İstanbul'dan Kastamonu'ya gelen Bayraktar ailesi festivalde
yaşadığı tecrübeleri Açıksöz Gazetesi'ne anlattı.
Pınarbaşı İlçesinde 10 - 13 Ağustos tarihlerinde
gerçekleşen Türkiye 6. Kanyon ve Doğa Sporları Festivali yüzlerce kişiye ev
sahipliği yaptı. Kanyon ve Araştırma Derneğiyle birlikte İstanbul'dan 2.5
yaşındaki kızları Defne ile birlikte katılım sağlayan İpek ve Batuhan Bayraktar
ailesi Pınarbaşı'na hayran kaldıklarını belirtti.
Kanyon ve Araştırma Derneğiyle birlikte İstanbul'dan
geldiklerini söyleyen İpek Şen Bayraktar: "Defne adında 2.5 yaşındaki
kızımızla festival süresince kaldık. Defne de 6. ayından sonra kampçı oldu. Defne'nin kışın
kar kamplarına çıkmışlığı da var.
Geçen sene çekme karavan almıştık onunla Batı Karadeniz turu yaptık; Bolu, Yedigöller, Safranbolu ve Valla kanyonunu duyduk geldik. Geçen sene Kastamonu'ya geldiğimizde Kasım ayının ortalarıydı. Pınarbaşı'na hayran kaldık. Valla Kanyonu, Horma Kanyonu ve mağaralarıyla muhteşem bir doğası var. Küre dağlarının havası mis gibi." diyerek Pınarbaşı'na hayranlığını dile getirdi.
"ÇOK
FARKLI VE BÜYÜLEYİCİYDİ"
Bu sene de kanyon
festivali için geldiklerini vurgulayan İpek Bayraktar: "Sonbaharda yine
kendimiz bir rota yapıp gelmeyi düşünüyoruz tekrar. Sonbaharda gitmek ayrı bir
keyifti.
Festivalin 2. Günü
Ilgarini mağara rotasını yürüdük. Gidiş dönüş toplam 8 km. Defneyi eşim sırtına
aldı. Kanguruyla taşıdı. Gittiğimiz yerleri keşfetmeyi doğa yürüyüşü yapmayı çok
seviyoruz. Defne de alışık bu duruma, bize uyum sağlıyor. Ara ara yağmur
çiselediği için yerler ıslak ve kaygandı. Biraz zorluydu ama çok keyif aldık.
Küre dağlarının manzaralarına bayıldık. Ilgarini mağarasına geçen sene gitme sansımız
olmamıştı bu sene ilk kez gördük. Çok farklı ve büyüleyiciydi.
Cumartesi Günü Kanyon Araştırma Derneğiyle (KAD) Horma Kanyonunun içinden geçiş yapıldı. Ekiple birlikte eşim Ali Batuhan Bayraktar katıldı. Ben ve Defne de kamp alanında dinlenmeyi tercih ettik." dedi.
"KANYONLARIN
İÇİNDEN SADECE PROFESYONEL SPORCULARIN EKİPMANLAR İLE GEÇEBİLDİĞİNİ ÖĞRENMİŞTİK"
İpek Bayraktar, kanyon geçişleri eğitimini tamamladığı
halde küçük kızları Defne için kanyon içi geçişlerine katılmadı. Horma
Kanyonunun içinden geçiş yapan Batuhan Bayraktar, deneyimlerini şu ifadelerle
anlattı:
"Geçen sene Horma ve Valla Kanyonlarını ziyaret ettiğimizde, kanyonların içinden sadece profesyonel sporcuların ekipmanlar ile geçebildiğini öğrenmiştik. Bu bize çok havali gelmişti. Ve tamamen tesadüfi bir şekilde o sene içerisinde KAD'ın ücretsiz eğitimlerine denk gelmiştik. Biz de eşimle eğitime katılarak bu kanyonlardan geçmeye aday olduk ve bir sene içerisinde geçiş için hazır hale getirildik. Esim bu sene Defne için feragat etti ama o da hem eğitim hem de psikolojik olarak kanyon geçişine hazır." dedi.
"
GERÇEKTEN ÖLÜM TEHLİKESİ OLAN BÖLGELER VAR "
Kanyon geçişlerinin iyi bir eğitime ve sağlam bir takıma
ihtiyaç duyduğunu dile getiren Batuhan Bayraktar: "Gerçekten ölüm tehlikesi olan bölgeler
var. Ama takim liderlerini dinleyip takim arkadaşlarınla birlikte uyum içinde
çalışınca kanyonun size bir çok hediyesi oluyor. Özellikle sırt üstü yatıp
suyun akışına kendinizi bıraktığınızda çok farklı bir manzara görüyorsunuz.
Yanınızdan metrelerce yükseklikte iki duvar yükseliyor. Bazen ağaçlar gözükse
de genellikle kayalıklar var ve en üstte de gökyüzü. Gerçekten her yerde
göremeyeceğimiz bir manzara.
Horma Kanyonunun en sonunda da Ilıca Şelalesinin olması ayrı bir güzellik. Tam bir final havası. Çünkü Horma Kanyonunda en yüksek iniş bu şelale. Bu inişten sonra kanyon ile birlikte sizin saatlerce verdiğiniz emek sona eriyor. Geriye kalan ise büyük bir başardım hissiyatı oluyor." diyerek sözlerini bitirdi.
İPEK
BAYRAKTAR: "KARA ÇORBAYI DA BU SENE DUYDUK İLK DEFA. ÇOK LEZZETLİYDİ"
İpek Bayraktar: "Eşim bu güzel anları yaşarken biz
de o sırada Defne'yle ufak yürüyüşler yapıp böğürtlen toplayarak vakit
geçirdik. Dinlenmek için Horma platform yürüyüşü ve Valla Kanyonu seyir terası
etkinliklerine katılmadık. Fakat geçen sene Sonbaharda buraları gezmiştik.
Festival çok keyifliydi ama Pınarbaşı'nda sonbaharın tadı ayrı oluyor.
Kara çorbayı da bu sene duyduk ilk defa. Çok lezzetliydi gerçekten. Defne bile ilk defa bir çorbanın hepsini bitirdi. Yöresel kıyafetleriyle gezen teyzelerimize de sevgiler, bu kültürü devam ettirmeleri gerçekten takdire şayan." dedi.
KAMPIN EN KÜÇÜK ÜYESİ DEFNE
Defne'nin kampın en küçük üyesi olduğunu belirten İpek
Bayraktar: "Defne kampın en küçüğü olarak dolayısıyla herkesin ilgisini
çekti. 9 saatlik otobüs yolculuğu çekip çadırda kalıp etkinliklere de katıldı.
Görenlerden hep duyduğumuz "çok sakin bir çocuk" olduğuydu. Sakin
olmasının bir sebebi de bebekliğinden beri her fırsatta doğada olması bence.
Alıştı artık. Çoğu aile çocukla bir yere gitmekten çekiniyor. Çocuklarımıza
doğayı tanıtalım korkmadan dışarı çıkalım. Ülkemizin tadını çıkaralım. Elbette
bazen zor zamanlar oluyor çocukla gezerken ama eve geldiğimde gözümü
kapattığımda o muhteşem manzaralar gözümün önüne geliyor ve yine ne zaman
nereye gidiyoruz planları başlıyor." diyen Bayraktar, son olarak,
Pınarbaşı Belediyesi'ne ve KAD ekibine emekleri için çok
teşekkür ediyoruz. Maceralarımıza ortak olmak isterseniz İnstagram hesabımız "goknaragaci"
takip edebilirsiniz" sözlerini ekledi.