Maşalacı'dan kritik öneriler!;

Maşalacı'dan kritik öneriler!

Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından "Kırsalda değişim hikayesi yazılıyor" temasıyla Ankara'da gerçekleştirilen "Kırsal Kalkınma Sempozyumu"na katıldı. Açılış konuşmasını Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yaptığı ‘Kırsal Kalkınma Sempozyumu’nda Türkiye’de sürdürülebilir kırsal kalkınma modelleri, tarım ve hayvancılığının ile kırsal kalkınmanın yeni geleceği ile ilgili istişarelerde bulunuldu....

Sempozyumda ilgili tarafların kırsal kalkınma konusundaki görüşleri masaya yatırıldı. Sempozyumda, kırsal kalkınmaya yönelik finansman, iklim, girişimcilik ve istihdam, sosyoloji ve örgütlenme, teknolojik dönüşüm, kırsal kalkınma modelleri ile tarıma dayalı sanayi gibi 7 başlık ele alındı. Sempozyum çıktıları eylem planı haline getirilecek.

Sempozyum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, tarım sektörünün üretim, işleme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulması gerektiğine dikkat çekti.

'' TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMI ÖNLENMELİDİR''

Tarım sektörünün doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan, örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulmasının sağlanması gerektiğine vurgu yapan İbrahim Maşalacı: “Tarımsal yapı; fiziksel, teknolojik ve toplumsal boyutlarıyla, çağdaş değişim ve dönüşümlere uygun hale getirilmelidir.“Sözleşmeli üretim modeli” geliştirilerek bir taraftan çiftçilerimizin ürünlerinin gerçek değeri üzerinden pazarlanmasına, diğer taraftan sanayici, tüccar ve ihracatçılara sürekli, kaliteli, yüksek standartta, uygun nitelik ve fiyatta hammadde arzına imkân sağlanmalıdır. Tarımda modern işletmeciliğe dönüşüm sağlanmalı, teknoloji yoğun kullanılmalıdır. Tarımda aile işletmeciliği verimli bir yapıya kavuşturularak, modern esaslara göre faaliyet gösteren işletmeciliğe dönüşüm sağlanmalı, bu amaçla işletmelerin birleşmeleri teşvik edilmeli ve çiftçilerimizin toplumsal refah ve çağdaş hayat şartlarından hak ettikleri payı almaları temin edilmelidir.Tarımsal piyasalarda denetim etkinleştirilmeli amaç dışı kullanım ve kaçakçılık önlenmelidir. Hububat, tütün, et, şeker ve süt piyasalarında denetim etkinleştirilecek, tarımsal ürün ve üretimde kullanılan girdilerin piyasa şartlarında üretiminin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır. Tarımsal ürün ve gıda kaçakçılığı önlenmelidir. Arazi kaynaklarının fonksiyonel kullanımını engelleyen ve tarımsal üretim kapasitesini sınırlayan; iklim, toprak, su ve arazinin yüzey şartları ile onun kullanımı ve yönetiminden kaynaklanan sorunlar giderilmeli, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı önlenmelidir” dedi.

''ÜRETİCİ BİRLİKLERİ ETKİN HALE GETİRİLMELİDİR''

Üretici birliklerinin güçlendirilmesi ve çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Maşalacı: “Tarımsal üreticilerin en kısa zincir ile pazara ulaşımı sağlanmalı, üreticilerin daha çok kazanması ve tüketicilerin daha ucuza gıda tüketimi temin edilmelidir. Çiftçilerimizin ürün ve bölge bazında örgütlenerek, üretimden pazarlamaya kadar olan her safhada güçlü bir konum elde etmelerine imkan sağlamak amacıyla “Üretici Birlikleri” etkin hale getirilmelidir. Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri, üretici birliklerinin temelini oluşturmalı ve üretici birlikleri özellikle pazarlama konusunda aktif olarak faaliyet gösterecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Tarımsal yayım faaliyetlerine ağırlık verilmeli, gönüllü çiftçiler seçilerek modern ve örnek teşkil edecek tarımsal uygulamalar gerçekleştirilmelidir. Toprak ve su kaynaklarının kirletilmesi önlenmeli, gübre, ilaç ve su kaynaklarının verimli ve etkin kullanımı hususunda çiftçi bilinçlendirilmelidir. Bunun içi tarım ve orman il,ilçe müdürlükleri köylerde düzenli olarak eğitim vermelidir” diye konuştu.

Tarımsal desteklerin, ürün arz ve talebini dikkate alan, üretici refahını artıran, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, afete karşı koruyan, üretimde verimliliği, etkinliği ve kaliteyi artırmayı hedefleyen bir anlayışla yapılandırılması gerektiğini belirten Maşalacı: “Tarımsal amaçlı sulamalarda yeni sulama teknolojilerinin kullanılması konusunda çiftçiler ve tarımsal işletmeler desteklenecek, suyun ekonomik kullanılması sağlanırken verimli tarım toprağının tuzlanması önlenmelidir. Tarla içi geliştirme hizmetleri etkinleştirilerek sulama oranı artırılmalıdır. Mevcut su iletim ve dağıtım tesislerinde toprak kanallar ile klasik sistemler yenilenerek kapalı sisteme geçiş hızlandırılmalı ve tarla içi sulamalarda damla sulama, yağmurlama sulama gibi modern sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu amaçla teşvikler artırılacak ve alternatif uygun kredi imkânları getirilmelidir.Hazine arazilerinde tarımsal üretimde bulunanların tarımsal desteklerden yararlanması sağlanmalıdır. Hazine ile olan uyuşmazlıklar giderilecek ve araziler kullanıcılarına uzun vadeli olarak kiralanmalıdır. Tarımsal ürün planlamasına katkı sağlayan alternatif ürün projesi kapsamında yapılan desteklemeler yaygınlaştırılmalıdır.Çiftçinin başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdilere ucuz erişimi sağlanmalı, Bu çerçevede çiftçilerin desteklenmesi amacıyla mazot, gübre, ilaç, tohum, yem ve fide gibi temel tarımsal girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV alınmamalı, çiftçilerimizin ucuz elektrik kullanmaları sağlanmalı ve elektrik fatura bedellerinin hasat dönemi fatura edilerek tahsili imkânı temin edilmelidir” şeklinde konuştu.

Başkan Maşalacı önerilerini şu şekilde sıraladı:

TARIM KENTLERİ KURULMALIDIR

Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin artırılması, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi ve istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanma oluşturularak; yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere, katılımcı kalkınmayı destekleyecek tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan “Tarım Kentleri” kurulmalıdır.

 HAYVANCILIK DESTEKLERİ ARTIRILMALIDIR

Hayvancılık, alt sektörleriyle birlikte bölgesel bazlı olarak ele alınacak, destekleme politikaları bu çerçevede düzenlenmelidir. Hayvancılığı desteklemek amacıyla bütçeden yapılan destek ödemeleri amacına uygun şekilde artırılmalıdır. Hayvancılık desteklerinin, illerin potansiyelleri dikkate alınarak adil ve dengeli bir şekilde verilmesi sağlanmalıdır. Hayvan ıslahı, kaliteli yem ve yem bitkileri üretimi artırılarak, hayvan hastalıkları ve zararlıları ile etkin mücadele edilmeli, hayvan ürünleri sanayi ülke genelinde yaygınlaştırılmalıdır. Hayvancılıkta verimlilik ve kalite artışı sağlanarak, et ve süt ürünlerinin istikrarlı bir şekilde artırılması amacıyla besi ve sağmal hayvancılığının geliştirilmesi desteklenmelidir. Ayrıca küçükbaş hayvancılık yaygınlaştırılmalı ve çiftçimiz bu amaçla desteklenmelidir.Hayvancılıkla ilgili hibe programlarındaki kaynağın kullanılmasına kolaylık getirilecek, bu amaçla mevzuat süratle gözden geçirilecek ve gerekli sadeleştirmeler yapılmalıdır. Hibe programına girip girmeyeceği belli olmayan bir proje için üreticilerin yüksek masraf nedeniyle başvuru yapmadıkları dikkate alınarak, bu programlara avam projeler ve yaklaşık keşif ve metrajlarla başvuru yapılması ve projenin programa girmesiyle, hibe sözleşmesi imzalamadan önce uygulama projeleri ve ruhsatların istenmesi, böylelikle başvuruların hızla artması sağlanmalıdır.Yurtiçi belgeli damızlık hayvan yetiştirilmesi,sunîtohumlama ve süt hayvancılığına önem verilmelidir. Hayvancılığın en önemli girdisi olan yem bitkileri üretimi teşvik edilecek ve yem bitkileri ile yağlı tohumlu bitki üretimine verilen destekler artırılmalıdır. Meraların ıslahı hızlandırılacak etkin kullanımı teşvik edilmelidir. Canlı hayvan kaçakçılığı önlenmelidir.

TARIMLA İLGİLİ KURUMSAL YAPI YENİDEN DÜZENLENMELİ

Tarım sektöründe faaliyet gösteren KİT’ler, tarım satış kooperatifleri ve bankaların rasyonel çalışmaları sağlanarak tarım sektörünü gerçek anlamda destekleyecek bir yapıya kavuşturulması temin edilmelidir. Tarımsal araştırma enstitüleri ile üniversitelerin işbirliği içinde araştırma, geliştirme ve kontrol faaliyetlerini yürüterek yüksek katma değerli tarımsal ürünler elde edilmesi sağlanmalıdır.Tarımsal ve hayvansal veri tabanı gerçeği yansıtacak şekilde oluşturulmalıdır. Et ve Süt Kurumu piyasayı düzenleyecek bir müdahale kurumu olarak etkin bir yapıya kavuşturulmalıdır. Et ve süt ürünlerinde hem üretici hem de tüketicinin mağduriyetini gidermek için öncelikle fiyat denetimi titizlikle yapılmalıdır. Et ve sütte garanti fiyat uygulamasına geçilmelidir. Toprak Mahsulleri Ofisi yeniden yapılandırılmalı ve seçilmiş bitkisel ürünler için etkin bir müdahale kurumu olarak görev yapması sağlanmalıdır. Çiftçimizin yerli ve kaliteli tohum çeşitlerine ulaşması sağlanmalı, bu amaçla sertifikalık tohum desteği artırılacak, tohum üretiminde ArGe için verilen destek yükseltilmelidir. Tohum üretim ve genetik araştırmalar merkezleri kurulmalıdır. Yerel ve coğrafi şartlar dikkate alınarak gıda ve hayvancılık konularında “İhtisas Merkezleri” oluşturulmalıdır TİGEM arazi ve işletmelerinin amacına uygun ve verimli şekilde kullanımı sağlanmalıdır. Ayrıca tüm bunlar yapılırken çiftlikten sofraya kadar etkin rol oynayan bağımsız Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü oluşturulmalıdır.

ORMANLAR KORUNMALI, ORMAN KÖYLÜSÜNÜN MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ

Ormanlar çok amaçlı yararlanma, devamlılık, katılımcılık, biyolojik çeşitlilik, uzmanlaşma, su ve yaban hayatının ve ekosistemin etkin korunması hususları dikkate alınarak işletilmeli, korunmalı ve geliştirilmelidir. Ormanlarımızın geliştirilmesi, bakım ve koruma hizmetlerinin yaygınlaştırılması, orman yangınlarının önlenmesi, söndürmeye ilişkin sonuç alıcı yöntemler geliştirilmesi sağlanmalıdır. Ormancılığın desteklenmesi amacıyla, orman köylüsüne ve talep eden gerçek ve tüzel kişilere, belirli şartlar ve sürelerle, bedelsiz arazi tahsis edilerek özel ormancılık geliştirilmelidir. Ormanların doğal gelişim sahaları içinde yerleşmiş ve ormancılık dışında başkaca bir iş yapamayan orman köylülerine, tarımsal üretim yapabileceği arazi tahsisleri yapılarak iskânları temin edilmelidir. Bunlardan boşalan alanlar ormanlaştırılarak iskâna yasak bölgeye dönüştürülmelidir.

ÜLKE GENELİNDE BÖLGE PLÂNLARI VE İL GELİŞME PLÂNLARI HAZIRLANMALI

Çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşların hakça yararlandığı bir kalkınma modelinin gerçekleştirilmesi bölgesel kalkınma politikamızın esası olmalıdır. Ülkemizin sahip olduğu potansiyel harekete geçirilerek az gelişmiş yörelerde yaşayan halkımızın refah düzeyi yükseltilmeli ve bölgeler arası gelişmişlik farkları giderilmelidir. Devletin şefkati ülkenin en ücra köşesindeki vatandaş tarafından hissedilecek, kimse aç ve açıkta bırakılmayacak, adaletle hükmedilecek, huzur ve güven tam olarak sağlanacaktır. Bölgelerin, illerin ve ilçelerin özellikleri, farklılıkları, gelişmişlik düzeyleri, temel sorunları ve potansiyellerinin belirlenmesine yönelik olarak ülke genelinde bölge plânları ve il gelişme plânları hazırlanmalıdır.Her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenmeli, yöreye özgü mikro kalkınma modelleri geliştirilmelidir. Her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenmelidir. Özellikle küçük ölçekli iller ve ilçeler için “bir il/ilçe bir sektör” prensibinden hareketle hedef alt sektörler somut olarak belirlenmeli, devlet-millet işbirliği içinde uygulamaya konulacak projelere destek verilmelidir. Teşvik mevzuatı da bu doğrultuda ilçe ve sektör bazlı olarak düzenlenmelidir. Yerel aktör ve dinamikler devreye sokularak yöreye özgü mikro kalkınma model ve projeleri geliştirilmelidir. Az gelişmiş yörelerimizde kilit konumda bulunan kadrolar için nitelikli personelin bölgede çalışmasını özendirici ilave mali ve sosyal haklar sağlanmalıdır.

İL YATIRIM VE KALKINMA OFİSLERİ KURULMALI

Özel sektörün güçlendirilmesi, girişimcilik ve rekabet ruhunun geliştirilmesi, bölgesel ve makro politikaların ahenk içinde yürütülmesi suretiyle yerel kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için, valiliklerin eşgüdümünde ilgili kamu kurumları, üniversiteler, meslek kuruluşları, sanayi ve ticaret odaları ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmasını etkin bir şekilde sağlanmalı “il yatırım ve kalkınma ofisleri” kurulmalıdır. İl Yatırım ve Kalkınma Ofislerince bölge ve il gelişme planları çerçevesinde hazırlanmalı  “il eylem planları” ile ildeki her yerleşim biriminin sorunları tespit edilerek özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ile çözülmelidir.

SEKTÖREL CAZİBE MERKEZLERİ OLUŞTURULMALI

Ülkemizin sahip olduğu imkân ve potansiyelin sektörel haritası çıkartılacak, yatırım teşvikleri, objektif kriterlere göre yerel düzeyde belirlenerek birimler bazında tematik olarak verilecek, belirli yörelerimiz “sektörel cazibe merkezi” haline getirilmelidir. Bir ilde veya bölgede bütün sektörlerin desteklenmesi yerine, o bölgede potansiyeli yüksek ve başka yerlere göre üstün olan sektörlerin desteklenmesi sağlanmalıdır. Yerel potansiyel harekete geçirmek amacıyla az gelişmiş yöreler için risk sermayesi ve kredi garanti fonu sistemi geliştirilmelidir. Bölgesel lojistik ve pazarlama imkânları artırılmalı, finansmana erişim kolaylaştırılmalıdır.” 

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum