Eğitim Sen’den yarıyıl değerlendirmesi: 'Sorunlar giderek derinleşiyor'

Kastamonu Eğitim Sen Yürütme Kurulu, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk yarısını değerlendiren bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, eğitim sistemindeki yapısal sorunların çözülmediği ve sorunların giderek daha karmaşık hale geldiği vurgulandı.

Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde toplam 18 milyon 710 bin öğrenci bulunuyor. Ayrıca, açık öğretimde eğitim gören öğrenci sayısının 1 milyon 229 bin 802’ye (yüzde 6,57) ulaştığı ifade edildi.

Eğitim Sen açıklamasında, Türkiye genelinde devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 168 bin 896 öğretmenin görev yaptığı vurgulandı. Ancak devlet okullarında ek ders karşılığı çalıştırılan ve tamamı asgari ücretin altında maaş alan ücretli öğretmen sayısının 100 bine yaklaştığına dikkat çekildi.

“EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN KOŞULLARI AĞIRLAŞIYOR”

Sendika tarafından yapılan açıklamada, eğitim çalışanlarının uzun yıllardır ağır çalışma koşulları altında görev yaptığını ve bu süreçte yaşam koşullarının giderek daha da zorlaştığı belirtilerek şunlar kaydedildi; "Türkiye’de yıllardır çok ağır çalışma koşulları altında ve özveriyle görev yapan eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmamaktadır"

TAŞERON VE GEÇİCİ İSTİHDAM ARTIYOR

Açıklamada, yardımcı hizmetli kadrolarında dışarıdan hizmet satın alma yöntemleriyle taşeron çalıştırmanın yaygınlaştığına işaret edildi. Açıklamada; "Okullarda yardımcı hizmetlerin büyük bölümü İŞKUR’un 9 aylık sürelerle istihdam edilen Toplum Yararına Çalışma Programı (TYP) personeli ya da yine İŞKUR bünyesinde başlatılan İşgücü Uyum Programı (İUP) gibi geçici personel istihdamı üzerinden yapılmaktadır.Millî Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre devlet okullarında toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yapmaktadır. Bu personelin 49 bin 578’i kadrolu personel, 30 bini İŞKUR TYP kapsamında, 63 bin 777’si ise İUP kapsamında istihdam edilmektedir. İUP kapsamında kısmi süreli olarak istihdam edilen personele asgari ücretin yarısından az bir 'cep harçlığı' ödenmekte, söz konusu personelin çalışması üzerinden emeklilik sigorta primi ödemesi yapılmamaktadır." denildi.

"KALABALIK SINIFLAR VE EKSİK DERSLİKLER EĞİTİMİ ZORLUYOR"

Okulların fiziki altyapı eksikliklerine dikkat çekilen açıklamada, "2024-25 eğitim öğretim yılının ilk yarısında, yıllardır çözüm bekleyen okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri giderilmemiş, kalabalık sınıflar, ikili öğretim ve taşımalı eğitimden kaynaklı sorunlara çözüm üretmek yerine alınan kararlarla yeni mağduriyetler yaratılmıştır," denildi.

"DİNSELLEŞME PRATİKLERİ EĞİTİM SİSTEMİNİ ZEDELİYOR"

Eğitim Sen, eğitimde dinselleşme uygulamalarının arttığını belirterek şu ifadelere yer verdi: "2024-25 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitimde dinselleşme pratikleri hız kazanmış ve çeşitli uygulamalarla eğitim sisteminin laik, bilimsel ve kamusal niteliği ciddi şekilde zedelenmiştir. ÇEDES projesi kapsamında okullarda yürütülen faaliyetler, çocukların gelişimine ve laik eğitime karşı uygulamalar olarak hayata geçirilmiştir."

"EKONOMİK ZORLUKLAR EĞİTİME ERİŞİMİ ZORLAŞTIRIYOR"

Velilerin artan kırtasiye ve okul masraflarıyla mücadele ettiğini vurgulayan sendika, "Artan okul ve kırtasiye masraflarıyla karşı karşıya kalan veliler, yüksek kayıt ücretleri, zorunlu bağış uygulamaları ve temel okul ihtiyaçlarına gelen fahiş zamlarla zor durumda bırakılmıştır. Bu durum, özellikle dar ve orta gelirli ailelerin eğitim masraflarını karşılamalarını zorlaştırmıştır," ifadelerini kullandı.

"KAMUSAL VE LAİK EĞİTİM MÜCADELESİ SÜRECEK"

Eğitim Sen, açıklamasını eğitim sistemindeki sorunların köklü bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine vurgu yaparak tamamladı: "Türkiye’deki bütün eğitim kurumları, iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılmıştır. Herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanabilmesi için eğitim herkesi kapsamalı, yeterli sürede verilmeli, yaşam boyu ulaşılabilmeli, kamusal bir anlayışla parasız olmalı, içeriği çağdaş, bilimsel ve laik olmalıdır. Okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini esaslara göre değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin gerçek anlamda laik ve demokratik bir yapıda örgütlenmesi yönündeki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir."