"Eczacılar, artan maliyetlerin yükü altında eziliyor";

"Eczacılar, artan maliyetlerin yükü altında eziliyor"

Türk Eczacıları Birliği 26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası, Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Kastamonu Eczacı Odası binasında yapılan Genel Kurul'da konuşan Kastamonu Eczacı Odası Başkanı Şule Tüfekci; " Biz eczacılar da aşırı enflasyonist ortamda artan maliyetlerin yükü altında eziliyoruz. Kamuda ve hastanelerde çalışan meslektaşlarımızın özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmeli; Kamuda, hastanede eşdeğer sağlık hizmeti üreten meslektaşlarımıza yönelik adaletsizlikler giderilmelidir. Eczacılık ortak paydasında birlik ve beraberliğimizi güçlendirdiğimiz yarınlara hep birlikte ulaşmak umuduyla" ifadelerine yer verdi....

Türk Eczacıları Birliği 26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası 2023 Genel Kongresi saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Genel Kurul'a Türk Eczacıları Birliği 2. Başkanı İ. Orkun Yılmaz, Kastamonu Eczacılar Odası Yönetim Kurulu Üyeleri, Geçmiş dönem  oda başkanları ile eczacılar katılım sağladı.

"ŞERİFE BACILARI, HAMAMCI KADI SALİH REİSLERİ, HALİME ÇAVUŞLARI RAHMET, MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUM"

Kastamonu Eczacı Odası Başkanı Şule Tüfekci  Genel Kurul öncesinde yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; "Bilindiği gibi 100 yıl önce Türk Milleti ülkemizi işgal eden güçlere karşı giriştiği Kurtuluş Savaşını olağanüstü bir mücadele sonucu kazanarak düşmanları ebediyen yurdumuzdan söküp atmıştır. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu şanlı zaferin sonunda Cumhuriyeti ilan ederek aziz vatanın ilelebet Türk toprağı kalacağını ve Türkiye Cumhuriyetinin sonsuza kadar yaşayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmuş, yönetim biçimimiz Cumhuriyet olmuştur. 29 Ekimde 100'ncü yılı coşkuyla ve gururla kutlayacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında emeği geçen komutanlarımızı, askerlerimizi ve kadınıyla erkeğiyle mücadele eden tüm kahramanlarımızı Şerife bacıları, Hamamcı Kadı Salih Reisleri, Halime Çavuşları rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum" dedi.

"TOPLUMDA AFET BİLİNCİNİ YAYGINLAŞTIRMAK ZORUNDAYIZ"

Tüfekci konuşmasının devamında;  "Dünyamız, hiç olmadığı kadar insanoğlunun tüketim baskısı altında olumsuz bir evreye girmiş durumdadır. Küresel ısınma da diyebileceğimiz iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle artık bizler de yüzleşiyoruz. Kuraklık, artan sıcaklıklar, orman yangınları, mevsim normallerinin çok üzerinde ani gelişen seller;  insanoğluna,ekolojik duyarlılığı ihmal etmenin, kirletmenin ve bilinçsiz tüketimin nelere yol açabileceğine ilişkin doğanın acı bir uyarısıdır. İklim değişikliği gerçeği kadar 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen yüzyılın afeti deprem, ülkemizin afetlere karşı ne kadar hassas olduğunu göstermiştir.  11 ilimizi etkileyen depremde yitirdiğimiz tüm yurttaşlarımıza buradan bir kez daha Allah’tan rahmet, geride kalanlara ise sabırlar diliyorum. Depremde 44 meslektaşımızı, 21 Eczacılık Fakültesi öğrencimizi ve en yakın çalışma arkadaşlarımızı, eczane teknisyenlerimizi kaybettik. Bir daha böyle büyük acıların yaşanmaması için ülke ve millet olarak deprem, sel, yangın gerçekleri ile yüzleşmek, bu acı tecrübelerden gereken dersleri çıkarmak mecburiyetindeyiz. Deprem, sel, yangın sadece bir doğal afet olarak görülemez, etkileri ve sonuçları itibariyle toplumsaldır. Afetler sonucu ölümler kader olmamalıdır. Bu nedenle ülkemiz gerçeklerini unutmadan kentsel politikalar geliştirmek ve toplumda afet bilincini yaygınlaştırmak zorundayız" dedi.

"EŞİNE AZ RASTLANACAK, BİR DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA ORGANİZASYONU GERÇEKLEŞTİRDİK"

Tüfekci konuşmasını şöyle sürdürdü; "Depremin yaşattığı onca acıya rağmen bir kez daha mesleğimle ve meslektaşlarımla gurur duydum. Deprem sürecinde meslek birliğimiz öncülüğünde eczacı odalarımızla, eczacı kooperatiflerimizle tüm eczacılık camiası olarak eşine az rastlanacak, bir dayanışma ve yardımlaşma organizasyonu gerçekleştirdik. En başından itibaren depremzedelerin yanında olarak insanlarımızın kalplerine dokunduk. Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 4 bin 500 gönüllü meslektaşımız 28 sahra eczanesinde 74 gün boyunca sağlık nöbeti tuttu. Buradan bir kez daha gerek yardım kampanyasına destek veren, gerekse gönüllü olarak bölgeye giden tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum."


"AŞIRI ENFLASYONİST ORTAMDA ARTAN MALİYETLERİN YÜKÜ ALTINDA EZİLİYORUZ"

Konuşmasında ilaç fiyat kararnamesine de değinen Başkan Tüfekci; "13 yıldır değişmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi 2022 Temmuz-2023 Mart ayları arasında 3 kez değişikliğe uğradı. Evet biraz nefes almamızı sağladı. Fakat baremlerimiz ilaç fiyat artışına bağlı olarak güncellenmediği sürece bu değişiklikler sadece geçici bir çözüm olarak kalacaktır. Biz eczacılar da aşırı enflasyonist ortamda artan maliyetlerin yükü altında eziliyoruz. Yıllardır uygulana gelen İlaç fiyatlarının finansal baskılamasına dayanan politikalar eczacıyı da halkı da mağdur ediyor. Bugün Avro kuru 28.76 TL’ye ulaşmışken ilaçta Avro kurunun 14,03 TL olması yaşadığımız ilaç yokluklarının artmasına sebep olmakta. Hastalarımızın ilaca erişiminin önündeki engellerin kaldırılması ve ilaç yokluklarının kalıcı bir şekilde son bulması için tüm paydaşların içinde bulunduğu bir modelin kurgulanması gerekmektedir. Ayrıca eczaneleri kur dalgalanmalarından, koruyacak bir yöntem belirlenmesi gerekiyor.  Eczacı kârlılığının ilaç fiyatlarına tam bağımlı olmaktan kurtarmak adına pek çok ülkede olduğu gibi eczacıya meslekî uzmanlığına bağlı olarak verdiği danışmanlık hizmeti kapsamında meslek hakkı tanınması gerekiyor. Aşılama, ilaç kullanımı değerlendirme, kan şekeri ölçümü, tansiyon takibi, astım yönetimi, diyabet, sigara bıraktırma, teşhise yönelik testler, gibi bir dizi hizmeti eczanelerimizden verebilme yetkisine sahip olmak ve bunun karşılığında meslek hakkımızı almak için çabalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor" dedi.

" TAHSİLİ YAPILAN ÖDEMELER GİDEREK BÜYÜYOR VE İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HAL ALIYOR"

Tüfekci konuşmasına şöyle devam etti; "SGK  protokolünde2022 yılında eczanelerimize yaklaşık 500 milyon tutarında sağlanan ekonomik kazanımdan sonra SGK 2023 Ek protokolü ile yine meslektaşlarımız adına kazanımlar elde edilmiştir. Eczacı indirim oranlarına esas olan satış hasılat baremleri yüzde 36,08 oranında arttırıldı. Reçete hizmet bedellerinde tüm eczanelerimize daha yüksek bir ekonomik katkı sağlayacak tüm baremlerde seyyanen 2,5 TL artış yapıldı. Ekim ayında yapılacak SGK sözleşmesinde 2.ve 3. Kademe ilaçlar için 0 ıskonto uygulanması,periton diyaliz ilaçları reçetelerinin ödemelerinin mor reçeteler gibi depolara ödeme vadesine çekilmesi, medulada enjektör, strip fiyatlarının ve de majistral tarifenin güncellenmesi gerekmektedir. Kamu kurum iskontoları uygulanmayan, eksik uygulanan ilaçlar yada ilaç SGK’lı hastaya verildikten sonra farklı farklı uygulamalarla tahsili yapılan ödemeler giderek büyüyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor."

 

 "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN, ÜLKEMİZDE YENİ ECZACILIK FAKÜLTELERİ AÇILMAMALI"

Tüfekci açılan eczacılık fakültelerinin istihdam sorunu yarattığının altını çizerek; "Ardı ardına açılan eczacılık fakülteleri ciddi bir istihdam sorunu yaratmaya devam etmektedir. Kıbrıs ile birlikte sayı 62 ye ulaşmıştır. Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması ve mesleki sürdürülebilirlik için, ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması gerekmektedir. Yeni mezunlar için artık yeni istihdam politikaları hayata geçirilmeli, kamu kuruluşlarında, özel hastanelerde, ilaç sanayinde, dağıtım kanallarında ve ilaca ilişkin hizmetlerin yürütüldüğü her alanda eczacı sayısı artırılmalıdır. Kamuda daha fazla eczacı istihdam edilmesi hastalarımızın daha etkin ilaç eczacılık hizmeti almasına katkı sağlayacaktır. İlaç sanayisinde ilacın gerçek uzmanı olan eczacıların daha fazla görev almasını sağlayacak kapsamlı istihdam politikaları hayata geçirilmelidir.İkinci eczacılık uygulaması elbette eczanede verilen hizmetlerin niteliğinin artması, hizmet yelpazesinin genişlemesi ve bir istihdam olanağı olarak önemli. Ancak eczanelerini ekonomik olarak döndürmekte zorlanan meslektaşlarımızın kanunla belirlenen yardımcı eczacı ve ikinci eczacı ücretlerini devlet/kamu desteği olmaksızın karşılayabilmeleri de gün geçtikçe zorlaşmaktadır. O nedenle yeni bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç var. Kamuda ve hastanelerde çalışan meslektaşlarımızın özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmeli; Kamuda, hastanede eşdeğer sağlık hizmeti üreten meslektaşlarımıza yönelik adaletsizlikler giderilmelidir" dedi.

"TEKNOLOJİDEKİ GELİŞMELERİN MESLEĞİMİZE ETKİLERİNİ TÜM BOYUTLARIYLA, DEĞERLENDİRİP KENDİMİZE ROTA ÇİZMELİYİZ"

Tüfekci devamında; "Çağımızın gerçeği bilişim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin sağlık alanına yansıması sonucunda ortaya çıkan tele-tıp ve tele-farmasi uygulamaları. Bizler elbette ki teknolojik gelişmelerin karşısında duramayız yahut dışında kalamayız. Çağdaş dünyadaki gelişmeler doğrultusunda meslek alanımızı yeniden yapılandırmak zorundayız. Teknolojideki gelişmelerin mesleğimize etkilerini tüm boyutlarıyla, artı ve eksi yönleriyle değerlendirip kendimize rota çizmeliyiz. Bu gelişmelerin daha hızlı sağlık müdahalesine olanak sağlamak, hastanın ilaçla tedaviye uyumunu geliştirmek, zaman tasarrufu sağlamak, eczacının sağlık danışmanlığı yönünü güçlendirmek gibi faydaları mevcut. Ancak eczacılık meslek etiği açısından ne gibi sorunları beraberinde getireceği, hasta mahremiyeti, hukuki riskler ve ekstra iş yükü gibi bakımlardan da iyi analiz edilmesi gerekiyor. Ayrıca sağlık meslekleri insanlarla yüz yüze iletişimi, hastaya dokunmayı gerektiren meslekler. İşte mesleğimizin bu insani yönünü zayıflatıp zayıflatmayacağı da göz önünde tutmamız gerekiyor" diye konuştu.

"BÜYÜK ECZACI MİTİNGİ BİZE BİR OLMANIN BİRLİK OLMANIN GÜCÜNÜ GÖTERDİ"

Tüfekci, son olarak; "16 Ekim 2022 de planlanan ama Amasra’da yaşanan maden patlamasından dolayı ertelenen, 27 Kasımda Ankara’da yapılan Büyük Eczacı Mitingi bize bir olmanın birlik olmanın gücünü, dayanışmanın güzelliğini gösterdi. Kongreler mesleki sorunlarımızı paylaştığımız en önemli zeminler. Eczacılık ortak paydasında birlik ve beraberliğimizi güçlendirdiğimiz yarınlara hep birlikte ulaşmak  umuduyla seçimli mali olağan genel kurulumuza katılımlarınız için çok teşekkür ediyor, verimli bir toplantı geçirmemizi diliyorum" dedi.

 

YILMAZ; "ÖNCELİĞİMİZİ FİYAT KARARNAMESİNE VERDİK"

Türkiye Eczacılar Birliği II. Başkanı İ. Orkun Yılmaz açıklamasında Kastamonu Eczacılar Odası üyesi hem de Türkiye Eczacılar Birliği'ni temsilen kongreye katıldığını belirterek, 3 dönem Türk Eczacılar Birliği'nin ne yaptığına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. TEB II. Başkanı İ. Orkun Yılmaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi;  "Sizlerin sayesinde Kasım ayı 2021 yılında 40. Dönem Olağan Seçimi'nde Türkiye Eczacılar Birliği Kongresinde aday olarak listeye girdik. Sizlerin sayesinde seçimlerde kazandık ve heyette görev aldık. O tarihten itibaren de yapılanları size bir bir anlatmak istiyorum. İlk geldiğimizde Ekim 2021 yılında imzalanması gereken Sosyal Güvenlik Kurumu sözleşmesi önümüze geldi. Bu sözleşmede o tarihlerdeki enflasyon oranı 14,78'di. Tabii ki bu yetersiz bir orandı. Bu oranı görüşmelerimizle beraber 14,78'den, 25 ve 30'a çıkardık. İlk yaptığımız Mart ayındaki sözleşmeyi maddi anlamdaki olanakları sağladık. 200 milyon lira bir getirisi olacakken yaklaşık 496 milyon liralık bir getiri sağlanmış olduk. Ardından, ilaç fiyat kararnamesi hepimizin en can alıcı noktasıydı. Yaklaşık 13-14 yıldır değişmemiş. Hiper enflasyon dönemi olmayan zamanlarda yapılmış. O dönemde de enflasyon oranı yükselmemiş. Dolayısıyla da ilaç fiyat kararnamesine hiç el değmedi. Yani son bir iki yılda yaşadıklarımız hepimizin malumu. Hem enflasyon çok hızlı şekilde yükseldi, hem de döviz kurundaki dalgalanmalardan dolayı masraflarımız arttı. Ama ilaçtaki karımız yerinde saydı. Önceliğimizi buna verdik. Bunun için de 14 Mayıs 2022 tarihindeki Eczacılık Bayramı haftasında ilk eylemlerimizi başlattık. Ardından Konya'daki toplantıda tüm Eczacı Odalarımızın desteğiyle eylemliliği nasıl yapacağımıza dair bu planı hayata geçirdik. Tam o tarihte 8 Temmuz bir de doğum günümdü.  İlk ilaç fiyat kararnamesi değişiklik oldu, karlıklar arttı. Ama baremler yerindeydi. Simit parası da on lirayı geçti. Böyle bir ilaç fiyatı yoktu. Gerçi şu an bir Gripin de kalktı galiba. Ardından baremlerin de artması için mücadeleye başladık. Tabii ki sürekli bürokrasiyle bakanlıklarla görüşmelerimiz devam ederken bir taraft da buna kulaklarını tıkadı. Bir miting hazırlığına koyulduk. Tam mitingimizi yapacağımız günden iki gün evvel Bartın'daki facia gerçekleşti ve mitingimizi ertelemek zorunda kaldık. Ki o tarihte kayıtlarımız da 35 bin kişiye yaklaşan bir katılım vardı. Ardından bir ay erteledik. 27 Kasım'da meslektaşımız, eczane teknisyenimiz, öğretim üyeleri, öğrencilerin eczane çalışanlarının da katılımıyla 20 bin kişiye yakın bir toplulukta mitingimizi gerçekleştirdik. Orada birliğimizi, beraberliğimizi göstermiş olduk."


"DEPREMİN OLDUĞU ANDAN İTİBAREN HEMEN BÖLGEYE ULAŞTIK"

Deprem dönemindeki çalışmalara da değinen Yılmaz; "Ardından 6 Şubat hiç hatırlamak istemediğimiz ilk önce Pazarcık 7.7, ardından Elbistan 7.6 depremleri.  Sonra 23 Şubat'taki Hatay Defne 6.4 depremlerini yaşadık. 11 ilimiz etkilendi. 140'a yakın ilçemiz, 10 bin 400'e yakın da köyümüz etkilendi. Tabii ki 50 binin üzerinde can kaybı yaşandı. 44 meslektaşımızı , 21 eczacı fakültesi öğrencimizi, eczane teknisyenlerimizi kaybettik. Onlara tekrardan Allah'tan rahmet diliyorum. İlk depremin olduğu andan itibaren hemen bölgeye ulaştık. Tır eczanemizi önce gönderdik. Arkasından konteynerlerimizi, çadırlarımızı, sahra çadırlarımızı aldık ve 28 noktada sahra eczanelerimizi açtık. Bölge  Eczane Odalarımız da koordineli bir şekilde, ilk andan itibaren bölgedeydik.  Her bir sahra eczanesi, her bir ile sorumlu eczacı odalarımızı tanımladık. Ve üçer günlük hizmet süreleri belirledik. Toplamda 4 bin 500'ün üzerinde meslektaşımız orada fiziki olarak hizmet verdi. Ama onun dışındaki gelemeyen meslektaşlarımız da maddi anlamda çok büyük katkıda bulundular. 74 gün boyunca hem ilaç hem medikal malzeme hem anne bebek ürünlerini ücretsiz bir şekilde halkımıza sunduk.

"BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ DÜNYAYA DUYURDUK"

Depremde gösterdikleri özverili çalışmanın dünyadan da yankı getirdiğini dile getiren Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti;  "Tabii bu, dünyadaki tüm meslektaşlarımız ve meslek örgütleri tarafından takdirle karşılandı ve açıkçası bu da bizi gururlandırdı. O yüzden tüm destek veren meslektaşlarımıza ayrı ayrı tekrar teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberliğimizi, bırakın Türkiye'ye, dünyaya duyurmuş olduk. Tabii bu süreci böyle hızlı anlattım, hiç böyle geçmedi. Burada sizlerin huzurunda da yine Yönetim Kurulu Üyemiz Uygur Şimşek'e teşekkür edeceğim. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum ama 2 tane uçak kaldırdık İstanbul'dan. Deprem bölgesine 50'şer tonluk MNG Kargo Havayolları'na ait Uygar kardeşimizin kardeşi orada üst düzey bir yönetici. Sağ olsun bu uçakları ücretsiz bir şekilde kaldırmamızı sağladı. Hatta 2'nci uçakta 30 tonluk boşluk vardı, onu da MNG Hava Yolları dedi ki 'Bunu boş göndermeyelim. İçimize sinmiyor.' Biz de erzak, işte konserve, bu hazır paketler, battaniyeler yaklaşık 30 ton da onlar sağ olsunlar uçağı doldurdular. 2 uçak kaldırdık. Dolayısıyla ben Uygar'a, Uygar'ın nezdinde kardeşine çok teşekkür ediyorum. Pazarcık ilçemiz bizim için çok önemliydi. İlk depremin olduğu ilçeydi. Maalesef orada etnik yapıdan dolayı, sanki oraya hiç hizmet gitmeyecekmiş gibi bir Türkiye'de bir kamuoyu oluştu. Özellikle Türk Eczacıları Birliği sanki gitmeyecek gibi. Oysaki yine Aytaç Bey, Yönetim Kurulu Üyemiz Hakan Bey ilk gidip orada o Sahra Çadır Eczanesi'ni kuran, Kastamonu Eczacı Odası adına kuran meslektaşlarımız, yönetim kurulu üyelerimizdi. Çaykur'dan ve Karabük'ten de oraya gönüllü gidip hizmet veren tüm meslektaşlarıma ayrı ayrı tekrar sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. "

"74 GÜNDE SİZLERİN SAYESİNDE ALNIMIZIN AKIYLA HEP BERABER ÇIKTIĞIK"

Depremden sonra bir yardım kampanyası başlattıklarını belirten Yılmaz; "O bölgede vefat eden eczacılarımıza, yıkılan eczacılarımıza acil yıkılacaklara yardımlaşma sağlığı üyesi meslektaşlarımıza tamamen hızlı bir şekilde yardım etme kararını aldık ve rakamları belirledik. Bir de üyesi olmayan, sigortası olmayan meslektaşlarımız var. Onun için bir yardım kampanyası başlattık. Onların elimizden geldiği kadar yaralarına merhem olmaya çalıştık. Barolar Birliği en fazla yapmış olduğu yardım 10 bin lira. Sonra 7 bin 500 ve 5 bin lira yardım etti üyelerine. Bizler biliyorsunuz 250 bin lira yıkılmış yıkılacak ya da ağır hasarları 250 bin lira yardımlaşması ardından destek sağladık.  Ayrıca o bölgedeki meslektaşlarımızın rahmetli olanların çocukları hangi fakültede okuyorsa okuyorsun, öğrencilik hayatı boyunca bursluluk sağladık. Rahmetli olan meslektaşlarımızın da eczanesini devam ettirecek olanlara ayrıca yardım sağladık. Ölüm yardımı zaten yapıldı. Dolayısıyla orada 74 günde sizlerin sayesinde alnımızın akıyla hep beraber çıktığımızı düşünüyorum."


"3 PAYDAŞIN DA SORUNLARI VAR, DOLAYISIYLA AYNI MASADA OTURMAYA BAŞLADIK"

Tabii herkesin sorunu ayrı. Endüstrinin sorunu ayrı, depocu dağıtım kanallarının sorunları ayrı... Dolayısıyla ortak bir sorun metni hazırlayıp hem Çalışma Bakanlığı hem Sağlık Bakanlığı hem de Maliye Bakanlığı'yla beraber ortak gidip bu görüşmeleri beraber yapalım dedik.  Bütün paydaşlar olarak, önümüzdeki hafta Salı günü toplantı var. Sonra da ilerleyen zamanlarda bir toplantı olacak. İnşallah elimizden geldiği kadar düzeltmeye meslektaşlarımızın sıkıntı yaşamaması için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Eskiden bu 3 paydaşın birisi iyi, 2'si kötüydü. 2'si iyi, birisi kötüydü. O yüzden kimse kimseyi tınlamaz amiral tabirle toplantı yapılır, kalkılırdı. Şu an 3 paydaşın da sorunları var. Dolayısıyla ortak masada artık oturmaya ve sorunları beraber konuşmaya başladık. Tabii bu Sağlık Bakanlığı'nın ilaç yokluğu ve ilaç azlığındaki görüşü çok enteresan. Eczanelerimize dağıtılan terzi ilaçları onlar piyasada var gözüyle değerlendirmekte. Geçen Fox TV'ye 30 dakikalık röportaj verdim ama üç dakika otuz saniyelik haberde anca on beş saniye konuşmamı yayınladılar. Bu tevzilerin işte iki tane geldiğini, aynı hastalık on tane geldiğini, birini ikisine verip, gerisine, sekizine ne vereceğimizi bu iyi bir şey oldu. Kamuoyunda aslında manşet oldu. 'İlaç azlığı ne', 'İlaç varlığı ne' anlamında. Tabii burada ikinci manşet de şu oldu. Dedik ki bu röportajımızda 'Artık hastaların sağlığından endişe ediyoruz. Hatta ve hatta hayatlarından endişe ediyoruz' diye. Gerçekten de öyle. Yani şu an kronik hastalarımız ilaca erişimde zorluk çekiyor. Belki yerel anlamda bizi bu bölgelerimizde o grup hastalıklar fazla yok ama büyük şehirlerde 14 ay, 5 ay, 6 ay tedavisini başlatamayan, organ bulunup organ nakli olamayan ilaç yokluğu yüzünden hastalar bekliyor. Bulunan organlar da belki çöpe gidiyor. Dolayısıyla 'Bu ilaç yokluğu, en büyük sorunlarımızdan bir tanesi' dedik.

"YÜZDE 64'E RAZI OLMAYACAĞIZ"

SGK ile Ekim ayında yapacakları protokol için konuşan Yılmaz; "Şu an önümüzdeki en büyük ikinci şeyimiz, Ekim'deki Sosyal Güvenlik Kurumu'yla protokol. Bu son revizyon protokolü 4'ncü. Burada ekonomik anlamda bir katkı almaya çalışıyoruz. Çünkü ana protokol 2024 yılında. Orada, hepimizin canını yakan bazı cezai maddeler var. Onları oturup yeniden yazma kararı aldık. Ama 1 Ekim'deki protokolde yüzde mevcut olan aslında görünen yüzde 64'lük bir enflasyon oranı kadar baremlerin hizmet bedelleri artacak. Ama biz fazlasını isteyeceğiz. Yüzde 64'e razı olmayacağız" dedi.

"EŞİT HİZMET BEDELİNİN 1 LİRADAN 5 LİRAYA ÇIKMASI GÜZEL BİR ARTIŞ ORANI"

"Katma değer değişti yüzde 8'ler yüzde 10 oldu. Netice itibariyle biz her şeyi sonuna kadar kurum tarafından getirttirildi. Sadece katma değer 8'den mi kesilecek, 10'dan mı kesilecek? Maliye Bakanlığı'na gelir başkanlığında karar veremediler hala. Her şey hazır şu an. Biz diyoruz ki; 'O dönemin katma değeri 8'di. 8'den kesilmesi lazım. Ama işte yine bürokratlar, bürokrasi araştırıyorlar. Bu yüzden geciktik. En kısa zamanda hatta biz Temmuz sonunda olmasını istiyorduk. Şimdi o da sarktı. Büyük ihtimalle Eylül ayı. Çünkü en son yere getirdik artık. Ona karar verecekler. Ona göre keseceğiz.1 Ekim'de de zamanında yapacağız ki bundan sonra mahsuplaşma gibi bir derdimiz olmasın. Anında o kazançları elde etmeye başlayalım. Dün Adalet Bakanlığı cezaevlerinin sözleşmesi imzalandı. Eşit Hizmet bedeli 1 liraydı. Dünkü sözleşmeyle eşit hizmet bedeli 5 lira oldu. 5 liranın kıymeti yok denilebilir ama 1 liradan 5 liraya güzel bir artış oranı. Bundan sonraki zamanlarda ki o hızlı artışı daha da rahat elde edebiliriz diye düşünüyorum."

"YENİ DÖNEMDE DAHA DA GÜZEL HİZMET VERECEKLERİNE GÜVENİMİZ TAM"

Yılmaz son olarak şunları kaydetti;  "Bu seçimli Genel Kurul hem mesleğimize hem meslektaşlarımıza bize hem de odamıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. 2 yıl boyunca hizmet eden Başkan, değerli Yönetim Üyeleri Denetleme Kurulu, Divan Üyeleri her birine şahsım adına teşekkür ediyorum. Gayet güzel hizmetler verdiler. Yeni dönemde daha da fazlasını vereceklerine güvenimiz tam. Ben sizlere teşekkür ediyorum. İlerleyen zamanda herhangi bir sorunuz olduğunda da cevaplamak için mutluluk duyacağımı ifade etmek istiyorum. " 


Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum