Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu
Çevre Sağlığı - Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi
Tuğçe Yılmaz Karan, orman yangınları ve alınması gereken önlemlere ilişkin
değerlendirmede bulundu.
Yüksek hava sıcaklıklarının etkisiyle beraber orman
yangınlarının artma ihtimalinin olduğunu belirten uzmanlar, alınması gereken
tedbirlere dikkat çekiyor. Son yıllarda yaşanan iklim krizi ile birlikte sıcaklıkların
yükselmesi, kuraklığın artması, sıcak dalgaları gibi meteorolojik ve iklimsel
koşullar orman yangınlarının sıklığını ve maruz kalan bölgelerin sayısını
artırdığını kaydeden uzmanlar, orman yangınlarına ilk müdahalenin önemini
vurguluyor.
KARAN; “ORMAN
YANGINLARININ PEK ÇOK SEBEBİ VAR”
Orman yangınlarının çıkış nedenlerine değinen Karan;
“Havadaki oksijen, sıcaklık ve yakıt olarak adlandırılan orman tabanında
bulunan otsu ya da ince yanıcı materyallerin belli bir oranda bir araya gelerek
yanma reaksiyonu vermesi ile başlamaktadır. Son yıllarda yaşanan iklim krizi
ile birlikte sıcaklıkların yükselmesi, kuraklığın artması, sıcak dalgaları gibi
meteorolojik ve iklimsel koşullar orman yangınlarının sıklığını ve maruz kalan
bölgelerin sayısını da maalesef arttırmaktadır” dedi.
“ORMAN YANGINLARI
ÇEVRE SORUNLARINA YOL AÇIYOR”
Orman yangınlarının doğal yaşama ve yaban hayvanlarına
öldürücü etkide bulunduğu gibi, yaşam alanlarının tahrip olmasına ve göçlere de
sebep olduğuna dikkat çeken Tuğçe Yılmaz Karan, şunları söyledi; “Orman
yangınları sadece orman alanlarına zarar vermekle kalmayıp, orman ürünleri
üretimini etkilemekte aynı zamanda erozyon, kütle kaybı, su kaynaklarının
bozulması, hava kirliliği, çölleşme, sel, heyelan, çığ gibi felaketlere neden olarak
ekolojik dengeyi etkilemektedir. Orman yangınları hava kalitesini olumsuz yönde
etkileyerek atmosferde zehirli gazlar ve dumanların yayılmasına neden olurken
bu yayılmanın sonucunda karbon salınımı artışına bağlı olarak küresel iklim
sistemleri etkilenmektedir. Ormanlık alanların yakını ve çevresindeki yerleşim
yerleri de yangından etkilenmekte ve bu durum insanların evlerini kaybetmesine,
fiziksel ve ruhsal sağlıklarının etkilenmesine neden olmaktadır.”
“PATLAMALAR ÖNEMLİ
RİSKLER OLUŞTURABİLİR”
Orman yangınlarında ormana yakın yerleşim alanlarının
etkilenmesinin yanı sıra önemli olan bir alan da orman yakınlarında bulunan
sanayi kuruluşları, elektrik santralleri (termik, nükleer vb) gibi riskli
yerler olduğunu belirten Karan; “Yanıcı ve patlayıcı maddeler içeren bu tür
yerlerde yangının oluşturacağı etkilere ek olarak patlamalar ve buralardaki
kimyasal maddelerin çevreye yayılması söz konusu olabilecektir. Patlama
nedeniyle insan ve çevre üzerinde oluşacak zarar, ayrıca her bir kimyasal veya
radyoaktif maddenin kendi oluşturacağı sağlık etkileri yangının oluşturduğu
zararın katlanarak artmasına neden olacaktır” dedi.
“ORMAN YANGINLARININ
ÖNLENMESİNE İLİŞKİN FARKINDALIK ÇALIŞMALARI YAPILMALI”
Orman yangınlarının engellenmesi çok zor ama önceden
alınacak çeşitli önlemlerle risk azaltması yapılabileceğini kaydeden Karan;
“Orman ile iç içe olan bölgelerde orman yangınları ile farkındalık çalışmaları
yapılarak hem yangın öncesinde hem de yangın esnasında ve sonrasında
yapılabilecekler konusunda eğitimler verilmelidir. Ek olarak orman içinde
bulunan yol, enerji nakil hattı, çöplük, turizm tesisi, madenler gibi çeşitli
tesisler yangın öncesi dönemlerde mutlaka denetlenmeli ve buralardaki personel
eğitilmelidir” diye konuştu.
"YANGIN RİSK
DEĞERLENDİRMESİ YAPILMALI"
Karan ayrıca yangın riskinin yüksek olduğu zamanlarda
uyarılar yapılması, ormanlara giriş çıkışın yasaklanması ve bu yasağın
denetlenmesinin de etkili bir önlem olacağını kaydederek; “Ormanlardan
verilecek yeni izinler de mutlaka yangın risk değerlendirmesi yapılmalı ve
yüksek riskli tesislere ormanlara ve hatta yakın bölgelerine bile izin
verilmemelidir. İzin verilmiş olan tesislerde ve mevcut yerleşim alanlarında
orman ile konutlar ve tesisler arasında ağaçsız bir tampon alan oluşturulması, bunların
bahçelerindeki yangın şiddetini arttıracak bitki örtüsü ya da patlayıcı/yanıcı
maddelerin uzaklaştırılması sağlanmalıdır” dedi.
"VATANDAŞLARIN
DA SORUMLULUKLARI BULUNUYOR"
Orman yangınlarının önlenmesinde vatandaşlara da önemli
sorumluluklar düştüğünü kaydeden Karan; “Orman yangınlarında vatandaşların
sorumluluk bilinci ile hareket edebilmeleri çok önemlidir. Yangını söndürmek
için kullanılan yöntemler ve yangın söndürücü maddeler hakkında bilinçlendirme
çalışmaları yapılmalı ve vatandaşların da bu bilinçlendirme çalışmalarına
katılım sağlamaları gerekmektedir. Yangın esnasında ilk müdahaleyi yapabilmek
çok önem arz etmektedir. Bazen yangın söndürme ekiplerinin yangının çıktığı
alana ulaşmaları zaman alabilmektedir. Bu nedenle yangın söndürme ekipleri
gelene kadar vatandaşların yangına ilk müdahaleyi yapabilmeleri oldukça
önemlidir. İlk müdahaleyi yapabilmek, yangının yayılmasını engelleyebilmek
adına yapılacak olan tüm işlemlerin doğru şekilde yapılması gerekmektedir. Bu
doğru adımların yapılabilmesi içinde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması ve
bu bilinçlendirme çalışmalarına katılım sağlanması gerekmektedir” diye konuştu.
"MÜDAHALE
EKİPLERİNE DOĞRU BİLGİ VERİLMESİ ÖNEMLİ"
Yangının ilk aşamasında vatandaşların müdahale ekiplerini
arayıp bilgi vermesinin yapılacak ilk adımlardan biri olduğunu kaydeden Karan,
şunları söyledi; “112 aranarak olayın gerçekleştiği yerin tam koordinatları ve
gerekli bilgilerin çok net ve düzgün şekilde verilmesi, müdahale ekibinin zaman
kaybetmeden gelebilmesi adına çok önemlidir. Bu ilk adımdan sonra ekipler
gelinceye kadar mümkünse yangını söndürmek için eldeki mevcut imkanlardan
yararlanılmalıdır. Bunlar yapılırken vatandaşlar kendilerini ve başkalarını
tehlikeye atmamalıdır. Maruziyet yaşayan herkes, gözlerde yanma, burun
akıntısı, öksürük, balgam, hırıltı ve nefes almada zorluk gibi sorunlar
yaşayabilir. Bunları engellemek ya da en aza indirebilmek için ağız, burun
kapalı şekilde müdahale etmek yine oldukça önemlidir. Ayrıca orman
yangınlarıyla mücadelede görev yapan gönüllüler bulunmaktadır ve bununla ilgili
Orman Yangınlarıyla Mücadelede Görev Yapan Gönüllüler Hakkında Yönetmelik
adıyla yönetmelik bulunmaktadır. Gönüllülük esasına dayanan bu yapı ile ilgili
tüm maddeler yönetmelikte açıkça yazmaktadır. Vatandaşlarımızın gönüllülük
esasına dayanan bu yapıyla ilgili bilgi sahibi olmaları ve bu yapıya
katılmaları oldukça önemlidir.”
“HER ZAMAN YANGINA
KARŞI TEDBİRLİ OLMAK GEREKMEKTEDİR”
Yangının, her an karşılaşılabilecek olaylardan bir tanesi
olduğuna vurgu yapan Karan son olarak şunları dile getirdi; “En güvenilir
alanlarda bile bazı durumlarda yangın meydana gelmesi söz konusu olabilir. Bu
nedenle her zaman yangına karşı tedbirli olmak gerekmektedir. Yangın durumu söz
konusu olduğunda öncelikle sakin kalınmalı ve ortamdaki diğer insanların da
paniğe kapılmaları önlenmelidir. Bu esnada panik yaratmak ve insanları
korkutmak, çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Yangın söndürücüler ile müdahale
edilerek yangının ilerlemesinin durdurulmaya çalışılması gerekir. Yangın ile
karşı karşıya kalındığında yangının ilerlediği alana doğru ulaşarak bu
noktaları ıslatmak da oldukça önemlidir. Islanan yer, yangını engelleyici
özelliğe sahiptir ve yangının ilerlemesini önler. Yangının ilerleyeceği yön
genelde açık alanlar için rüzgârın estiği yön olarak hesaplanabilir.
Yangınlarda erken müdahaleyi sağlayan yangın tüpleri her daim büyük önem taşır.
Büyük çaplı yangınlar itfaiye hizmetleri tarafından söndürülürken eğer
donanımlı bir yangın tüpüne sahip olunursa, küçük yangınlarda zaman kaybetmeden
söndürme çalışması yaparak büyük hasarlardan kurtulmak mümkün olmaktadır. Yangına
ilk müdahale, orman işçileri tarafından yapılmalıdır. Ancak ekipler gelene
kadar eğitim alan vatandaşlar tarafından ve orman yangınlarıyla mücadelede
görev yapan gönüllüler de müdahale yapılabilir. Sonrasında orman işçileri ve
itfaiye erleri ve orman yangınlarıyla mücadelede görev yapan gönüllüler yangına
müdahale etmeleri gerekmektedir.” (HABER MERKEZİ)