
45 yıl sonra acı gerçekle yüzleşti
İhsangazi ilçesinde ikamet eden Metin Satılmış Şeşen, yakınlarının kendisini kandırdığını düşünerek 45 yıl sonra babasının kaza yaparak öldüğü yere gitti. Kazada babasının kullandığı traktör ile çarpışan karşı tarafın traktör sürücüsüyle kaza yerinde görüşen ve helallik isteyen Şeşen, yakınlarının kendisini kandırdığını ve gerçeklerin ortaya çıkmasını istedi....
İhsangazi ilçesine bağlı Kapaklı Köyünde ikamet eden
Metin Satılmış Şeşen, son aylarda çevresinden 45 yıl önce babasının kaza
yaptığı yer ve ödenen tazminatlarla ilgili duyumlar almaya başladı. Kazada
karşı tarafa haksızlıklar yapıldığının söylenmesi üzerine Metin Satılmış Şeşen,
45 yıl sonra babasının kazasını araştırmaya başladı. O günün tanıklarıyla
görüşen Şeşen, ardından babasının kullandığı traktörün çarpıştığı karşı tarafın
sürücüsü Aziz Büyüksarı'yı buldu. Araç'ın Başköyünde ikamet eden Aziz Büyüksarı
ile babasının kaza yaptığı yerde buluşan Şeşen, 45 yıl önce yaşanan acıları bir
kez daha yaşadı. Kazanın ardından o günün şartlarında iki tane sıfır kilometre
traktörün alınacağı kadar tazminat ödendiğini ve kaza sebebiyle de 10 ay
boyunca Aziz Büyüksarı'nın cezaevinde yattığını ayrıca eşinin de kansere
yakalanarak öldüğünü öğrendi. Duydukları karşısında büyük şaşkınlık yaşayan
Metin Şeşen, yakınları tarafından kandırıldığını ve ödenen tazminatın kendilerine
hiç verilmediğini söyledi.
Aziz Büyüksarı'dan yapılan haksızlıklar sebebiyle 45 yıl
sonra helallik isteyen Şeşen, şimdi de ödenen tazminatların kim tarafından
alındığının ortaya çıkartılmasını ve geri iade edilmesini talep etti.
“45 YIL SONRA KAZAYI
YAPAN KİŞİYİ ARAYIP BULDUM VE ACI GERÇEKLERİ ÖĞRENDİM”
45 yıl sonra kazayı yapan kişiyi bulduğunu ve gerçeklerle
yüzleştiğini söyleyen Metin Satılmış Şeşen, “45 yıl önce babam, burada trafik
kazası geçirip vefat etti. Son aylarda sağdan soldan bu kazayla ilgili
konuşulanları duymaya başladım. Fakat şimdiye kadar yakınlarımız bize hep
farklı anlatmışlar. Ben de 45 yıl sonra kazayı yapan kişiyi arayıp buldum. Bazı
çevrelerden kaza yapana da haksızlıklar yapıldığını öğrendim. O yüzden bu
olayların gerçeğe çıkmasını istedim” dedi.
“GERÇEKLERİN
KAZANIN ÜZERİNDEN 45 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUM”
Gerçeklerin kazanın üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen
ortaya çıkartılmasını isteyen Şeşen, “Dedem sürekli söylenirdi, yetimlerin
hakkını yediler derdi. Karşı taraftan alınan paranın yetimlere verilmediğini
söylerdi. Bende bunu araştırmak için kaza yapan karşı taraftaki Aziz ağabeyi
araştırıp buldum. Ondan da kazayı bir kere dinledim. Şu anki hesaba göre iki
tane sıfır traktör parasının bizim adımıza ödediğini söylüyor ama bu paralar
bize geçmedi. Bizim hayatımızda hiçbir değişiklik olmadı. Yaşlı haliyle dedem
bizlere baktı, büyüttü. 65 yaş maaşı alıyordu, onunla büyüttü bizleri. Bende
gerçeklerin kazanın üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen ortaya çıkmasını
istiyorum” diye konuştu.
“BABAMIN KAZA
YAPTIĞI YERE İLK DEFA GELİYORUM VE ACISINI TEKRAR YAŞIYORUM”
Yakınlarının kendilerine yalan yanlış söylemlerde
bulunduğunu ve bu yüzden babasının kaza yaptığı yere ilk defa geldiğini ve
acısını tekrar yaşadığını belirten Şeşen, “Bize yakınlarımız farklı anlatıyordu
kazayı fakat benim bazı çevrelerden duyduklarım ise daha farklıydı. Bende bu
zamana kadar bunun üzerini kapatmaya çalıştım. Gerçekle bende yüzleşmek
istemedim ama artık bende belli bir yaşa geldim, karşı tarafa da haksızlık
yapıldığını düşündüğüm için bu işe giriştim. Karşı taraf ise parayı çocuklarına
ödediğini düşünüyoruz ta ki ben arayıp kendisine durumu izah edene kadar. Ben
şimdi bunu ispat etmeye çalışıyorum. Şu anda paraların nereye gittiği, kimin
aldığı belli değil. Aziz ağabeyin bahsettiği hesaba göre benim şu anda kafamda
yaptığım hesaba göre sıfır bir traktör 500 bin lira civarında, çok para ediyor.
Bu paralar bizim hesabımıza gelmiş olsa bizim yaşantımızda bir değişiklik
olması gerekiyor. Ev ya da araba alınır bu paralarla ama ortada böyle bir para
yok. Ben bu gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum. Kim bizlerin hakkını
yediyse bu paranın bana da geçmesini istemiyorum, aksine bu paraların Aziz
ağabeye geri ödenmesini istiyorum. Benim babamın kanı parayla satılık değil.
Kaza olmuş bitmiş, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Fakat 45 yıl
sonra yakınlarım beni buna mecbur ettiler, bugün burada babamın acısını ben
tekrar yaşıyorum. Babamın kaza yaptığı yere 45 yıl sonra ilk defa geliyorum.
Ben şimdiye kadar babamın kaza yaptığı yeri kimseye sormamıştım fakat beni bu
zaman sonra yakınlarım mecbur bıraktı. Şu anda karşı tarafı dinledikten sonra
yakınlarımın anlattıklarının hiçbirinin doğru olmadığını düşünüyorum”
ifadelerini kullandı.
Şeşen, şöyle konuştu: “Benim babam nakliyatçılık
yapıyordu, yolcu taşımacılığı yapıyordu, çiftçilik yapıyordu. Babamı ben hiç
hatırlamıyorum, ben o zaman 2 yaşındaymışım, kardeşimde 1 yaşındaymış babamızın
vefat ettiğinde.”
“10 AY CEZAEVİNDE
YATTIM, TAZMİNATI ÖDEYEBİLMEK İÇİN SIRTIM YATAK GÖRMEDİ”
Araç'ın Başköyünde ikamet eden Aziz Büyüksarı ise, “45
yıl önce biz burada bir kaza yaptık. Kazada ölen arkadaşımız bize yol verdi.
Bende yanından geçtim, o da benim sağ tarafımdan bastırmış. Beni geçmek
istemiş. O da soldan değil de sağ tarafımdan geçmek istemiş. Yol daraldığında
aşağıya gidiyorum diye direksiyonu yukarı kırmış. O zaman arka römorkun
tekerine traktörün önünü çarptırmış. O zaman yolun altına devrilmiş. Böyle bir
hadise yaşadık. Bu arkadaşımızın küçük çocukları varmış, duyunca baya üzüldük.
Ben kazadan sonra 10 ay cezaevinde yattım. Çocuklarına kan parası ödüyoruz diye
bizden tazminat aldılar. Biz tabii ki çocuklarına paraların gittiğini
zannediyoruz. Ölen arkadaşımızın oğlu Metin, beni telefonla aradı. Aziz abi,
mağdur duruma seni de düşürmüşler ama ödediğin tazminat bize gelmedi dedi. O
parayı bizlere vermediler dedi. Vasiniz kimdi o zaman sizin dedim, vasisi kimse
o zaman bu para onda takılır. Almıştır parayı ama size vermemiştir dedim.
Bilemiyorum nasıl oldu. Ben haberi Metin'den duyunca yani paranın çocuklara
verilmediğini duyunca şok oldum. Bu paralar çocuklara gitsin diye ödendi.
Bilemiyoruz nasıl oldu, kimde kaldı. Ta ki beni arayıp Metin durumu anlatana
kadar haberimiz yoktu. Ben, kendisine devletin bize verdiği cezayı bizler
ödedik” dedi.
“1978 YILINDA 500
BİN LİRA PARA ÖDEDİK”
Eşinin kazanın ardından çok üzüldüğünü anlatan Büyüksarı, “Ailecek çok üzüldük kazaya. Bizler haksızlığa uğradık. Haksız yere cezalar ödedik. Hatta rahmetli babam, devamlı beni haksız yere ceza aldım diye beddua dahi etmişti. Çok mağdur duruma düştük. Eşim üzüntüden kansere yakalandı ve vefat etti. Çocuklarımın en büyüğü 7 yaşındaydı, en küçüğü de 1 yaşındaydı. 18 yıl boyunca hiç evlenmedim. Gelen hanım çocuklarıma üveylik yapar diye 18 yıl boyunca hiç evlenmedim, çocuklarımı büyüttükten sonra ikisini evlendirdim, bir tane kızım kaldı yanımda. Ondan sonra evlendim. 1978 yılında 500 bin lira para ödedik. O zamanın parasıyla iki tane sıfır traktör alınıyordu. Bizler, o zamanın parasıyla 68 bin liraya almıştık traktörü. 23 bin 500 lira ilk taksitiydi. Biz, hayvanımızı, koyunlarımızı, her şeyimizi sattık ilk taksitini ödemeye gücümüz yetmedi. Malımız, hayvanımız büyükbaş küçükbaş hayvanlarımızı sattığımız halde 18 bin lira tuttu parası. 5 bin lirada bir yerden borç bulduk, 23 bin liraya tamamlayıp ilk taksitini bu şekilde ödemiştik. Ben, bu tazminatı ödeyinceye kadar sırtın bir gün bile yatak görmedi. Ormanlardan orman envanteri çekiyorduk o zamanlarda. Gece saat 12'de gel, saat üç olmadan kalkıp tekrar ormana gidiyordum tazminatı ödeyebilmek için. O şekilde yıllarca çalıştım” diye konuştu.
Kaynak: İHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.