Türkiye, uzun yıllardır yer altı kaynaklarından yeterince yararlanamamaktan şikayet etse de, son yıllarda hem denizde hem de karada ard arda yapılan keşiflerle özellikle petrol ve doğalgazda büyük bir ivme yakaladı.
Batı Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de doğalgaz, Doğu Karadeniz ve Hakkari-Şırnak civarlarında ise zengin petrol yataklarına sahip bir ülke olduğumuzu nihayet fark edebildik. Gaz ve petrolün yanı sıra yıllardır tartışmaların odağında olsa da altın ve bakır açısından da oldukça zengin bir ülkeyiz.
ERZİNCAN’DAKİ FACİA SONRASI GÖZLER KASTAMONU’DA
Maden arama yöntemleri ve sonrasında ortaya çıkan kimyasal atıkların depolanması noktasında ciddi endişelerin yaşandığı altın madenlerinden biri olan Erzincan İliç’teki 9 kişiye mezar olan heyelan ve ardından ortaya çıkan ‘siyanür’ sızıntısı iddiaları sonrası gözler Türkiye’nin zengin bakır yataklarına sahip alanlarından Kastamonu’ya çevrildi.
MADENLER KASTAMONU EKONOMİSİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ AMA…
Küre ve Hanönü ilçelerinde kurulu bakır madenleri hem bulundukları ilçelere hem de Kastamonu’ya çok ciddi ekonomik girdi ve istihdam kaynağı sağlıyor. Kastamonu ekonomisi için çok büyük öneme sahip olan maden sahalarının bulunduğu bölgelere verdiği veya vereceği çevresel zararlar endişeye neden olsa da bugünü kadar hiçbir yetkili çıkıp tatmin edici bir açıklama yapmadı.
YAŞANACAK BİR FACİANIN HESABINI KİMSE VEREMEZ
Kastamonu halkı; Hanönü’de Acacia Maden, Küre’de ise Eti Bakır tarafından işletilen maden sahalarının çevreye ve insan sağlığına zarar verip vermediği, atıkların toplandığı alanlarda ortaya çıkan kimyasal maddelerin güvenli şekilde depolanıp depolanmadığı noktasında aydınlatıcı, tüm soru işaretlerini giderici, net bir açıklama bekliyor.
Siyaset gündemine ve siyasilerin günübirlik hesaplarına bırakılmayacak kadar önemli bir konu olan “maden sahalarının güvenilirliğiyle” ilgili devlet yetkililerinin açıklama yaparak, söz konusu eksiklerin bir an önce giderilmesi gerekiyor. Aksi bir durumda yaşanacak bir facia, Kastamonu’nun ekonomisini, toprağını, doğasını, en önemlisi de sağlığını onlarca yıl geriye götürecek, giden canların hesabını da kimse veremeyecek.