‘Ormanlarımız talan ediliyor’;

‘Ormanlarımız talan ediliyor’

CHP Parti Meclisi Üyesi, Karadeniz Masası Koordinatörü ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yasalaşan Uludağ Alan Başkanlığı kurulması hakkındaki kanun teklifi görüşmelerinde orman köylüsünün sorunlarıyla ilgili partisinin çözüm önerilerini dile getirdi. Kastamonu’nun da bir orman şehri olduğuna dikkat çeken Baltacı, rakam vererek iktidarı eleştirdi....

“ORMAN ÜRETİMİNDEKİ ARTIŞ, ASLINDA BİR YIKIMDIR”

2017’de Bekir Karacabey’in Orman Genel Müdürlüğü görevine getirilmesinden sonra orman üretim rakamlarında çok ciddi bir artış yaşandığını, ancak Türkiye’nin ormansızlaştırıldığını savunan Hasan Baltacı, şöyle konuştu; “Bu kanunla birlikte Uludağ, millî park olmaktan çıkartılıyor ve Uludağ Alan Başkanlığı adında bir başkanlığa devrediliyor. Gerekçe olarak da yetki karmaşası olduğu söyleniyor ama gerçekte ise Uludağ'ın korunmasından rahatsızsınız, Uludağ'ın sit alanı olarak korunmasından rahatsızsınız, Uludağ'ın millî park olarak korunmasından rahatsızsınız. Yüzde 70'i orman olan, altmış bir yıldır millî park olarak korunan Uludağ'ı ranta, yağmaya, talana açmaya çalışıyorsunuz. Yirmi yıldır bu ülkenin bütün bakanlıkları sizde, yirmi yıldır bütün genel müdürlükleri sizde, mevsimlik işçiyi bile siyasi bir referans olmadan işe almıyorsunuz. Bütün yetkiler sizde olduğu hâlde yetki karmaşası yaşandığını iddia etmek ya basiretsizliktir ya kötülüktür ama esası şudur: Uludağ'ın korunma kalkanını kaldırmak istiyorsunuz. Biz de yirmi yıldır sahip olduğumuz tüm varlıklarımızı ve değerlerimizi sizden korumak için mücadele ediyoruz. Çoluk çocuğu, kadını genci, ağacı suyu, kurdu kuşu, otu, çiçeği, böceği, yaylayı, merayı, ormanı, sokağı, meydanı sizlerden korumak için mücadele ediyoruz. Bir tane Uludağ var, bir tane, o da millî park kalsın en iyi şekilde korunsun istiyoruz ama yok, siz her şeye karşısınız. Mesele sadece rant elde etmek de değil, bunu da biliyoruz. Elinize geçen her yetkiyle aynı zamanda var olan her şeyi kirletiyorsunuz ve tüketiyorsunuz. Güzel olan her şeye karşısınız, akan suya karşısınız, uçan kuşa, esen yele, açan çiçeğe, bal yapan arıya, sofradaki zeytine karşısınız. Hasankeyf'te medeniyete karşısınız, Kapadokya'da kültüre ve tarihe karşısınız, Kaz Dağları'nda yaşama karşısınız, Uzungöl'de, Salda'da, İkizdere'de yeşile, maviye, beyaza karşısınız. Doğa için, çevre için zararlısınız, tehlikelisiniz, yıkıcısınız. Bu yıkıma Türkiye'nin ormanlarından birkaç tane örnek vereceğim. Elinize yetki geçtiğinde bu ülkenin ormanlarına ne yaptığınızı anlatacağım. Ormancılık faaliyeti dışında, ormancılık amacı dışında HES yapmak için, RES yapmak için, otel yapmak için, maden çıkarmak için, taş ocağı açmak için, mermer ocağı açmak için orman izinleri resmî rakama göre 2004 yılından 2020 yılına kadar toplam 494 bin hektara ulaşmış yani neredeyse İstanbul kadar bir alanı orman izni dışına çıkartmışsınız. Bugüne kadar verilen izinlerin yüzde 66'sı yani üçte 2'si sizin döneminizde verilmiştir. Bu bir yıkımdır ama iş burada da bitmemiş. 2017 yılı Türkiye ormancılığı için kırılma noktası olmuş. 2017 yılında bir orman genel müdürü atamışsınız. 2003 yılında Orman Genel Müdürlüğünün yıllık üretim planı 9 milyon metreküp iken genel müdürünüzün göreve başladığı 2017 yılında 20 milyon 500 bin metreküpe çıkmış. 2018'de 25 milyona, 2019'da 30 milyona, 2020 yılında 32 milyona, 2021 yılında 36 milyona ve 2022 yılında 40 milyon metreküpe dayanmış. On dört yılda 2 kat artan orman üretimi sizin Genel Müdürünüzün döneminde yani beş yılda 2 kat artmış. Türkiye ormansızlaşıyor, Türkiye kuraklaşıyor. Siz bizim ‘üretim’ dediğimize bakmayın, aslında bu bir yıkımdır, bu yağmadır, bu talandır.”

“KENDİ HÂLİNDE GELİŞEN HER TÜRLÜ VARLIĞA KARŞISINIZ”

“Bu sadece ormanlar için değil, ormandan geçimini sağlayan, ormanda çalışan orman köylüleri ve orman işçileri için de yıkımdır, talandır ve bu talan orman köylülerine, orman işçilerine açlık, yoksulluk ve güvencesizlikten başka hiçbir şey getirmemiştir. Buradan bir kez daha söylemek istiyorum, doğayı da ormanı da orman köylüsünü de orman işçisini de biz koruyacağız, biz geliştireceğiz. Biliyoruz ki kendi hâlinde yaşam mücadelesi veren ve kendi hâlinde gelişen her türlü varlığa karşısınız. Yağmaya, yıkıma, taşeronlaştırmaya elbette ki son vereceğiz ve son olarak şunu söylüyorum: Bizi ekranları başında izleyen değerli orman işçilerine ve orman köylülerine bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 2023'te bizim iktidarımızda orman köylüsü ve orman işçileri için şunları söylemiştir, tekrar etmek istiyorum: Ormanlardaki her türlü işin yapılmasında öncelik orman köylülerinin olacaktır. Dikili ağaç satışı ihale yöntemi orman köyü sınırları içerisinde asla ve asla uygulanmayacaktır. Orman köylülerinin yaşadığı hanelerde en az 1 kişi sosyal güvence altına alınacak ve primleri devlet tarafından karşılanacaktır. Vahidi birim fiyat uygulaması sigorta kapsamına alınacak, çalışanların sosyal güvenlik giderleri, Orman Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacaktır. Birim fiyatlar yıllar itibarıyla gerçek değerlere dayandırılarak belirlenecek, işe alımlarda uygulanan mülakat sistemine son verilecektir. Yangın işçileri ve gerekli personel belirlenirken orman köylülerine öncelik verilecek ve tüm taşeron işçiler kadroya alınacaktır.” (Bülten)


Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum