Kullanıcı Bulunamadı Tüm Haberleri

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) Şube Başkanı Enver Değirmenci, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklamalarda bulundu.

81 ilde aynı anda ortak bir açıklama yayınlayan TEÇ-SEN’in Kastamonu Şubesi de İl Milli Eğitim Müdürlüğü önündeydi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet yaralılara şifa dileyen Değirmenci; “Birbirimizin canını, malını, evlatlarını korumak ve kollamak hepimizin toplumsal sorumluluğu ve göreviyken, daha hayatın ne olduğunu anlamadan, büyük bir acıyla hayata veda etmiş olan canlarımız için insanlığımız adına utanç duyuyoruz ve özür dileriz. Maalesef, doğal afetler kontrolümüz dışındaki faktörler olsa da felaketin boyutunun artmasında ‘insan’ faktörünün etkili olması, denetim eksiklikleri, sorumluların sorumsuzca davranması, açgözlü insanların üç kuruş fazla kazanması için malzemeden çalması, düzgün, güvenli ve yaşanabilir bir konut yapamadığımız için utanarak özür dileriz” diye konuştu.

Değirmenci, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlere ilişkin; “Deprem afeti nedeniyle; Hatay, Adıyaman, Adana, Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Osmaniye, Kilis ve Şanlıurfa il ve ilçelerimizde yaşayan bebeklerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, annelerimizi, babalarımızı, dedelerimizi, ninelerimizi, 46 bin canımızı kaybettik. Hayatını kaybeden tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve milletimize başsağlığı diliyoruz” dedi.

“HANGİ SÖZÜMÜZ, YAŞAMIŞ OLDUĞUMUZ BU TRAVMAYI HAFİFLETEBİLİR Kİ?”

Afetin ardından yedikleri yemekten dahi utandıklarını aktaran Değirmenci; “Büyük deprem afetinin olduğu dakikadan itibaren yemek yemedik, su içmedik, uyku uyumadık, sıcak yatağımıza giremedik. Yediğim, yemekten, içtiğimiz sudan, sıcak yatağımızdan utandık. Özür dileriz. Hangi sözümüz öksüz, yetim ve sıcak yuvasından ayrılmış bebeklerimizin, çocuklarımız, gençlerimizin kaybettiği güven duygusunu, yaşama hevesini, neşesini, gülen yüzlerini geri getirebilir ki? Hangi sözümüz, yaşamış olduğumuz bu travmayı hafifletebilir ki? Özür dileriz. Birbirimizin canını, malını, evlatlarını korumak ve kollamak hepimizin toplumsal sorumluluğu ve göreviyken, daha hayatın ne olduğunu anlamadan, büyük bir acıyla hayata veda etmiş olan canlarımız için insanlığımız adına utanç duyuyoruz ve özür dileriz. Maalesef, doğal afetler kontrolümüz dışındaki faktörler olsa da felaketin boyutunun artmasında ‘insan’ faktörünün etkili olması, denetim eksiklikleri, sorumluların sorumsuzca davranması, açgözlü insanların üç kuruş fazla kazanması için malzemeden çalması, düzgün, güvenli ve yaşanabilir bir konut yapamadığımız için utanarak özür dileriz. Ülkemizdeki siyasi tartışmaların, kavgaların ve çekişmelerin, doğal afetler gibi hayatımızı tehdit eden olaylara karşı hazırlık yapma konusunda işbirliği yapmamız zorlaştırdığını gördüğümüz halde siyasi farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, doğal afetlere karşı ortak bir mücadele yürütmek için birlikte hareket edemediğimiz için özür dileriz. Umarız ki zaman, yaralarımızı iyileştirmek için bir araç olur ve kayıplarımızı kabullenmemize yardımcı olur. Özür dileriz. Ülkemizi derin yasa boğan büyük deprem afeti nedeniyle canla başla mücadele eden, yerli, yabancı arama kurtarma ekiplerine, madencilerimize, doktorlarımıza, hemşirelerimize, askerimize, emniyet personellerimize, ambulans şoförlerimize, kepçe operatörlerimize, kamyon şoförlerimize, aşçılarımıza, kamu görevlilerimize, yardımlaşma ve dayanışma örneği gösteren aziz milletimize sonsuz teşekkür ederiz. Bu vesile ile 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü Dolayısıyla istiklal Marşı’mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy ve 18 Mart Çanakkale şehitlerimizi de minnetle yad ederim” diyerek sözlerini tamamladı.