Düzgün’le yola devam

Bartın, Karabük, Kastamonu, Sinop ve Zonguldak illerinin bağlı olduğu Türkiye Yol-İş Sendikası, Kastamonu 2 Nolu Şube Başkanlığı 11. Olağan Genel Kurulu Dedeman Otel Yıldız Salonu’nda gerçekleştirildi. Mevcut Başkan Sadık Düzgün, tek listeyle çıktığı seçimde yeniden başkan oldu.


Divan Başkanlığını Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu, Başkan Yardımcılıklarını Şaban Çıvgın ve Mehmet Çelik, Kâtip Üyeliklerini de Özlem Bahadır ve Cahit Çerkezoğlu’nun yaptığı 113 delegeli 113 delegeli olağan genel kurula Belediye Başkanı Opr. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve Vali Yardımcısı Selçuk Aslan, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal, Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Genel Başkan Yardımcıları İsmet Tan ve Bekir Avcı, Mali Sekreter Yusuf Doğan, Teşkilat Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu, Mevzuat Sekreteri Recep karakaşlı,  Şeker-İş Sendikası Kastamonu Temsilcisi Ali Çufadaroğlu başta olmak üzere davetliler ve delegeler katıldı.

DÜZGÜN; “ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KÜRESEL KRİZİN DAHA DA DERİNLEŞECEĞİ ÖNGÖRÜLMEKTEDİR”

Açılış konuşmasını yapan ve ülke gündemi konusunda açıklamada bulunan Türkiye Yol-İş Sendikası, Kastamonu 2 Nolu Şube Başkanı Sadık Düzgün, “11. Olağan Genel Kurulumuz 13 Mayıs 2018 tarihinde toplanmıştı. Aradan geçen yaklaşık 4 yıllık süre dünya, ülkemiz ve sendikamız açısından önemli olaylarla doludur. Dünya önemli siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmelerin yaşandığı tarihsel bir dönemden geçmektedir. Küresel ölçekteki bu gelişmeler, bölgesel savaşlar, iklim değişiklikleri, Covid-19 salgını ve ekonomik krizler olarak sıralanabilmektedir. Tüm Dünya coğrafyasında yaşanan Suriye, Ukrayna savaşları gibi gerginlikler büyük savaş riskini artırırken artan mülteci sayıları insanlık trajedisine dönüşmüştür. Sayıları 5 milyonu bulan sığınmacılar ülkemize sosyal-ekonomik ve kültürel açıdan çok fazla yük getirmiştir. Savaşların önlenmesi ve barışçıl çözümün tesis edilmesi, göç ve sığınmacı sorunlarının çözümü için temel bir koşuldur. Bölgesel savaşlarla birlikte Covid-19 salgını bir taraftan çalışanlar ve toplum sağlığı üzerinde diğer bir taraftan ise sosyal-ekonomik alanda tahribat yaratmıştır. Küreselleşme sürecinde yaşanılan hızlı gelişmeler ve değişimler Türkiye'yi özellikle çalışanları ve geniş halk kesimlerini yakından ve yoğun bir biçimde etkilemiştir.1980’li yıllardan itibaren özelleştirilmelere hız verilmesi nedeniyle işsizliğin artması, artan enflasyonu denetim altında tutmak için parasalcı önlemlerin uygulanması ve kamu harcamalarının azaltılmasına gidilerek devletin küçültülmesi gibi neoliberal politikalar, küresel ekonomiyi derinden etkilemiştir. Söz konusu politikalar Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından ekonominin büyük oranda dışa bağımlılığını artırmıştır. Bundan dolayı ücretler baskı altına alınarak emek kesimine büyük bir yük getirmiştir. Önümüzdeki dönemde küresel krizin daha da derinleşeceği öngörülmektedir” dedi.

“CUMHURİYET TARİHİNDE BÖYLE BİR PAHALILIK GÖRÜLMEDİ”

Yılbaşı itibariyle zamların yağmur gibi yağdığını ve yağmaya da devam ettiğini dile getiren Düzgün;“Cumhuriyet tarihinde böyle pahalılık görülmemiştir. Son bir yılda meyve ve sebze fiyatlarında yüzde 200’lere varan artışlar olmuştur. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan zamlar iğneden ipliğe her şeyi etkilemiştir. Çalışanlara verilen zamlar daha ilk ayda erimiştir. Halkımızın neredeyse yüzde 90’nı açlık ve yoksulluk sınırının altında bulunmaktadır. Bu gidiş nereye kadar değerli arkadaşlarım bilemiyorum. 1930 yılında ki büyük buhrandan bu yana istihdam piyasasında en derin kriz yaşanmaktadır. Ekonomik krizden bu vana tüm dünyada giderek artan genç de önemli küresel gündem maddelerinden biridir. Nitekim TÜİK'in Kasım 2021 verilerine göre; Geniş tanımlı işsizlik oram 96 22,1, Geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 45 bin, Kadın işsizliği yüzde  30, Genç işsizliği ise yüzde 22,3 tür. Uygulanan politikaların bir diğer önemli etkisi de gelirin dağılımında ki eşitsizlik hususunda ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda dünya ekonomisinde bir taraftan ekonomik büyüme açısından önemli bir yol kat edilirken diğer taraftan gelir dağılımı giderek daha adaletsiz hale gelmiştir. Son yıllarda yaşanan olumlu gelişmelere rağmen Türkiye OECD ülkeleri arasında gelirin en eşitsiz dağıldığı ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Gelir dağılımı eşitsizliği eğitim imkânlarına erişimden sağlık ve refahın dağılımına kadar pek çok konuda toplumu etkilemektedir. Bu yüzden ekonomi politikalarında büyüme ve istikrar kadar, gelir dağılımı adaletine de odaklanılması gerekmektedir” diye konuştu.

“BAŞTA TAŞERONLAŞMAYA SON VERİLEREK KAMUNUN İSTİHDAM ALANLARI ARTIRILMALIDIR”

Türkiye'de yaygın özelleştirme uygulamalarıyla sosyal devlet anlayışının terk edilerek devletin kamusal alandan çekildiğin belirten Düzgün, şöyle devam etti; “Sosyal güvenlik ve çalışma haklarının daraltıldığı, çalışma hayatının esnekleştirildiği, ekonomik krizlerin faturasının halka ve çalışanlara çıkarıldığı ücretlerin düşürüldüğü, işten çıkarmaların yoğunlaştığı, aç, yoksul ve işsiz sayısının arttığı, sendikalı üye sayısının azaldığı, örgütlenme önündeki engellerin sürdüğü olumsuz bir tablo ortaya çıkmaktadır. Nitekim SGK kayıtları esas alınarak açıklanan istatistiklere göre; Temmuz 2021 toplam işçi sayısı yaklaşık 15 milyon, Sendikalı üye sayısı 2,1 milyondur. Nüfusumuzun 83 milyon olduğu Ülkemizde TURK-İŞ'in üye sayısı yaklaşık 1 milyon 154 bin, sendikalaşma oranı ise yüzde 14,13 tür. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik siyasal ve sosyal şartlar KİT'lere olan ihtiyacı artırmaktadır. Kamu kurumlarını güçlendirmenin önemi bölgemizde yaşanan 11 Ağustos Sel Felaketi ve 2021-2022 yılı kar mücadelesinde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Kastamonu ve diğer işyerlerimize yeni işçi alımının sağlanması Köylere hizmet götürme birliklerinde çalışan işçi kardeşlerimizin sürekli işçi statüsünde personel aş ye devri gibi gelişmeler bizleri sevindirmiştir. Kamudaki istihdamın azaltılmasının olumsuz etkileri görülerek, başta taşeronlaşmaya son verilerek kamunun istihdam alanları artırılmalıdır.”

“KHK’DAKİ HÜKÜMLERİN EN KISA SÜREDE KALDIRILMASI SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN ASLİ GÖREVİDİR”

Enflasyonun, alım gücünü düşürürken, gelir vergisi dilimlerinden kaynaklanan gelir kayıplarının da çalışanların mağduriyetlerini katladığını söyleyen Düzgüm;“Anayasamızın 73. Maddesine göre, herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi adaletinin sağlanması için gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması, vergi dilimi aralıklarının çalışanların lehine genişletilmesi gerekmektedir. Çalışanların ağır ekonomik yük altında ezilmesini önleyecek, ocak ayında ele geçen ücretin korunmasını sağlayacak, gelecek artışların net ücrete yansımasına imkân verecek adil düzenlemelerin yapılması beklenmektedir. İl Özel İdarelerinde ve AFAD’ta çalışan üyelerimizin aynı işyerinde aynı işi yapan kadrolulardan farklı bir şekilde Personel Anonim Şirketlerinde istihdam edilmeleri, iş riskine göre ücret skalalarının olmaması, Özel İdarelerde tayin yolunun kapalı olması gibi olumsuzluklar giderilmelidir. Gerek skalalardan gerekse farklı istihdam biçimlerinden kaynaklanan ücret farklılıklarının giderilmesi büyük önem taşmaktadır. KHK ile işe alınan işçilerin emeklilik şartlarını yerine getirdikleri tarihte kadrolarının zorunlu olarak ortadan kaldırılarak iş akitlerinin sonlandırılması, tayin haklarının olmaması Anayasamızda öngörülen çalışma haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum işçilerin geleceğe güvenle bakmalarını engellediği gibi işyerlerindeki çalışmalarını da olumsuz etkilemektedir. KHK’daki bu hükümlerin en kısa sürede kaldırılması sosyal hukuk devletinin asli görevidir” dedi.

“ON BİNLERCE TAŞERON İŞÇİSİNİN SORUNUNU ÜLKE GÜNDEMİNE TAŞIYAN, YOL-İŞ SENDİKASIDIR”

Düzgün son olarak, şunları kaydetti; “Sendikamız Yol-iş üyelerimizin hak ve çıkarlarını koruyup geliştirme azmi ve kararlılığı içinde taşeronlaşmaya karşı yürüttüğü örgütlenme ve hukuk mücadelesini başarıyla sürdürerek kamuda istihdam sağlamıştır. Yol-İş Sendikamızın bu onurlu mücadelesi ile birlikte taşeron işçilik sorunu ülke gündemine taşınmış, sorunun çözümü siyasi partilerin programlarında yer almış böylece kamuda on binlerce taşeron işçini kadroya kavuşması sağlanmıştır. Denilebilir ki kamuda taşeron işçiye kadro yolunu Yol-İş Sendikası açmıştır. Taşeron işçiliğine karşı mücadeleden zaferle çıkan on binlerce taşeron işçisinin sorununu ülke gündemine taşıyan Yol-iş Sendikasıdır. Sendikalar çağdaş demokrasinin sosyal adaletin ve gelişkin ekonominin vazgeçilmez kurumlarıdır. Örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı sendikaların vazgeçilmez haklarıdır. Küresel krizler çağında sendikaların temel görevi temel insan haklarının işçi hak ve özgürlüklerinin sağlandığı adil bir dünya olmalıdır. Bu çerçevede sendikal mücadele; ücretlerin, istihdamın, örgütlenmenin korunması ve geliştirilmesi, çalışanların iş sağlığı ve güvenliğinin şemsiyesinin altında çalışması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına şiddetin sona erdirilmesi, yaşanabilir bir çevrenin, üretilebilir bir tarımın yapılması ve kamu kurumlarının yeniden güçlendirilmesi yönündeki mücadele kapsamalıdır. Sendikamız bu görüş ve yaklaşım çerçevesinde mücadelesini sürdürmektedir. Bundan sonraki süreçte öncelikli görevimiz, öz eleştiriye açık hoşgörüyü elden bırakmadan birlik ve beraberliğimizin geliştirilmesi yönünde adım atmak ve kazanımlarımızı daha da geliştirmek üzere çaba harcamak olacaktır. Birbirimizi sevip sendikamıza ve işyerlerimize sahip çıkarak başarı trendimizi daha da yükseklere çıkartabiliriz. Bu birlik ve beraberliği sizler sağladınız.”

ASLAN; “HİÇBİR ZAMAN SAYGI ÇERÇEVESİNİ YİTİRMEDİK”

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve Vali Yardımcısı Selçuk Aslan yaptığı konuşmasında; “Genel kurulun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yol-İş Sendikası Kastamonu İl Özel İdaresi’nde örgütlü. Ben Sayın Şube Başkanımız Sadık Düzgün şahsında yönetimine teşekkür ediyorum. 8,5 aylık Kastamonu İl Özel İdaresi’ndeki görevim süresince gerçekten birlik ve beraberlik dayanışma içeresinde güzelliklere imza attığımız kanaatindeyim. Hizmetin işleyişi içeresinde zaman zaman biz idare kısmında işçilerimizin örgütlenmiş haliyle işçilerimizin hakları kısmında belirli konularda istişare etmemiz gerektiği, istişarelerde farklı fikir ayrılıklarına düştüğümüz konularda oldu mu illaki olacaktır. Bu maddenin doğası gereği ama hiçbir zaman saygı çerçevesini yitirmedik. İstişare kapımız her zaman açık oldu ve her zamanda ortak akılı işletebilecek bir noktada çalıştık. Bu anlamda ben tekrar kendilerine teşekkür etmek istiyorum” dedi. 

PARÇAL; “DEVLETİMİZ HİÇBİR ZAMAN VATANDAŞIMIZI, ÇALIŞANIMIZI YALNIZ BIRAKMADI”

İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal, konuşmasında İl Genel Meclisi’nin seçimlerinden sonra çalışmalara sendika ve idare ile birlikte Vali Avni Çakır’ın önderliğinde birçok yardımlar yaptıklarını belirterek;“İlk baştaki sorunlarımızdan bir tanesi Kastamonu İl Özel İdaresi’nde 7 aylık ve 9 aylık işçilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesiydi. Bununla birlikte Sayın Vekilimiz, İl Başkanımız ve sendikalarımız ile birlikte Bakanlarımıza sorunlarımızı ilettik. Bu yıllardır kanayan bir yara idi. Allah’a çok şükürler olsun arkadaşlarımızın mağduriyetini çözdük. Bunun akabinde Kastamonu İl Özel İdaresi olarak Köydes çalışanlarımızın bir kısmına kadro alarak bunları kadroya geçirdik.  Bunun akabinde de geride kalan bir 35 tane daha kadro var. Bunların da çalışmaları yapılıyor, bu kadrolar da alındı. Onun akabinde de 50 tane bir kadromuz daha Vekillerimiz, Valimiz ve Genel Sekreterimiz ile birlikte Bakanımıza sorunlarımızı ilettik, 50 kadro onayı da İnşallah çıktı. Bununla birlikte Kastamonu İl Özel İdaresini kuvvetlendireceğiz. Kastamonu İl Özel İdaresi olarak makine ekipmanlarımızın birçoğunu yeniledik. Bu afet kapsamında devletimize sorunlarımızı ilettiğimiz zaman zaten Bozkurt’taki yaşananlar ve yapılanlar, İl Özel İdaresi’nin çalışmaları takdire şayan idi. Bakanımızda, devletimizde hiçbir zaman vatandaşımızı çalışanımızı yalnız bırakmadı. Bu konuda halkımızın ve milletimizin de takdirini aldı, yaraları da sardı. Sadık Başkanımız burada çok karamsar bir konuşma yaptı. Bizler birçok iyi işler yaptık. Bunlarında konuşulmasına inanıyorum. Bunlara da değinilir diye baktım ama bunlara değinilmedi. Bunları da konuşmak bize nasip oldu. Ben o kadar karamsar bir Türkiye görmüyoırum. Şimdiye kadar yapılan birçok sağlık alanından, yol alanından İl Özel İdaresi’nin çalışmalarından, makine ekipmanlarından olmak üzere çok yapılan çok işler var. Bunlarında konuşulması gerekiyor. Bu konuda öz eleştiriye de açık olacağız. Biz öz eleştiriye açığız. Tabi sizler de öz eleştirilere sendika olarak açık olmak durumundasınız. Bunları da bizler belirtmek zorundayız” diye konuştu.

ÜNLÜ; “BU İLLETİN İKİ BUÇUK YILDIR HEM TÜRKİYE’YE HEM DÜNYAYA CİDDİ ZARARI OLDU”

AK Parti Kastamonu İl Başkanı Doğan Ünlü, koronavirüs salgınıyla mücadelede iyi bir noktaya geldiklerini dile getirerek; “2 yılı aşkındır hem dünyanın hem de ülkemizin bu koronavirüsle ilgili mücadelesi Allah’ın izniyle güzel bir şekilde iyi noktaya getirdik ve getirdiğimiz noktada son dönemde normalleşme süreciyle beraber inşallah bu illetten de kurtuluruz. Bu illetin iki buçuk yıldır hem Türkiye’ye hem dünyaya ciddi zararı oldu. Bu zararları giderme adına ülkemiz elinden geleni yaptı. Cumhurbaşkanımız, bu salgın sürecinin ilk başlangıcında; ‘Biz birlik beraberlik ve kardeşlik içerisinde bu süreci hep beraber atlatacağız’ demişti. Bugün dünyanın birçok lideri havlu atmışken, Cumhurbaşkanımız, bu süreci hep beraber atlatacağımızı ifade etmişti elhamdülillah bu süreci hep birlikte atlatmış olduk. Bugünden sonra bu illeti de inşallah hayatımızdan çıkarmış oluruz” dedi.

“HEP BERABER ÜST ÜSTE GELEN ZORLUKLARI AŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”

İl Başkanı Doğan Ünlü, sel felaketine değinerek; “Sel felaketinin dışında bu yıl aynı bölgede yine kış şartlarının yoğun bir şekilde yaşadık. 2 buçuk 3 metreyi bulan karla mücadelemizi gerçekleştirdik. Bu mücadele çalışmaları selin yaralarını sarmakla uğraşan çalışanlarımız, özel idaremiz, bir taraftan kış şartlarının oluşturduğu sıkıntıları da gidermeye çalıştı. Hepsine teşekkür ediyoruz. Hep beraber üst üste gelen zorlukları aşmaya devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“ESKİ TÜRKİYE YOK ARTIK”

Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların dünyada yaşanan ekonomik sıkıntıların yansıması olduğunu ifade eden İl Başkanı Doğan Ünlü, şöyle devam etti; “Özellikle dünyanın içinden geçtiği bu zorlu süreçte ülkemiz de etkilendi. Etkilenmemesi mümkün değildi. Dünyanın global ekonomik etkileri diğer ülkelerde olduğu gibi etkileşim söz konusu. Türkiye’yi diğer ülkelerden ayıran Türkiye’nin düşmanlarının Türkiye ekonomisinin üzerinde oynadığı oyunların etkileriyle de mücadele etmek orunda kalışı. Hem içerde hem dışardaki bu ekonomik mücadeleyi hep beraber yaşıyoruz. Bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu mücadelemiz hakla batıl mücadelesi. Bu topraklarda bin yıldır mücadele yapıyoruz. Bu topraklarda yaşamanın bir bedeli var. Bu bedeli bu zamana kadar ödedik ödemeye devam ediyoruz. Yalnız, eski Türkiye yok. Artık, kendinden söz ettiren, günden güne kendini geliştiren, ihracatlarda rekor kıran üretim artışında rekor kıran büyümede rekor kıran bir Yeni Türkiye var. 2 yıl içerisinde Avrupa’da gelişmiş ülkeler tel tel dökülürken, biz bunu fırsata çevirdik, çevirmeye devam ediyoruz. Hem kültürel alanda, hem maneviyatımızı ilgilendiren alanlarda kazanım elde ettik. Ayasofya’yı açtık, elhamdülillah. Dünya farklı şeylerle uğraşırken, Ayasofya’nın açılması bugün sadece Türkiye için değil, İslam coğrafyası için önemliydi, ümitleri yeniden yeşertmiş oldu. Kıbrıs’taki Maraş’ı açtık. Bu da büyük bir kazanımdı. Azerbaycan’daki kardeşlerimizin uzun yıllar Ermenistan’ın zulmü altındaki bölgeyi de şükürler olsun ülkemizin desteğiyle Ermenistan’ın zulmünden almış olduk. Diğer taraftan doğalgazımızı çıkardık arama çalışmalarımız devam ediyor. Bir taraftan İHA’larımız, SİHA’larımız milli savunma alanında yaptığımız yatırımlar hızlı bir şekilde devam ediyor. Sağlık alanındaki çalışmaların yanında 45 günde solunum cihazını üretebilen bir ülke haline geldik. Biz 45 günde kendi hastanemizi yapabilen bir ülke haline geldik. Bu dönemde bütün dünya ülkeleri aciz duruma düşerken, 150 den fazla ülkeye hem sağlık alanında hem de insani yardım alanında yardım edebilen bir ülke konumuna geldik. Geleceğe Büyük ve Güçlü Türkiye olduğumuzda adımlarımızı emin adımlarla Cumhur İttifakı olarak yürüyoruz.”

 

 

 

“UYANIK OLMAK ZORUNDAYIZ”

Son günlerde gündemde yer alan sığınmacı sorununa da dikkat çeken İl Başkanı Ünlü;   “Sığınmacılar üzerinden, mülteciler üzerinden Türkiye’nin üzerinde yeni bir algı operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Hepimiz önceki dönemlerde olduğu gibi şimdi de uyanık olmak zorundayız. Dün Bakanımıza yapılan pervasızca açıklamaları hep beraber şahit olduk. Allah razı olsun, bakanımız diğer bakanlarımız ve Cumhurbaşkanımız sel felaketi döneminde de Kastamonu’muza ne denli önem gösterdiklerini bir kez daha ortaya koydu. Gece gündüz demeden bizlerle beraber yaraların sarılması noktasında büyük bir çaba gösterdiler. Hepsine buradan sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye artık üzerinde oyun kurulabilen, sözü dinlenmeyen bir ülke değiliz. Biz artık oyun kurabilen sözünü dinlettiren bir ülke haline geldik. Bunu Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta gördük. Hiçbir ülke liderine güvenilmediği bir dönemde sadece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine güvenin olduğunu bütün dünyada bir kez daha tescillemiş olduk. Bu da hepimizi gururlandırıyor” dedi.

“GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE OLMA HEDEFİMİZLE YOLUMUZDAN BİZİ KİMSE ÇEVİREMEYECEK”

İl Başkanı Doğan Ünlü son olarak Yol İş Sendikası Kastamonu Şube Başkanı’nın işsizlik açıklamalarına katılmadığını dile getirerek şöyle konuştu; “Sadık Başkanın işsizlikle ilgili açıklamalarına buradan katılmadığımı belirtiyorum. Biz Türk milleti olarak her sürecin üstesinden tüm oyunları boza boza geldik. Elhamdülillah önümüzdeki süreçte ekonomik saldırıların ekonomik sıkıntıların üstesinden birlik beraberlik ve kardeşlik oldukça üstesinden geleceğiz. Bir olacağız, diri olacağız, hep beraber olacağız, inşallah bütün oyunların üstesinden gelerek güçlü ve büyük Türkiye olma hedefimizle yolumuzdan bizi kimse çeviremeyecek. Hiçbir vatandaşımızın boynunu yere eğdirmedik, bayrağımızı yere düşürmedik, ezanlarımızı dindirmedik. Bundan sonraki süreçte de böyle devam edecek. Biz sendikamızla olan bağlarımızı siyasi olarak hep güçlü tutmaya çalıştık, güçlü tutuyoruz. Onların bizden istek ve taleplerini de karşılamaya çalıştık onların yanında yer aldık. Bundan sonraki süreçte de birlikte çalışacağız. Kastamonu zor bir coğrafya. Kastamonu’da çalışmak, iş üretmek, hizmet yapmak zor bir şey. Binden fazla köyün olduğu bu zorlu coğrafyada, sizlere de büyük görevler düşüyor. Bugüne adar çok emek verdiniz, zorlukların üzerinden hep birlikte geldik. Bundan sonraki süreçte de inşallah sizlerle beraber bu zorlukları aşacağız, biliyorum.”

ÇELİK; “GÜÇLÜ BİR HÜKÜMETİMİZ, GÜÇLÜ BİR CUMHURBAŞKANIMIZ VAR”

AK Parti Milletvekili Metin Çelik, genel kurulun hayırlı olmasını dileyerek; “2018’de ülkemize dönük kur saldırıları ve sonrasındaki gelişmeler, aslında 2013’ten başlayan gelişmeler, Gezi Eylemleri, 17-25 Aralık Darbe teşebbüssü, 15 Temmuz hain darbe girişimi, sonrasında 2018’deki saldırılar ve 2020 yılının başından beri dünyayı kasıp kavuran pandemi felaketiyle boğuşarak bugünlere kadar geldik. Türkiye dünyadan ayrı bir ülke değil. Hem ekonomik açıdan, hem sosyal açıdan açık bir ülkedir. Dünyayla entegre olmuş bir ülkedir. Dolayısıyla bunlardan etkilenmememiz düşünülemezdi. Güçlü bir hükümetimiz, güçlü bir Cumhurbaşkanımız var. Bu yaşanan sıkıntılar karşısında hemen anlık alınan önlemlerle bu problemlerin milletimize en az yansıması konusunda gerekli adımlar atıldı. Bugüne kadar ülkemiz etkilenmiş olsa da, hem sağlık krizini hem de arkasından gelen ekonomik krizleri milletimize en az seviyede yaşatarak bugüne kadar geldik. Hükümetimiz başta süspanse önlemleri aldı. Kapanmadan sonra bir açılma süreci oldu. Bekleyen talep, üretim ve tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılar, enerji fiyatlarındaki akıl almaz artışlar, hammadde fiyatlarındaki katlanan artışlar, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar ekonominin tüm alanlarına sirayet etti. Dolayısıyla dünya geçen yıl yaz aylarından itibaren enflasyonist bir süreçle karşı karşıya kaldı. Doğalgaz 10 katına çıktı. Akaryakıt fiyatları 3 katından fazla arttı. Bunların tetiklediği elektrik fiyatları arttı. Bütün bunlar bir enflasyonist sürecin yaşanmasına neden oldu. Türkiye’de bundan aynı şekilde etkilendi. Cumhurbaşkanımız yapılması gerekenleri yaptı. Doğalgaz fiyatlarında yüzde75, elektrik fiyatlarında yüzde 70’lere varan süspanseleri gerçekleştirdi. Yani daha faturalandırmalar olmadan önce bu maliyetleri hükümetimiz üstlenmiştir. Yine akaryakıt fiyatlarında 2021 yılı içerisinde Eşel Mobil sistemiyle hükümetimiz süspanse gerçekleştirmiştir. Enerji bakımından Türkiye dışa bağımlıdır. Petrolde son dönemde yaşanan çok ciddi gelişmeler yaşanırken, yüzde 9 seviyesinde kendi tükettiğimiz petrolü üretebilen bir ülkeyiz. Doğalgazda yine aynı şekilde. Türkiye tükettiği doğalgazın yüzde 99’unu ithal etmektedir. Doğalgazı da bulduk. 2023 yılının başından itibaren Türkiye tüm evlerimizde tüketeceği doğalgazın yüzde 30’unu kendi karşılayacak. Bağımlılığımızı her geçen gün azaltacağız. Bunu yapmak zorundayız. Bunu yapmazsak eğer geleceğe umutla bakamayız. Her an Türkiye üzerinde operasyon yapılacak durumda oluruz. Enerji dünyada artık en önemli şey. Bunu yapmak durumdaydık. 2013-2014 yılından itibaren bu alanda yapmış olduğumuz yatırımların karşılığını almış olduk. Geleceğe daha da umutla bakıyoruz” ifadelerini kullandı.

“300’ÜN ÜZERİNDEKİ OSB’LERİMİZ HARIL HARIL ÇALIŞIYORLAR”

Türkiye’nin dış ticaret dengesine de değinen Milletvekili Çelik; “Dış ticaret dengesi hesaplanırken, enerji hariç denilerek bir hesap yapılıyor. Enerji hariç Türkiye ihracatı, ithalatının önüne geçmiş ülke konumundadır. Son rakamlar bunu gösteriyor. 240 milyar dolara Türkiye’nin ihracatı ulaşmış durumda. Büyük bir şey bu. Biz 20 yıl önce sadece 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeydik. Biz bunu 240 milyar dolar seviyelerine getirdik. Sene sonunda hedefimiz 250 milyar doları rahatlıkla yakalayacağız. 300’ün üzerindeki OSB’lerimiz harıl harıl çalışıyorlar. Türkiye tüm olumsuz koşullara rağmen 2019’da yüzde 13,7 olan işsizlik rakamını geçen ay itibariyle yüzde 10,7’ye düşürmüş bir ülkedir. Türkiye pandemi ve savaşın getirmiş olduğu tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen son 2 yıl içerisinde 2 buçuk milyon yeni istihdam yaratmış, istihdam rakamını 30 milyonun üzerine çıkarmış bir ülkedir. Türkiye üretiyor, büyüyor ama dünyanın yaşadığı süreçler bizi de etkiliyor. Milletimizin alım gücünü korumak zorundayız ve buna yönelik adımları da peyder pey hayata geçiyoruz. Bundan sonrada böyle olacak. Bu süreç son bulacak. Ekonomik dengelenme önümüzdeki günlerde mutlaka sağlanacak. 2023’ten itibaren Türkiye hedeflerine emin adımlarla yine ilerlemeye devam edecek” şeklinde konuştu.

“KASTAMONU HİZMET ETMESİ ZOR BİR İL”

Muhalefetin her şeyin tam tersini söyleme gayreti içinde olduğunu söyleyen Milletvekili Çelik; “Bugün Almanya’da, Amerika’da işsizlik rakamları yükseliyor. Taşeronda çalışan işçilerimize kadro imkanı sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti hükümeti oldu. Arkasından kadroya geçenlerin toplu sözleşme imkânlarına da kavuşması sağlanmış oldu. Böylece ücretlerinde ve sosyal haklarında da önemli gelişmeler sağlanmış oldu. Bunların yanında asgari ücrete kadar olan verginin tamamen ortadan kaldırılması da gerçekten önemli gelişmelerden biri oldu. Gelecekte bunun önemi daha da anlaşılacaktır. Kastamonu İl Özel İdaremizdeki 2017 yılı sonundaki kadroya geçişte, 7 aylık ve 12 aydan daha kısa çalışan arkadaşlarımız vardı. Bunları el birliğiyle bu konuyu da aşmış olduk. Yine Köylere Hizmet Birliği’nde çalışan kardeşlerimizin Özel İdare kadrosuna alınması da çok değerli. Yeni kadro imkânlarının sağlanması, Özel İdaremizin daha donanımlı araç ve gereçle, daha rahat işçi kadrosuyla çalışabilmesi adına bu süreçte bu adımlar önemlidir. Herkese hayırlı olsun. Kastamonu hizmet etmesi zor bir il. Son dönemde yaşanan afetlerle mücadelede gerçekten canla başla çalıştınız. Hepinize teşekkür ediyoruz. Bu imkânları daha da arttıracağız” dedi.

“TÜRKİYE, POLİTİKALARI BELİRLEYEN, ROL ALAN BİR ÜLKE HALİNE GELMİŞTİR”

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yansımalarında olduğunu söyleyen Milletvekili Çelik; “Bizim 40 yılı aşkın süredir terörle yaptığımız bir mücadele var. Dolayısıyla bu işler vizyon meselesidir. Türkiye’nin son 20 yılda savunma sanayisinde atmış olduğu adımlar bugün meyvesini veriyor. Bugün 30 yıldır çözülmeyen Karabağ sorunu Türkiye’nin iradesi sayesinde çözülmüştür. Türkiye artık süreçlere yön veren, politikaları belirleyen, rol alan bir ülke haline gelmiştir. Bu hepimizin gurur duyacağı bir ana meselidir. Türkiye tüm bunları yaparken, Türkiye S-400 füzelerini alma iradesini ortaya koyarken, bütün itirazlara rağmen, ABD’nin tüm tehditlerine rağmen, Türkiye bu iradeyi ortaya koyarken, bizim maalesef vizyon eksiği olan muhalefet liderlerimiz Türkiye S-400’den vazgeçsin diyebiliyorlar. Türkiye terörle mücadele ediliyor. 30 kilometre mesafeden Türkiye’ye füze atılıyor, insanlarımız şehit ediliyor, Türkiye bütün itirazlara rağmen ABD’ye rağmen, Rusya’ya rağmen, Avrupa Birliği’ne rağmen giriyor, Türkiye’ye yönelik tehditleri yerinde bertaraf etmek üzere operasyon düzenliyor, bizim ana muhalefet genel başkanımız Afrin’e girmeyin diyor. Türkiye 2016’dan bu yana kendisine yönelik tehditleri bertaraf etmek üzere gereken önlemleri aldı, almaya da devam ediyor. Kimseden de izin almıyor. Çünkü bir insanımızın canı, malı bizim için her şeyin üstündedir. Mecliste 3 kere tezkere uzatımı yaptık. Son tezkere uzatımda HDP ile CHP’nin oyu ‘Hayır’ diye kalktı. Bu nasıl bir iradedir? Bu nasıl temsildir? Kastamonu’yu böyle mi temsil ediyorsunuz? Bugün teröre en büyük desteği veren HDP ile birlikte nasıl hareket edebiliyorsunuz? Türkiye’nin askerinin orada olmasına karşı çıkarken, Türkiye’nin güvenliğine aykırı hareket etmiyor musunuz? Bugün ‘Demirtaş çıksın’ diyen, ‘Demirtaş haksız yere hapiste’ diyen Kılıçdaroğlu. Bizi derinden yaralayan hadisler. Çok üzülüyoruz. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin, bu 6’lı masanın, bu 28 Şubat ittifakının HDP ile birlikte Türkiye’yi nereye götürmek istediğini milletimiz gayret iyi biliyor. Biz doğruyu anlatmaya devam edeceğiz. Onlar sadece dünyada yaşanan konjonktürel gelişmelerden istifade ederek, politika üretmeye çalışıyorlar. Bunların böyle bir vizyonları da yok, böyle bir iradeleri de yok. Türkiye’nin geleceğine dönük ortaya koydukları bir irade de yok. Biz hedeflerimize emin adımlarla yürüyeceğiz. Sıkıntılarımızı hep birlikte çözeceğiz. Doğruları anlatacağız. Doğrusu bizim anlattıklarımızdır. Hep birlikte Türkiye’yi büyüteceğiz” ifadelerini kullandı.

AĞAR; “TARIMA DAHA ÇOK DESTEK VEREREK, ÜLKEMİZE ÇOK DAHA FAZLA KATKI SAĞLARIZ”

Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar ise; “Kastamonulular siyaseti çok severler. Siyasetin ortasında olan önemli bir ilimiz. Siyaset önemli bir kurum. Çünkü siyaset Türkiye’yi bir kurum. Dolayısıyla çok siyasiler gelir geçer, bunu da milletimiz yapar. Elbette siyasetçilerin görevi ülkesine hizmet etmek, çalışanına hizmet etmek, çalışanına sahip çıkmak, işsizliği önlemektir. Özel İdare’nin önemli bir teşkilat olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu teşkilatımızın yapmış olduğu hizmetler birçok çalışma yapardı. İyi hizmetler yapıyoruz. Eksiklerimiz de var. Tarıma mutlaka önem vermeliyiz, destek vermeliyiz. Çünkü her şey tarıma bağlı. Bundan sonra tarıma daha da çok destek vererek, ülkemize daha çok katkı sağlarız. Yaşanan sel afetinde teşkilatımızın yaptığı çalışmaları gördük. Büyük başarı gösterildi. Teşkilatımızın yaptığı hizmetleri gördük. Kar mücadelesinde 24 saat çalışan teşkilatımız var. Bu teşkilatımızın Büyükşehir Belediyeler Yasası ile küçüldüğünü gördük. İçişleri Bakanımız sayesinde bu İl Özel İdareleri ayakta duruyor. Devletin işi bizim işimizdir, öz malımızdır. Öz malımıza sahip çıkacağız. İşi aksatan arkadaşlarımız var. Çalışanlara zarar veren arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımız kendilerine dikkat etsinler. Çalışanlara saygı duysunlar. Siyasilerde bunlara sahip çıkmasın. Ben uzun yıllardır teşkilatçıyım. Ben binlerce adam aldırmışımdır işe. İşe aldırdığım adamların hiçbirine çalışmasıyla ilgili sahip çıkmamışımdır” dedi.