Türkiye'nin yangın yerine döndüğünü söyleyen İl Başkanı Başesgioğlu, ''Daha önce yapılan samimi dürüst hiçbir uyarıyı dikkate almayan, günübirlik politikaların sonucunda bugünlere geldik. Sabah kalkıyoruz zam akşam yatıyoruz zam. Bu en acımasızca elektrik ve ısınmaya yapılan, Cumhuriyet tarihinin en büyük zamlarıyla karşı karşıya kaldık'' dedi.
Son 15 günde fırınından tuhafiyecisine, lokantasından mağazasına kadar bir çok esnafla görüştüklerini hatırlatan İl Başkanı Başesgioğlu, ''Nedir ülkenin sorunu, öncelikli sorununuz nedir?’ diye sorduğumuzda, yüzde 95’inin bu zamlardan muzdarip olduğunun sonucuna vardık. Bunların en büyüğü, en acımasızı elektrik doğalgaz ve akaryakıt zamları. Şimdi buradan size bununla alakalı birkaç örnek vereceğim. 54 daire 3 asansörü bulunan siteye ortak kullanım 5 bin 720 TL elektrik faturası geldi. Buradan her bir daire maliki, 150 kilovat sınırlamasından faydalanma şansı olmadığı için tek sayaç olduğu için direk yüzde yüze zam oranına maruz kalmış durumda. Bunun adına resmen soygun denir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi ve kaşıkla verdiklerini kepçeyle almamaları gerekiyor. Taşköprü’den arayan birkaç değerli arkadaşımız, kafe çalıştıran esnaf bir arkadaşımızın faturası 4 bin 579 lira 60 kuruş. Sanayide bir göz tamir dükkânı olan değerli bir arkadaşımızın faturası 465 TL. Esnafımız dükkânında donuyor'' ifadelerine yer verdi.
''MARKETLER BİLE SOĞUK''
Girdiği bir markette içerisinin çok soğuk olduğunu gözlemlediğini söyleyen Başesgioğlu, ''Oradaki çalışan arkadaşlara özellikle sordum dedim ‘Ne yapıyorsunuz?’ Dediler ki; ‘Abi her yeri kapattılar biz donuyoruz. Dedim ki; ‘Allah size kolaylık’ versin. Yine bugün Araç ‘tan geldiler veteriner hekim aynı zamanda Araç ilçe başkanımız Kendi dükkânı 14 metrekare 240 TL gelen faturası 880 TL olarak geldi. Bugünlere bu duruma nasıl geldik? Enerji sektöründe kamuoyunun büyük ölçüde tasfiye edilmesi, enerji politikasının oluşturulmasında önceliğin özel sektöre bırakılması yanlıştır. Deneyimlerle gördük. Memleket partisi olarak Türkiye’nin petrol ve doğalgaz yüzde 95’in üzerinde dışa bağımlı bu yapısal bir sorun. Yerli kömür kaynaklarımızı yeterince verimli kullanamıyoruz. Rüzgâr ve güneş enerjileri başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynakları için atılması gereken adımları atamıyoruz. Enerjiyi güvenli hızlı kesintisiz, ucuz temin için neye ihtiyacımız var ulusal bir enerji politikasına ihtiyacımız var. Ulusal enerji politikamız var mı maalesef yok Buradan bir kez daha sesleniyoruz Bu bir soygun düzenidir. Elektrik zamları geri çekilmelidir. Elektrik ve dağıtım derhal kamulaştırılmalıdır. Elektrik faturaları kirayı geçti'' ifadelerine yer verdi.
''YAŞANILANIN ADI KEYFİLİK VE DENETİMSİZLİKTİR''
Başesgioğlu, şöyle devam etti;''En az elektrik tüketen yüzde 52 zam ödeyerek bin 210 kilovat saat tüketiminden sonra yüzde 127 zam elektrik zammı suya atılan taş değil kayadır. Vatandaşlar inim inim inliyor. İş yerleri, elektrik faturaları yüzünden kapanıyor. BU çilenin sorumlusu AKP iktidarıdır. Türkiye elektrik dağıtımını 10 yıl önce özelleştirerek ülkeyi 21 şirkete teslim ettiler. Ne dediler teslim ederken? ‘Böylece kalite rekabet ve ucuza gelecek. Bu yaşanılanın adı keyfilik ve denetimsizliktir. Enerji güvenliği yaşamsaldır. İşi ekonomik boyutunun yanında siyasette ulusal güvenlikle ilgili boyutları vardır. Fabrikaların çalışması yurttaşların ısınması ulaşımın sürekliliği sağlık hizmetleri başta olmak üzere yüzlerce kamusal hizmetin devamlılığı ve birçok konu doğrudan enerji ile ilgilidir. Bir an önce bu sorunun acilen çözülmesi gerekir. Buradan halkımızın adına uyarıyoruz.''
''İLK DEFA KAR YAĞMADI''
Artan girdi maliyetlerinin vatandaşları ve üreticileri zor duruma düşürdüğünün altını çizen Başesgioğlu, ''İlk defa kar yağmadı. Her yıl bu kar yağıyordu. Bu işin gerçek sebebi üretimsizlik. Üreticilerin imkanları sınırlı ve girdileri çok pahalı. Bunların en başında akaryakıt fiyatları gelmekte, mutlaka ve mutlaka gerçek üreticileri mazot, gübre, ilaç desteği sağlanmalı. Lüks gemilere, yatlara gösterilen muafiyet tarıma da uygulanmalıdır. Antalya'dan Mersin'den Adana'dan ilimize sebze meyve gelene kadar nakliye, irsaliye, yol, köprü maliyetleri inanılmaz durumlarda yüksek. Bu maliyetler etiketlere yansıyor.Haldeki toptancı kardeşlerimizle yaptığımız görüşmede tarladan çıkan ürünün üzerine 2-3 defa daha vergi yansıtılıyor. Tarladan çıkan ürünün bize gelene kadar 5 ila 10 kat fiyatının arttığı söyleniyor. Bunu toptancılarının söylediğini aktarıyorum. Bir an önce bu uygulamaların gözden geçirilmesi lazım'' dedi.
''DEVLET DESTEĞİ ŞART''
Geçtiğimiz günlerde açıklanan nüfus istatistikleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başesgioğlu, ''Kastamonu'nun nüfusu çok önemli. Kastamonu, nüfus bakımından beş yıl geri gitmiş. Küçük bir ilçemizin iki katı kadar azalmış. Türkiye'de 1 milyon 63 bin Kastamonulu var. Diğer illerimizde ikamet ediyorlar. Türkiye'nin her yerinin haritasını ezbere biliyorum. Memleketimin güzelliğini biliyorum. Bu verimli topraklardan insanlar neden göç etsinler. Burada bir sürü sebep söylüyorlar. Buradaki esas mesele iş imkanlarının, istihdam alanlarının olması. 20 yıldır AKP iktidarında biri de çıkıp desin ki; şu ilçeye şu fabrikayı yaptık, şuraya da 300 kişi istihdam etti. Bunu söylesinler, biz de özür dileyip teşekkür edelim. Eskişehir'de bir etil alkol fabrikası var, üretimi yüzde 100 kapasiteyle çalışıyor ve çok talep var. Kastamonu'ya bununla ilgili müracaatın olduğunu biliyorum. Bir etil alkol fabrikası ilimize neden yapılmaz. Buğday, mısır, pancar var. Ana ürünü bu. Yapın bir fabrika çalışsın. Bunu yapın ki; siz de özel sektörün önünü açın. Özel sektörün yapısı belli. Devlet desteği şart. Bu güzel topraklara yazık oluyor'' dedi.
''ORTAK AKLI EGEMEN KILMALIYIZ''
Her il ve ilçenin kalkınması için ortak aklın egemen kılınması gerektiğine işaret eden Başesgioğlu, ''Bunun içine siyaset de dahil. Ama maalesef ülkenin siyasetinin geldiği durum, sürekli birbirleriyle kavga eden, il başkanlarının birbiriyle oturup çay içmediği, milletvekillerinin birbirine selam vermediği, oturup yemek yemediği bir ortam var. Her türlü katkı için el ele çalışmalıyız. Bir an evvel; Türkiye genelinde gruplaşma siyasetini bırakmalıyız'' dedi.
''VİLLADA DOĞALGAZ VAR, TOKİ'DE YOK''
Başesgioğlu, TOKİ Örencik'te yaşanan sıkıntıları da şu ifadelerle dile getirdi; '' Toplu Konut İdaresi, çok büyük bir yapıya sahip. Türkiye'nin 81 ilinde öncelikli insanlar için konut yapıyor. Bunun en son örneği de daha öncesinde yapıldı. Bunların bir tanesi de TOKİ Örencik. 316 daireden oluşan bir site var. Burada çok büyük sorunlar var. Alt yapı, aydınlatma ve ulaşım sorunları var. En büyük sorunları da bugünlerde ısınmayla ilgili. Şimdi, buraya İstanbul TOKİ'den yönetici olarak bir arkadaş atanmış. Kastamonu'nun 19 ilçesine doğalgaz getireceğiz müjdesi verenler, bu TOKİ Örencik Konutlarını hangi akılla kömürlü kazan yaptılar, bunun da araştırılması lazım. Özel villalara doğalgaz gidiyor, yoksul insanların yaşadığı konutlara ise gitmiyor. Bu, akıl tutulmasından başka bir şey değildir. İstanbul'dan buraya gelmiş kat maliklerine faturaları, evrakları soruyorlar. Hiç birisini göstertmiyor. Bu, kat mülkiyeti yasasına aykırı. Bunun bir denetlenme mekanizması olması lazım. Buradan Sayın Belediye Başkanıma rica ediyorum, oranın yolları, lambalarını ne gerekiyorsa yapalım, oradaki arkadaşların hayatını kolay kılalım. Sayın Valime de sesleniyorum, mutlaka bu insanların mağduriyetinin giderilmesi için bir kişinin emrine 316 konutun geleceğini bırakmayalım.''
''İL KONGREMİZİ YAPACAĞIZ''
Partilerinin genel durumu hakkında da konuşan
Başesgioğlu, ''Memleket Partisi olarak 8 aylık süreç içerisinde geldik.
Cumartesi günü Hanönü ilçe kongremizi yapacağız, ondan sonra Devrekani kaldı.
Devrekani'yi de yaptıktan sonra il kongremizi yapacağız ve yolumuza devam
edeceğiz. Biraz sabredeceğiz. 50-100 yıllık partilerden beklenenler ortadayken,
8 aylık bir partiden mucize beklemek biraz adaletsizlik. Türkiye'deki siyasetin
2-3 gün sonra neler getireceğini kimse bilemez. Genel Başkanımızın söylediği
gibi; seçime yakın bakacağız ve en uygun şartlarda yerimizi alacağız''
dedi.