
Kastamonu, DSÖ’nün raporuna ne diyor?
Dünya Sağlık Örgütü İlk defa hareketsizliğin etkileri üzerine küresel bir rapor hazırladı. Yayımlanan rapora göre hükümetler bu konuda tutumlarını değiştirmezse 2020-2030 yılları arasında fiziksel hareket eksiklik nedeniyle kalp sorunları, obezite ve diyabet gibi hastalıklara yakalananların sayısı yaklaşık 500 milyon olacak. Peki Kastamonu halkı bu konuda ne düşüyor? Bu hastalıklara yakalanmanın önüne geçebilmek için neler yapılmalı? CNG Haber ve Açıksöz TV muhabirleri bu konuda vatandaşa mikrofon uzattı. Detaylar haberimizde…...

“DIŞARIDAN YEME ORANIMIZ DA ÇOK ARTTI”
Sağlık görevlisi Rabia Kiper de; “Ne kadar ilaçlarla veya başka tedavilerle hastalara yardımcı olmaya çalışsak da, aslında yemek düzenlemesi sedanter hayat dediğimiz hareketsizlik hayatını en fazla etkileyen etkenlerden bir tanesidir. Bu nedenle hastaların hareket etmesi ve beslenmelerine dikkat etmesi, hareketsizlik sorununun neredeyse yüzde 70’’ini çözüyor. Bunu göz önünde bulundurarak aslında hayatımızdaki birkaç sağlıklı çözümü ön plana koyarsak çok fark ettirebiliriz. Şöyle bir şey var, yediğimiz şeyler çok hazır şeyler haline gelmeye başladı. Yağın kalitesi düştü veya oranı arttı. Dışarıdan yeme oranımız da çok arttı. Bu nedenle evde yediklerimizle hayatımızı devam ettirirsek sağlık açısından çok daha farklı yere gelebiliriz. Her yaşın kendi kapasitesine göre hareketli bir hayatı olacak. Onun haricinde yemeğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Yemek haricinde de, hareket haricinde toplumda çok fazla ilaç kullanımı oluyor. Bunu da uzmanlarca değerlendirildiği şekilde kullanılırsa hayatımızda çok büyük bir değişiklik oluşturmuş oluyoruz” diye konuştu.
“GÜNDE EN AZ 5 BİN VEYA 7 BİN ADIM ATMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ”
Yürümenin önemli olduğunu dile getiren sağlık çalışanı Buse Nur Akbay; “Bir sağlık çalışanı olarak, okulda zaten hareketin önemini sıklıkla dile getiriyorlar. Hem diyabet açısından hem de kalp hastalıkları riski açısından insan hayatını değiştirebilen şey aslında yaşam tarzıdır. Yaşam tarzını da değiştirebilen şey harekettir. Biz de insanlara 10 bin adım atamasalar bile günde en az 5 bin veya 7 bin adım atmalarını tavsiye ediyoruz. Bunu adım olarak sınırlandırmayabiliriz. En azından 45 dakika boyunca, uygun bir ritim ve kalp hızlarını değiştirebilecek şekilde yürümelerini tavsiye ediyoruz. Gençler harekete dikkat ederse, ilerleye yaşlarda hastalıkların gelişme riskinin düşmesi açısından iyi olur. Yaşlı insanların da yapabildikleri ölçüde, oturabildikleri yerde veya dışarıya çıktıklarında hareket etmelerini tavsiye ediyoruz” dedi.
“DÜZENLİ OLARAK GÜNDE 3 LİTRE SU İÇMELİYİZ”
Konuyla ilgili konuşan Ayşin Mazlum isimli vatandaş; “Ben şu an 116 kilogramdayım. Benim ağırlığımdakiler 40 dakika yürüyüş yapmalı. Çünkü, şimdi spora giderse yağlar kasa çevrilecek. Kas olunca da kası eritmek yağı eritmekten daha zor. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporunda belirttiği hastalıklara yakalanmamamız için düzenli beslenmeli, spor yapmalı, su içmeliyiz. Düzenli olarak günde 3 litre su içmeliyiz. Eğer bu dediklerimizi yapmazsak sürekli olarak çabuk yemek veya ayaküstü yemek adı verilen fast food yiyeceklerle beslenirsek obezite oluruz” dedi.
“HAYATIMIZDA TUZ VE ŞEKERİ KESMEK LAZIM”
Bir diğer vatandaş Eşref Karaalioğlu ise şöyle konuştu;“Biz de işe gidip gelirken araba kullanıyoruz, hiç yürümüyoruz. Sigara kullanımı devam ediyor. Yemek anlamında unlu mamuller devam ediyor. Hayatımızda tuz ve şekeri kesmek lazım. Sağlığımla ilgili korkuyorum. Kilom artarak devam ediyor. Ama bununla ilgili olarak da bir şey yapmıyoruz.” (Banu Türkmenoğlu/Mizgin Kaynar)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.