Türkiye'yi 9 Nisan'dan bu yana gezdiğini, Kastamonu ile birlikte 61 cezaevini ziyaret ettiğini belirten Sarıgül, Kastamonu E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu önünde yaptığı açıklamanın ardından şehir merkezinde esnaf ziyaretlerinde bulundu. Esnaflarla sohbet eden Sarıgül, fotoğraf çekinmek isteyen vatandaşları da kırmadı.
Toplumsal barış ve kardeşlik hukuku için af çağrısında bulunduğunu hatırlatan Sarıgül, "Türkiye Değişim Partisi olarak siyasi bir talebimiz yok, vicdani bir talebimiz var. Kader mahkumları için affet Türkiyem" ifadesine yer verdi.
“CEZAEVLERİNDE ŞU
AN DÜNYAYA GELEN VE HAYATLA BULUŞAMAYAN BİNLERCE ÇOCUK VAR”
Mustafa Sarıgül, hükümlüler için af talep ettiğini kaydederek; “9 Nisan tarihinde Türkiye Değişim Partisi genel merkezinden bir af çağrısında bulundum. Şuan itibariyle 61. cezaevinin önündeyim. Pandemi koşulları münasebetiyle hızlı yargılamalar oldu, gözden kaçan bazı konular oldu. Ekonomik nedenler münasebetiyle esnaflarımızda büyük sıkıntılar oldu. Geçtiğimiz 3 yılda özellikle pandemi koşulları, kapanmalar nedeniyle ödeme güçlüğü içerisine düşmesi münasebetiyle binlerce esnafımız çeklerini, senetlerini yatıramadı ve son derece mağdur oldular. Özellikle bir el; hasetler, münafıklar ve şer güçler, bir el Türkiye’mize değdi, binlerce gencimizi uyuşturucu batağına bulaştırdı. Bir çok gencimiz, birçok yurt taşımız, bir çok kader mahkumu uyuşturucu kullandığı için şuan da cezaevlerinde, bunlardan bir tanesi Eskişehir’deki Alper, Aselsan’da çalışan önemli bir evlat ama ne yazık ki uyuşturucu batağı ile karşı karşıya kaldı. Cezaevlerinde şuanda dünyaya gelen ve daha hayatla buluşmayan binlerce çocuk var, dışarıda da binlerce çocuk anneleri ve babalarıyla daha sarılamadı. Bu nedenle anneler için, babalar için affet Türkiyem, kardeşler için affet Türkiyem, çocuklar için affet Türkiyem diyoruz. Kastamonu’dan binlerce kader mahkumu için ‘Affet Türkiyem’ çağrımızı bir kez daha tekrarlıyorum” ifadelerine yer verdi.
“BÜTÜN
CEZAEVLERİNİ DOLAŞACAĞIM”
Gerçekleştirdikleri kampanyanın getirisi hakkında herhangi bir hesap içerisinde olmadıklarını vurgulayan TDP Lideri Sarıgül; “Özellikle bizim devletimiz, yüce bir devlettir. Bizim devletimiz şefkatli bir devlettir, bizim devletimiz merhametli devlettir ve bu kader mahkumları için kardeşlilik hukukun yeni baştan tahsis edilmesi için, toplumda yeniden bir kaynaşma ve yeniden barış olması için bütün siyasi partileri toplumsal barış ve kardeşlik hukuku için ‘Affet Türkiyem’ kampanyasına destek vermeye davet ediyorum. Bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Demokratik Sol Parti’nin atmış olduğu adım son derece değerlidir. Türkiye Değişim Partisi olarak af talebimiz siyasi bir talep değildir, vicdani bir taleptir. Af talebimize Bakanlar Kurulundan olumlu bir cevap gelmiştir, yarı açık cezaevlerinde bulunan binlerce kader mahkûmunun süresi 2023 Ağustos sonuna kadar uzatılmıştır. 1 Ekim itibari ile parlamento açılıyor, bütün siyasi partileri bir kez daha kardeşlik hukuku için ‘Affet Türkiyem’ kampanyamıza katılmaya davet ediyorum. Türkiye Değişim Partisi olarak bu kampanya bize ne getirir, ne götürür bunun hesabı içerisinde değiliz. Bütün cezaevlerini dolaşacağım ve en son Pınarhisar cezaevlerinde kampanyamızı inşallah noktalayacağız. Bu kampanyamız münasebeti ile bir anneyi çocuğuna kavuşturabilirsek, bir evladı babası buluşturabilirsek bizim için en büyük mutluluk bu olacak” dedi.
“KÖPRÜNÜN ALTINDAN
ÇOK SULAR AKAR”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Mustafa Sarıgül, 6’lı masa ve HDP’ye verileceği iddia edilen bakanlık konusunun sorulması üzerine, “Biz masalarımızı engellilerle, emeklilerle, kuryelerle, garson arkadaşlarımızla kuruyoruz. Özellikle yerel medyada görev yapan arkadaşlarımızla kuruyoruz. Bizim masamızda bayrağımız, toprağımız ve ulusal birliğimiz var. Bu hafta Gaziler Haftası, masamızda gaziler var, şehitlerimiz var. Bazen siyaset iki iki daha dört yapmaz, maharet onu beş yapabilmektir. Seçim kurulunun açıkladığı saat 5’de adayların bildirilmesine kadar köprünün altından çok sular akar. TDP’nin iş birliği her zaman toprağımızdan yanadır. Siyasi partiler arasındaki iş birliğini yargılamıyoruz” şeklinde konuştu.
“BELEDİYE
BAŞKANLARI KENDİ GÖREVLERİNİ YAPMALIDIR”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılanma süreci sorusuna ise Sarıgül, “Belediye başkanları kendi görevlerini yapmalıdır. Genel siyasete çok fazla girmemelidir. Ben uzun yıllar belediye başkanlığı dönemimde o kente vereceğim projelerle ilgilendim. Bütün belediye başkanlarına tavsiyem, öğrenciler karnesini yıl sonunda alır belediye başkanları da 5 yılda bir alır, o nedenle kendi bölgelerine eser bıraksınlar. Milletin oyuyla gelen başkanları bırakalım da kendi görevlerini yapsınlar. TDP olarak inancımız sandığa ve milletin reylerine saygı duymaktır” diyerek cevap verdi.
“DIŞ POLİTİKADA
DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ”
TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, ülkemiz ile Yunanistan arasında son günlerde artan gerilimle ilgili soruyu ise şu şekilde cevapladı; “ABD çift taraflı oynamakta, Yunanistan’ı kendilerinin bir eyaleti olarak görmekte. ABD’ye Kastamonu’dan sesleniyorum; ayrıcalıklı tutumunuzdan vazgeçin, madem ki Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki ambargoyu kaldırıyorsunuz, Kıbrıs Türk Kesimi’ndeki ambargoyu da kaldırmanız lazım. NATO ve Amerika, Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ı kendi eyaleti gibi görüyor. BM’de Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu konuşmada, özellikle Kıbrıs Rum Kesimi’nin tanınmasını kınaması, NATO’nun yaptığı ayrıcalıkları gündeme getirmesi, Türkiye Cumhuriyeti adına, iç politikada farklı şeyler düşünebiliriz fakat dış politika söz konusu olduğu zaman TDP olarak devletimizin yanında her zaman onurla ve gururla yer alırız. TDP için önce devletimiz sonra partimiz gelir. Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’a BM’de gerekli ders verilmiştir. Ey Miçotakis, Atina’ya geldim parlamentonun önünde onurla ve gururla Türk bayrağını açtım ve dedim ki; Miçotakis siyaset adamları savaş değil barış ister, biz size barış elimizi uzatıyoruz siz sürekli bize yumruğunuzu sıkıyorsunuz ve dedim ki; Amerika size çok uzak, ayıdan post Amerika’dan dost olmaz, Miçotakis Kastamonu’dan bir kez daha uyarıyorum, Türkiye ile dost olmak Yunanistan’ın hayrınadır.”