ürünlerin yetiştirildiği geniş ölçekte üretim bölgeleri oluşturulması, Türkiye’nin tarımsal rekolte miktarının yükselmesini sağlayacaktır. Böylece hem iç tüketim karşılanacak hem de ihracat artacaktır. Ayrıca üretimin artırılmasının yanında tarladan çatala kadar uzanan süreçte gıda israfı önlenmeli ve kayıplar en aza indirilmelidir. Kırsaldaki nüfus yaşlanıyor, büyük şehirlere göç ediyor, gençlerin tarım ekonomisine kazandırılması gerekiyor.”