Buğdayda ‘20 milyon ton’ beklentisi…
Ulusal Hububat Konseyi (UHK), buğday rekoltesinin bu yıl geçen seneki üretim düzeyi olan 20 milyon ton civarında olabileceği beklentisini muhafaza ettiğini açıkladı....
UHK, 2022-2023 sezonuna ilişkin buğday değerlendirme
raporunu yayımladı. Türkiye’nin 2022-2023 üretim yılı 6 aylık gelişme döneminde
287 milimetre yağış aldığı ve bunun uzun yıllar ortalamasının yüzde 23 altında
olduğu kaydedilen raporda, yağış düşüşünün tüm bölgelerde gerçekleştiği,
yağışın Karadeniz’de yüzde 9 azaldığı, Marmara’da ise son 63 yılın en düşük
yağışı alınarak yüzde 39 azaldığı vurgulandı. Kış mevsiminde yağış eksikliğinin
ülke genelinde daha bariz hissedildiği, son 63 yılın en düşük yağış alan ikinci
kış mevsimi olduğu yer alan raporda, yağış eksikliğinin değişen oranlarda olmak
üzere tüm bölgelerde görüldüğü, bu oranın Karadeniz’de yüzde 22, İç Anadolu’da
yüzde 55 olarak gerçekleştiği kaydedildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Mart ayında 96 milimetre yağış kaydedilmiş, uzun yıllar ortalaması yüzde 56
üzerinde olmuş, mart ayı bu yağış ile son 27 yılın en yağışlı mart ayı olarak
kayda geçmiştir. Mart yağışı farklı oranlarda tüm bölgelerde yüksek
gerçekleşmiş, Marmara’da yüzde 20, İç Anadolu’da yüzde 80 aralığında yüksek
seyretmiştir. Türkiye genelinde yağışlı geçen mart ayını takiben yağışların
nisan ayının ilk 10 gününde de devam etmesi, rekolte beklentisinde daha olumlu
bir havanın oluşumuna katkı sunmaktadır. Ülke genelinde bölgelere göre
değişkenlik göstermekle birlikte buğday rekoltesi üzerinde nisan ve mayıs ayı
yağışları belirleyici olacak olup, Doğu Anadolu’da haziran yağışları da etkili
olacaktır.”
AFET BUĞDAY
REKOLTESİ ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ OLACAK
Raporda, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen
illerin önemli buğday üretim merkezleri olduğuna dikkat çekilerek şu
değerlendirme yapıldı: “Bu illerde deprem felaketinden kırsalın da fazlaca
etkilenmesi, buğdayda bakım işlerinde aksama riski oluşturmuştur. Ancak her
koşulda üretime devam iradesi gösteren çiftçimizin gayretleri, devletimizin
milletle kaynaşması sonucu bu riskin minimize edildiği gözlemlenmektedir.
Buğday rekoltesi üzerinde afetin de belirli ölçüde belirleyici olacağı
değerlendirilmektedir. Buğday 31 Mart itibarıyla İç ve Doğu Anadolu
bölgelerinde kardeşlenme, Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde
kardeşlenme/sapa kalkma, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde sapa
kalkma/başaklanma evrelerindedir. Bölgeler arasında ve bölge içinde ekolojik
farklılıklar ve yağış ve diğer iklim faktörlerinin değişkenliği kaynaklı önemli
fenolojik değişimler görülmektedir.”
“BUĞDAY REKOLTE
BEKLENTİMİZ 20 MİLYON”
Buğday ekim alanının UHK 2022 rekolte tahmin raporlarında
7,1 milyon hektar olarak öngörüldüğü hatırlatılan raporda, “TÜİK raporunda ise
buğday ekim alanı 6,6 milyon hektar olarak belirtilmiştir. Bu üretim yılında
dünya ekmeklik buğday ton fiyatının 300 doların altına düştüğü göz önüne
alındığında, ülkemiz buğday müdahale fiyatının fark ödemesi ile birlikte bu
fiyatlarla entegre olmuş olduğu, hatta üzerinde çıktığı anlaşılmaktadır. Girdi
maliyetlerindeki artış dikkate alınarak verilen bu fiyat ve artırılan tarımsal
destekler üretici memnuniyetine yansımış ve kışlık ve yazlık buğday ekimlerinde
artış olarak kendini gösterdiği değerlendirilmektedir. UHK ve TÜİK buğday ekim
alanları normalize edilerek yapılan değerlendirme ile 2022-2023 üretim yılında
7,3 milyon hektar buğday ekilişinin olduğu öngörülmektedir. Bu ekim alanı göz
önüne alındığında iklim kaynaklı ortalama birim alan veriminde bir miktar kayıp
olsa bile, ekim alanındaki artışın bunu telafi edebileceği öngörüsü ile buğday
rekoltesinin geçen seneki üretim düzeyi olan 20 milyon ton civarında
olabileceği beklentimizi muhafaza etmekteyiz” denildi.
Raporda bazı bölgelerde buğday hasadına aylar kaldığı
hatırlatılarak, “Ekmeklik buğday 30 Nisan’a kadar gümrük vergisi sıfır olarak
ithal edilebilmektedir. Üretimde sürdürülebilirlik üreticinin korunmasına bağlı
olduğundan, 30 Nisan’da gümrük vergisi sıfır uygulamasının gözden geçilmesini
önermekteyiz” ifadelerine yer verildi.
“Geçen üretim yılında uygulandığı üzere bu üretim yılında
da TMO’nun hasat öncesi dünya fiyatları ile uyumlu, ancak girdi
maliyetlerindeki artışı dikkate alan gerçekçi bir müdahale alım fiyatı
belirlemesi önerinin ötesinde bir gereklilik olarak görülmektedir” denilen
raporda, fark ödemesi uygulamasına devam edilmesi ve tarımsal desteklerin
sürdürülebilirlik dikkate alınarak güncellenmesinin beklendiği ifade edildi.
TMO tarafından iki üretim sezonundan bu yana hayata geçirilen ‘un regülasyonu’
programının altının çizildiği raporda şu bilgiler yer aldı: “Uygulama, ekmek
fiyatının belirli bir düzeyde tutulmasını teminen buğday müdahale fiyatı
üzerindeki baskıyı hafifleten sosyal bir program olarak toplumsal kabul
görmüştür. Bu uygulamanın müdahale fiyatları üzerine üreticiyi memnun edici
etkisi, buğday ekim alanlarında artış eğilimini ortaya çıkarmıştır. Buğday ekim
alanlarındaki yükseliş trendinin devamı ile ‘un regülasyonu’ programının devamı
ile sıkı bir ilişki olduğundan hareketle programın devamı yönünde gösterilecek
irade hayati önemdedir.” (iha)
Kaynak: İHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.