“Derdimiz insanlara yardım edebilmek”
Deniz Feneri Derneği Kastamonu İl Temsilcisi Halit Bitkin, dernek olarak yurtdışında bu sene gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin çeşitli açıklamalarda bulundu.Bitkin açıklamasında; “382 yetimimiz var. Sahiplenilmeyi bekleyen de 35 tane yetimimiz var.Yardım işlerinde koşturmak gerekiyor, çabalamak gerekiyor. İnsanlarımızın hayat kalitesini biraz daha yükseltmek için yüreklerine dokunabiliyorsak ne mutlu bize Derdimiz sadece insanlara yardım edebilmek.” ifadelerine yer verdi....
"ADINI GÖNÜL
COĞRAFYASINDA YAŞATMAK, ORALARDA BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRMAK"
Bitkin, 5 Temmuz’da Zimbabwe’ye kurban çalışmaları yapmak için gittiklerini belirterek; “Dünyanın bir başka ucu diyebileceğimiz Zimbabwe’de şu an kış. Güneş gittikten sonra polar montlar ile gezmek zorundasınız. Afrika denilince akıllara sıcaklık geliyor ama 4 bin 500 rakımlı olan yerler var. Haliyle buralarda ciddi soğuklar var. Zimbabwe’ye 2014 yılında Şeyh Şaban-ı Veli Mescit’i ve 7 tane su kuyusunun açılmasıyla ilgili bir gidişimiz oldu ve oraya çeşitli yardımlar sağladık. Şimdi de nasip olursa Atabeygazi Cami’sini inşa ediyoruz. Kastamonu’nun önde gelenlerinin adını gönül coğrafyasında yaşatmak, oralarda bayrağımızı dalgalandırmak, onları da yad etmek ve vefa borcumuzu ödemek adına bu şekilde çalışmalarımız var. Nitekim daha önce de Mehmet Feyzi Efendi ve Şerife Bacı adına bir su kuyusu açılışını yapmıştık” dedi.
“VESİLE OLMASININ
MUTLULUĞUNU HER ZAMAN YÜREĞİNDE YAŞAR”
Bitkin, Kastamonu İl Temsilciliği olarak 77’nci su kuyusunu Zimbabwe’de açtıklarını belirterek; “3 adet su kuyusundan biri Kastamonulu bağışçımızdan, ikisi de Sinop Gerze Anadolu İmam hatip Lisesi öğrencilerinin bağışlarıyla yapıldı. Bu yüreği güzel öğrenciler harçlıklarından arttırıp da verdiği bağışları hiçbir zaman unutmaz. 60 yaşına gelse de o öğrenciler, belki de bir lira şeklinde biriktirdiği.parayı bağışlayıp Afrika’nın ücra köşesindeki bir su kuyusu açtırmasına vesile olmasının mutluluğunu her zaman yüreğinde yaşar. Atabeygazi Cami’sinin de şu anda 1 buçuk metre çapında yapımı yükselmiş durumda. Önünde de Kastamonu bağışçılarımızın yapmış olduğu su kuyusunun açılışını yaptık. Burası gerçekten de ihtiyaç sahiplerinin bir hayli fazlaca olduğu bir bölge. Ayrıca Türkiye’den 14 saatte ulaştık bölgeye ve gitmesi de gelmesi de zor bir coğrafya. 56 büyükbaş ve 3 tane de küçükbaş hayvanı oradaki vatandaşlara pay ederek dağıttık. Vatandaşların bir kısmı 20 kilometre uzaktan kurban kesim alanımıza gelip bir gece ağaçların altında ateş yaktıktan sonra orada yatıyor ve ertesi gün de 5-6 kilo et alıp tekrar köyüne dönüyorlar. Bir gün et almak için bekleyen insanlar görmek bizim için de çok etkileyici oldu. 20 kilometre ötedeki yerde devlete ait su, elektrik, eğitim, sağlık yok. Coğrafyanın en büyük sıkıntısı da akademik eğitim” şeklinde konuştu
“TÜRKLERİ BEKLEYEN VE
GÖZÜNÜZÜN İÇİNE BAKAN İNSANLAR VAR”
Zimbabwe’de devletin son derece zayıf olduğunun altını çizenBitkin; “Ülkenin 2 milyonluk nüfusu Başkent Harare de bile sokak lambaları yakılmıyor. Konsoloslukların olduğu yerlerde ancak lambalar var, onun haricinde köy yolu gibi şehir içinde gidiyorsunuz. Bu sene çok şükür Kastamonulu bağışçılarımız sayesinde de 223 aileye gıda yardımı gerçekleştirdik. Şeyh Şaban-ı Veli Mescit’inin de olduğu bölgede 2 bin 500 dolar bir zekat dağıtımımız oldu. Sürekli oradan oraya koşturarak uç ve ulaşılmayan yerleri tespit etmeye çalıştık. Biz şunu gördük ki beklenilen tek milletiz. Türk milleti olarak hakikaten her şeyiyle bekleniyoruz. Bu sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da ciddi bir beklenti söz konusu. Köyün birinde su kuyunun tabelası yanlış yazılmış, o yüzden köye tekrar giderek oradaki reklamcıya tabelayı düzeltmesini istedik. Köyün kadınlarına ‘Ertesi gün için siz çay yapın, yarın sabah 9’da buluşalım ve biz de yiyecek götürelim, burada birlikte yemek yiyelim” dedik. Beyaz adamsınız, beyaz adamdan böyle bir ilgiyi görmek onlar için mutluluğu tarif edilmez büyük bir şeref. Ertesi gün gittiğimizde çay yapılmıştı, biz de birçok şey getirdik ve onlara ‘Siz hizmet etmeyeceksiniz, biz edeceğiz’ dedik. Gösterdiğimiz ilgiden o kadar çok memnun oldular çünkü beyaz adam olarak İngilizleri görmüş ve İngilizlerin yıllarca zulmünde, baskısından dolayı beyaz adamı insan haklarını ihlal eden kişiler olarak biliyorlar. Siz gitmişsiniz ve onlara hizmet eden bir beyaz adamsınız, bu yüzden de çok mutlu oldular, memnuniyetlerini dile getirdiler. Daha önce kullandıkları su kuyusunun 20 ila 30 sene arasında olduğunu belirttiler ve belki de o kuyunun içine hayvan da düşmüştür ama o suyu mecburen içiyorlardı. Gri bir renge sahip pis bir suydu, şimdi sunduğumuz su kuyusu ise pırıl pırıl su akan temiz bir su kuyusu. Biz de haliyle onlar gibi mutlu olduk. Bu yüzden coğrafyada Türkleri bekleyen çok kişi var ve sizin gözünüzün içine bakan insanlar var. Üzerinizde taşıdığınız bir ay yıldız var ve o coğrafyaya gittiğinizde bu bayrağı taşımak kolay değil. Yaptığınız her türlü hareket ve eylemde buna dikkat etmek zorundasınız. Burada belki yaptığım davranışlar o kadar dikkat çekmeyebilir ama orada bulunduğum her davranış ülkemizi temsil ediyor. Biz de ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek için çaba gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
“ZİMBABWE’YE YARDIM
GÖTÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Kastamonu İlimizdeki vatandaşların emanetlerini Zimbabwe’ye teslim edip, 10 gün kaldıktan sonra 16 Temmuz tarihinde Türkiye’ye geri dönüş yaptığını aktaran Bitkin; “Zimbabwe Çok pahalı bir ülke. Lokantada çalışan bir garson veyahut kasiyerin aldığı maaşı 80 dolar. 1 dolar mevcut Zimbabwe para birimine karşılık 400 birim ediyor. Örneğin 30’lu yumurta 3250 birim, yani 8 buçuk dolar yapıyor. 1 litrelik sütü 2 buçuk dolara alıyorlar, yani oradaki insanlar aldıkları maaşlar ile hayatlarını maalesef düzgün bir biçimde idame ettiremiyor. Coğrafya, tarım ve hayvancılık için müsait. Keşke Türk iş adamları oralara gitse yatırımlar yapsa. Bütün yatırımlarda maalesef Çinlileri görüyorsunuz. Biz buradan açıkçası ayrılmak istemiyoruz, oraya yardım getirmeye devam edeceğiz” dedi.
“TÜRKİYE
CUMHURİYETİ’NİN İTİBARINI YÜKSELTMİŞ OLUYORUZ"
Sağlık yardımları adı altında her sene katarakt projeleri yaptıklarını dile getiren Bitkin; “Bu sene proje gerçekleştirmedik ama Etiyop’yada Güney Halkları Bölgesi var, oradaki Hamar Kabilesi’nde bir çalışma yürütüyoruz. Çalışmaların sonucu olumlu olursa, oradaki kabile için çok iyi olacak çünkü orada tamamen doğal ortamda yaşayan insanlar mevcut. Burada bir çalışma yapınca hem Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını yükseltmiş oluyorsunuz hem de insanların sağlığına kavuşturuyorsunuz. Bu muazzam bir duygu” diye konuştu.
“KASTAMONU’DA BAŞARAMADIĞIMIZ TEK İŞ GÖNÜLÜLÜK”
Sadece kurum tarafından uygun gördükleri zamanlarda değil, ailelerin ihtiyaçlarının olduğu her zaman ulaşabilecekleri, erişebilecekleri bir kuruluş olduklarını ifade eden Bitkin; “Her sabah saat 9’da derneği açıp hizmet aşkıyla koşuşturuyoruz. Kastamonu merkezde 1998 yılından bu tarafa bize 2 bin 600 kadar müracaat eden aile var. İlçelerle birlikte bu sayı 7 bin 500’leri buluyor. Yaptığımız her şey kayıt altındadır. 2 yıl içerisinde bin 200 ailenin giyimini sağladık. Şu konuda iddialıyım ki ihtiyacı olup Kastamonu ve Sinop sokaklarında üzerinde eski elbiseyle dolaşan hiç kimse olamaz, varsa bunu yardım toplamak için yapıyordur. 2021 yılında 56 bin parça ürün verdik. Derdimiz şu, mağaza ortamında alışveriş yapamayan, yapma imkanı olmayan insanları buraya çağırıyoruz ve bir bebekten 90 yaşına kadar insanın giyimini sağlayabilecek düzeydeyiz . Bu ürünlerin her birinde barkod var, yani çıkışta optik okuyucudan geçmeyince bizim ürün verme ihtimalimiz yok. İnsanlar buraya gelip kendi istediği bedende ve renkte ürünleri alıp para ödemeden gidebiliyor. Her ayın başında da 100 kişilik bir yemek dağıtımı gerçekleştiriyoruz. 2 ayda bir 500 aileye de gıda dağıtımımız var. İleriki süreçlerde market çekine dönüştüreceğiz. Şu anda bunun alt yapısını yapmaya çalışıyoruz Aileler bundan sonra bizim verdiğimiz değil kendi ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yapabilecekler. Gıda konusunda destekçimiz Ülker, giyim konusunda ise LC Wakakiki’ye de teşekkür ediyoruz. Haziran’ın 7’si gibi 7 tır giyim malzemesi geldi, 2021’de ise 50 küsur tır malzeme geldi. Her birine barkod yapıştırmak ve bunlar derlemek de ciddi bir iş. En büyük sıkıntımız bu konuda gönüllümüz yok. Kastamonu’da başaramadığımız belki de tek iş diyebilirim” dedi.
“İNSANLARIMIZIN HAYAT KALİTESİNİ BİRAZ DAHA YÜKSELTMEK”
382 yetimleri olduklarına değinen Bitkin, sözlerini şöyle tamamladı: “Sahiplenilmeyi bekleyen de 35 tane yetimimiz var. Yetim konusunda da bir hayli iddialıyız. Yardım işlerinde koşturmak gerekiyor, çabalamak gerekiyor. İnsanlarımızın hayat kalitesini biraz daha yükseltmek için yüreklerine dokunabiliyorsak ne mutlu. İmkanlar sayesinde elektrik borcu ve doğalgazı borcu olan ailelerin faturalarını da ödüyoruz. Tamamen her işimizde şeffafız. Derdimiz sadece insanlara yardım edebilmek.” (Banu Türkmenoğlu)
Kaynak: Haber Merkezi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.