‘14 Mayıs’ta tabi ki milli iradeyi destekleyeceğiz’;

‘14 Mayıs’ta tabi ki milli iradeyi destekleyeceğiz’

Memur-Sen İl Divan Toplantısı, Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız’ın katılımıyla Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Genel Başkan Yıldız’ın yanı sıra; AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, 1. Sıra Milletvekili Adayı Halil Uluay, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal, Memur-Sen İl Başkanı İrfan Bakır ve Memur-Sen’e bağlı sendikaların başkanları ile yöneticileri katıldı....

BAKIR: “BUGÜNE KADAR TARİHİ SORUMLULUĞUMUZUN GEREĞİNİ YAPTIK”

Memur-Sen İl Başkanı İrfan Bakır, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, önlerindeki 3 tarihin önemine vurgu yaparak, “1 Mayıs'ta Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle uluslararası katımla gerçekleştireceğimiz Memur-Sen 7’nci Olağan Kongresi var. Memur-Sen'i 4 yıl boyunca temsil ve yarımızı inşa edecek kadroları seçeceğiz. Kongremizin şimdiden üyelerimiz, teşkilatımız, ülkemiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağı, tarih. 14 Mayıs'ta ülkemizin istikametini, geleceğini, elde ettiğimiz kazanımlarımızın akıbetini oylayacağız. 15 Mayıs ise zirvedeki Memur-Sen bayrağını daha da yükseğe taşıyacağımız mutabakat tarihi. Zirvedeki konumumuzu daha da güçlendirmek, çıtayı düşürmemek, bilakis çok daha yükseğe koymak için ter dökeceğiz. Üçü de bizim için çok çalışmamız, dikkatli adımlar atmamız gereken, geleceğimizi ilgilendiren kritik süreçler. 14 Mayıs seçimleri bizim hikayemizin parçasıdır. Biz kişisel ya da kurumsal hesaplar içinde değiliz. Derdimiz millet, hassasiyetimiz emektir. Derdimiz milletin kazanımlarını sürdürmek, emeği, emekçiyi emek düşmanlarına karşı korumaktır. Emeğin hakkını muhafaza etmek, özgürlüklerimizi, demokrasiyi ilerletmek, vesayete geçit vermemektir. O nedenle biz mümeyyiz bir akılla hareket edeceğiz. Sadece vaatlere değil zihniyetlere de bakacağız. Kim kimi gizli açık destekliyor onlara da bakacağız. Kimler seçim sonrası hangi hesapları yapıyor, buna da bakacağız. Tercihimizi yaparken; ‘AK Parti ve MHP'ye karşı en büyük mücadeleyi PKK ve ABD yürüttü, AK Parti iktidarını yıkmak için her türlü mücadeleyi vereceğiz’ diyen PKK elebaşı Duran Kalkan'ın ve ‘Bu seçim hiçbir seçime benzemiyor, 14 Mayıs'ta AK Parti iktidarını yıkacağız’ diyen PKK üst yöneticisi Bese Hozat’ın sözlerini aklımızda tutacağız. Tercihimizi yaparken; ‘Erdoğan'a karşı muhalefetin liderlerini desteklemeliyiz. Erdoğan yaptıklarının bedelini ödemeli. Muhalefetle doğrudan iletişimde olup, onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirmeliyiz’ diyen Biden'in, Kimleri neden desteklediğini, kimden neden rahatsız olduğunu göz önünde bulunduracağız. Yavuz Ağıralioğlu'nun ‘PKK'nın, Kandil'in, FETÖ'cülerin. dahil olmak için yarıştığı, uluslararası operasyonların taşıyıcısı’ Akşener'in, de ‘Kumar masası’ dediği bir masadan özgürlük adalet, kalkınma, refah, insan hakları ve demokrasi beklenir mi, elbette konuşacağız. Doğal gaz keşfine sevinemeyen, TOGG’un üretimine kara çalan, SİHA’lar, Milli Muharip Uçak gibi gurur kaynağı olan projelere kalorifer peteği, maket, montaj diyenleri denkleme katacağız. 4-6 yaş kuran eğitimi çağ dışı diyen, LGBT’yi savunan bir zihniyetin liderine ‘mücahid’ payesi biçenler mi kazanılmış haklarımızı koruyacak, bunu da değerlendireceğiz. Belediyelerde iş başına gelince binlerce çalışanı işten kovanların iktidara gelince neler yapabileceğini aklımızda tutacağız. ‘Suyu bedava yapacağız’ dedikten sonra suya defalarca zam yapanların, bugün depremzedelere evleri bedava verme vaadini ciddiye alabilir miyiz, bakacağız. Hepimiz Türkiye’nin son 20 yılda kat ettiği aşamayı görüyoruz. 28 Şubat rezaletini, turnikelere takılan özgürlükleri, Gezi parkı tertibini, 15 Temmuz ihanetini, kumpasları, tapeleri, darbe girişimlerini, hortumlanan bankaları, sendikaların darbe seviciliğini hep birlikte yaşadık. Biz karar verirken kimlerin özgürlüklerin önünü açtığını, kimlerin de engel olmaya çalıştığını, bugün helalleşelim diyenlerin dün neler yaptıklarını hesaba katacağız. Bizim tercihimiz; Terörden medet umanlara karşı, sırtını millete dayayanlar. LGBT sapkınlığına karşı aileyi koruyanlar, İstanbul Sözleşmesini çöpe atanlar, Terörle sözde değil özde mücadele edenler olacaktır. Bizim tercihimiz; müesses küresel düzene karşı adil bir dünyayı savunanlar, vesayeti tarihin çöp tenekesine yollayanlar, kamusal alan yalanını tarihin çöp tenekesine atanlar adaletsiz katsayı uygulamasını kaldıranlar, Ayasofya'yı asli kimliğine döndürenler insana ve inanca saygılı olanlardan yana olacaktır. Bizim tercihimiz; emek mücadelesini kundaklayanlara karşı kucaklayanlar, üreterek büyüyen, büyüyerek güçlenen Türkiye için mücadeleye edenler, yeni ve sivil bir anayasa için irade gösteren, savunma sanayine çağ atlatan bağımsız dış politikayla Türkiye'yi bölgesel güce dönüştüren, terörle etkili ve kalıcı mücadele ederek ülkede 40 yıllık terörün belini kıranlardan yana olacaktır, bizler Memur-Sen'iz. Bugüne kadar tarihi sorumluluğumuzun gereğini yaptık, değerlerimizden ilkelerimizden taviz vermedik. Ekmek mücadelemizi hürriyet mücadelemizden ayırmadık dolayısıyla bizim duruşumuz, istikametimiz belli. Biz bu istikamette yürüyerek; istiklalimiz ve istikbalimiz için siyasetin ve ekonominin istikrarı için ter akıtanların yanında, milletle beraber yol alanlara, dünya mazlumları için yorulanları safında duracağız. Mücadelesini verdiğimiz, her bir kazanımı korumakta kararlıyız. Kritik bir sürece giriyoruz. Verilen her oy önemli bu nedenle seçimde her türlü algı operasyonlarına, sandık hilelerine, oy hırsızlığına karşı teyakkuzda olmamız gerekiyor. Adil bir seçimin olması için teşkilatlarımız illerimizde Oy birliği Platformu'na dahil olmalı, sandıkları da haklarımızı da yarınlarımızı da koruyalım. Biz şanlı bir tarih, soylu bir mücadelenin öznesiyiz. Biz, Türkiye'nin entelektüel birikimi, yeni ve büyük Türkiye'nin, adil bir dünyanın müjdesiyiz. İyi ki Memur-Sen var, iyi ki varsınız diyorum” ifadelerini kullandı.



KÖYLÜ: “VATAN, MİLLET, BAYRAK SEVGİSİ OLANLAR BİR TARAFTA, VATAN HAİNLERİ VE ONLARA ÇANAK TUTANLAR BİR TARAFTA”

AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü ise, 14 Mayıs’ın önemine vurgu yaparak, “Vatan, millet, bayrak bunda hiç itirazımız yok, herkes bunun farkında. Burada olanlar bunu biliyor, bunu dışarıdaki vatandaşlarımıza anlatırız ama size bunu anlatmamıza gerek yok, bu zaten sizin ruhunuzda olan bir şey. Bu sevgi ve duyguyla hareket ederek 14 Mayıs gününün akşamını bayrama çevirmemiz lazım. Vatan, millet, bayrak sevgisi olanlar bir tarafta, vatan haini olanlar ve vatan hainlerine çanak tutanlar bir tarafta. Herkesi vatan haini olarak da ilan etmiyorum, vatan hainlerini zaten siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Ülke üzerine büyük hesapları olanlar, o akşam hüsrana uğramalıdır. Bu bizim görevimizdir, bunu hep birlikte yapacağız inşallah” diye konuştu.

AK Parti 1. Sıra Milletvekili Adayı Halil Uluay da selamlama konuşması yaparak, 15 Mayıs günüyle birlikte ilimize hizmet etmek için çalışacağını söyledi.


ÜNLÜ: “TEK HEDEFLERİ VAR; AK PARTİ’Yİ VE CUMHUR İTTİFAKI’NI TAMAMEN YOK ETMEK”

AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, 2023’ün önemine değinerek, “Kaç yıldır söylüyoruz, 2023’ün arifesine geldik. 2023 yılı aslında hepimiz için çok büyük anlam ifade ediyor. Tüm Türkiye’nin önündeki zincirlerin kırıldığı bütün şer odaklarının bertaraf edildiği Türkiye yeni yüzyılının yeni hedeflere doğru koşacağı bir yılı ifade ediyor. Yüz yıllık cumhuriyet tarihimizin yeni yüzyılını inşa edecek yeni süreci anlatıyor. Bu süreç hepimiz için önemli. 21 yıldır AK Parti iktidarı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok büyük kazanımlar elde ettik. Eğitimden sağlığa, ulaşıma, milli savunma sanayinden diğer alanlara kadar Türkiye’miz çok geride olduğu birçok sıralamada şu an dünyanın en önde gelen ülkeleriyle yarışır hale geldi. Bu bütün kazanımlarımızın daha ileriye gitmesinin önünde tek engel var 14 Mayıs seçimleri. Bu seçimleri diğer seçimlerden farklı kılan şey aslında 7 Haziran’ı hatırlarsanız o dönemde ilk defa tek başımıza iktidar olamadığımız zaman da bu ülkenin o ara dönemde bile ne kadar sıkıntıya girdiğini ne kadar zorlandığını hep beraber şahit olduk. Bizim böyle seçim sonuçları üzerinden baktığımızda bu şer odaklarına fırsat vermememiz gerekiyor.  Bilmiyorum başka hangi güç bu zillet ittifakını yan yana getirebilir. Adeta bu terör örgütleri adeta Türkiye düşmanları birbiriyle yarış eder halinde bir yerde toplandılar. Manzaraya baktığımızda karşımızda Türkiye’nin ve bizim gibi düşünen insanların karşısında birleşmiş bir güruh var.  Türkiye üzerindeki oynayacakları oyunları da alenen söylüyorlar. ‘Selahattin Demirtaş’ı, Abdullah Öcalan’ı, Osman Kavala’yı özgürlüğüne kavuşturacağız.’ Bugün kayyum atanan belediyelerdeki terör yanlısı olanların hepsi hukuk önünde cezasını çekerken onları da ‘özgürlüğüne kavuşturacağız’ diyorlar. Yüz yıllık cumhuriyeti kesintiye, akamete uğratacağız demiyorlar mı? Az önce bahsettiğimiz Türkiye’nin kazanımlarının hepsini yok etmekten, bitirmekten başka bir projeleri var mı? Yok. Dağdan aldıkları emirle üst aklın Avrupa’dan, okyanus ötesinden gelen talimatlarıyla birlikte seçim çalışmalarını yürütüyorlar ve bunu yürütürken de açıkça ifade ediyorlar. Tek hedefleri var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı liderliğini sonlandırmak AK Parti’yi bitirmek, Cumhur İttifakı’nı tamamen yok etmek. Onun dışında bir hedefleri var mı? Yok. Kim gelsin? Kim gelirse gelsin, önemli değil. Cumhurbaşkanımıza bizim millet olarak, bir Kastamonu evladı olarak, bir vatandaş olarak borcumuz var. Yıllardır ülkesi için, yıllardır milleti için, yıllardır bu topraklar için mücadele eden dünya lideri cumhurbaşkanımıza 14 Mayıs’ta bu borcumuzu ödeme zamanı geldi. .  Memur-Sen ailesiyle olduğumuz her yerde başarıyı yakaladık. Şehitler diyarı, evliyalar şehri Kastamonu bu zamana kadar vatan hainlerine şer odaklarına izin vermemiştir. Bu topraklar kutsal topraklardır. Kastamonu bu tür yapılara, bu tür bileşenlere bugüne kadar izin vermediği gibi 14 Mayıs’ta da vermeyecek” dedi.

“CHP MİLLETVEKİLİNİN YAPTIĞI HİÇ BİR ŞEY YOK, DİKİLİ AĞACI YOK”

Seçimlerde Kastamonu’daki hedeflerinin yüzde 80 oy almak olduğunu ifade eden Ünlü; “Bunu daha önce Kastamonulu olarak yaptık. Hep birlikte yapabiliriz ve yapmaya çok yakınız. Buna gerçekten gönülden inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı oyumuz en yüzde 69’du, hedefimiz bu seçim yüzde 80. Aynı zamanda 3 milletvekilimizi meclise gönderdiğimiz zaman Kastamonu’yu daha güçlü bir şekilde temsil etmiş olacağız. Yapılacak olan tüm yatırım ve projelerde çok büyük katkı sağlayacak. Geçmiş dönemde 2 Ak Parti, 1 CHP milletvekili vardı. CHP milletvekili Ankara’ya gitti geldi, yaptığı hiç bir şey yok, dikili ağacı yok. Bay bay Kemal’in Kastamonu’daki temsilcisinin yaptığı belirli şeyler var. HDP ile olan meclisteki kararlarda birlikte el kaldırmak, Kastamonu’yu sürekli meclis kürsüsünden karalamak ve kötü şeyler ile anmak. Yangında, selde vatandaşlarımızın faydasına çalışma yapmak yerine oralarda hükümeti, devleti karalayıp vatandaşlarımızın moral ve motivasyonunu bozmaktan başka bunlar bir şey yapmıyor. Yapmalarını da beklemiyoruz, zaten Kastamonu için de projeleri yok, Türkiye için de yok. Var olan projeleri yok etmekten başka bir düşünceleri var mı, yok. Şimdi 7 cumhurbaşkanı yardımcısı ile Türkiye’yi yönetmeye çalışacaklar. Orada bir karar alınana kadar sabah olur. Böyle bir sistemle ülkeyi ucube bir yönetim anlayışına mahkum edenlere fırsat vermeyelim diyorum. Bu tarih önemli bir tarih. İnşallah o akşam nasıl mutluluklarımızı sevincimizi, kazanımlarımızı Memur-Sen ailemiz ile paylaştıysak bu kazanım hepimizin kazanımı olacak. Allah hepinizden razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızı görüyorsunuz, ne kadar yoruluyor. Kim için? Ülkemiz, geleceğimiz için. Geçen hafif hastalık bile geçirdiğinde ne kadar üzüldük. Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin yanında durmanın tam zamanı. Doğru zaman, doğru adam Recep Tayyip Erdoğan” diye konuştu.



YILDIZ: “BİZLER TATLI SU BALIĞI SENDİKACISI DEĞİLİZ”

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız ise, toplantının hayırlı olmasını dileyerek, “14 Mayıs sürecinde ve akabinde 15 Mayıs sürecine giden bu yolda da Memur-Sen’imiz 81 ilimizde, Memur Sen il divan toplantılarımızda, teşkilatımızda, lider kadromuzla bir kez daha bir araya gelerek, son virajda bir omuz daha vererek bu anlamda kazanımlarımızın kaderini belirleme noktasında son bir kez daha omuz verelim diye bu programları yapıyoruz. Memur-Sen’imiz sendikacılığı özlük ve özgürlük mücadelesi olarak kodluyor ve bu şekilde tanımlıyoruz. Özlük mücadelesi boyutunda kıymetli Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımız çok güzel net ve özet bir şekilde bu konuyu özetlediler ve sizlere sundular. İnşallah özlük boyutunda da bundan sonra da Memur-Sen Konfederasyonumuz bütün hizmet kollarıyla birlikte kamu çalışanlarımızın yaşam standartlarını ve kalitelerini yükseltme noktasında her zaman olduğu gibi şimdiye kadar bundan sonra da aynı aşkla, aynı şevkle, aynı gayretle çalışmaya devam edecektir. Tabii işin özgürlük boyutunda, değerler sendikacılığı noktasında da Memur-Sen’imiz her zaman duruşunu sergilemiştir. Yine ülkemizde gönül coğrafyamızda bu konuda meydana gelen olaylarla ilgili tavrını belirlemiştir ve burada da buna göre çalışmalarını yönlendirmiştir. Yine ülkemizin geçmiş olduğu kritik dönemlerde her zaman milli iradenin yanında ve milletimizin değerlerinin yanında yerini alarak tavrını belirleyerek yoluna devam etmiştir. Fazla uzak değil. 28 Şubat’a kadar giderek oradan bu tarafa doğru şöyle bir hatırlatacak olursak, toparlayacak olursak 28 Şubat firavunlarının hakim olduğu bir dönemde sağımızda sendikacılık yapanlarla, solumuzda sendikacılık yapanların bir araya gelip oluşturdukları beşlik çeteleri döneminde ve o firavunlar döneminde bile Memur-Sen’imiz o zaman belki sayısal olarak azdı, sayısal olarak bu anlamda belki yetkili pozisyona değindik ama koskoca imanlarıyla, yürekleriyle alanları doldurarak ve başörtüsü eylemlerini, el ele eylemleriyle birlikte en azından kalben buğz noktasında bile sorumluluktan kurtulmak için bir hakkın görevini yerine getirmiştir ve o baskıcı zulüm döneminde bile milletin iradesinin yanında bu anlamda yerini almıştır ve bu konuda da mücadelesini yapmıştır. Keza devam eden o kritik süreçleri şerit halinde gözümüzün önünde getirebilirsek yine Gezi olayları sürecinde Taksim Meydanı’nda toplanarak birbirlerine mesaj atarak ‘Hala anlamadınız mı maksat ağaç değil’ diyerek ve Taksim Meydanı’nda Türk bayrağını yakan alçaklara karşıda milli iradenin yanında duruşunu gösteren yine Memur Sen’dir. Dolayısıyla bu süreçlerde egemen güçler nedir? Birtakım odaklar nedir? Birtakım makamlar nedir? Onların yüz renkleri ne haldeler? Onlara bakarak değil milli, milli iradenin tavrına ve milletin değerlerinin doğrultusunda bütün çalışmalarını ve tavrını bu yönde buna bakarak değerlendirmiştir. Hakeza 17-25 Aralık FETÖ darbe sürecinde bile milli iradenin yanında tavrını almıştır. Her türlü şantajın, montajın ahlaksızlıklarını sergiledikleri bir dönemde bile hiçbir şeyden korkmadan etmeden cesurca milletin iradesinin yanında Memur-Sen’imiz kadrolarımızla birlikte hep birlikte yerimizi aldık. Milletin iradesinden başka bir iradeyi tanımadığınızı, Allah’tan başka bütün cümle aleme ilan ettik. Yine yaşadığımız süreçlerde 15 Temmuz gecesinde bile birtakım sivil toplum kuruluşlarının adına birtakım STK denilen kuruluşların, cümle kurmak için, duruş göstermek için bu konuda fikrini beyan etmek için ‘Bir sabah olsun da ne oluyor bakalım?’ diye bir tavır sergilediği dönemde daha akşam saat 22.30-23.00 civarında sayın Cumhurbaşkanımızdan bile haber alamadığımız bir anda Memur-Sen’imizin cesur genel başkanı Ali Yalçın Bey’in TRT Haber canlı yayına çıkarken milletin değerlerine sahip çıkmak üzere ‘Bir milyon Memur-Sen üyesini meydanlara davet ediyorum’ dedi. Dolayısıyla bizler tatlı su balığı sendikacısı değiliz. Bizler ne olursa olsun bizim inancımız, değerlerimiz, kültürümüz, tarihimiz, şahsiyetimiz ne gerektiriyorsa ilk anda adımımızı atarız. Onun için bu kuvvetli, anlayışlı, davasına, hedefine kilitlenmiş teşkilat yapımızı hiçbir zaman bozmamamız gerekir” diye konuştu.

“İSLAM DÜŞMANLARI TÜRKİYE’DE DÜŞMANLIKLARINI AÇIKÇA VE CESURCA YAPIYOR”

Memur-Sen’in boş konfederasyon olmadığını söyleyen Yıldız, “Memur- Sen davası ve sevdası olan bir kuruluştur. Dolayısıyla davamız ve sevdamız için ideallerimiz doğrultusunda çalışmamız lazım. Bu sendikaları kuranlar Ahmet’i, Mehmet’i falanca makama müdür yapalım diye kurmamıştır. Elbette çalışan kardeşlerimizin özlük haklarını korumak da bize ait. Bu sendikaları kuran insanların düşünceleri, idealleri, hülyaları farklı bir medeniyet mücadelesidir. 2023, 2053 ve 2071 projeleri günlük siyasi mülahazalarla konmuş projeler değildir. Ne çabuk unuttuk, daha dün üniversite kapılarında turnikelere kızlarımız sıkıştırılıyordu. Bu süreçleri hep birlikte geçtik. Şimdi Cumhurbaşkanımız ve Memur-Sen sayesinde böyle bir huzur ortamı açıldı. Cuma namazına gidemiyordu kimse.’12 yaşında çocukları Kur’an kurslarına, camilere aldınız’ diye soruşturma geçiren hocalarımız var. Bunlar bir yere gitmedi ki. Neyi bekliyorlar? Tökezlememizi bekliyorlar. Buna müsaade edeceğiz mi? İçimizde sıkıntılar olabilir. AK Parti’nin eleştirilecek tarafları da olur. Akşama kadar eleştiririz. Ama şimdi değil bu. 14 Mayıs Memur-Sen’imizin bir hikayesidir. Bizden bağımsız değildir. Emeğe, özgürlüğe sahip çıkma anlamında, temel hak ve özgürlüklere sahip çıkma anlamında bunları oylayacağımız zamandır. Öyle algı operasyonları yapılıyor ki. Bu kadar kazanımlarımızla pazardaki domates, patates fiyatları arasında tercihe zorlanıyoruz. Akşam o ekranlara koydukları palavracılar tarafından bu algı oluşturuluyor. Biz ne zaman inançlarımızı, değerlerimizi temel hak ve hürriyetlerimizi, özgürlüklerimizi iki kilo soğana, bir kilo patatese değiştirir olduk? Ülkesinden çıkan doğal gaza sevinemeyen vizyonsuzlarla bir arada olamayız. Biz Ülkemizin Akdeniz’de ilan ettiği NAVTEX’lere İsrail ve Amerika gibi yorum yapan siyaset müsveddeleriyle yol yürüyemeyiz. TOGG’un üretimine sevinemeyen, itibarsızlaştırmaya çalışan itibarsızlarla o siyasilerle yol yürüyemeyiz, yol alamayız. Dünya siyasetinin yönünü ve istikametini değiştiren İHA ve SİHA’lara ‘Kalorifer peteği’ diye itibarsızlaştırmaya çalışan çapsızlarla da yol yürüyemeyiz. Biz LGBT sapık anlayışının sözcülüğünü ve liderliğini yapan bir kişiye mücahit payesi veren şuursuzlarla da yol yürüyemeyiz. Duruşumuz net. Bazen diyorlar ki bana ‘Hocam çok siyasi olmadı mı?’ Hem varlık, yokluk sebebi diyoruz hem de kuş diliyle mi konuşacağız? TÜSİAD sivil toplum kuruluşu değil mi? Siyasetini gizli mi yapıyor? Bu ülkede vatan hainleri hainliklerine aşikar bir şekilde özgürce yapıyor. İslam düşmanları Türkiye’de düşmanlıklarını açıkça ve cesurca yapıyor. ‘Varlık, yokluk sebebi’ dediğim gerçekten geleceğimizi, kaderimizi belirleyeceğimiz bir olayda tarafsız duracağım, renksiz, kokusuz, belirsiz cümleler kuracağım. Böyle bir şey yok. Bu sendikalar bunun için kurulmuştur. PKK’nın, eşkıyanın başı Duran Kalkan, ‘AK Parti hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan kadar, PKK ve Amerika ile mücadele eden olmadı. Tayyip Erdoğan’ın uluslararası gücün aksine yapmış olduğu faaliyetlerden dolayı hesabını vermesi lazım’ diyor. Diğer taraftan büyük şeytan Amerika’nın başkanı Biden ne diyor?; ‘Muhalefeti destekleyerek bu anlamda Tayyip Erdoğan’dan hesap sorulması lazım ve bu seçimleri muhalefetin kazanması lazım’ diyor. Burada Duran Kalkan’ın söylediği istikamette mi yerimizi alacağız, yoksa milletin iradesinin yanında mı? Biz büyük şeytan Amerika Başkanı Biden’in talebi doğrultusunda mı bir noktada duruş sergileyeceğiz, yoksa milletin iradesinin yanında mı? Dolayısıyla şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yerimiz bellidir. Milletin değerlerinin yanıdır, milli iradenin yanıdır. Bir milyon üyemize ulaştık. İnşallah 15 Mayıs’a doğru giden süreçte yetkimizi daha çok perçinleştirerek, daha çok firavunlarla mücadele etme noktasında daha çok değerler sendikacılığını yayma ve yaygınlaştırma noktasında vites artırarak bu anlamda performansımızı yükseltilerek yolumuza devam edeceğiz” dedi. 


Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum