Akar: Son yasal düzenlemeler orman köylüsünün aleyhine
KÖY-KOOP 2022 yılı faaliyetlerinin görüşüldüğü seçimsiz olağan genel kurul toplantısı, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Güray Koçak Salonu’nda düzenlendi....
Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı
Kooperatifler Birliği’nin (KÖY-KOOP) 2022 yılı faaliyetlerinin görüşüldüğü seçimsiz
olağan genel kurul toplantısı, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Güray Koçak
Salonu’nda düzenlendi.
Saygı duruşu bulunup İstiklal Marşı okunarak başlayan toplantıya Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu İl Koordinatörü Ahmet Kuyulu, Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (ORKOOP) Genel Müdürü Erdem Kaplan, Orman Bölge Müdür Yardımcısı Ahmet Er, KÖY-KOOP Birliği Başkanı Erol Akar ve davetliler katıldı.
AKAR: “SÜT
FİYATLARI MAĞDUR EDİYOR”
KÖY-KOOP Başkanı Erol Akar, birlik olarak faaliyete
geçtikleri ilk zamanlardan bu tarafa sütün pazarlamasından sağlıklı ve güvenli
bir pazar oluşturulmasına ve üreticin emeğinin en iyi şekilde
değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek;
“Kooperatiflerimizle iş birliği içerisinde oluşturulan 40 bölgedeki süt toplama
merkezinde 200 ton soğuk zincir kapasitesi ile önemli bir alt yapı
oluşturulmuştur. Yerel firmaların arzu edilen kapasiteye ulaşamamış olması
nedeniyle şu anda mevcut üretimin yaklaşık yüz 60’ı il dışına gönderilmektedir.
Kaldı ki ilimizde hayvancılık organize sanayinin kurulacak olması, Kastamonu
Üniversitesi bünyesinde Veteriner Fakültesi’nin açılmış olması, sulama
alanlarının giderek artıyor olması, dolayısıyla kaba yem ihtiyacının biraz daha
kolay giderilebilecek olması önemsenecek gelişmelerdir. Ülkemizin özellikle
batı bölgelerinde, sanayinin ve hizmet sektörünün gelişmesi ile hayvancılıktan
giderek uzaklaşıldığı görülmektedir. Bölgemizin giderek cazibe merkezi olması
potansiyelinin var olduğu düşünülerek, altyapıyı güçlendirecek daha planlı
çalışmalara ihtiyaç olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Ülke genelinde başta yem
fiyatları olmak üzere özellikle girdi maliyetlerindeki artışın süt fiyatlarına
yeterince yansıtılamamış olması üreticinin mağduriyetine neden olmaktadır. Süt
fiyatlarına müdahale edilirken yem ve diğer girdilere müdahale edilememesi son
derece düşündürücüdür. Bu durumun, hayvancılığın gelişmesini olumsuz
etkilemesine neden olması da kaçınılmazdır. Birliğimizce daha önce faaliyete
sokulmuş olan yem tesisinin yenileme çalışmaları yapılarak en uygun zamanda
faaliyete geçirilecek olması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Mevcut yem
tesisimizin bu yıl faaliyete geçirilecek olması umuyoruz önemli bir eksiğimizin
giderilmesine katkı sunacaktır. Diğer taraftan bireysel tank koyarak, süt
üretimi ve pazarlaması yapan kooperatif ortaklarımız için de organizasyon
oluşturularak hizmete devam edilmektedir. Kooperatiflerimizin güğüm, Süt
soğutma tankı ve belli ölçüde gıda maddesi gibi ihtiyaç maddeleri
karşılanmaktadır. Bakanlıkça TMO’dan arpa tahsisi yapılması ve üretici
örgütleri aracılığı ile organize edilmesi kapsamında isteyen kooperatif
ortaklarımızın arpa talebi karşılanmıştır. Ürün paketleme ünitesi kurulmuş,
yöresel ürünlerin tanıtımı ve pazarlanması çalışmaları da sürdürülmektedir.
Büyük şehirlerin yöresel ürün mağazalarında ve tüketim kooperatiflerinde siyez
bulguru, siyez unu, pirinç ve sarımsak gibi ürünlerimiz KÖY-KOOP markası ile
satışa sunulmasına devam edilmektedir. Birliğimizce tarımsal desteklemeler
konusundaki faaliyetlerimize devam edilmiş, kooperatif ortaklarımızın bu
desteklerden en iyi şekilde yararlanması için azami çaba sarf edilmiştir. Süt
desteklemesinde örgüt zorunluluğu devam etmektedir. 2022 Yılı süt
desteklemeleri sistem girişleri yapılmış, bu kapsamda 120 kooperatifin ortağı
olan 4 bin 83 kişinin toplam 404 bin 348 lira süt destekleme bedelinin
aracılığımızla Bakanlık tarafından ödemesi gerçekleşmiştir” diye konuştu.
“GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞLAR
YANSITIMALI”
Ormancılığa yönelik yasal düzenlemelerden bahseden Akar;
“Tarım ve Orman Bakanlığı’nca son yıllarda uygulanan ormancılık politikalarının
orman köylüsüne ve kooperatiflerimize olumsuz yansımaları olmuş, verilen üretim
fiyatları, dikili satış uygulamaları ve yapılan bazı yasal düzenlemeler orman
köylüsünün ve kooperatiflerinin aleyhine gelişmiştir. Orman köylüsünün mağdur
edilmesi, yerel ekonomilere de ciddi zarar vermesi kaçınılmazdır. Önemli
miktardaki üretim bedelinin il ekonomisine katkı sağlamayacak olması yerel ekonomilerin
ciddi zafiyete uğramasına neden olacaktır. Girdi maliyetlerindeki artışların
zamanında, gecikilmeden üretim birim fiyatlarına yansıtılması gerekmektedir”
dedi.
“KOOPERATİFLERİMİZ ÜLKEMİZİN GÖZDE BİR
KURULUŞU HALİNE GELMİŞTİR”
Süt pazarlamasında 120 civarında kooperatifin faaliyet gösterdiğini anlatan
Akar; “Köylü iş birliğiyle ve değişik kuruluşlardan sağlanan desteklerle
ilimizde 40 faal bölgede günlük 200 tona yakın kapasiteye ulaşan bir süt
soğutma zinciri ile çok önemli bir alt yapı oluşturulmuştur. Böyle bir alt
yapının oluşturulması sayesinde, ulusal ölçekteki firmalara süt verilebilmiş,
sütte olması gereken standartlar büyük ölçüde sağlanabilmiştir. 2022 yılı
içerisinde Mescit, Ersil ve Ethem mahallerinde süt toplama merkezleri faaliyete
geçirilmiştir. Özellikle ekonomik zorlukların baş gösterdiği dönemlerde,
dayanışma içerisinde olmak ve sorunları müşterek kucaklamak adına üreticimiz
için birlik ve kooperatiflerimiz çok daha fazla önem kazanmaktadır. Kaldı ki
ilimiz ekonomisi için en önemli sektörler olan hayvancılık ve orman üretim
sektöründe, kooperatiflerin çok önemli rol oynadığı gerçeği herkes tarafından
bilinmektedir. Kooperatiflerimizin tarım ve hayvancılık alanlarında ve orman
üretiminde yerel ekonomiye ve ülke ekonomisine olan katkıları ve rolü
tartışmasızıdır. Kayıt dışını önlemedeki katkısı, ödenen vergilerdeki payı,
yarattığı istihdam, fiyatın oluşumunda ve regülasyonundaki rolü ile
kooperatiflerimiz önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Birliğimiz, sahip
olduğu idari ve teknik kadro ve kurumsal niteliği ile üretici, kooperatif ve
birlik iş birliği ile yürütülen projelerle oluşturulan alt yapısı dikkate
alındığında, kendi alanında, ülkemizin gözde bir kuruluşu haline gelmiştir. Bu
anlamda tüm emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyoruz. Bu hizmetin
sürdürülebilmesi için, başta üreticilerimiz olmak üzere, tüm kurum ve
kuruluşların her türlü mülahazadan uzak bir yaklaşımla bu hizmetlere sahip
çıkmalarını, bugüne kadar olduğu gibi bundan böylede desteklerini
sürdürmelerini diliyoruz” dedi.
“MAYIS SONUNA KADAR DEPOYA
GETİREBİLDİKLERİNİZİ GETİRİN, PRİMDEN İSTİFADE EDELİM”
OR-KOOP Genel Müdürü Erdem Kaplan, kooperatifçilik kanununda 2021 yılında
yapılan değişiklikler sonrası çeşitli yönetmelikler yayınlandığı ifade ederek;
“Bu yönetmelik içerisinde doğrudan kooperatiflerimizi ilgilendiren hususlarda
KOOPBIS denen yani kooperatiflerin verilerinin dijital ortama aktarılması
konusuydu. Kanunda bir yıllık süre verilmesine karşılık maalesef Ticaret
Bakanlığı Kooperatifler Genel Müdürlüğü bu sistemi henüz açamadı. Bizim bağlı
olduğumuz Tarım ve Orman Bakanlığı da sistemin açılmasını henüz sağlayamadı.
Sistem açıldıktan sonra altı aylık süre verilecekti bize hem birliklerimiz hem
kooperatiflerimiz doğrudan girecekti. Bu KOOPBIS sisteminde kooperatiflerimizin
yönetim kurulları doğrudan sorumlu. Bu çok önemli. Sistem açıldığında zaten
bölge birliklerimiz olsun, kooperatiflerimiz olsun, bunların her bölgede, her
kooperatifte bir KOOPBIS yetkilisi olması gerekiyor. Bununla ilgili biz Ticaret
Bakanlığı’ndan merkez birliğimizdeki üç elemana eğitim aldırdık. Eğer sistem
açıldıktan sonra bölgeler bazında her bölgeden yeterli miktarda arkadaşı
çağırarak bu KOOPBIS’in işleyişini, girişinin yapılması konusunda kısa süreli
eğitimle bu sisteme geçmeye çalışacağız. Bundan sonraki genel kurullarda
hazırım cetvelleri bile bu sistemden alınacak. Bu sistem mutlaka bakanlığa
bağlı olacak. Bir diğer konu eğitim yönetmeliği yayınlandı. Eğitim
yönetmenliğinde belli kısıtlar var. Kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin
seçildikten sonra dokuz ay içerisinde eğitim almasını öngörüyor. Çoğu
kooperatifimiz girmiyor ama bizim burada hedefimiz kooperatif temsilcilerimize,
yöneticilerimize bu eğitimin uygulama ayağını mutlaka vermek istiyoruz. Çünkü
kooperatif yönetim denetim kurulları değişen yeni kanun ve yönetmeliklerle
hukuki yönden önemli cezai ve mali sorumlulukları var. Zaman zaman bize de
intikal ediyor. Mahkemelere düşüyor veya müfettiş raporlarıyla tazminat veya
hapis cezasına varıncaya kadar farklı şeyler var. Biz bölgesel olarak bu
eğitimleri yapmak istiyoruz. Bu konuda bakanlıktan yetki aldık. Bu yetkiye
dayanarak eğitimlere başladık. Şu ana kadar Sinop’ta iki seri olarak yaptık. Bu
serilerde de 365 kişi sertifika almaya hak kazandı. Önümüzdeki yıldan itibaren yapılacak
seçimlerde mutlaka bu eğitimin alınması zorunlu kılınıyor. Bir diğer konu ana
sözleşmelerin kanun çıktıktan sonra 2021’de üç yıl içinde intibak sözleşmesi
yapılması gerekiyordu. Maalesef intibak sözleşmelerini ne Tarım Bakanlığı ne
Ticaret Bakanlığı’ndan bugüne kadar alamadık. Ormancılıkta da biliyorsunuz bu
yılbaşında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde verilen bir kanunla bizim
ormancılık işi yapan kooperatiflerimizin ana maddesi olan 34’üncü maddede
önemli değişiklikler yapıldı. Bununla ilgili daha önce biz Orman Genel
Müdürlüğü’yle bu konuda teklifler konusunda görüşmüştük. Hatta bazı konularda
taslak üzerinde mutabakat sağlamıştık ama bu yılbaşında şubat ayında meclise
gelen kanun teklifinde maalesef çoğu hususun değiştirildiğini, hatta Türkiye Büyük
Millet Meclisi Tarım komisyonundaki çalışmalara katıldık, orada
milletvekillerine bunu detaylıca anlatmamıza rağmen maalesef teklifin son
şeklinin bu olduğunu, orada herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceğini
belirtildi. Kooperatiflerimizin haklarıyla ilgili önemli sorunlar var. Yeni
getirilen sistemde kooperatiflerimizin gelirinin çok düşük olduğunu anlatmamıza
rağmen maalesef bunu meclisteki komisyonda madde değişikliğine maalesef
sokulamadı. Diğer konu sigorta primi. Sürdürülebilir istihdam, köyden kente,
göçlerin önlenmesi ve orman işçiliğindeki yaşlı işçilerin yerine genç işçilerin
alınmasında önemli bir kaldıraçtır bu ama getirilen teklif maalesef bu konuda
çok zorlayıcı. Bu sene çalıştığımız ormancılık işlerinde eğer 34’üncü madde
gereği yüzde 25 hak ediyorsak, bu yüzde 25’i alabileceğiz. Orman köylerinin
kalkındırılması ve desteklenmesi hakkında bir madde var. Bu da orman ürünleri
satış gelirinden üretim giderleri düştükten sonra kalanın yüzde 10’una kadarı
ormancılık faaliyetlerinde çalışan köylülere yüzde 10 olarak verilmesi. Bu şu
anda muğlak. Bunun da yönetmeliği çıkacak. Bu konuda da görüşüyorum Orman Genel
Müdürlüğü’yle. Bir de erken üretim prim süresi biliyorsunuz, mayıs sonuna
uzatıldı. Bazı bölgelerde işitiyorum, greyderin, yolların yağışlar olması
nedeniyle bunun da yetmeyeceğini, mümkün olduğu kadar mayıs sonuna kadar depoya
getirebildiklerinizi getirin, primden istifade edelim” diye konuştu.
TANRIKULU: “KÖY-KOOP ÖRNEK GÖSTERİLECEK BİR
ÖRGÜT”
İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, Türkiye’de
kooperatifçiliğin zor olduğundan bahsederek; “KÖY-KOOP Birliği Türkiye’de örnek
gösterilecek, ender başarılı örgütlerden bir tanesi. Kastamonu’nun bu konuda
çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Bakanlığımız da zaten bunun farkında. KÖY-KOOP
ile yaptığımız projelerde ayrı bir ilgi, ayrı bir alaka var. Bu konuda da hem
yönetim kurulu hem Sayın Erol Başkan başta olmak üzere herhalde
kooperatifimizin ve üreticilerimizin bir başarısı. Demek ki bir şeye
sahiplenildiği zaman, işin samimi bir şekilde yürütüldüğü zaman başarılamayacak
hiçbir şey yok. Dediğim gibi Türkiye’de bu konuda örnek gösterilebilecek
birliklerden bir tanesi. Bunu özellikle nerede gördük? IFAD projesinde gördük.
IFAD içerisinde özellikle süt toplama merkezlerine bizim bir de kamu yatırımları
konusunda yaptığımız bir de sulama yatırımlarımız var. Bir de sulama
kanallarıyla ilgili bir yatırımlar ve projelerimiz var, onu da Özel İdare
üzerinden yürütüyoruz. İki proje de şu anda IFAD’ta örnek olarak gösteriliyor.
Hem süt toplama merkezleri hem de Özel İdare ile yaptığımız sulama kanalı
projeleri... Bu neden önemli? Beraber olduğumuz sürece tarımsal üretimin
özellikle sürdürülebilirliği açısından bu konu çok önemli. Biz çiftçilerimizi
beraber bir yapı etrafında, bir kuvvet etrafında topladığımız zaman zaten
üretimin sürdürebilirliğini sağlıyoruz. Tek başına üretimden başarı sağlama
olasılığı dünyada pek yok. O sebeple ben bir kez daha sayın başkanımıza ve diğer
tüm paydaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hayvancılığın geliştirilmesi
konusunda biz bu sene de yine KÖY-KOOP ile IFAD Projesi kapsamında özellikle
süt toplama merkezlerinin 6 tane yerde üç tanesinde yeni süt toplama merkezinin
açılışı, üç tanesiyle modernizasyon kapsamında projelerimize devam edeceğiz.
Onların hazırlıklarını yaptık, yakında hem ihale süreçlerini hem de mal alımla
ilgili süreçleri devam edecek” ifadelerini kullandı.
Orman Bölge Müdürü Yardımcısı Ahmet Er ise yaptığı
selamlama konuşmasında bölge müdürlüğü olarak sorunların çözümü konusunda
yardımcı olmaya hazır olduklarını söyledi.
VİDİNLİOĞLU: “ÜRETTİĞİMİZİ PAZARLAMAK
KADAR, ÜRETTİĞİMİZİ NASIL ÜRETTİĞİMİZ DE EN AZ O KADAR KIYMETLİ”
Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, yaşanan her bir problemin
üzerinden birlikte geleceklerini belirterek; “Yerel yönetim olarak bize ne
düşerse biz yapmaya hazırız. Hepimizin bir tarafında köy mutlaka var. Birlikten
kuvvet doğar. Birlik beraberlik olduğu anda zaten aşılmayacak problem yok.
Bizim ülke olarak genel bir problemimiz var. Sonuçlar üzerinden problemleri
çözme gayreti içerisinde oluyoruz. Biz niye köyden bu kadar uzaklaştık?
Üretimden niye bu kadar koptuk? İki sene pandemiyle boğuştuk. Evlerden dışarı
çıkamadık. Sonra bir sel felaketi, arkasından bir deprem felaketi, şimdi de
evlere giremez olduk. Şimdi herkes şapkayı önüne koyup düşünecek. Bir defa
üretimin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Üretmediğiniz zaman bağımlı hale
gelirsiniz. 4 yıldır kendi biriktirdiğim atalık tohumlarından yaptığım fideleri
herkese dağıtıyorum. Önümüzdeki hafta da Allah nasip ederse 180 bin fideyi hemşehrilerimize
ücretsiz dağıtacağız. Bu atalık tohumların çok kıymetli olduğunu bilmemiz
lazım. Ürettiğimizi pazarlamak kadar, ürettiğimizi nasıl ürettiğimiz de en az o
kadar kıymetli. Eğer sağlıksız üretim yaparsak onu istediğiniz kadar
pazarlayın, toplum sağlıksız olacak. Kastamonu’da önceden bir yılda bakılan
hastaya şimdi iki ayda bakıyoruz. Yani 6 kat daha sağlıksız olduk. Üretmek
kadar sağlıklı üretmek de önemli. Tabiatın dengesiyle biz insanlar kendimiz
oynuyoruz ve ondan sonra dava ediyoruz. Şarkıda diyor ‘Biz büyüdük de kirlendi
dünya’ diye topu hemen dünyaya atıverdik. Dünyayı biz kirlettik. Kendi
kendimize fabrika ayarlarıyla oynadık. Oynadığımız için de bunların hepsi
sonuç” diye konuştu.
“MÜMKÜN OLDUĞUNCA SAĞLIKLI ÜRETİM
YAPALIM”
İlerleyen dönemin yegane konusu su ve sağlık gıda olacağına vurgu yapan
Vidinlioğlu; “Orta Doğu’da ‘Demokrasi getiriyoruz’ diye oralara ayarlar
veriliyor ya sebebi belli. Petrol, enerji. Üç gün sonra bu iş suya dönecek. Su
için savaşlar olacak. Türkiye su fakiri de değil, su zengini de değil, suyu
doğru kullanmamız lazım. Ürettiğimizi sağlık üretmemiz lazım. Belediye başkanı
olduğumda bütün Türkiye’ye siyezi biz duyurduk. Buraya siyez almaya gelen bir
büyük bisküvi fabrikamız 50 ton siyezi bir arada bulamadığı için gitti Antep’ten
aldı. Bu da bana çok koydu. Bunun üzerine dedim ki bir nevi bizim de çorbada
tuzumuz olsun, kooperatifçilik yapmaya biz de kıyısından, köşesinden katılalım.
Belediyenin içinde bütçe içi işletme kurdum. Coğrafi işaretli ürünlerde
Türkiye’de ilk üçteyiz. Çok ürettiğimiz, işaret aldığımız ürünümüz var.
Bunların pazarlanması noktasında belediye de bu işe bir öncü olsun diye,
hanımların ürettikleri el işleri ekonomiye katılsın diye, bir tarafımız orman
olduğu için ürettiğimiz orman ürünleri ve yöresel ürünlerimizi üç ayrı
kategoride Kastamonudoğal.com üzerinden satışa sunduk. Bütün üreticilerin de
irtibat numaralarını aldık. Birisi gelip de 20 ton istediği zaman ‘Ben bunu bir
arada bulamıyorum’ dediği zaman biz bu anlamda üreticileri bir araya getirip kooperatif
üzerinden bunun Kastamonu dışına sevkiyatını sağlamış olacağız. Problemler çok
olduğu için bunların çözülmesi noktasında önce tespitin doğru yapılması lazım.
Kuzeykent’te kar ve yağmur hasadıyla dört tane sera kurdum. Yağmur suları ve
kar sularıyla otomatik sulama yapıyor. Çiçekleri de kendimiz üretmeye başladık.
Çok da ciddi anlamda bu üretimi gerçekleştiriyoruz. Geçen sene bakanlarımıza
gönderdim. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank, ‘Ben bugüne kadar
domates yememişim’ dedi. Şimdi az veriyor fide diye, tarlaya onu ekmekten
imtina ediyoruz. Şimdi bodur fideleri üzerinden erik toplar gibi hepsi aynı
fabrikasyon, domatesler topluyoruz. Bunun ne kadar sağlıklı olduğunu da kamuoyu
da biliyor. Eskiden kimse kışın domates, biber, salatalık bulamazdı. Şimdi
yiyoruz ama ne kadar sağlıklı olduğunu da hiçbirimiz test etmiyoruz. Onun için
sertifikalı üretim, organik üretim çok kıymetli. Gübre fiyatlarındaki
girdilerden bahseden özellikle çiftçilerimize de seslenmek istiyorum. Allah
rızası için yediğiniz ekmekten, aş küflenebiliyor. Onları bir çukurun içerisine
doldurun, üzerinde kapatın, 15 gün sonra size alın gübre. Bunları kullanın. Çok
daha sağlıklı üretim yapmış oluruz. Tarlayı alıştırdık zehre. Miktarını da çok
bilmiyoruz. Tabii ki bilimsel verilerin ışığında illaki tarım yapmak lazım.
Bilimsel verilerin ışığında yaptığımız tarıma eyvallah ama ürünü daha fazla
versin diye, gereğinden fazla atılan gübreler bize su, elektrik olarak geri
dönüyor. Sağlığımızdan oluyoruz. Bu bir sektör çünkü bu defa da size ilaç
satmaya başlıyorlar. Ben sağlıkçı olduğum için bunları söylüyorum. Onun için
mümkün olduğunca sağlıklı üretim yapalım. Bırakın birazcık miktar eksik olsun.
Bunlardan tüketelim, biz sağlıklı kalalım” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından genel kurulda 25 gündem maddesi görüşülerek karara
bağlandı.
Kaynak: Açıksöz Haber Merkezi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.