‘Ortak liste için gayret etmiş bir il başkanıyım’;

‘Ortak liste için gayret etmiş bir il başkanıyım’

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Açıksöz TV’nin konuğu oldu. Seçime sayılı günler kala dikkat çekici açıklamalarda bulunan Erbilgin, yerel ve ulusal siyaset hakkında değerlendirmelerde bulundu....

Ortak liste konusunda da değerlendirmelerde bulunan CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, bunun için gayret ettiğini fakat çıkan sonuca da saygı duymak gerektiğini belirtti.

 

AK Parti Milletvekili adaylarının yanı sıra İYİ Parti Milletvekili Adayı Ahmet Katar’la ilgili soruları da cevaplayan Erbilgin, Kastamonu Belediye Başkan Yardımcısı Resul Köprülü’yle arasında yaşanan tartışmayı hakkında da konuştu.

 

‘’TOSYA DA ÖNEMLİ BİR OY ALACAĞIMIZI HERKES GÖRECEK’’

‘’Tosya’da gerçekleştirdikleri temasları değerlendiren CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, ‘’AK Parti’nin kendisi açısından oy deposu olarak gördüğü yerler var. Oy deposu olarak gördüğü hiçbir yere dokunmamış. Tosya, AK Parti’nin mağdur ettiği ilçelerden birisi. Yoluyla, ekonomisiyle, pandemi dönemindeki esnafıyla mağdur ettiği ama biz ne yaparsak yapalım Tosya, arkamızda duracak dediği bir ilçe. Sadece bugüne has değil, göreve geldiğimizden bu yana Tosya’ya özel bir önem veriyoruz. Biz kendimizi Tosya’ya ait hissediyoruz. Ve bugün de gördük ki; Tosyalılara dokunmayı başarmışız. Tosyalılarla bir gönül bağı kurmayı başarmışız. Onların dertlerini konuştuk. Ama aslında bugüne dair konuşmamıştık. Öncesinde Tosya’nın ahşap sanayiyle ilgili meclise sunduğumuz önergeler var. Tarımsal faaliyetleriyle ilgili meclise sunduğumuz önergeler var. Onun ötesinde yapılamamış üst geçitler vardı. Bizlerin sürece müdahalesiyle; Türkiye genelindeki sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı işler gibi müdahalesiyle sonuçlanmış işler var. Tosya’dan çok umutluyuz. Tosya’ya inanıyoruz ve Tosya da bize güveniyor. Orada önemli bir oy alacağımızı; sandıklar açıldığında herkes görecek.’’

‘’İKTİDARA GELDİĞİMİZDE TOSYA YOLUNU CUMHURBAŞKANIMIZA AÇACAĞIZ’’

 

‘’Sadece Kastamonu-Tosya yolu değil, Tosya-İskilip yolu da Tosyalılar için bir çözüm arayışı. Tosyalılar aslında ‘iktidar bize sahip çıkmıyor’ diye feryat ediyor. İktidarı sahiplenmeye, iktidarın da kendilerine sahip çıkması için çok gayret ettiler ama bir karşılık göremediler. Milletvekilliği adaylık sürecinde de AK Parti aday adaylarından birisi de artık ‘Tosyalıların kibri yeter’ demişti. Onu aday tanıtım töreninde de söylemiştim. Bu sorunların çözmek, bizim boynumuzun borcu. Çünkü Tosya, bizim Dünya’ya açılan kapımız. Yol, medeniyet ve sanayi demektir.  O yolu tamamlamak bizim temel görevlerimizden birisi. İlk geldiğimizde meclise taşıyacağımız, cumhurbaşkanımıza açacağımız, bakanlarımıza taşıyacağımız meselelerin başında Tosya- Kastamonu yolu geliyor.’’

‘SANDIKLAR GÜVENDE’

‘’Köylerimiz dahil olmak üzere bütün Kastamonu’da sandık görevlilerimiz eksiksiz teslim edildi. Yetmedi yedek sandık görevlilerimizi de teslim ettik, onları da ilettik. Seçim kuruluna sandık listemizi teslim edince fark ettik ki; diğer partilerin yedekleri yok. Biz yedeklerimize varıncaya kadar sandık listemizi teslim ettik. Sandık gönüllüleri eğitimlerimiz çok coşkulu ve katılımlı bir şekilde devam etti. Sandıklarda hiçbir sorun yaşamayacağız. Çünkü sandıkları sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin sandık görevlileri değil, millet de koruyacak. İnsanlar da kendi iradelerine sahip çıkacak. Hukuk komisyonunu oluşturduk. Sandık görevlilerimizin dışında bina sorumlularımızı tespit ettik. Her binamızı bir hukukçu arkadaşımızla eşleştirdik. Seçim günü, sandık görevlisi arkadaşımızın yaşayacağı her türlü sorunda dilekçelerimiz hazır,   bina sorumlularımız hazır, hukuk görevlilerimiz hazır.’’

‘’TAŞERON İŞÇİLİĞİN SON BULDUĞU BİR SÜRECİ YAŞAYACAĞIZ’’

‘’Türkiye’nin sorunlarından bağımsız bir Kastamonu yok. Kamu kurumlarından tarıma, gençlerimizden kadınlarımıza kadar birikmiş birçok sorunumuz var. Bugün kamu kurumlarındaydık; orada gördük.  Kamu kurumlarından sözleşmeli, kadrolu birçok başlık var. Öğretmenlikte birçok başlık var. Her birisinin bir niteliğe kavuşturulduğu, taşeron işçiliğinin son bulduğu bir süreci inşa edeceğiz.’’

‘’KASTAMONULULARIN GÖNLÜ RAHAT OLSUN’’

‘’Bu anlattığım mesele sadece Kastamonu’da yaşayan yurttaşların değil; Türkiye’nin meselesi. Kastamonu açısından da buranın çok göç veren bir il olduğuna yönelik bir kanaat var. Ama son yıllarda köy merkezlerinden ilçe; ilçe merkezlerinden il merkezine gelen bir akış var. Bu kısa zamanda, bizim bir istihdam meselesiyle karşı karşıya kalabileceğimiz anlamını taşıyor. Türkiye’yle ilgili tarım alanında, sanayi alanında önemli atılımlarımız var. Onu Kastamonu’yla örtüştürecek bir iradeyi ortaya koymamız gerekiyor. Kastamonuluların gönlü rahat olsun.  Bu ülkenin, bu şehrin faydasına olacak yarım kalan her işi tamamlayacağız. Ne konuşuluyor? İnebolu limanı, arkasında olacağız. Kırık Barajı, o işin arkasında olacağız, tamamlayacağız. Mahallelerimizde köylerimizde, ilçelerimizde, alt gelir grubuna ait ailelerle ilgili de aile destekleri sigortamızı çok hızlı bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor. Yani kadınımızı devletin dışında kimseye muhtaç etmeyen, onun da onurunu koruyan, onurlu vatandaşlığın hayata geçeceği aile destekleri sigortasını da toplumla buluşturacağız. ‘’

‘’ÜÇ HARFLİ MARKETLERDE ÖĞRETMEN GÖRMEK İSTEMİYORUZ’’

‘’Gençlerimizle ilgili eğitim alanında sorunlarımız var. Gençlerimizle ilgili kaliteli istihdam sorunu var.  Kimi videolarda gençler iş beğenmiyor dedikleri meseleyi doğru bir biçimde ele almamız lazım. Gençlerin çok uzun çalışma saatlerine hapsolduğu, aslında yoksulluk sınırının altında gelire kavuştuğu bir hayatı istemiyoruz. Onun ötesinde gençlerin eğitim aldığı alanlarda istihdam edilmesi gerekir. Bir ‘zincir marketlerde’ mühendis görmek istemiyoruz. Biz, üç harfli mağazalarda ziraat mühendisi, öğretmen görmek istemiyoruz. O mağazada çalışan öğretmenin yeri öğrencileriyle buluşmak, o mağazada çalışan ziraat mühendisinin görevi toprakla buluşmak.’’

‘’ADAY ADAYLARINI OY VERMEYE İKNA ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’’

 

‘’‘O kadarın adayın içerisinden ortaya çıkan aday listesi; belli ki hem toplumu hem de parti kadrolarını memnun etmemiş. Hakkaniyetli bir süreç işlememiş. Öyle ki hem Halil bey, hem Serap hanım hem de sayın Umur, aday adaylarını kendilerine oy vermeye ikna etmeye çalışıyolar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden aday adayı olan insanları, bize oy verin demeye ikna etmeye çalışıyorlar.’’

 

‘‘AKP ve MHP’nin adayları partinin adayları, Cumhuriyet Halk Partisinin adayları kelimenin tam anlamıyla milletin adayları.  Hasan Baltacı milletin adayı. Sahada bunu Emin Bey de, Halil bey de, parti yetkilileri de görüyordur. Bizim adaylarımız milletle kucaklaşmayı başarmış. Sayın Emin Çınar, Sayın Halil Uluay diye başlayan tarifler ama sayın Baltacı yerine ‘Bizim Hasan’ diye bir sahiplenme var.’’ 

‘’AK PARTİ’NİN KADROLARININ İÇİNE SİNMİŞ BİR LİSTE DEĞİL’’

‘’Öncelikle Doğan Bey uzun süre adaylık noktasında beklentiye girdi. Olağandır. Bir siyasi partinin bugünkü iktidar partisinin il başkanıdır. Bir milletvekilliği beklentisi olması normaldir. Pandemiden sonraki süreçlerde de sahada olmaya gayret etti. Belli ki; o aday listesi, akşam evine vardığında içini sızlatan bir şey. Çünkü siyasetin kendi dinamikleri var. Bir kongre önce, kongre salonuna koymadığın, kongreye almadığın, partinin başından uzaklaştırdığın kişiyi liste başı olarak görmek; muhtemel ki, Doğan beyi de partinin birçok kadrosunu da… Halil Bey kendi de söyledi. ‘Benim için de sürpriz oldu’ dedi. Bütün parti kamuoyu açısından bir sürprizin olduğuna işaret ediyor. Hâlbuki siyaset bilinçli yapılan bir iştir. Bir siyasi partide sürprizler olmaya başlamışsa; o partinin dağıldığı anlamına gelir. İşi başka yerlere sevk etme anlamına gelir. Cumhuriyet Halk Partisi elbette bir partinin adaylarını değerlendirecek ama AK Parti’nin kadrolarının içine sinmiş bir aday listesi değil. Örneğin Serap hanımla belediye meclisi performansı üzerinden tanımlamayı yaptım.  86 meclis toplantısının otuzuna katılmamış. Katıldığı toplantılarda da bir kez söz almamış, bir tane önerge vermemiş, sadece elini indirip kaldırmış bir milletvekili adayı profilinin, bu topluma verebileceği bir şey olduğuna inanmıyorum.’’

ERBİLGİN’DEN EKMEKCİ’YE: ‘ONLARIN DERDİ MAKAMLAR’

‘’Bugün yaşadığım bir hatırayı anlatayım. Bugün tapu Müdürlüğü’ndeydik ve İŞKUR’u ziyaret ettik. Birçok kurumun içerisinde; biz tapu Müdürlüğü’ne gittiğimizde Serap Hanım bizden önce oradaydı ve sayın müdürün makamında ziyaretteydi. Biz, bütün Tapu Müdürlüğü’nü gezdik,  İŞKUR’u gezdik, çalıştık insanlara temas ettik. O hala tapu müdürünün makamındaydı. Toplumla kucaklaşmak gibi bir derdi yok. Derdi makamlar, makamlarla istişare yapmak. Dolayısıyla Serap hanımın ortaya koyabileceği bir gayret olacağına inanmıyorum. Eğer olacak olsaydı, ilk aday tanıtım toplantısında; deprem gibi bir acı yaşamıştık, onun üzerine kentsel dönüşüm üzerine bir şeyler yapacağını söylemişti. Belediye meclisi, aslında bunun en güzel alanı. Depremle, kentsel dönüşümle ilgili verilecek mücadelenin yeri belediye meclisidir.  Serap hanımın burayla ilgili bir gayreti olmadığı gibi tam aksine, kamuoyu gündeminden düşen dolgu arsanın satışına el kaldırmış birisi.  Dolayısıyla insanlar siyasette toplumun karşısına çıktıklarında ifade kullanabilirler ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Mehmet Umur, MYK üyesi diye takdim edildi. Siyasetin neresinde var, sen bütün Türkiye’nin kararları alınırken, sayın Cumhurbaşkanıyla aynı odanın içerisinde bulunacaksın. Ama bir ile geldiğinde üçüncü sıradan milletvekili olacaksın. Olsa olsa bunun anlamı, sayın Umur siz gidin para harcayın, orayla ilgili gayret edin geriye gelin demektir. Başka yapacak bir şey yok onun için.’’

 

‘’ORTAK LİSTE İÇİN GAYRET ETTİK’’

Geçtiğimiz günlerde kendisinin paylaştığı videoda yaptığı ‘Oylarınızı bölmeyin’ çağrısı üzerine İYİ Parti Milletvekili Adayı Ahmet Katar’ın tepkisine yönelik soruya cevap veren Erbilgin, ‘’Siyasi partiler kurumsaldır. Dolayısıyla yukarıda bir ittifak kurulmuş, genel başkanlarımız irade birliği yapmıştır. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı olarak ortak liste çıkma konusunda gayret göstermiş, genel merkezlere bu konuda görüş bildirmiş, bunun böyle olmasının daha doğru olacağını ifade etmiş bir il başkanıyım. Ama listelerde ayrı iradeler ortaya çıktıktan sonra artık oraya saygı duymak gerekir. Oyları bölmeyin çağrısı aslında genel bir çağrı. Yarın Türkiye’yi beraber yöneteceğimiz arkadaşlarımızın üzerine alınacağı bir durum yok. Topluma bir çağrı yapıyoruz. Baraj nedeniyle parlamentoda da bulunamayacak partiler var. Onlara çağrı yapıyorum, oylarınız boşa gitmesin. Eğer herhangi bir siyasi parti üzerine alınıyorsa, zaten iddia sahibi değildir. Ben bu işi başarabilirim anlamında iddia sahibi değildir. Bizim çağrımız bütün seçmenlere yapılan bir çağrıdır. Ben, Milliyetçi Hareket Partisi’nin seçmenine de aynı çağrıyı yapıyorum.  Beş yıl boyunca bu şehre gayret etmiş Cumhuriyet Halk Partisi var. Gelin, seçim olarak burada birleşelim. Ben biliyorum ki; bu şehirde muhafazakâr seçmenin, milliyetçi seçmenin, sosyal demokrat seçmenin ya da kendisini başka bir Dünya görüşüyle ifade eden seçmenin her birisinin ortak kararı adalet. Biz de diyoruz ki, adaleti savunacak insanlarız. Aynı çağrıyı AK Parti seçmenine de yapıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin milletvekili listesi bu şehre hizmet edemez. Gelin, Cumhuriyet Halk Partisi’nde birleşelim.

‘’DİĞER PARTİLERDE BUNU YAPMA ŞANSIN YOK’’

2017 yılında ‘Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasa daha iyi sonuç alır’ ifadelerini içeren paylaşımla ilgili soruya da cevap veren CHP İl Başkanı Erbilgin, ‘’2017 yılında Türkiye’nin genel ve partinin siyasetiyle ilgili eleştiri sahibi insanlardık. Ancak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem sonrasında hem 2019 seçimlerinde hem bugüne geldiğimizde bırakalım Cumhuriyet Halk Partisini, bütün toplumu birleştiren, onu birleştirmeye gayret eden idaresi çok net.  Bu partinin çok sesliliğine dair bir şeydir. Bunu diğer partilerde yapma şansın yok. Bugün, sayın Devlet Bahçeli’yi eleştirecek bir Milliyetçi Hareket Partisi yetkilisi yok. Bugün Sayın Erdoğan’ı eleştirecek bir AKP yöneticisi yok. Sinan Ateş cinayeti ortaya çıktığında MHP İl Başkanları, belediye başkanları, yedek MYK üyeleri, hiç birisinin çıtı çıkmadı. Dolayısıyla bizimkisi; onu söylüyorsun böyle yapıyorsundan öte, bizim kendimize olan güvenimiz; çok sesliliğimiz. ‘’

‘’KÖPRÜLÜ’NÜN YAPTIĞI SİYASETEN ROL KAPMADIR’’

Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkan Yardımcısı Resul Köprülü’nün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmesi üzerine aralarında geçen tartışma hakkındaki soruyu da yanıtlayan Erbilgin, ‘’Belediye Başkan yardımcısıyla ilgili şöyle bir yanlış buluyorum. Memur belediye başkan yardımcısı, seçilmiş belediye başkan yardımcısı değil. Geçmişte Ülkü Ocaklarında görev yapmış olması memur bir belediye başkan yardımcısına böyle bir meselede açıklama yapma hakkını vermeyeceğini düşünüyorum. Eğer kendisini eski ülkü ocakları başkanı olarak tanımlıyorsa, bugünkü ülkü ocakları başkanını hiçleştirmekten öteye geçmez. Siyasetin dinamiğine aykırı bir şeydir. Eğer toplumsal bir meseleyle ilgili bir görüş beyan edilecekse; ülkü ocakları başkanı; bunu yapabilir diye düşünüyorum. Sayın başkan yardımcısının belediye başkanı var. Seçimlerde sahada göremiyoruz. Topa girmiyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin il başkanı, milletvekili adayları var. Dolayısıyla bütün bunlar bu meselede söz söylemezken, sayın başkan yardımcısının söz söylemesi siyaseten rol kapmadır. Sayın Köprülü, belediyede çalışan memur belediye başkan yardımcısıdır. Bu şehirde bir damarı olduğunu düşünen Milliyetçi Hareket Partisi geleneğinde söz söyleyecek insan kalmadı mı?’’

‘’ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI DA SAMSUNLU’’

Kendisi üzerinde ‘Kastamonulu’ olmadığına dair yapılan siyaset hakkında da konuşan İl Başkanı Hikmet Erbilgin, ‘’Siyasetçi, kamuoyuna anlatacağı bir mesele olmayınca, oralarla meşgul olur. Bence bugün, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti seçmeni yorulmuşsa, buna benzer tartışmalardan yorulmuştur. Örneğin, Ülkü Ocakları başkanı şuanda Samsunlu, Vezirköprülü. Bu memlekette doğmuş, bu memlekette ekmeğini kazanıyor ve yaşıyor. Orada öyleyken buraya böyle demenin toplumsal bir karşılığı olmaz. Bizim milletvekilliği yapan geçmişteki başhekimimiz buralı değildi. Sayın Süleyman Yücel’in ömrü burada geçmiştir ama kütük olarak Maraşlıydı. Mesele Kastamonu’ya nasıl hizmet ettiğinle ilgili bir şey. Kastamonu’nun meselelerini çözen en büyük Kastamonuludur. Sayın Aydın, yıllarca İstanbul’daydı. Bu ölçü değil. Kastamonuluların çocuklarının derdiyle, gençlerin işsizliğiyle uğraştın mı? Sayın Emin Çınar ne kadar Kastamonulu olursa olsun, İnebolu’da ülkü ocaklarından yetişme gençleri AKP belediyesi ezdirmişse, artık nereli olduğunun hiçbir önemi yok. Bir hasta Karabük’e, Ankara’ya, Samsun’ a gitmek zorunda kalıyorsa, Sayın Doğan Ünlü’nün ben Kastamonuluyum demesinin bir hükmü yokki’’ ifadelerine yer verdi. 

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum