
Kastamonu Belediye Meclisi’nde 2 konak daha gündemde! Yargıya taşınacak
Kastamonu Belediye Meclisi Mart ayı olağan toplantılarının birinci oturumu gerçekleştirildi. Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Alican Yılmaz, Belediye Başkanlığı binasının yan tarafında yer alan konak ve Yavuz Selim Mahallesi’ndeki konak ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu....

Nihan Kıran
Tüm Haberleri
Yılmaz konuşmasının sonunda;
“Bu 2 örnek hepimize ait bir bütçenin bir avuç rantçıya nasıl peşkeş çekildiğinin ispatıdır. Biz bu iki konuyu yargıya taşıyacağız. Bu işlere ortak olan herkesten hesap soracağız. 3-5 rantçının, kulağının üzerine yatanların devri bitti. Kastamonu halkına sözü olanların devri başladı.” dedi.

“ZAMAN HİKMET ERBİLGİN’İ TEKRAR HAKLI ÇIKARDI”
CHP’li Alican Yılmaz konuşmasında konağın takas usulü ile dönemin Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın ‘Başkan Konağı’ ismini vererek projelendirdiğini dile getirerek şunları söyledi;
“Belediye Başkanımız burada Acem Hanı hikâyesini anlatmıştı. Aslında Acem Hanı Kastamonu’nun nasıl yönetildiğinin anlaşılması için sadece bir örnekti. Maalesef biz hangi taşı kaldırsak Acem Hanı gibi hikayeler çıkmaya devam ediyor. Bu hikayelerden bir tanesi de Belediyemizin hemen yan tarafında yer alan başkanlık konutu olarak planlanan ve Kuzeykent’ten bir arsa verilerek alınan konak. Görmüş olduğunuz bu fotoğraflar konağın takas yoluyla alındığı tarihe aittir. Konağın halini görüyorsunuz. Bu konakla ilgili 25 Haziran 2020 tarihinde o dönem il başkanımız olan Hikmet Erbilgin, ‘Rant alanı oluşturulmak için çaba sarf edilmiş emek verilmiş’ diye bir açıklama yapmıştı. Millet Bahçesi’nde, Acem Hanı’nda ve bu gibi birçok konuda olduğu gibi zaman Parti Meclis Üyemiz Hikmet Erbilgin’i tekrar haklı çıkardı.

“DÖNEMİN BELEDİYE BAŞKANI TAHSİN BABAŞ’IN ‘BAŞKAN KONUTU’ OPERASYONU BAŞARIYLA TAMAMLANMIŞ”
Süreci anlatan Yılmaz şu ifadeleri kullandı;
“Dönemin Belediye Başkanı Tahsin Babaş, bu konağı gözüne kestirmiş yapacağı operasyonun adını da ‘Başkan Konutu’ koymuş. Hemen işe koyulmuşlar. Ama nedense konağın sahipleriyle iletişime geçmemişler, iyi tanıdıkları bir müteahhide konuyu açmışlar. Demişler ki; ‘Kardeşim sen burayı al’ O müteahhit de hemen arkadaşına gitmiş ‘Tahsin Babaş burayı Başkan konutu olarak düşünüyor, ancak ben şuan başka yatırımlarımdan dolayı tek başıma burayı alamıyorum. Gel beraber alalım’ diye bir teklifte bulunmuş. Konak 12 Eylül 2017 tarihinde bir şirket tarafından satın alınmış. Konağı satın aldıktan sonra sadece 20 gün içinde buranın imar planının değiştirilmesi için belediyeye başvuru yapmışlar. Konut alanı olarak satın aldıkları bu konağın imarının sosyokültürel tesis olarak değiştirilmesini istemişler. Dönemin belediye yönetimi de bu arkadaşları kırmamış hemen çözelim demiş. Kim ister ki konut alanı olan bir arsasını, sosyokültürel tesis yapsın. Bu imar planı değişikliğinden kısa bir süre sonra buraya kamulaştırma yapalım demişler. ‘Kamulaştırmaya da para vermeyelim, her zamanki yöntemi yapalım. Yerine bir arsa verelim’ demişler. Her şeyi planladıkları gibi devam ettirmişler. Sıra verilecek arsayı hazırlamaya gelmiş. Hemen Kastamonuspor tesislerinin yanında 1323 ada 4 parselde bulunan 1692 metrekarelik arsayı spor alanında ticari konut alanına çevirmişler. Başkan Konutu operasyonu bedel tespitiyle devam etmiş. Konağı o günün parasıyla 2 milyon 397 bin 690 TL, Kuzeykent’te bulunan kupon araziye de 2 milyon 876 bin 927 TL bedel biçilmiş. Aradaki 479 bin 236 liralık fark belediyeye yatırılarak takas gerçekleşmiş. Operasyon başarıyla tamamlanmış. Zaman Hikmet Başkanı haklı çıkardı demiştim ya aynı lokasyon aynı bölgede yer alan ve aynı dönemde satılan bir arsa için metrekaresine 3 bin 477 lira fiyat biçilirken neden bu arsanın metrekaresine sadece 1692 lira fiyat biçtiniz diye sormuştu Hikmet Başkan 2020 yılında. Bu soru her şeyi açıklıyordu aslında. Bunu da bir kenara tekrar not etmekte fayda var diye düşünüyorum. Bu arada tüm bu anlattıklarım 1 yıl içinde olup bitmiş. Hızlı bir iş görülmüş. Şuan Kuzeykent’teki o arsanın üzerinde 56 tane daire 4 adet dükkan bulunmakta. Bugünün şartlarında bu arsa belediyenin olsaydı kat karşılığı vermek isteseydik 25 tane alabilirdik. Ya da açık ihaleyle burayı satmış olsaydık 100 milyon liranın üzerinde belediyeye kaynak sağlamış olabilirdik.”

“100 MİLYON LİRALIK O ARSAYA EN NAİF TABİRLE ÇÖKMÜŞLER”
“Konağın şimdiki hali de burada. Bu konağı yeniden ayağa kaldırmak istesek 10 milyon liranın üzerinde bir harcama yapmamız gerekiyor. Bu takasta belediyenin aldığı farkın altın kuru üzerinden bugünkü değeri 8 milyon lira. Arsanın bugünkü değeri de yaklaşık 100 milyon lira. Yani belediyeye yıkık dökük bir konak, üzerine 8 milyon lira vermişler. 100 milyon liralık o arsaya en naif tabirle çökmüşler. Bugün belediyenin zarar etmemesi için bu gördüğünüz konağın 92 milyon lira etmesi gerekiyor. Bu konağın 92 milyon lira etmeyeceğini hepiniz biliyorsunuz. Bırakın 92 milyon 10 milyon Türk lirası edecek durumda değil.”

“GALİP VİDİNLİOĞLU RANTA GÖZ YUMMUŞ”
"Aslında Galip Vidinlioğlu döneminde de bu konu açılmıştı. Kendisinin açıklamaları vardı. Ama bütün inisiyatifi arsayı satın alan şirkete bırakmıştı. ‘Al konağını ver arsamı’ demekle yetinmiş, konuyu ne yargıya taşımış ne de bir daha gündem yapmıştı. Ranta göz yummuş, seçim döneminde verdiği sözlerin üzerine yatmıştı ne yazık ki.
“İHALEYİ DÖNDÜRMÜŞ DOLAŞTIRMIŞ BİR ŞEKİLDE YİNE KENDİ CEBİNE BIRAKMIŞ”
Konuşmasında AK Parti Grup Başkanvekili Necati Atak’a seslenen Yılmaz;
“Necati Bey, 2014-2019 yılları arasında yapılan hizmetlere bakalım demiştiniz. Hizmet deyince bizim aklımıza ilk günden bugüne ‘Süt Kuzusu’ geldi, Çocuk Bakımevleri geldi, Akademi Kastamonu’da ücretsiz dershane hizmeti geldi, belediyenin okul projesi geldi, Derman Evleri geldi. Sizin aklınıza eşinize dostunuza peşkeş çektiğiniz arsalar, konaklar gelmiş. Az önce yaptığınız hizmetin bir örneğini anlattım. Şimdi de tamamen sürecin bir parçası olduğunuz başka bir hikayeyi anlatacağım. Yavuz Selim Mahallesi’nde Çatlıkoğlu diy ebir konak var. O konağı dönemin belediye başkanı ile beraber yerinde incelemişsiniz. Bu konağın hikayesi az öncekinden farklı. Çünkü burada belediyeye resmen taşeronluk yaptırmışlar. 6 Temmuz 2015’te bu konağı 10 yıllık süreyle belediye hizmetlerinde kullanılması için kiralanmasına karar verilmiş. Belediye meclisine gelmiş konu, belediye meclisi encümene vermiş, encümen de kiralamış. 2 Ocak 2016’da taşınmaz sahipleriyle, o günün parasıyla 195 bin 245 liraya restorasyon ücreti karşılığında 10 yıllık kira sözleşmesi imzalanmış. Belediye hizmetlerinde kullanılmak üzere kiralanacak karşılığında restorasyonunu yapacak, bunun için de 195 bin 245 lira para ödeyecek. Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok. Konağın restorasyonu için 22 Nisan 2016’da pazarlık usulü ihale gerçekleştirilmiş. Ne hikmetse açık ihale tercih edilmemiş. İhale o günün parasıyla 165 bin 636 lira karşılığında Safranbolu’dan bir firmaya verilmiş. Bu firma işe başladıktan 97 gün sonra 82 bin 818 liralık ek sözleşme imzalamış. Rakam 248 bin 257 liraya çıkmış. Tüm bu rakamları yine altın kurundan hesaplarsak, 9 milyon lira restorasyon ücreti karşılığında kiralanmış. İş burada kalmamış. Safranbolu’dan bu ihaleyi alan firmanın sahibi o dönem belediyenin şimdi de siyasi bir partinin yetkili isimlerinden birinin üniversite arkadaşı. Üstelik ihaleyi kazanmasına rağmen restorasyonu kendisi yapmamış Kastamonu’da bir firma ile ihale bedelinin tamamı karşılığında taşeron sözleşmesi imzalamış. Tesadüf o ki alt taşeron firmasının sahibi de yine o dönem belediyemizde konak işlerinin piri olan bu arkadaşın sahibi olduğu firmanın çalışanlarından bir tanesi. Bu kişi önce arkadaşına konağın ihalesini pazarlık usulü vermiş. Kısa bir süre sonra ek sözleşme yaparak ücreti artırmış. Daha sonra çalışanının sahibi olduğu firmayla alt taşeron sözleşmesi imzalatmış. Bu arkadaş çok maharetli bir arkadaşmış. Hülle yoluyla al tekke ver külah yapmış ihaleyi döndürmüş dolaştırmış bir şekilde yine kendi cebine bırakmış.”

“9 MİLYON LİRA HARCADIĞIMIZ KONAK SENDİKAYA ÜCRETSİZ KİRALANMIŞ”
“Bu konak belediye hizmetlerinde kullanılmak üzere kiralanmıştı ya hani, öyle de olmamış. 19 Aralık 2016’da AKP’nin arka bahçesi olarak bilinen Memur-Sen’e sendika faaliyetlerinde kullanılmak üzere 9 milyon lira harcadığımız konak ücretsiz bir şekilde verilmiş. Belediye Meclisi’nden encümene yetki verip belediye hizmetlerinde kullanılmak amacıyla belediyenin kasasından 9 milyon lira harcayıp konağı ücretsiz bir şekilde sendikaya kiralamışlar. Bu işi de encümenle falan değil başkan oluruyla yapmışlar. Ama hiç utanmamışlar. Bu yılın sonunda belediyemizin bu konakla ilgili sözleşmesi sona eriyor. 9 milyon lira restorasyon bedeli ödediğimiz konağı bir gün bile kullanmak nasip olmamış. Belediyemiz kaybetmiş, milletin bütçesi kaybetmiş, kim kazanmış? Konağın sahipleri kazanmış belediyemizin o dönem konak işlerine bakan arkadaş kazanmış ve ilgili sendika kazanmış.”

“BU İKİ KONUYU DA YARGIYA TAŞIYACAĞIZ”
CHP Grup Başkanvekili Alican Yılmaz son olarak;
“Burada bugün yalnızca bir konağı bir arsanın değil, Kastamonu’nun talan edilmiş, gasp edilmiş geleceğini konuştum. Anlattığım 2 örnek bu şehrin nasıl soyulup soğana çevrildiğinin resmidir. Kastamonu halkının alın terini, belediyemizin kasasının, hepimize ait bir bütçenin bir avuç rantçıya nasıl peşkeş çekildiğinin ispatıdır. Öyle ki bu düpedüz organize bir yağmadır. Bunu yapanların devletin malı deniz diyenler olduğunu biliyoruz. Onlar da iyi bilsinler ki ‘Yiyin efendiler yiyin. Bu hanı iştiha sizin devri bitti. 3-5 rantçının devri bitti. Kulağının üzerine yatanların devri bitti. Kastamonu halkına sözü olanların devri başladı. Bu milletin hakkını yiyenler bu sofradan artık doyarak kalkamayacaklar. Vurgun düzeniyle palazlananların elbette ki defteri dürülecek. Kastamonuluların ahı bu şehri talan edenlerin yakasını bırakmayacak ve biz bu iki konuyu yargıya taşıyacağız. Bu işlere ortak olan herkesten hesap soracağız” dedi.

Kaynak: Açıksöz Haber Merkezi
İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.