30 yıldır hafızalardan silinmiyor
>"Biri 'Ben kürdüm' dedi, ‘Kürt-Türk fark etmez, asker askerdir’ dediler"...
Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te bölücü terör örgütü
tarafından, aralarında Kastamonulu Nihat Odabaşı ve Ramazan Akkaya’nın da
olduğu 33 askerin şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Erkan Omay, o anları
anlattı. Otobüste silahlı koruma olmadığını ve şoförün gereksiz yere molalar
verdiğini belirten Omay, "Arkadaşım Mehmet böyle bana bir baktı, ölüme
gidiyor gibi gözleri dolu. Bunları götürüp kurşuna dizdiler. O iki grubu
taradılar, bin 570 tane sadece askerlerin üzerinden kovan çıktı" dedi.
24 Mayıs 1993'te acemi birliklerini tamamlayan ve
Malatya'daki toplanma merkezine geçerek usta birliklerine gitmek için yola
çıkan sivil ve silahsız 33 er, Bingöl-Elazığ Karayolu'nda bölücü terör örgütü
PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülüp şehit edilmişti. Aradan geçen 30
yıla rağmen 33 şehit askerin yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, olayda
PKK’lı teröristlerin elinden kurtulan Erkan Omay yaşadıklarını İHA’ya anlattı.
“TÜRKLÜKLE,
KÜRTLÜKLE HİÇBİR ALAKASI YOK”
1993’te yaşadıkları olayı anlatılan Omay, “Biz acemi
birliğimizi tamamladık, toplanma bölgesine gittik. Toplanma bölgesine sabah
erken inmiştik, yanımdaki devrem de vardı. Kahvaltımızı yaptık, sonra gittik
teslim olduk. Öğlen akabinde bizi iki otobüse bindirip gönderdiler. İki
otobüste koruma ve silah hiçbir şey olmadığını gördük. Söylediğimizde bize
sadece şunu söylediler; 'Yolda sizi alacaklar, koruma olarak o şekilde
gideceksiniz.' Biz yola çıktık, otobüs şoförü birkaç yerde mola verdi. Fakat
bize koruma veya hiçbir şey verilmedi. O esnada bence gereksiz molalar oldu.
Biz normal olarak gideceğimiz saatten geç Bingöl’e giriş yaptık. Bingöl’e
girerken de 10 kilometre kala baktım birinci otobüs PKK yol kesmiş, içeriye
girdi. Ben şoföre, ‘PKK yol kesmiş’ dedim. O da, 'Onlar PKK’lı değil, Nevruz
kutluyor' dedi. O esnada ikinci otobüs dursaydı kurtulma ihtimali vardı.
Oradaki PKK’lıların da bizim geleceğimizden haberi varmış. Sonuç itibarıyla
haberleri olmasaydı silahın namlusu aşağı bakmazdı, ister istemez içeride
silahlı biri olur diye çekinirdi. Bizi oradan aldılar, yukarıda bir tepe vardı,
tepeye getirdiler, kurşuna dizeceklerdi. Kurşuna dizmekten vazgeçtiler, Kürtçe
bir şeyler söylediler. İndiğimiz zaman birkaç kişi şehit edilmiş, otobüs
yakılmıştı. Bizi apar topar bir köyün dibine götürdüler, propaganda yaptılar.
Bu esnada ilk etapta 50 kişilerdi. Bu 50 kişilik grup gece 300 kişi oldu. Bize
tek tek 'Askerliği nerede yaptınız, komando olan var mı?' diye sordular. Biri
'Ben Kürdüm' dedi, ‘Kürt-Türk fark etmezler, asker askerdir’ dediler. Bunların
Türklükle, Kürtlükle hiçbir alakası yok” diye konuştu.
“BİR ANNE BABA
EVLADINI TANIYAMAYACAK HALE GETİRDİLER BU NAMUSSUZLAR”
Şehit edilen askerlerin üzerinden binlerce mermi
çıktığını anlatan Omay, “Bizden haberleri yoktu. Bizi televizyonda öldü olarak
geçtiler. Rahmetli annem bizim yasımızı tuttu. Şehit gelmeden benim şehit
olduğum söylendi. Gece bizi üç gruba ayırdılar. Üç gruba ayırdıklarında ben baş
sıradaydım. Rahmetli Mehmet ile Adana’dan beraber gittiğimiz için o benden
sonra yedinci sırada. Ben de o sırada yer değiştirdim, kalktım Mehmet’in bir
kenarına geçtim. 'Baştan 6 kişi daha gelsin' dediler, yine ben birinci sırada
kaldım. Mehmet böyle bana bir baktı, ölüme gidiyor gibi gözleri dolu. Bunları
götürüp kurşuna dizdiler. O iki grubu taradılar, bin 570 tane sadece askerlerin
üzerinden kovan çıktı. 7 bin küsur de boş kovan. Evladı tanınamaz hale
getirdiler. Bu namussuzlar bir anne baba evladını tanıyamayacak hale getirdi.
Kurtuldum, evi arayacağım, telefonu bilmiyorum. Benim beynim sıfırlandı. Daha
sonra bize ulaştılar, gittik Diyarbakır psikiyatrda bir müddet yattım.
Başımızdan geçenleri anlattık, işkenceleri anlattık” şeklinde konuştu.
“DEMİRTAŞ ELİNE
SAZINI ALDI, İKİ BARIŞ DEDİ, ONDAN SONRA HENDEK OLAYLARI PATLADI”
Türkiye’nin terörde önemli başarılar elde ettiğini
belirten Omay, “Ben Süleyman Soylu ile iki defa görüştüm, kendisini çok
severim. Bakın bu konuda sürekli takip ederim. Süleyman Soylu dediğin zaman
terörle mücadelede çığır açtı. Bizim şu anki terörle mücadelemiz 90’lı yıllara
göre çok daha iyi. İHA’lar, SİHA’lar var. Şimdi terörle kim yürürse batmaya
mahkumdur. Benim de özellikle terör kırmızı çizgimdir. Ülkenin en büyük
sıkıntısı terördür. Bundan önce Selahattin Demirtaş eline
sazını aldı, iki barış dedi, ondan sonra hendek olayları
patladı. Benim kırmızı çizgim HDP-PKK olduğu için bunlar hep aynılar. Bunlarla
da kim yol yürürse batmaya da mahkumdur” diye konuştu.
“33 ŞEHİDİMİZİN
MİSLİ İLE İNTİKAMINI ALDIK VE ALMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Her fırsatta 33 şehidin anıtını ziyaret eden Bingöl Şehit
Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları (BİŞHAK) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Vahap Baysal da, 33 şehidin kanının yerde kalmadığını söyledi. Baysal, “24
Mayıs 1993 yılında ben Genç Servi beldesinde köy korucusuydum. PKK terör örgütü
Elazığ-Bingöl Karayolu’nun Anıttepe bölgesinde yolu keserek 33 kahramanımızı
arabalardan indirerek şehit etti. Şehitlerimizin kanı hiçbir zaman yerde
kalmadı. Devletimiz o kadar güçlendi ki, o kadar teknolojisi gelişti ki, PKK
terör örgütlerini Kandil’de, Gabar’da, Cudi’de inlerine girerek etkisiz hale
getirdi. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. 33 şehidimizin misli ile
intikamını aldık ve almaya devam ediyoruz” dedi.
KASTAMONULU NİHAT ODABAŞI VE RAMAZAN AKKAYA DA
ŞEHİTLERİMİZ ARASINDAYDI
33 şehidin isimleri ve memleketleri ise şöyle: Abdullah Kara-Antalya, Adem Zongur-Kırıkkale, Ahmet Apak-Denizli, Ahmet Aran-Manisa, Ali Arar-Konya, Aydın Kuzey-Çanakkale, Baki Umutlu-Denizli, Birol İrfan Askar-Afyonkarahisar, Cavit Yaman-Samsun, Ercan Çobanoğlu-Denizli, Erkan Kaçan-Konya, Hasan Gültutan-Hatay, Haydar Aslan-Trabzon, Hikmet Özdemir-Malatya, Hilmi Şahin-Konya, Hüseyin Çelik-Denizli, İbrahim Erten-Konya, İlyas Uyar-Konya, Mehmet Öztürk- Denizli, Mehmet Tura-Adana, Mevlüt Özkan-Konya, Murat Elibol-Çanakkale, Murat Menteş-Bolu, Musa Sarıgöz-Osmaniye, Mustafa Koçanoğlu-Denizli, Mustafa Yılmaz-Konya, Nihat Odabaşı-Kastamonu, Ramazan Akkaya-Kastamonu, Selahattin Aysan-Isparta, Şenol Cansız-Samsun, Şeref Tay-Denizli, Uğur Bozacı-İstanbul, Ünal Kalafat-İstanbul.
Kaynak: İHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.