
Yaşlılar neden huysuz olur?
Aksi bir yaşlıya gidip "Sen gelişim dönemlerinden zararlı çıktığın için şimdi böylesin" derseniz hata yapmış olursunuz, yorumunuz işe yaramaz, üstelik ona saygısızlık ederek saldırmış da olursunuz. Yapılabilecek şey, öfkesiyle acı çeken ve çevresine zarar veren yaşlıları, bu alanda çalışan psikiyatristlere yönlendirmektir....
Yaşlıları iki genel gruba ayırabiliriz. Birinci gruptakiler
güler yüzlüdür, gençlerle nükteli konuşurlar, ton ton dede, nine
kıvamındadırlar. İkinci gruptaki yaşlılar ise asık suratlıdırlar, sürekli
sağlık sorunlarından ve insanlardan yakınırlar, torunlarına kızarlar,
çocuklarını onlarla yeterince ilgilenmemekle, arkadaşlarını ise vefasızla
suçlarlar. Bu iki grup yaşlı profili arasındaki farklılığın temel nedeni ne
olabilir? Bu farklılığa Erikson’un psikososyal gelişim basamakları açısından
bakalım.
ERİKSON’UN GELİŞİM BASAMAKLARI
İlerdeki yazılarda daha ayrıntılı olarak ele alacağız ancak
bu noktada kısaca belirtmek gerekirse Erikson sekiz psikososyal gelişim
basamağı tanımlamıştır, kişiler her bir basamaktan -göreceli olarak- kârlı veya
zararlı çıkabilirler.
- Bir bebek yaklaşık 0-2 yaş arasındaki birinci psikososyal
gelişim dönemindedir. Bu dönemde fiziksel ve duygusal ihtiyaçları büyük ölçüde
karşılanırsa temel güven kazanarak çıkar, aksi halde güvensizlikle çıkar.
- Yaklaşık 2-4 yaş arasındaki ikinci dönemden özerklik
kazanarak veya utanma, şüphe edinerek çıkar.
- 4-6 yaş arasındaki üçüncü gelişim döneminden girişkenlik
kazanarak veya suçluluk duygusuyla çıkar.
- 7-10 yaş arasındaki dördüncü gelişim döneminden kişi
çalışma alışkanlığı kazanmış olarak veya yetersizlik duygusuyla çıkar.
- Ergenlik dönemi olarak adlandırılan beşinci dönemden genç
kimlik kazanarak veya rol karmaşası içinde çıkar.
- Altıncı dönemden insanlarla anlamlı yakınlıklar kurarak
veya izolasyonla çıkar.
- Yedinci dönemden üretkenlik edinerek veya durağanlıkla
çıkar.
- Sekizinci dönem olan yaşlılıkta ise ego bütünlüğü veya
umutsuzluk içine girer.
İlk gelişim döneminden temel güven kazanarak çıkan kişinin
ikinci gelişim döneminde özerklik kazanması, özerklik kazananın üçüncü dönemde
girişkenlik kazanması ihtimali yüksektir. Üçüncü dönemden girişkenlik kazanarak
çıkan kişinin dördüncü dönemde çalışma alışkanlığı yani herhangi bir konuda
beceri kazanması ihtimali yüksektir. Bu dönemden kârlı çıkan kişinin beşinci dönemde
kimlik kazanan bir ergen olması, kimlik kazanan ergenin altıncı dönemde
insanlarla anlamlı yakınlıklar kurması, bunu başaranların ise yedinci dönemde
üretkenlik içine girmeleri ihtimali yüksektir. Böylece yaşamlarının son
dönemine giren kişilerin ego bütünlüğüne ulaşmaları, kendilerinden hoşnutluk
duymaları, kendilerini ve yaşamı sevmeleri mümkün olur. Bu durumdaki kişi anlık
öfkeler dışında genelde kendisiyle ve çevresiyle barışıktır, bir anlamda iyi
huylu bir yaşlıdır.
Bir de bu durumun tersi söz konusudur. Bazen kişiler önceki
yedi psikososyal gelişim döneminden kârlı çıkmazlar. Sırasıyla dünyanın güvenli
bir yer olduğun duygusuna sahip olmazlar, fazlaca utandırılmışlardır, suçluluk
duyarlar, yetersizlik hissederler, ergenlik döneminde sağlıklı bir kimlik
edinemezler, rol karmaşası içine girerler, insanlarla anlamlı yakınlıklar
kuramazlar, yalnızlık hissederler, yeterince üretken olmadıkları için yaşamları
durağanlaşır. Bu durumdaki yaşlı kişi geriye dönüp yaşam muhasebesi yaptığında
açıkça olmasa da yaşamda zarar ettiğini, yaşamını ziyan ettiğini hisseder ve
büyük bir öfke duyar. Kime öfke duyar? Kendisine öfke duyar. Ancak bir insanın
kendisine açık açık sürekli olarak öfke duyması katlanılabilir bir şey
değildir. Kişi kendisine duyduğu öfkeyi çevresindeki insanlara yansıtmak
zorundadır, mecburen yansıtır. “Ben yaşamımı ziyan ettim” demek yerine,
“Gençler saygısız, eşim anlayışsız, yakınlarım nankör, insanoğlu çiğ süt
emmiştir” diyerek öfkeli bir insana dönüşür, eğer yaşamda etkili bir konuma sahipse
saldırgan ve despot bir yönetici olur.
Bu açıklamada haklılık payı bulunabilir ancak doğruluğunu
ispatlayamayız, bu yüzden aksi bir yaşlıya gidip, “Sen gelişim dönemlerinden
zararlı çıktığın için şimdi böylesin” derseniz hata yapmış olursunuz, yorumunuz
işe yaramaz, üstelik ona saygısızlık ederek saldırmış da olursunuz.
Yapılabilecek şey, öfkesiyle acı çeken ve çevresine zarar veren yaşlıları, bu
alanda çalışan psikiyatristlere yönlendirmektir. Aslında kendisiyle ve
insanlarla fazlaca çatışan, bu yüzden mutsuz olan herkes vakit varken bir
psikiyatriste, psikoloğa veya bir psikolojik danışmana başvurmalıdır.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.