Türkiye'de yeni bir parti kuruluyor;

Türkiye'de yeni bir parti kuruluyor

Son günlerde Türkiye genelinde faaliyete başlayan partilere bir yenisi daha ekleniyor. Ayhan Bilgen öncülüğünde kurulması planlanan partinin çalışmalarına ilişkin deklarasyon kamuoyu ile paylaşıldı....


Ankara’da bir otelde çalışmalarına ilişkin deklarasyon açıklayan ‘Sessizlerin Sesi Hareketi’nin İçişleri Bakanlığı’na Mart ayı sonunda parti kuruluş belgelerini teslim etmesi planlanıyor.

Eski İzmir Milletvekili ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kabinesinde yer alan eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan da Sessizlerin Sesi Hareketi’nde yer aldı. Ankara’da gerçekleştirilen toplantıda HDP'den istifa eden Ayhan Bilgen, hareketin siyasi partileşme sürecine dair bilgiler verdi.

“Bir şöhretler hareketi olmaya niyetimiz yok” ifadelerini kullanan Bilgen, harekette bir araya gelenlerin en önemli farkının, “kendi geçmişleriyle ilgili özeleştirilerini yapma cesaretini göstermiş” insanlardan oluştuğunu ifade etti.

''TOPLUMA BORCUMUZ VAR''

Topluma borçlarının olduğunu belirten Bilgen, “Toplumdan alacaklıymış gibi, kitleleri çantada keklik olarak gören, oy deposu olarak gören anlayışlarla yola çıkmayacağız. Dolayısıyla da bir şöhretler hareketi değil bir yurttaş hareketi, bir isimsizler hareketi oluşturacağız. Sessiz çoğunluğun siyasete katılmasını değerli görüyoruz. Tolumun siyasette nesne olarak görüldüğü anlayışı baştan reddediyoruz. Toplumu siyasette özne kılmak istiyoruz. Katılımcı ve şeffaf bir demokrasinin ancak doğrudan yurttaşların katılımıyla oluşacağını düşünüyoruz. Bu konuda bu masanın bu tarafında bulunan arkadaşlarımız risk alan, bedel ödemeye hazır olan, bir şey olmak için değil Türkiye için bir şey yapmak için orta çıkan arkadaşlarımızdır” diye konuştu.

PARTİ İSMİ HENÜZ NETLEŞMEDİ

Ayhan Bilgen, partinin isminin bir iki hafta daha tartışılarak değerlendirileceğini, belki de ‘Sessizlerin Sesi Hareketi’ olarak partileşebileceklerini belirtti. Edinilen bilgiye göre ise partinin ismine ilişkin ağır basan önerinin ‘SES’ olduğu öğrenildi.

 

Türkiye’de bir süredir “keyfi biçimde” bazı kuruluşların siyasi parti kurma çabalarının engellendiğini belirten Ayhan Bilgen, yasaların çok açık olduğunu ve siyasi parti kurmanın izne tabi olmadığını söyledi. Program ve tüzükleriyle İçişleri Bakanlığı’na başvurularını yapacaklarını ve alındı belgesini alacaklarını belirten Bilgen, bu durum söz konusu olmazsa B planlarının ve başka yol haritalarının hazır olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

“Biz bu ülkeyi yönetmeye talibiz. 2023 yılında ülke yönetiminde öyle ya da böyle olacağız. Onun için de seçimlere yetişecek bir parti kuracağız. Biz tabela partisi kurma hevesiyle yola çıkmadık. İttifak arayışlarında değiliz. Sadece toplumla ittifak yapacağız. Sessiz çoğunlukla, Türkiye siyasetindeki tıkanmışlığı gören iktidara da muhalefete de güvenmeyen kitleyle yola çıkacağız. Onun için kongrelerimizi yetiştireceğiz. Seçim takvimine uygun şekilde çalışmalarımızı tamamlayacağız. Biz kimsenin devamı değiliz. Kimseye karşı kurulmadık. Hiçbir ittifakı, hiçbir partiyi, lideri ne özel olarak hedefliyoruz ne peşinen yanlarındayız ne de karşılarındayız. Bizim muhatabımız toplumdur.”

 

Ayhan Bilgen tarafından okunan Sessizlerin Sesi Hareketi’nin deklarasyonunda, “Siyaset kurumunun sorumluluklarını hakkıyla yerine getirememesinden kaynaklı birikmiş ve kangren olmuş sorunlarımızla Cumhuriyetin ikinci yüz yılına doğru ilerliyoruz. Kuvvetler ayrılığının fiilen kaldırıldığı, TBMM’nin etkisizleştirildiği, fikir ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere anayasal hakların kullanılamadığı, liyakat ve masumiyet karinesi kavramlarının karşılıksız kaldığı bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Bugün yaşananlar noktasında mevcut iktidarın sorumluluğu kesin olmakla birlikte, etkin bir siyaset geliştiremeyen muhalefetin durumu siyaset kurumunun işlevsiz kaldığını göstermektedir” denildi.

Katılımcı, şeffaf, hesap verebilir, üretken ve yerelden merkeze doğru yürüyen bir siyaset tarzının partileşmesi için, sessizlerin sesi olmak için yola çıktıklarını ifade eden hareketin açıklamasından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

"Sessizlerin Sesi Hareketi, yurttaşların etnik köken, dil, din, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin; özgürlük, eşitlik ve adalet temelinde katılımcı ve müzakereci bir demokrasi hedefiyle siyaset yapacaktır. Hareketimiz İnsan hak ve özgürlüklerini, yaşam hakkını en temel ve vazgeçilmez doğal hak olarak kabul eder, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldırmayı ve çoğulcu toplumsal bir yapıyı hedefler.

''SİVİL ANAYASAYA SAHİP BİR ÜLKE HEDEFİMİZ VAR''

Ülke siyasetinde siyasi aktörlerin değişmesinin köklü değişikliklere yol açmadığının sayısız deneyimi hafızamızda yer alıyor. Siyasal alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz sürece siyaset yurttaşlar tarafından bulaşılmaması gereken, içine girildiğinde bizi kendisine benzeten bir alan olarak görülecektir. Dolayısıyla bu inançsızlığın maliyeti, kötü yönetim olarak geri dönecektir. Türkiye, içinde bulunduğumuz süreçte temel meselelere çözüm üretmek bir yana hukuksuzluğun, kötü bir ekonominin ve toplumsal kutuplaşmanın içerisinde kendisine bir gelecek bulmaya çalışıyor. Sessizlerin Sesi Hareketi olarak yapısal sorunlar ve güncel yansımalarının siyasetin kapsam ve metodundan kaynaklandığı kabul ediyoruz. Bu tespit doğrultusunda yeni bir siyaset ile sadece topluma nefes aldırmayı değil, geleceğimizi de ortak akılla inşa etmeyi ve Cumhuriyetimizin II. Yüzyılında katılımcı demokrasisi olan, refahı yüksek ve sivil bir anayasaya sahip bir ülke olma hedefimizi paylaşmak istiyoruz.

''MUTLAK ADALETİ İLKE EDİNİYORUZ''

''Sessizlerin Sesi Hareketi olarak başta yaşam hakkı olmak üzere insan olmaktan kaynaklı var olan, değiştirilemeyen, vazgeçilemeyen ve devredilemeyen tüm hakların korunmasını varlık gerekçesi olarak görür. Bu hakların kullanımını kolaylaştırmak ve ihlalleri sıfırlamak için hukuki ve idari tüm süreçleri işleterek hakların korunmasının güvencesini verir. Hareketimiz, her türlü ırkçılığa ve sömürüye karşıdır, kötü muamele ve işkenceyi reddeder. Bu anlamda ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile diğer uluslararası sözleşmelerin icrasını anayasal bir sorumluluk olarak görüyor ve mutlak bir adaleti ilke olarak benimsiyoruz.''

''DENGE DENETMELE MEKANİZMALARI YOK''

Türkiye yüzölçümü ve demografik yapısı göz önüne alındığında yerelden siyasete katılımın önünde en büyük engelin temsili demokrasi olduğunu görüyoruz. Yerel yönetimlerin etki alanının kısıtlı olması ve siyasal partiler kanununun yetersizliği nedeniyle yerel yönetimler ve çevreler merkez siyaset için kitle desteği dışında bir anlam ifade etmemektedir. Üye bazlı politika üretilmediği gibi yerelin TBMM de milletvekilleri aracılığıyla temsilinde de denge denetleme mekanizmalarının olmadığı göze çarpıyor. Bu bağlamda yerel demokrasi için yerel yönetimlerin ve siyasi partilerin iki ayrı başlıkta ele alınmasında fayda görüyoruz. Öncelikle yerel yönetimlerin etki alanının genişletilmesi ve yerelden katılımın arttırılması için mekanizmalar geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.

''SOSYAL ADALETİ ÖNEMSİYORUZ''

''Ekonomi alanında ülkemizin ihtiyaçları ve kaynakları doğrultusunda üretken, teknolojiyi ve tüm sektörlerdeki gelişmeleri takip eden, güncelliği koruyan ve en önemlisi sosyal adaleti önemseyen bir politikayı önemsiyoruz. Mülkiyet hakkı ve serbest girişimde bulunma hakkı kadar sosyal adaleti kurumsallaştıran politikaların hayata geçirilmesini, insani iş ve yaşam koşullarını sağlamayı, rekabetin monopol piyasalara yol açmayacak şekilde düzenlenmesini, kooperatifçilik ve benzeri formatlarda ülkemizin kendisine her alanda yetecek kadar üreten bir anlayışı benimsediğimizi ifade ediyoruz. Sessizlerin Sesi Hareketi olarak refahın ve kalkınmanın gelişmiş demokrasi ile mümkün olacağına inancımız tamdır.'' (Cengiz Aksan)

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum