'Milletvekilliğim döneminde neredeyse bana yalvarıyordun Katar'
26. Dönem Kastamonu Milletvekili Murat Demir, İYİ Parti İl Başkanı Ahmet Katar'ın kendisine yönelik söylediği sözlere sert cevap verdi. 'Ben milletvekili olduğumda sorunların çözümü için neredeyse bana yalvarıyordu' ifadelerini kullanan Milletvekili Demir, 'Ahmet Katar bir ahmak arıyorsa o da kendisi'' dedi....
Murat Demir'in TV366'ya yaptığı açıklamanın satır başları şu şekilde:
''Sık sık bir araya geldiğimiz ortamlarda siyasi üsluba dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızdan çıkan laflara dikkat etmemiz gerekiyor. Ahmet Katar beyi tanıyorum, kendisi de bizim gibi siyasetçi.İYİ Parti'nin il başkanı olarak atadılar, hayırlı uğurlu olsun. Onu izleyenler şaşkınlık içerisinde bir tavır takındılar. Üslup, siyasi etikle hiç bir şekilde örtüşmüyor, evet biz de bazen sert çıkıyoruz ama bana sert bir şekilde bir şey söylenmediyse ben asla nezaketi kaybetmem. Sonuçta insanız, bugün varız yarın yokuz. Ama sayın Ahmet Katar'ın Genel Başkanı Meral Akşener'in Şehit Şerife Bacı'yla ilgili grup toplantısında yaptığı o konuşmanın akabinde ben, kendilerinden bir düzeltme beklerdim. Kastamonu İl Başkanı olarak da düzeltmeyi ben yapıyorum diye bu işin içinden sıyrılabilirdi. Ama derler ya; özrü kabahatinden büyük.''
''NEREDEYSE BANA YALVARIYORDU''
''Malesef sayın Ahmet Katar, böyle bir yol tercih etti. Kastamonu'da siyasetin içine aktif girdin, gelecekte de insanlarla yüz yüze bakacaksın. Kendi adıma konuşayım, bana söylenen hiç bir lafın altında kalmadım, kalmam. Ahmet Katar benim muhattabım değil ama KASİAD'tan bir tanışıklığımız var. Benim milletvekili olduğum dönemde Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşadığı sıkıntıları defalarca bana telefon açıp, 'Sayın vekilim, bu işleri anca sen çözersin' diye bana neredeyse yalvaran bir insan. Ama dün gördüm ki; benim milletvekilliğime atıfta bulundu. Benim, şehit cenazesindeki tavrımla alakalı bir atıfta bulundu. Kastamonu ruhu taşıyan tüm Kastamonulular bu sözlere tepki gösterdi. Hatta bir arkadaşımız, genel merkezle görüştük, ilk grup toplantısında düzeltilecek diye bir yorum da geldi. Bu tavrın bir kaç nedeni var. Ahmet beyin siyasete girişini tartışmak lazım. Bugün, İYİ Parti'nin başına nasıl geldiğini, arkasını araştırdığında bir sürü şey çıkacaktır. Bir yönetimin bir sürü polemiklerle Ahmet Katar, il başkanı oldu. Bu kısmıyla baktığımızda Ahmet Katar'ın siyasete değişik bir yolla girdiği belli. Belki bir milletvekilliği için yola çıkmıştır, olabilir. Herkes böyle hayaller kurabilir. Ama bunu yaparken, siyasi nezaketi bir kenara bıraktığın zaman, karşındaki insanlardan daha fazlasını alırsın. Bana göre iş adamlığında kazanamadığı tecrübeyi siyasette kazanacak.''
''KONUŞMASINA DİKKAT ETSİN''
''Kastamonu Sanayi ve İş Adamlarının Kastamonu'daki temsilcisi olarak atandığın zaman senin tek görevin vardı. Senin iş adamları ve sanayicileri buluşturmak gibi bir görevin ve Kastamonu ile İstanbul arasında bir köprü kurarak, fayda sağlaması gerekiyordu ama o tam tersini yaptı ve siyasete bulaştırdı. KASİAD'ı siyaset yapmak ve siyasi olarak ön plana çıkmak için tercih etti. Evrenye'de bir şehit cenazemiz olmuştu. O şehit cenazesinde eski MHP İl Başkanımızla fotoğrafımızı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ahlaksız kiyafetsiz bir milletvekiliydi o zaman, Barış Yarkadaş; tutup sosyal medyadan paylaştı. Şehit cenazesinde gülen milletvekili ve il başkanı diye. Bizi sosyal medyada topa tuttular. Ertesi gün meclis gittiğimde, Barış Yarkadaş korkusuna meclise gelemedi. O zaman da açıklama yaptım. Biz oraya gittiğimizde şehit kardeşimiz oraya gelmemişti. Cuma günüydü, cuma namazı vardı. Cuma namazına tam bir saat vardı. Sayın Bakan yoldaydı ve onu bekliyorduk. Safta tutmadık, namaza da durmamıştık. İsteseydik camiinin içinde bize yer ayrılmıştı, oraya gitmedik. Dışarıda halka beraber kilimin üzerinde oturduk. MHP İl Başkanımızla otururken bana 'Sayın vekilim sakal yakışmış' dedi. Ben de tebessümle 'Biz de modaya uyduk' dedim. O anda bizim fotoğrafımızı İnebolu'daki arkadaşımız çekmiş ama tabi tesadüfen olmuş. Dikkat etmeden paylaşmış. Aklı sıra karalamak için böyle bir sürece girmişler. Bu söze girdiği için Ahmet Katar'a hadsiz bir iş yaptığını söylemek istiyorum. Murat Demir'i o çok iyi tanır. Murat Demir'i Kastamonu, Türkiye tanıyor. Bizim şehitlerimize, askerlerimize karşı hassasiyetimizi Ahmet Katar, diline dolaştıramaz. Sen bana bu kelimeleri söylemek için hangi partinin il başkanı olduğunu iyi düşün. Erkeklere kazmalar diyen, ağza alınmayacak diyen argo kelimeler kullanan genel başkanın il başkanlığını yapıyor. Konuşmasına dikkat etsin. Bana sorarsan sen bu üslupla devam edeceksen, bu partiye cuk oturmuşsun. Benimle ilgili tek kelime ettiği zaman karşılığını 10 kat alır. ''
''MİLLET ENAYİ DEĞİL''
''Bir diğer konu Şerife Bacı... Kastamonu insanının en kıymetli değerlerinden ve hassasiyetlerinden biri olan, özelliği ve kendisinin kahramanlığını anlatan bu durumunu senin genel başkanının nasıl anlattığını hep beraber izledik. Grup toplantısını da videoları da tekrar tekrar izledim. 'Ahmak' diye bir kelime kullandın. Eğer bir ahmak arıyorsan, birinci ahmak sensin. Bununla alakalı da hukuki süreci başlatacağım. Bir de sayın genel başkanına 'ahmak' diyorsun. Millet, enayi değil. Senin genel başkanın Şerife Bacı'yı anlatıyor. Söylediği her şey çelişkili, Şerife Bacı'nın tarihçesini okuduğumuz zaman çocuğuyla alakalı tek bir isim geçmiyor. Her alanda kucağındaki çocuğu diye bahsediyor. Ahmet Katar tespiti aslında doğru yapmış. 'Bunu anlamayanlar ahmaktır' diyor. Anlamayan da kendisi. Bu ne demek, kendisine ahmak diyor. Şerife Bacı'yı anlamayan da genel başkanı. ''
''SEN KONUŞTUKÇA BİZ DE CEVABINI VERİRİZ''
''Bir de İstanbul'dan gelip burada vekilli yapıyor diyor. Git İstanbul'da ol diyerek abuk sabuk laflar söylüyor. Bu çok kötü bir siyaset. Kastamonu'nun öz ve öz evladıyım. Kastamonu'ya yatırım yapmış olabilirsin, istihdam sağlıyor olabilirsin. Allah razı olsun ama kendi işini yapıyorsun, para kazanıyorsun. Murat Demir ve ailesi, Kastamonu genelinden; her ilçesinden tek bir kuruş menfaat beklemeden, her türlü maddi ve manevi desteği sağlamış ve sağlamaktadır. Bunun en büyük örneği de; Bozkurt ve Abana bölgesindeki sel olaylarında en büyük maddi desteği sağlayan kişi benim. Bunu hiç kimseye söylemedim, söylemek zorunda da değilim. Bir elin verdiğini diğer el duymasın mantığıyla yapıyoruz. Ben iş adamlarından kapı kapı dolaşıp, Kastamonu için destek istedim. Sen ne yaptın? Umarım üslubunu çok fazla aşmazsın. Sen konuştukça biz de cevap veririz, bu cevabın dozu da artar.Daha önce söyledim yine söylüyorum. Büyüklerimiz uygun görürse Kastamonu'dan adayım.''
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.