Kuzeykent Bayrak Kavşağı’nda öğrenciler ve protokol eşliğinde Ahmet Yesevi Konferans Salonu’na kadar bayraklar ile yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün akabinde Ahmet Yesevi Konferans Salonu önünde toplanıldı ve Nevruz ateşi yakılarak, örste çekiçle demir dövme töreni yapıldı. Törenin ardından Konferans Salonu’nda Nevruz Bayramı ile ilgili program düzenlendi. Programda öğrenciler folklor gösterisi gerçekleştirdi. Programa Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Atalan, Prof. Dr. Ömer Küçük, Prof. Dr. Kasım Yenigün, Belediye Başkan Yardımcısı Hamdi Öz, davetliler ve öğrenciler katıldı.
COŞAR; “NEVRUZ, TARİH
SAHNESİNDE VARLIĞINI DAHA DA GÜÇLÜ HİSSETTİRMİŞ”
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Hakan Coşar, insanlık için bolluk ve bereketli bir bayram olmasını dileyerek, şu ifadeleri dile getirdi; “Türk Milleti tarihte varlığını ve birliğini oluşturduğu andan itibaren bu Nevruz günlerinin anlamını hep içselleştirmiş, kendi birliğini ve geleceğini ifade ettiği bir zemin olarak görmüştür. Tabii ki milletlerin kendilerini ifade ettikleri, kendi toplumlarına tarihe not düştükleri ve geleceklerini kurguladıkları önemli tarihsel anlar ve semboller vardır. Bununla geleceğe güçlü adımlar atar ve gücünü biçimselleştirerek topluma ve geleceğine önemli mesajlar verir. Bu anlamda Türk Milleti’nin Ergenekon’dan çıkışını da temsil eden Nevruz da, etraftaki dağları eriterek tarih sahnesinde varlığını çok daha güçlü bir şekilde hissettirmiş, hem medeniyetini oluşturmuş hem de dünyaya nizam vermiş hakkı adaleti tutmuş ve bütün dünyada varlığına varlık katmıştır. Gerek eski Türklerde, gerek Büyük Selçuklularda, gerekse Anadolu Selçuklularında ve Osmanlılarda Nevruz Bayramları hemen her köşede çeşitli zenginlikler ve etkinliklerle kutlanmış. Ancak 19’uncu yüzyılın ortalarından 20’nci yüzyılın başlarına kadar geçen kısa bir süre Nevruz kutlamaları, devletin ve milletin başına gelen büyük felaketlerin de etkisiyle bir ara sanki unutulur gibi olmuş. Fakat Türk Milleti’nin titreyip de kendine dönmeye başladığı 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi ve Türk Kurtuluş savaşından sonra Nevruz ateşi yeniden yakılmış ve bayram tekrar kutlanmaya başlanmıştır.”
“BİRBİRİMİZE SAHİP
ÇIKMAK MECBURİYETİNDEYİZ”
Milli birlik ve beraberlik günleri, ülkelerin ve toplumların varlığına güç kattığını ifade eden Coşar; “Bu anlamda biz de bütün Türk dünyası olarak, Türkiye’de bugün geldiğimiz nokta itibarıyla da varlığımızı, birliğimizi bir arada olması açısından büyük önem arz etmektedir. Bugün dünyanın geldiği noktaya baktığımızda gerçekten ibret almamız ve geleceğe güçlü bir şekilde adım atabilmemiz için birbirimizi sevmemiz, birbirimize sahip çıkmamız, birliğimizi, beraberliğimizi korumamız için pek çok neden bulunmaktadır. Evet, bir arada kalmak, birlikte olmak, güçlü olmak ve geleceğimizi birlikte yazmak için bu coğrafyada ve bütün Türk dünyasında birbirimize sarılmak, birbirimizi sevmek, birbirimizin hatalarına rağmen birbirimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu anlamda bu güzel Nevruz günü, baharı, canlanışı, yeniden yaratılışı, yaratma sırrının bir inkişafı olan tabiatın yeniden uyanışını bizde kendimize, davranışlarımıza ve geleceğimize birlikte karar verme noktasında dostlara güç, düşmanlara ve ülkemiz üzerinde birtakım emelleri olanlara da anlamlı mesajlar verme noktasında birlikteliğimizi perçinlemiş olacağız” diye konuştu.
TOPAL; “NEVRUZ,
ÖNEMLİ BİR ZENGİNLİĞİMİZ”
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal yaptığı konuşmada; “Biz mensubu olduğumuzun Türk kültürünün de mühim bir parçası olan Nevruz’un hiçbir din, dil, kültür ve etnik gruba ait olmayan baharın coşkusunu paylaşan, dostluk ve kardeşlik pekiştiren, halkları kaynaştırmayı hedefleyen müşterek bir değer olarak görüyoruz. Bu sebeple bizim için Nevruz tüm renkleri ve dokularıyla dünyanın en güzel coğrafyasında yer alan cennet ülkemizde yaratılanı yaratandan ötürü sevmek düsturuyla hiçbir ayrım gözetmeksizin sevginin bayramı olarak değerlendiriyoruz. Bu geniş coğrafyada tabiatın uyanışıyla birlikte kutlanan Nevruz, aynı zamanda zengin kültürümüzün değerlerini ve çeşitliliğini ifade eden kardeş Türk Cumhuriyetleriyle aramızdaki milli ve kültürel bağlarımızı pekiştiren, geçmişimizden günümüze büyük bir iftiharla taşıdığımız önemli bir zenginliğimiz. Türk dünyasında ve ülkemizde yıllardan bu yana bayram olarak kutlanan Nevruz, millet olarak bir arada huzur içinde yaşama arzumuzu kuvvetli bir biçimde ifade etmekte. Bir ortak kültür ve zenginlikler yumağı olan bu anlamlı bayramın sonsuza dek kutlayabilmemiz, sevgiyle içtimai sevgi, saygı ve hoşgörü, birlik, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşama isteğimize ve bilincimize bağlı. Nevruz’un bolluk ve bereketi müjdeleyen sıcak günleri mutlulukla geçirebilmemiz ve tabiat ile çevremizle tam bir uyum içerisinde yaşamamız, onu sevgi ve ihtimamla korumamız bir zaruret öge olarak karşımıza çıkmakta. Bu his ve duygularla başta siz sevgili öğrencilerimiz ve kültür coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimizin baharı, kardeşliği, birlik ve beraberliğin samp-img width='1.33' height='1' layout='responsive'esi Nevruz Bayramı’nı en samimi duygularımla tebrik ediyorum” dedi.
ÖĞRENCİLER
ÜLKELERİNİN STANDINI AÇTI
Nevruz Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilen program
kapsamında öğrenciler kendi ülkelerinin yöresel ürünlerini tanıttıkları
stantlarda ziyaretçileri ağırladı.
“ÜLKEMİZE DAİR HER
ŞEYİ TANITMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Afganistan standında duran Kastamonu Üniversitesi Hemşirelik bölümü öğrencisi Asım Hacızade; “Yöresel yemeklerimizi yaptık onları burada gelenlere tanıtıyoruz. Ülkemizin paralarını sergiliyoruz. Afganistan’ın yöresel mantısı var onu burada sergiliyoruz. Afganistan’ın ekmeği var ve 7 çeşit meyvemiz var, standımıza gelenlere bunlardan ikram ediyoruz. Kısaca ülkemize dair her şeyi tanıtmaya çalışıyoruz. Yeni yeni başladık, program güzel ve keyifli geçiyor” dedi.
“BU TATLILAR NEVRUZ BAYRAMI’NA ÖZEL OLARAK
YAPILIYOR”
Azerbaycan standında duran Turizm ve İşletme bölümü öğrencileri; “Öncelikle herkesin Nevruz Bayramı’nı kutluyor, mübarek olsun diyoruz. Burada Azerbaycan’ı tanıtıyoruz. Aşımız, şekerimiz, baklava, başka çeşit tatlılarımızı sergiliyoruz. Semenimiz var, çimen. Bolluk ve bereket getirir. Burada yapılan tatlıların her biri Nevruz Bayramı’nda yapılan tatlılar. Bu tatlılar Nevruz Bayramı’na özel olarak yapılıyor. Tekrardan Nevruz Bayramı kutlu olsun” diye konuştu.
“SAVAŞTA YAŞANANLARI SESLE BURADAKİLERE
HİSSETTİRİYORUZ”
Suriye standında duran Kastamonu Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümü 3’ncü sınıf öğrencisi Ahmet İsmail, ülkesindeki yöresel ürünlerin tanıtımını yaptığını belirterek şöyle konuştu; “Ülkemizi tanıtıyoruz. Suriye’nin özel kahvesini burada standa gelen misafirlerimize ikram ediyoruz. Bir de deneme yapıyoruz, Suriye’de olayların, savaşların seslerini duyurmak, oradaki atmosferi buradaki insanların da hissetmelerini sağlamak amacıyla, Suriyeli arkadaşlarımız tarafından yapılan sesi isteyenlere dinletiyoruz. Oradaki savaşta yaşananları sesle buradakilere hissettiriyoruz. Ülkemizde neler olduğunu neler yaşadığımızı kulaklıkla insanlara iletmek istedik. Evdeyken uçak sesleri ve binaların vurulduğu sesleri geliyor. Ülkemizdeki çocukların ve insanların, çocukların neler yaşadığını çektiği sıkıntıları bir nebze olsun burada standımızı ziyaret edenlere iletmek istedik.”
“NEVRUZ BAYRAMI’NDA DURUMU OMAYAN AİLELERE
YÖRESEL YEMEKLERİMİZİ YAPIP DAĞITIRIZ”
Kazakistan standında duran, Kazakistanlı Eğitim Fakültesi öğrencileri; “Buraya biz bir dönem için geldik. Burada Nevruz kutlamaları var. Standımızda ülkemize dair yöresel ürünlerimizi tanıtıyoruz. Kazakistan ekmeğimiz var, rus salatamız var, İçine kımız koyuyoruz kışın soğuk olduğu zaman kımız konulup içiyorlar, Kazakistan’da yapılan çikolatamız var gelen misafirlerimize bunlardan tattırıyoruz. Burada eğleniyoruz, dans ediyoruz, şarkılar söylüyoruz. Nevruz Bayramı’nda bizler, durumu olmayan ailelere vermek amacıyla bu yöresel ürünlerimizi yapıp dağıtırız. Burada da program kapsamında tanıtımını gerçekleştiriyoruz” ifadelerine yer verdi.