‘Teröre destek olanın Allah belasını versin’;

‘Teröre destek olanın Allah belasını versin’

CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, TV366’da yayınlanan “İrfan Salcı ile Seçim Özel” programına katıldı...

Erbilgin; “15 Mayıs’ta devletin iktidar aygıtını Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Millet İttifakı'na teslim etmeye hazır bir psikoloji içerisindeler. Kaybedeni olmayan zafer Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bunu başaracağız. Ben buradan yurttaşlarımıza diyorum ki aramızda kalsın kazanıyoruz” dedi. Programda Seçime ve gündeme dair açıklamalar yapan Erbilgin, görev süresinde yaptıklarını da değerlendirdi.

“MEVCUT İKTİDAR, İKTİDARI DEVRETMEYE HAZIR”

Seçim çalışmalarında hem AK Parti’nin hem de MHP’nin gittikleri yerlerde partilerinin politikalarını anlatmak yerine CHP’yi anlattıklarını savunan Hikmet Erbilgin, “Öncelikle yorgunluk meselesi eğer bir kampanya sürecine sıkıştırılmış bir çalışma olsaydı yorgunluktan şikayet edebilirdik. Biz göreve geldiğimiz günden bu yana bütün partimizle beraber disiplinli ancak neşeli, sistemli, kararlı ancak yüzü gülen keyifli bir çalışmanın parçasıyız. Elbette seçim süreci içerisinde bir yoğunluk oluyor ancak evimize gece yarıları gidiyoruz. Giderken hiçbir yorgunluk hissetmiyoruz. Çünkü yarının Türkiye'sini yönetmeye talip olduğumuzu, yarının Türkiye'sini yöneteceğimizi biliyoruz, keyif alıyoruz. Çünkü biz bu ülkeyi nefretle değil sevgiyle, çirkinlikte değil güzellikle, yalanla değil gerçekte yönetmeye talibiz. Gerçekle yola çıkanlar yorulmaz. İyilikle yola çıkanlar yorulmaz. Saha anlamında biz gittiğimiz her yerde ister AK Parti'ye geçmişte oy vermiş seçmen olsun, ister Milliyetçi Hareket Partisi'ne geçmişte oy vermiş seçmen olsun toplumun her kesimiyle çok barışık, güleç yüzlü, keyifli süreçler yaşıyoruz. Çünkü sahada gördüğümüz şudur Türkiye değişime hazır. Milletimiz Cumhuriyet Halk Partisi'ne inanıyor, onların temsilcilerine inanıyor. Çünkü biz onlarla yarının Türkiye'sini konuşuyoruz. Çünkü biz onlarla bu toplumun meselelerini konuşuyoruz. Gittiğimiz hem miting meydanlarında, hem saha çalışmalarında, köy toplantılarında, esnaf gezilerinde biz yarını anlatıyoruz” şeklinde konuştu.

“HASAN BALTACI MİLLETİN ADAYINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA”

CHP Milletvekili Hasan Baltacı’nın 5 yıldır toplumda bir sınav verdiğini, eğer toplum vicdanından geçmişse üst sınıfa geçeceğini, geçmediyse bütünlemeye kalacağını ifade eden Erbilgin, sözlerine şöyle devam etti; “Bizim sahada gördüğümüz artık Hasan Baltacı Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil milletin adayına dönüşmüş durumda. Hanelerin bizim Hasan’ı olmuş durumda. Sloganımızda 'Bizim Hasan'ı biz masa başında uydurup, yakıştıramadık. Milletimizin Sayın Baltacı'ya yakıştırması “Bizim Hasan”. Ne demek istiyor? Millet arkadaşımız, kardeşimiz, evladımız bazen annelerin evladı çünkü o hanedeki çocuğun işiyle ilgili uğraşmış. Bazen gençlerin arkadaşı ‘Sayın vekilim benim iş derdim var, işsizim bana el uzat’ dediğinde onun yanında bitmiş, arkadaş olmuş. Kimisinin kardeşi, herhangi bir sıkıntısında sayın vekile ulaşmış ve onunla özdeşleşmiş. Dolayısıyla Sayın Baltacı sadece bir hanenin değil, Kastamonu'daki her hanenin sofrasında oturmuş bu yönüyle. Sayın Baltacı sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil milletin adayına dönüşmüş durumda. Biz istiyoruz ki Hasan’ın yanına bizim Kadir’i ekleyelim. Biz istiyoruz ki Bizim Hasan’ın yanına Bizim Ziver’i ekleyelim. ‘Bu ülkede adaleti getirir diye Erdoğan'a inandım, oy verdim’ diyen seçmen ‘Biz yanlış yapmışız bu milletle özdeşleşen sizlermişsiniz. Sandıkta göreceksiniz, biz sizin yanınızdayız’ diyen bir Kastamonulu insan var. Dolayısıyla içimiz rahat, gönlümüz rahat.”

“ADALET BÜYÜSÜN DİYEN HERKES KILIÇDAROĞLU CUMHURBAŞKANI OLSUN İSTİYOR”

15 Mayıs sabahı Türkiye’nin kaybedeni olmayan bir zaferle uyanacağını söyleyen Erbilgin, “Kaybedeni olmayan zafer Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bunu başaracağız. Bu ülkenin bütün zenginliğini, kendi ceplerini dolduran yağlı ballı ihaleler olan beşli çeteler Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olmasını istemeyen bir odak daha var. O da 'domuz bağcılar.' Gaffar Okkan’ın katilleri. Domuz bağıyla insanları ölüme yatıranlar, insanları toprak altına gömenler Sayın Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. O nedenle meydanlarda ‘Onlar bunlar ile beraber hareket ediyor’ diyen Doğan Ünlü işte o 5’li yapının temsilcisidir. Emre Şahin o 5’li yapının temsilcisidir. Emin Çınar, Halil Uluay işte o beşli yapının temsilcisidir. Kimler Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istiyor? Bu ülkede açlık sınırının altında yaşayan asgari ücrete mahkum edilmiş işçiler Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istiyor. Bu ülkede adalet arayanlar cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olsun diyor. Sabah kalktığında çocuğunun beslenme çantasına bugün ne koyacağım kaygısı yaşayan analar, çocuğun beslenme çantasına bir şey koyamayan kadınlar Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istiyor. Tarım işçileri, çiftçiler, köylüler Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olmasını istiyor. Yani adaleti arayan herkes, adalet büyüsün diyen herkes Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olsun istiyor. Ayrım bu kadar açık ve nettir. 15 Mayıs sabahı bu ülke adalete uyanacaktır” ifadelerini kullandı.

"HER TÜRLÜ TERÖRÜ DESTEKLEMENİN DE, TERÖRÜN İÇİNDE OLANIN DA ALLAH BELASINI VERSİN"

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin yarısından fazlasından oy alacağını ve seçimin ikinci tura kalmayacağını belirten Erbilgin, Cumhur İttifakı’nın HDP ile ortaklık söylemleri hakkında şöyle konuştu; “Bu cümlenin arkasına sığınanların millete götürebileceği, söyleyebileceği bir söz kalmamış demektir. Önceden hem Erdoğan hem Cumhur İttifakı'nın paydaşları, Türkiye'ye dair öyküler anlatıyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin öyküsü bitmiştir, öykü sıfırlanmıştır. Topluma yeni bir umut, yeni bir gelecek vaadi imkanı kalmamıştır. Şimdi HDP’ye oy vermiş bu ülkedeki vatandaşlar Diyarbakır'dan İstanbul'a ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlar, eğer Cumhuriyet Halk Partisi adayına cumhurbaşkanı adayına oy vermekle ilgili bir kanaat belirtmişler ise biz ülkenin dört bir yanında Türkiye'nin partisi olma anlamında önemli bir yol almıştır demektir. Ne öneriyor Milliyetçi Hareket Partisi Kastamonu için? Adalet ve Kalkınma Partisi Kastamonu için ne öneriyor? Gittikleri köylerde bunlar HDP ile işbirliği yapıyor demenin ötesinde. Çiftçiye onların gayretleriyle ilgili bir reçete sunuyor mu? Milliyetçi Hareket Partisi esnaflarla karşı karşıya geldiğinde onların dertleriyle ilgili bir reçete sunuyor mu? Hayır sunmuyor. İstiyor ki bizim toplumla bağımız kopsun. İstiyor ki herkes oraya baksın. Türkiye'nin sağlık, eğitim, işsizlik, ekonomi, hak, hukuk, adalet meseleleri konuşulmasını istiyor. Bizim buralarda vakit geçirecek zamanımız yok. Biz milletin vicdanına sağduyusuna güvenen insanlarız. Mustafa kemal'in partisinin bu ülkenin kurucu iradesinin ana unsur olduğunu bilen insanlarız. Biz hattı müdafaa yoktur, sattı müdafa vardır diyenlerin geleneğinden geliyoruz. Buradan hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden bir bölücülük duygusu çıkarmasın. Kastedilen teröre destek vermezse her türlü terörü desteklemenin de terörün içinde olanın da Allah belasını versin.”

“GELİR DAĞILIMINDA ADALET BOZULMUŞ”

Seçimleri kazanmaları halinde milletin iradesine hizmet edeceklerini söyleyen Erbilgin, “Ancak 20 yıl bu devleti yönetmiş, ülkeyi yönettiği yerde ülkenin geleceğiyle ilgili bu ülkenin tıkanacağı bir süreç yaşarız. Yaşıyoruz zaten ekonomide yaşıyoruz, eğitimde yaşıyoruz, adalette yaşıyoruz. O nedenle Cumhur İttifakı’nın yeniden bir seçim kazanması, bugünün koşullarında ben mümkün görmüyorum. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu'dur. Parlamentoda da Millet İttifakı çoğunluğu sağlayacaktır. Türkiye'nin yeniden ayağa kalkması için iktidar değişimine ihtiyaç var. Gelir dağılımında adalet bozulmuş. Artık Türkiye'deki her 100 liranın 10 lirası nüfusun yüzde 90’ına neredeyse 90 lirası da tepedeki beşli çetelere akar olmuş. İşte bu sistem devam ederse beşli çetelerin palazlandığı, mafyaların güçlendiği bir süreç olur. O nedenle milletin kendisini bulması için yeniden millet olabilmemiz için Millet İttifakı'nın bu devleti yönetiyor olması lazım” dedi.

“ÖZ OĞLUNU BELEDİYEYE ALANLARDA EKONOMİK KRİZ YOK”

Ekonomiyle ilgili konuşan Erbilgin, şöyle devam etti; “Kime ekonomik krizi yok? Bu ülkede kaçakçılık yapanlara, uyuşturucu kaçakçılarına ekonomik krizi yok. Kime ekonomik krizi yok? İktidardan ballı, büyük ihaleler alanlara ekonomik krizi yok. Onların çocukları yurt dışında okuyor. İstedikleri zaman eşlerinin koluna 50 bin dolarlık, 100 bin dolarlık çantayı alabiliyorlar. Ekonomik kriz kime var? Benim komşuma var, benim mesai arkadaşıma var ekonomik kriz. Bu memlekette alın teriyle çalışanlara var. 3 çocuğuna bakamayan asgari ücretle geçinen adama ekonomik kriz var. Sabahleyin akşam evine geldiğinde eşinin gözüne bakamayan işçiye ekonomik kriz var. Gelirinin yarısını mazota, yarısını gübreye veren çiftçiye ekonomik krizi var. Ekonomik krizi olmayanlar vur patlasın çal oynasın yaşamaya devam ediyor. Ekonomik krizi olmayan elindeki kamu otoritesini, belediye başkanlığı otoritesini öz oğlunu belediyeye alanlarda ekonomik krizi yok. Öz kızını belediyeye işe sokanlarda ekonomik kriz yok. İlçe başkanlığı kimliğini, il başkanlığı kimliğini kendi eşini, kendi çocuğunu bir kamu kurumuna sokmaya çalışan AKP yöneticilerine ekonomik krizi yok. Devletin kurumuna ben mazot vereceğim deyip parasını peşin alıp verdiği mazotu teslim etmeyen Doğan Ünlü’ye ekonomik krizi yok.”

“HALİL ULUAY’I ADAY GÖSTERECEKLERİNE BİRİNCİ SIRADAN TOGG’U ADAY GÖSTERSELERDİ”

“AK Parti’de liste dışı kalan aday adaylarını ikna etmeye çalışan bir aday listesi var” diyen Hikmet Erbilgin; “Aday adaylarının kimisi kamuoyuna yansıyan açıklamalar yaptı. Murat Demir açıklama yaptı. Ümit Sağdıç açıklama yaptı. Tacettin Tan açıklama yaptı. Bunlar kamuoyuna sözünü söyleme cesaretini gösterenler. Bir de söyleyemeyenler var. O nedenle seçmenden öte kendi tabanını ikna etmeye çalışan bir Adalet ve Kalkınma Partisi görüyoruz. Fotoğraf böyle olunca bugün TOGG geldiğinde keşke dedim sayın Halil Uluay’ı aday göstereceklerine birinci sıradan TOGG’u aday gösterselerdi. Belki daha faydalı olurdu diye düşünüyorum.

"KADİR YALÇIN BİZİM DE ADAYIMIZDIR"

Aday belirleme süreciyle ilgili de konuşan Erbilgin, “İttifak kurulduğunda İYİ Parti kendi bağımsız listesini çıkarma iradesini ortaya koyunca biz diğer ittifak ortaklarımızla beraber ortak bir liste çıkardık. Öncelikle il başkanları olarak bir araya geldik. Sonra ben değerli il başkanlarıma, mevkidaşlarına, hepsine de buradan saygılarımı sunuyorum. Bir toplantı yapın ki ben içinde olmayayım. Ortak iradeniz kimin üzerinde biçimlenir ise hangi arkadaşımız üzerinde biçimlenir ise siz ‘Bizim ittifak adayımız budur’ deyin. Biz de listelerimizde barış için, huzur içerisinde çalışalım dedik. Kadir Yalçın Saadet Partisi'nden öte, Saadet Partisi'nin de içinde olduğu ittifak ortaklarımızın ortak adayıdır. Bizim de adayımızdır” şeklinde konuştu.

“14 MAYIS SABAHI DÜĞÜNE GİDER GİBİ SANDIĞA GİDİN”

İstanbul Sözleşmesi’ni iktidar oldukları taktirde hayata geçireceklerini ifade eden Hikmet Erbilgin sözlerini şöyle tamamladı: “İstanbul Sözleşmesi'ni hayata geçireceğiz. Bu memleketin kadınları önemlidir. Kastamonu meydanlarında Cumhuriyet Meydanı'nda “Şerife Bacılar” deyip kadını yok sayan anlayışın yanında net olarak durulması gereken yer kadınların haklarının savunulmasıdır. Biz kadın cinayetleri istemiyoruz. Biz çocuk tacizleri istemiyoruz. O nedenle İstanbul Sözleşmesi hayata geçirilmelidir. Peki İstanbul Sözleşmesi'nin kimi istemiyor? 6283 sayılı yasayı kim istemiyor? Bu ülkede kadının sözü olmasın, kadının hükmü olmasın, kadın evinde kapalı kalsın diyenler istemiyor. Bizim için Anadolu kültüründe kadın esastır. O nedenle İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçiririz."

"HERKES SEÇİMLERE ADALETİN YANINDA DURMAK İÇİN GİTSİN"

"Bu şehrin tarihiyle turizmini birleştirecek adımlar atmak istiyoruz ama en önemlisi adalet ve huzur içerisinde kalkınan hep birlikte zenginleştiğimiz, bir Kastamonu'yu inşa etmek istiyoruz. Bunu da başaracağız. Hemşehrilerime söyleyeceğim şey 14 Mayıs sabahı düğüne gider gibi bayrama gider gibi bu ülkenin demokrasisini gerçekleştirmek üzere herkesin sandığa gitmesi, vatandaşlık görevini yapması. Yurttaşları birincisi sandığa gitmeye davet ediyorum. İkincisi biz bir seçime gidiyoruz, savaşa gitmiyoruz. Biz bu memleketin evladıyız diyen bir duygu istiyorum. Hangi siyasi partiye verirse versin, onlara kem gözle bakan değil; kardeşim, arkadaşım, köylüm, hemşerim, komşum diyen, onlara sarılan bir biçimde seçimlere gitmeyi öneriyorum. Herkes seçimlere iyiliğin yanında durmak için gitsin. Herkes seçimlerde güzelliğin yanında durmayı düşünsün. Herkes seçimlere adaletin yanında durmak için gitsin. Herkes seçimde en çok da kendisi için gitsin. Bu ülkenin ferdi olarak bu ülkeyle ilgili ne hayal ediyorsa o iradenin gerçekleşmesi için sandığa gitsin. Onların kararı bizim başımızın tacı. Söz millete geçtiği andan itibaren bizim ona hürmet etmekten başka bir görevimiz olmaz. Ben buradan yurttaşlarımıza diyorum ki aramızda kalsın kazanıyoruz''

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum