“Bana bir şey olursa çocuklarım ortada kalacak”
Kastamonu’da ikamet eden ve çocuğunu da sezaryenle dünyaya getiren anne, Ankara’da olduğu son sezaryen ameliyatında bir daha hamile kalmamak için tüplerini bağlattı...
Kastamonu’da ikamet eden ve çocuğunu da sezaryenle dünyaya
getiren anne, Ankara’da olduğu son sezaryen ameliyatında bir daha hamile kalmamak
için tüplerini bağlattı. Kastamonu’ya döndükten sonra safra kesesindeki taştan
dolayı muayene giden anne, 5’inci çocuğuna hamile kaldığını öğrendi. Hayati
risk taşıyan anne, aldığı hamilelik haberiyle dünyası başına yıkıldı.
Kastamonu’da ikamet eden 4 çocuk annesi 29 yaşındaki Arzu Bekiroğlu, doğum riski olduğundan dolayı Ankara’ya sevk edildi. Ankara’da Şehir Hastanesinde sezaryen ameliyata alınan Arzu Bekiroğlu, bir kız bebek dünyaya getirdi. Bunun ardından kendi isteği ve talebiyle bir daha hamile kalmamak için tüplerini de bağlatan Arzu Bekiroğlu, doğum sırasında safra kesesinde taş olduğunu öğrendi. Kastamonu’ya döndükten bir süre sonra muayene olmaya giden Arzu Bekiroğlu, kontroller sırasında 4 aylık hamile olduğunu öğrendi. İç kanama riski bulunan ve 5’inci çocuğu hamile kalan Arzu Bekiroğlu, aldığı haberle dünyası başına yıkıldı. Aynı zamanda geçim sıkıntısı da yaşayan Arzu Bekiroğlu, Ankara’ya giderek kendisini sezaryenle ameliyat yapan doktorla görüşmek istedi. Bu talebine olumlu cevap alamayan Arzu Bekiroğlu, hastaneden kendisine yardımcı olunmasını ve hayati risk taşıdığını belirtti.
“SAFRA KESEMDEKİ TAŞ
İÇİN GİTTİM 4 AYLIK HAMİLE OLDUĞUMU ÖĞRENDİM”
4 çocuğunu da sezaryen ile dünyaya getirdiğini ve beşinci kez hamile kaldığını anlatan Arzu Bekiroğlu, “Yaklaşık 7 ay önce bulunduğum ilde tıbbi cihaz yetersizliği nedeniyle ve bazı sağlık problemlerinden dolayı Ankara’ya sevk edildim. Ankara’da bir hastanede ayın 16’sında yatışım yapıldı ve sezaryene alındım. 4,5 saat süren sezaryen operasyonunun ardından bir kızım dünyaya geldi. Sezaryen doğumuna girmeden önce hem eşime hem de bana kendi el yazımızla bir daha kesinlikle çocuk sahibi olamayacağımız anlatıldı ve onay veriyor muyuz diye soruldu ve tüplerimin bağlanmasına izin vermemiz istendi. Bizde bu izni verdik. Yalnız safra kesemde taş olduğu ve ameliyatla alınması gerektiği söylendi. İlime geldiğim zaman belli bir süre sonra safra kesemdeki taşı ameliyatla aldırmak istedim ama çocuğum küçüktü bu yüzden bir türlü fırsatım olup hastaneye gidip aldıramadım. Daha sonra midem bulanmaya başladı, bende bunu safra kesendeki taştan kaynaklandığını zannediyordum ama test verdim ve hamile olduğumu öğrendim. Şaşkınlık içerisinde kaldım. İlimde bulunan bazı kadın doğumcu doktorlara gittim. Hepsi de yaklaşık 3-4 aylık hamile olduğumu söylediler. Şaşkınlık içerisinde kaldım. Bunun üzerine Ankara’ya daha önce tedavi olduğum hastaneye geri gittim ve hastaneden şikayetçi olacağımı söyledim. Böyle bir şeyin nasıl olabileceğini öğrenmek istedim. Yalnız bana resmi evrak elinde yoktur, şikayetçi olamazsın dediler. Beni ameliyat eden doktorla görüşmek istedim, bana bir çözüm bulunmasını istedim, ben il dışından geliyorum, çocuğum küçük, ne yapabilirim, borç alarak buralara geliyorum dedim. Ama ameliyatımı yapan doktorla görüşemedim, görüştürmediler. Tekrar bulunduğum ilime geri geldim. Burada bana doktorlar, karın içiminin yaralarla dolu olduğunu, sezaryen ameliyatlarımın peş peşe olduğunu, hamileliğimde iç kanama riskimin olduğunu ve burada tekrar ameliyat olamayacağımı, tekrar Ankara’ya gitmem gerektiğini söylediler. Bunun üzerine CİMER’e başvuruda bulundum. CİMER’e yaptığım başvuruda sezaryen ameliyatının ardından 7 ay sonra hamile kalındığım bana verilen cevapta yazıyor. Ben ameliyattan 7 ay sonra hamile kalmadım, 3 ay sonra hamile kalmışım. Kendileri de zaten tüp lokasyonunun yapıldığını kabul ediyorlar. Ayın 18’inde beni bebekle birlikte taburcu ettiklerini söylüyorlar. Ben ayın 18’inde sadece kendim taburcu oldum, kızım hatta doğumdan sonra 3 gün yoğun bakımda yattı nefes sıkıntısından dolayı. Ayın 19’unda kızımı alıp ilime geldim. Ben hakkımın aranmasını istiyorum. Çünkü çocuklarım küçük, bir tanesi de engelli. Zaten geçim sıkıntısı yaşıyorum ve önceki doğumumdan dolayı sürekli Ankara’ya gidip gelmekten dolayı zaten borcun harcın içerisindeyim. Ameliyat olsaydım safra kesem alınsaydı, belki de bebekten bile haberim olmayacaktı. Öyle girecektim öyle ameliyat olacaktım. Hamile olduğumu bilmeden MR’a girdim, ilaçlar kullandım. Sağlıklı bir bebek mi dünyaya getireceğim onu da bilmiyorum. Ama hastanenin kendisini savunmasını değil, bana yardımcı olmasını beklerdim. Ben hepsinden şikayetçiyim, hakkımın aranmasını istiyorum. İnsan sağlığı ile insan canıyla oynanmasının bu kadar kolay olmamasını düşünüyorum” dedi.
“BANA BİR ŞEY OLURSA
ÇOCUKLARIM ORTADA KALACAK”
Hayati risk taşıdığını ve kendisine bir şey olması durumunda çocuklarının ortada kalacağını söyleyen Arzu Bekiroğlu, “Benim 4 çocuğumda sezaryen ile dünyaya geldi ve en son sezaryen ameliyatımda da birçok yere kabul edilmedim, zor yer buldum. Şu anda hayati risk taşıyormuşum. Ameliyatım çok sıkıntılı olacakmış. Hatta hareket etmem bile tehlikeliymiş. Ne yapacağımı, nasıl yapacağımı hiç bilmiyorum, açıkçası mağdur edildim. Ben ne olacağım, bana bir şey olursa çocuklarım ortada kalacak. Ben ne olacağım. Doğumum zaten sıkıntılı problemli. Hamile iken zaten birçok problemler yaşıyoruz. İç kanama geçirmem çok yüksekmiş, dikişlerim çok taze, daha vücudum toparlanmadan hamile kaldım, tekrar karnım büyümeye başlayacak. Şu anda hareketlerimde kısıtlanmayı kendimde hissediyorum, ağrılarım oluyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bulunduğum ilde kontrollerimi zaten yapmıyorlar. Yapmak isteseler de doğumumu yapamıyorlar. Hastanede bu konuda tıbbi cihaz yetersizliği varmış. Nasıl olacak bilmiyorum. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Ben açıkta kaldım, ortada kaldım. Nerede ameliyatım yapılacak, nerede doğum yapacağım, nereye gidilecek bilmiyorum. Ankara’ya giderken borç alıp gitmiştim. Benim doğru düzgün bir yerden gelirim yok. Nasıl olacak onu da bilmiyorum. Beni bu şekilde mağdur ettikleri için onlarında ceza almasını istiyorum” diye konuştu.
“HASTANENİN BANA
SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUM”
Ankara’da tedavi olduğu hastanenin kendisine özverili davranmasını istediğini belirten Bekiroğlu, “Ben gittiğim her kadın doğumcu doktora milyonda bir ihtimal dahi olsa bile bunun birkaç yıl geçmesi gerektiğini, kesinlikli ilk bir yıl içerisinde hamile olamayacağımı söylüyorlar. Ben loğusalık döneminden çıkıyorum ve hamile kalıyorum. Böyle bir şeyin kesinlikle olamayacağı söylendi. Tüplerin kesinlikle bağlanılmamış denildi bana” şeklinde konuştu.
Savcılığa
suç duyurusunda bulunan Bekiroğlu, 11 ve 3 yaşlarında iki oğlunun, 7 yaşında
engelli ve 7 aylık iki kızının olduğunu kaydetti.
Kaynak: Vedat İkizoğlu
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.