Orkun Olgar’ın Kastamonu paylaşımı gündem oldu

Ünlü belgesel yapımcısı Orkun Olgar, sosyal medya hesabında Kastamonu'da yaşadığı etkileyici bir anıyı paylaştı. Olgar'ın paylaşımı, kısa sürede geniş bir yankı uyandırarak gündem oldu.

Ünlü belgesel yapımcısı Orkun Olgar, sosyal medya hesabında Kastamonu'da yaşadığı etkileyici bir anıyı paylaştı. Olgar'ın paylaşımı, kısa sürede geniş bir yankı uyandırarak gündem oldu.Kastamonu'da bir şelale bulmak için köyün birinde yaşlı bir teyze ile olan diyalog sonrasında etkilendiğini dile getiren Olgar, yaşlı teyzenin samimiyeti ve cömertliğini unutmadığını dile getirdi.

Olgar konuşmasının sonunda "Oköyde gördüğümüz teyze bu kadar mutlu bu kadar bonkörken Biz şehirlerde bu kadar varlık ve imkan içindeyken özümüzü bu kadar hızlı nasıl unuttuk..." dedi.

"ÖZÜMÜZÜ BU KADAR HIZLI NASIL UNUTTUK..."

Belgesel yapımcısı Orkun Olgar sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri dile getirdi; "Kastamonu'dayız, bir şelale arıyoruz. Kastamonu'nun küçük bir köyüne geldik. Köye girdiğimiz anda fark ettik köy çok fakir. Kerpiçten evler var gözünüzde öyle canlandırın. Aracımızla girdik şelalenin yönünü soracak birini arıyoruz. Yaşlı bir teyze gördük. Yolun kenarında elindeki sopası ile yürüyor. Kıyafeti Yamalı yeleği var üzerinde Belli ki Gariban bir teyzemiz. Arabayla yanına geldik camı indirdim Merhaba teyze dedim. Döndü gülümseyerek o kadar da tatlı bir yüzü var ki hiç unutmuyorum gözümün önüne geliyor. Merhaba ol dedi. Biraz çabaladıktan sonra teyzeye Nereye gitmek istediğimizde anlattık. Bize yolu tarif etti. Tam hareket edeceğiz oğul dedi size süt ikram edeyim. Sütümü içmeden gitmeyin. Tek ikram edebileceği şey büyük ihtimalle süttü. Onu da ikram etmeye çalışıyordu. Duygulandık. Ben de dedim ki teyzeciğim Biz o sütü içmiş kadar olduk. Çok teşekkür ederiz.' Israr etti. Dedik ki; 'Teyze gerçekten ışığı yakalamamız lazım gün batmadan gitmemiz lazım. Çok teşekkür ederiz.' dedik ve devam ettik. Arabada şunu konuştuk bu teyzenin iki ineği dışında, o yıkık dökük kerpiç evi dışında büyük belki de başka bir şeyi yok. Fakat yolda gördüğü ona tarih soran 4 yabancıya elindeki sütü ikram etmeye çalışıyor, çünkü başka ikram edebileceği büyük ihtimalle bir şey yok.Bu samimiyet karşısında hayran olmamak gerçekten mümkün değil. Burada şunu merak ediyorum: O köyde gördüğümüz teyze bu kadar mutlu bu kadar bonkörken, biz şehirlerde bu kadar varlık ve imkan içindeyken özümüzü bu kadar hızlı nasıl unuttuk..."