"Önemli olan en erken dönemde tespit edebilmek";

"Önemli olan en erken dönemde tespit edebilmek"

Kastamonu Özgül Öğrenme Güçlüğü Derneği (KÖÖGDER) tarafından Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı tarafından kabul edilen Disleksi’yi Fark Et Projesi’nin basın toplantısı düzenlendi. Söz konusu projeyle özgül öğrenme güçlüğü ve disleksi hakkında öğretmenler bilgilendirilerek tanıda ve tespitte fark etmelerini kolaylaştıracak.Kastamonu Özgür Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkanı Hüseyin Demir burada yaptığı konuşmasında; “Bu çocuklarımız zeka geriliği yaşamamaktadırlar. Önemli olan özgül öğrenme güçlüğünü en erken dönemde tespit edebilmek ve eğitim anlamında destek sağlayarak akranlarının düzeyine getirebilmektir” ifadelerine yer verdi....

Düzenlenen toplantıya İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu, Milli Eğitim Özel Eğitim Şube Müdürü Fatma Türkmen, Valilik Sosyal Etüt Proje Müdürü Suat Tüfekçi, Dr. Öğr. Üyesi Zehra Esra Ketenoğlu Kayabaşı, Kastamonu Özgül Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkanı Hüseyin Demir, Rehber ve Araştırma Merkezi Müdürü Uzm. Öğrt. Rıfat Çakır, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Özel Eğitim Öğretmeni H. Hüseyin Saçı ve KÖÖGDER Yönetim Kurulu Üyesi Nurcan Ugar katıldı.

DEMİR; “BU ÇOCUKLARIMIZ ZEKA GERİLİĞİ YAŞAMAMAKTADIRLAR”

Kastamonu Özgür Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkanı Hüseyin Demir, dernek hakkında bilgilendirmede bulunarak;  “Özgül öğrenme güçlüğü zeka seviyesi normal ve normal üstü olan çocuklarımızın akademik anlamda okuma yazma ve matematik alanında akranlarına göre geri kalması durumudur. Toplumda daha çok disleksi olarak bilinmektedir. Oysa disleksi yani okuma güçlüğü özgül öğrenme güçlüğünün diğer alt dallarının oluşturmaktadır. Disgrafi dediğimiz yazma güçlüğü ve diskalkülü dediğimiz matematik güçlüğü de özgül öğrenmenin  diğer alt dallarını oluşturmaktadır. Tanımdan da anlaşıldığı üzere bu çocuklarımız zeka geriliği yaşamamaktadırlar. Önemli olan özgül öğrenme güçlüğünü en erken dönemde tespit edebilmek ve eğitim anlamında destek sağlayarak akranlarının düzeyine getirebilmektir” dedi.

"YAVRULARIMIZIN SAĞLIKLI YARINLARININ İNŞASI İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞMAKTAYIZ"

Dislekside akademik başarının mümkün olduğunun altını çizen Demir; “Örneğin tanılı öğrencimiz bu yıl liselere geçiş sınavında LGS’de başarılı olarak nitelikli lise olan Abdurrahmanpaşa lisesine yerleşti. Derneğimizin en büyük amacı da çocuklarımızın başarılı olabilmesi için zemin hazırlamak ve onları desteklemektir. Bu şekilde onların ötelenmemesini istiyoruz. Derneğimiz 2020 yılında kurulan Kastamonu merkezli yerel bir demektir. Dernek kurucularımız velilerimiz, akademisyenler, sağlık çalışanları, öğretmenler, kamu çalışanları gibi toplumun tüm kesimlerinden oluşmaktadır. Biraz öncede ifade ettiğim gibi hep birlikte yavrularımızın sağlıklı yarınlarının inşası için birlikte çalışmaktayız. Kuruluş amacımız; Toplumda özgül öğrenme güçlüğü bilinirliği ve farkındalığını yaratmak, dis grubu olarak adlandırılan disleksi, disgrafi, diskalkuli, dispraksi olguları ile mücadele etmek. Bu sorunları yaşayan bireylerin kişisel gelişimine katkıda bulunmak, çocuklara ve ailelerine destek olmak.  Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarımızı ailelerini ve öğretmenlerini yasal hakları konusunda bilinçlendirmek. Özgür öğrenme güçlüğü tanılı bireyleri her türlü platformda temsil etmek, taleplerini ilgili kuruluşa iletme ve takip etmek. Üniversiteler, uzaman kişi kamu kurum kuruluşlarıyla ortaklaşa proje çalışmaları yapmak. Özgür öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerimiz ve aileleri için kongre, sempozyum, konferans, gezi, piknik, konser ve kermesler düzenlemektir” şeklinde konuştu.

Disleksiyi Farket Projesi’nin ilimizde uygulanan önemli bir proje olduğunu vurgulayan Demir, bu tür projelerin Avrupa Birliği Sivil Düşün programınca desteklenmesinin önemli olduğunu ve bu destek sayesinde disleksi hakkında öğretmen, idareci, okul öncesi öğrencileri olmak üzere çok geniş bir gruba ulaşarak toplumda önemli bir farkındalık oluşturacaklarını söyledi.

BAHÇACIOĞLU;"TANI HIZLI BİR ŞEKİLDE YAPILDIĞI ZAMAN ÇOK KISA BİR ZAMANDA SONLANDIĞINI GÖRDÜK"

Tüm Türkiye’de 1-7 Ekim Özgül Öğrenme Güçlüğü Haftası olarak kutlanılmakta olduğu bilgisini veren İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu; “Milli Eğitim Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda son zamanlarda çok yaygın olarak görülen özgül öğrenme güçlüğü hakkında bir çalışma yaptık. 2019 yılında Ankara Üniversitesi’nden Cevriye Ergül hocamızı ilimize davet ettik ve bu konu ile ilgili bir seminer yaptırdık. Hakikaten şunu gördük, bu konuda özellikle okulöncesinde ve ilkokulda bunun tanısının hızlı bir şekilde yapıldığı zaman çok kısa bir zamanda özgül öğrenme güçlüğünün sonlandırıldığını hatta hiç olmamış noktasına geldiğini gördük. Türkiye’de özellikle göz önünde olan sanatçılarda da özgül öğrenme güçlüğünün olduğundu öğrendik. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve rehberlik araştırma merkezi olarak okulöncesi, sınıf öğretmenlerimiz ile beraber bu konuyu ayrıntılı bir şekilde çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz. Cevriye Ergül hocamız il genelinde 20 tane öğretmene eğitim verdi. Her yıl eğitim ve öğretim yılı başlamadan önce  bu arkadaşlarımız rehberlik araştırma merkezindeki arkadaşlarımız ile beraber il genelinde çalışmalar ve bilgilendirmeler yapıyorlar. İlimizde mümkün olduğunca bu çalışmaları iyi bir şeklide yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

KAYABAŞI:"ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ NÖROGELİŞİMSEL BİR BOZUKLUK, ZİHİNSEL ENGEL DEĞİL"

Kastamonu Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ketenoğlu Kayabaşı, Disleksi Haftası'nda Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı Disleksi’yi Fark Et Projesi’nin toplantısını yapıyor olmanın çok kıymetli olduğunu belirtti.Öğrenme güçlüğü ile ilgili bilgilendirmede bulunan Kayabaşı; “Kökeni 1800'lere dayanmasına rağmen Türkiye'de 1994'te özel eğitim muhtaç çocuklar kanununa ilk defa özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar giriyor. Diğer özel eğitim alt dallarına göre medikal olmasa da eğitsel müdahaleler ile kişinin hayatını kolaylaştırmak mümkün. Hayatını çeşitli öğrenim stratejileriyle ve devamlı çevresel destekler ile öğrencimizin akademik başarısını sağlayabiliyoruz. Özgül öğrenme güçlüğü nörogelişimsel bir bozukluk, zihinsel engel değil. Maalesef toplumda ailelerin en çok çekindiği durum bu. Aileler çocuğum zihinsel engelli olarak adlandırılırsa, okulda çocuğum etiketlenirse diye çok çekinebiliyorlar. Bu bağlamda Türkiye’den başka şehirlerden de çok güzel geri dönüşler alıyorum. Bir önceki yapılan proje kapsamında da Kastamonu’nun bu konuda çok duyarlı olduğunu söylüyorlar. Tabii burada sivil toplum kuruluşumuzun da çok önemli etkisi var” dedi.

"OKUMADA, YAZMADA VE ARİTMETİK İŞLEMLERDE SORUN YAŞAMA DURUMU"

Öğrenme güçlüğünün alt dallarının disleksi, disgarfi diskalkuli olarak ayrıldığının bilgisini veren Kayabaşı; “Disleksi çocuğun beynindeki nörogelişimsel sorunu nedeniyle okumada, yazmada ve aritmetik işlemlerde sorun yaşama durumu. Buna ek hayatı da etkileyen durumlar söz konusu. Dikkatini verme, konsantrasyonunu sağlama, bellek problemleri, çeşitli yön problemleri bireyler yaşayabiliyor. Yine yetişkin olduklarında çeşitli stratejiler yaparak kendilerini bu konuda geliştirerek bunu en aza indirmeyi sağlıyorlar. Bu bağlamda öğretmenlerimizin eğitimde müdahaleleri çok önemli. Biz bu proje kapsamında öğrenme güçlüğü ile ilgili içerikler oluşturduk ve bunları masa takvimi ve duvar takvimi olarak Kastamonu’daki bütün okullarımıza dağıtmayı planlıyoruz. Broşürlerimizi de hem öğretmenlerimize hem eğitim fakültesinde öğrenim görmekte olan öğrencilere dağıtmayı planlıyoruz. Böylece bu içeriği öğrenen ve bununla hareket etmek isteyen öğretmenlere iyi bir yol planlayıcısı olacak. Bu bağlamda projenin çok kıymetli ve önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

"BU BAĞLAMDA ÖĞRETMENLERİMİZ HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMLARIYLA DESTEKLENDİLER AMA HEPSİ DEĞİL"

Projenin özgül öğrenme güçlüğü ve disleksi hakkındaki bilgilerş tüm öğretmenlere yayarak tanıda ve tespitte öğretmenlerin fark etmelerini kolaylaştıracağını aktaran Kayabaşı; “Bu bağlamda öğretmenler odasında asılı olacak takvimlerden çok yararlanacaklarını düşünüyoruz çünkü çok yeni bir kavram Türkiye’de. Bununla ilgili dersler almadılar, yaklaşık 3 senedir öğrenme güçlüğü tüm fakültelerde okutuluyor. Bu bağlamda öğretmenlerimiz hizmet içi eğitim programlarıyla desteklendiler ama hepsi değil. Bu yüzden projemizin amacını ulaşacağını düşünüyoruz” dedi.

TÜRKMEN; "BİZLER SAHADAKİ FARKINDALIĞI ARTIRMA DERDİNDEYİZ"

İl Milli Eğitim Özel Eğitim Şube Müdürü Fatma Türkmen ise her çocuğun öğrenme hızının aynı olmadığını ifade ederek; “Bir çocuk üç ayda okuma yazma öğrenir, birisi bir buçuk yılda öğrenir. Bu nedenle 2019 yılında geriye dönük sahadan tarama istedik. Okuma yazma öğrenememiş ve okuma yazma güçlüğü çeken, matematikte dört işlem güçlüğü çeken öğrencileri bizleri yönlendirin dedik. Sahadan gelen bu talepleri RAM’daki arkadaşlar incelediler ve gerçekten özgür öğrenme güçlüğü tanısı alması gereken ve gecikmiş öğrencileri bu şekilde tespit etmiş olduk. Biz sahada halen bu işi yapıyoruz,  çünkü özel eğitim ve rehberlik şubesiyle Rehberlik Araştırma Merkezi’nin olma nedeni bu. Bu projeler ile de bizler sahadaki farkındalığı artırma derdindeyiz. Bizim öğretmenlerimizin bir farkındalık düzeyi oluştu ama alttan gelen öğrenci ve velinin bilinçlenmesi çok önemli. Biz bu projelerle bilinç düzeyini artırmak için sahadayız” şeklinde konuştu.

Türkmen son olarak, ilimizde yaptıkları çalışmalar sonucu 224 öğrencide özgül öğrenme güçlüğü tanısı tespit ettiklerini söyledi. 


Kaynak:

İlgili Konular :
, , ,
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum