Ürünlerinin Karadeniz ve Marmara bölgelerinden geldiğini söyleyen Abacı; “Fiyatlarımız piyasanın durumuna göre gayet uygun. Doğal levreğin tanesi 40 TL, Norveç somon 120 TL, taze Karadeniz levrek tanesi 30 TL, doğal çupra tane 35 TL, süper deniz somonun kilosu 70 TL, mezgidin kilosu 35 TL, Norveç palamut tanesi 17.5 TL, son olarak hamsinin kilosu ise 25 TL.”
“PİŞİRMESİ BİLİNİRSE
LEZZETİNDEN GEÇİLMEZ”
Esnaf Hüseyin Abacı, balığın nasıl pişirileceği konusunda bilgilendirmelerde bulunarak; “Balıklarımız Samsun, Sinop, Ereğli, Bandırma ve İstanbul gibi bölgelerimizden geliyor. Ürünlerimiz gayet sağlıklı ve taze. Sattığımız ürünleri biz yemezsek müşterilere de yedirmeyiz. Bu mevsim tam balığın yenecek mevsimi. Soğuk kış aylarında tam bir besin kaynağı. Herkesin yemesini, bu lezzetleri tatmasını öneririm. Havaların soğumasıyla balıklar daha dinç, daha yenilebilir kıvamda. Aileler balığı pişirmesini bilirse balığın lezzetinden geçilmez. Balığın pişirildiği tava kaliteli olmalı ve kaliteli yağlar kullanılmalı. Balığın yağı tam dozunda ayarlanmalı. Eğer fazla yağ koyulursa balığın lezzeti olmaz. Balığı yapacak kişiler, balığı yemeden önce, pişirmesini öğrenmeli” ifadelerini kullandı.
“KASTAMONU’NUN
BÜTÇESİ BU FİYATLARA YETMEZ”
Abacı, balığın eskiye nazaran fazla çıkmadığını belirterek şunları kaydetti; “Sağ olsunlar, müşterilerimizle aramızda iyi ilişkiler oluyor. Onlarla aile gibiyiz. Biz onlardan razıyız, onlar da bizim sattığımız ürünlerden memnun. Geçen yıllarda Karadeniz’de ve Marmara’da çok bol balık çıkıyordu. Bundan yıllar önce kalkan, lüfer gibi balık çeşitleri tezgahlarımızda bol miktarda bulunuyordu. Şimdi ne kalkan diye bir şey var, ne de lüfer. Tezgahlarımıza kalkan ve lüfer koysak bile, fiyatları 200-250 TL arası değişiyor. Halk bu fiyatların yanına yaklaşamaz. Kastamonu’nun bütçesi bu fiyatlara yetmez. Her insan balık yiyebilsin diye, fiyatlarımızı uygun tutmaya çalışıyoruz. Bu ekonomik bunalımda elimizden gelen fedakarlığı göstermeye çalışıyoruz” dedi.