Aşk ve evlilik bize ne yapar?
...
Aşk, bizi kısa süreliğine iyi insan yapan, biraz etkisi
azalınca herkesin normale döndüğü ve bunu aşkın bitişine bağlandığımız şahane
duygu yoğunluğu...
Aşk bize yaşamak istediklerimizi yaşatmayı vaat eder. Aşkın görevi, aşkı korumaya ve taze tutmaya çalışırken büründüğümüz yeni halimizden memnun olmadığımız an biter...
Aşk bize şarkı sözlerini ezberletir, içimizdeki yol yordam bilen temiz çocuğu ortaya çıkarır ve en karanlık yanlarımızı kendimiz bile unuturuz.
Yani kötü veya yanlış olan hiçbir yanı olmayan aşk masumdur da duyguları yasamamıza vesile olan kişi neden değersizleşir ve ne zaman düşman kesiliriz biz?
Kimse kendi olarak gelmediğinde...
Herkes aşkına ve duygularına amade olacağını düşünerek çıkıyor bu yola. Aşkı korumaya çalışırken yoruluyor ve varlığını hiçe sayarak sürdürmeye çalıştığı için o kişiye bir süre sonra düşman oluyor. Aslında o kişiye değil, dönüştüğü yeni haline kızıyor ve düşmanlık besliyor içten içe.
Kimse itaatkâr ve kendi olmayan versiyonunu sevemez...
Kimse sizden zaten bunu talep etmez, bu bazılarımızın acemiliği ve yüce gönüllülüğü diyebiliriz.
Aşk sırça bir köşk değildir ama duygularınız, değerleriniz ve onurunuz tam da öyledir. Hassas olmanız gereken konu kendinizi doğru ifade etmek olduğu sürece birbirini kabul etmek ve sevmek noktasında hayal kırıklığı yaşanması olanaksız.
Aşk bize bunu yapar çünkü sevilmeyi ve sevmeyi çok seviyoruz. Bu yüzden aşk bize her duyguyu yaşatsın ki kendimiz olmayı öğrenelim. Aşkın canı hep sağ...
Evlilik bize ne yapar?
Zihnimizde canlanan yüzük, çiçek, törenler, yeni ortak eşyalar, aşkı yasallaştırma gibi temel prensiplere sempati uyandırır. Sonra onlarla örtüşmeyen, nezaketten ve duygulardan çok uzak tavırlara maruz kalınca sorgulatır.
Biz eşyalarla evlenmiyoruz!
Birimizin başlattığı oyunbozanlığı diğeri de oyun kurallarını hiçe sayarak sürdürecek kadar insan...
Aşktan sağ çıkarsınız ama evlilikte sağ çıkan olmaz...
Bazen kadın bazen de erkek kendini geliştirir ve ileriye taşır. Diğeri geride kalır ya da yerinde sayar. Evlilik bize yerimizi göremeyecek kadar yoğunluk ve garanti verir. Zaman zaman dönüp kendimize dışarıdan bakamayacağımız kadar yoğundur günlük hayat. Eşler bunu anlamak zorunda değildir çünkü bir olunsa da karnınız ağrısa ilacı içecek olan sizsiniz. Yani evlilikte de kendi duygu ve davranışlarınızın, gelişiminizin sorumluluğu size ait.
Aşk ve evlilik bizi uyutur, uyandırır, bazen görüş açımızı daraltır, bazen genişletir. İyi insan yapar, canavara dönüştürür. Ama bunu size yapan ne olursa olsun karşınızdaki kişi değildir.
Ne istediğini bilen, alması için nasıl bir iletişim yolunu seçmesi gerektiğini bilen, seçimini sevmeyi öğrenenler beklentilerine karşılık bulacak, kendisini inatlaşma yoluyla ortaya koyan ve gelişerek değil gerileyerek değişen herkes buralardan sağ çıkamayacaktır.
İnsan, duyguları, zekası ve tüm yetileriyle mucizevi bir şekilde dünyaya gelmiştir.
Sağ kalmak ve çıktığı basamaklardan geri inmemek kendisine olan borcudur.
Aşka ve evliliğe küstürmemek için nazik ve insanca yaklaşmak, konuşabilmek de karşı tarafa olan borcu.
Sabah saatlerinde işe gitmek kadar acı fakat olağan yanları olan aşkı biraz makul karşılayalım. Aşkın da bir pazarı var...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.