Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonla ilgili yaptığı açıklamada; “Enflasyon bir sorundur ama Türkiye’nin sorunlarının asıl sebebi enflasyon değil, fiili hayat pahalılığıdır” ifadelerine yer verdi.
“ÜLKEMİZDE ENFLASYON
DEĞİL, FİİLİ HAYAT PAHALILIĞI VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı’nda enflasyonla
ilgili yaptığı konuşmasında; “Türkiye'nin geldiği yol özellikle bunu yol ayrımı
olarak kabul edecek olursak ekonomi programı olmuştur. Bütün dünyaları faiz,
enflasyon, kur ilişkisinden ibaret olan kesin inançlılar, ülkemizin yatırım,
istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya bile
çalışmamıştır. Enflasyon bir sorun mudur? Evet, bir sorundur. Ama Türkiye'nin
sorunlarının asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir. Eğer
öyle olsaydı geçmişte çok kez uygulanan enflasyon merkezli ekonomi programları
ile sorun çözülmüş olurdu. Türkiye ekonomisini belli çizginin üzerine
çıkartmayarak yüksek faizle yıllarımız heba edilmiştir. Bu kısır döngünün ilk
adımı enflasyonun tanımı ile başlıyor. Batının ekonomi mecralarına göbek
bağıyla tabi olanlara göre enflasyon insanların ve kamunun aşırı tüketiminden
kaynaklanıyor. Tüketimi azaltıp, fiyatları düşürmek olarak düşünülüyor. Burada
kazanan kim? Tuzu kuru bir kesim. Dışarıdan gelen sıcak para sahibi onlar.
Ucuzlaya döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim ürünlerin pazarı haline getiren
ithalatçıları unutmamak lazım. Peki kaybeden kim? İşsiz ve aşsız kalan,
umutları törpülenen milyonlar. Bizim ülkemizde teknik anlamda enflasyon değil
fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır. Yaşananlara enflasyon diyebilmemiz
için kamunun harcama disiplininin kaybolması demektir. 19 yıldır üzerinde
hassasiyet gösterdiğimiz konu bütçe sistemidir” dedi.
“BÜYÜME ESASLI
EKONOMİ PROGRAMIMIZI UYGULAMAYA BAŞLADIK”
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bizim dönemimizde hem
evi hem arabası olan kişi sayısı yaklaşık 3 kat arttı. Vatandaşlarımızın
borçları da özel sektörümüzün borçları da milli gelirle oranlanarak diğer
ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşük seviyelerde. Faizi artırarak zengini
daha zengin fakiri daha fakir yapacak emperyalist finans kurumlarının dayatması
ekonomi reçetelerini bir kenara bıraktık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve
cari fazla yoluyla büyüme esaslı ekonomi programımızı uygulamaya başladık. Bu
programla insanlarımızın canını yakan, hayatını zorlaştıran fiyat artışlarını
nasıl engelleyeceğiz? Normal şartlarda üretim azlığı, talep fazlalığı sebebiyle
fiyat artışları ortaya çıkar. Bizde talep kaynaklı fiyat artışından söz
edilemez. Üretim tarafında üstesinden gelinemeyecek herhangi bir sıkıntıyla
karşı karşıya değiliz. Sorunun bir tarafında vatandaşlarımızın bir kısmının
tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarı var. Diğer tarafta
büyüyen ekonomimizin gerektirdiği ithal ve küresel ağların ortaya çıkardığı
döviz talebi var. Bunun için vatandaşlarımıza kur korumalı mevduat gibi, konut
kredisi gibi, tasarruflarını kendi paramıza kaydıracak alternatifler sunuyoruz."