KESK: ‘Toplu sözleşme ve grev haktır, vazgeçilemez’;

KESK: ‘Toplu sözleşme ve grev haktır, vazgeçilemez’

KESK Kastamonu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fikret Tufanyazıcı, memur ve memur emeklilerini yakından ilgilendiren toplu sözleşme sürecine ilişkin yazılı açıklama yaptı....

KESK Kastamonu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fikret Tufanyazıcı, memur ve memur emeklilerini yakından ilgilendiren toplu sözleşme sürecine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Tufanyazıcı açıklamasında, şu ifadelere yer verdi; “Grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı, sendikal mücadelenin en başından beri kamu emekçilerinin başat taleplerinden olmuştur. Bugün, 4 milyon kamu emekçisi, 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren ve adına ‘toplu görüşme’ denilen sözleşmesinin ne kadar işlevsiz olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır. Kamu görevlileri sendikaları heyeti ile kamu işveren heyeti arasında 1 Ağustos’ta başlayan 7. dönem kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri, 22 Ağustos’ta uzlaşmazlıkla sonuçlanmış, nihai karar, Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna bırakılmıştır. Siyasi iktidar, toplu görüşme adı altında yürütülen buluşmaların sonucunda kamu emekçilerini ve ailelerini, sefalet ücretiyle yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum etmiştir. Emeklilerin ise durumu belirsizliğini korumaktadır. Kimi sendikaların bu hezimet olarak değerlendirilecek görüşmeyi “kazanım” olarak sunması tam olarak hükümet yanlısı, sarı sendikacılıktır, kamu emekçilerinin insanca çalışma ve yaşama taleplerine karşın kölece çalışma, sefalet içinde yaşama koşullarını meşrulaştırmaktır. Kamu emekçilerinin ne ekonomik ve sosyal taleplerinin karşılanmasında yol alınmış, ne de başka bir bahara bırakılan ve yıllardır istediği 3600 ek göstergenin uygulanmasında, kira yardımları, kadrolu, güvenceli çalışma, vergide adalet gibi temel taleplerinde anlaşılmıştır. Toplu görüşme adıyla sürdürülen görüşmeler ve pazarlıklar fiyasko ile sonuçlanmıştır. Kararı kesin olan ve hiçbir itiraz yolu bulunmayan ve 11 kişiden oluşan üyelerinin 7’sinin Cumhurbaşkanı tarafından atandığı bu kuruldan kamu emekçileri ve emeklileri için hayırlı bir karar çıkmayacağı aşikârdır, geçmiş deneyimler de bunu göstermektedir. Ancak toplu sözleşme görüşmelerinin her dönem kayıplarla sonuçlanması kamu emekçilerinin kaderi değil, bölünmüşlüğünün sonucudur. Bugünkü haliyle kamu emekçileri toplu sözleşme taslaklarının oluşumundan, sonuçlanmasına kadar hangi sendikanın üyesi olursa olsun seyirci durumuna düşürülmüştür. Oysa ki bugün gelinen noktada, maaşları her gün eriyen, çalışma koşulları ağırlaşan, özlük hakları gasp edilen kamu emekçilerinin gerek genel taleplerinin gerekse iş kolları özgün taleplerinin karşılanması her zamankinden daha öncelikli hale gelmiştir.”


“YÜKÜ İŞÇİ VE EMEKÇİLERE FATURA ETME GİRİŞİMLERİ KABUL EDİLEMEZ”

“Hükümetin, sermayenin çıkarlarını esas alan ekonomi politikalarının sonuçlarının yarattığı yükü işçi ve emekçilere fatura etme girişimleri kabul edilemez. Ekonomide yaşanan sorunların, yoksulluğun, kriz koşullarının faturasını işçi ve emekçiler ödemek zorunda değildir. Bu nedenle işçi-memur demeden, şu sendika-bu sendika üyesi demeden insanca çalışma ve yaşama koşulları talebiyle birlikte mücadele kazanımın yolu olacaktır. Tekstil, dokuma işçileri, petro-kimya işçileri, metal işçileri başta olmak üzere pek çok işkolunda yaşanan direnişlerle son dönemde elde edilen parça parça kazanımlar yetmez. Kamu emekçilerinin tarihinde birleşmeyle, mücadeleyle kazanım vardır ve bugün kamu emekçileri bu deneyime yaslanmak, talepleri içinde kendi içinde birleşirken, mücadele eden işçilerle, diğer emekçilerle de birleşmek zorundadır. Bu gidişatı değiştirmenin, kazanmanın biricik yolu birleşmekten ve mücadele etmekten geçiyor. Toplu sözleşmesiz sendika, grevsiz toplu sözleşme olmaz. Birleşe birleşe kazanacağız.” 

Kaynak: Açıksöz Haber Merkezi

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum