Fas ve Kastamonu'yu birleştiren hikaye...

Aslen Faslı olan ve Kastamonu'ya eğitim amacıyla gelen Saida Boulaalam , koronavirüs döneminde yaşadığı sıkıntılı süreci atlatmasında yardımcı olan Kastamonulu aileyi, Kurban Bayramı'nda ziyaret etti. Boulaalam, Kastamonu insanlarını yardımsever olarak tanımlayarak; " Beni hiç yalnız bırakmadılar. Ailem gibi oldular. Bu bayram staj nedeniyle ülkeme gidemedim. Ailem burada değil ama Emine teyzem burada ona gideyim ve bayramlaşayım istedim" dedi. Boulaalam, Kastamonulu aileyle tanışma hikayesini anlattı.

Kastamonu Veteriner Hekimliği bölümünde 5'nci sınıf öğrencisi olan Faslı Saida Boulaalam, Kastamonu'da koronavirüs döneminde yardımına koşan Kastamonulu aileyi bayramda ziyaret etti.  Koronavirüs döneminde Emine Pircioğlu ve Serdal Pircioğlu çifti sofrasını Saida Boulaalam'a açtı. Sofrasında ne pişerse o dönemde Saida Boulaalam'a da götüren Kastamonulu ailenin davranışı Kastamonu insanının misafirperverliğini yansıttı. Saida Boulaalam kendisine yardımcı olan aileyi Kurban Bayramı'nda unutmadı. Evlerine giderek bayram ziyareti gerçekleştirdi.





BOULAALAM; "EMİNE TEYZE BENİM TÜRKİYE'DEKİ ANNEM OLDU"

Saida Boulaalam o dönemde yaşadıklarını anlattı. Emine ve Serdal Pircioğlu ile tanışma hikayesini anlatan Boulaalam şunları dile getirdi; "Faslıyım, Kazablanka'dan geldim. 2018'den beri Türkiye'deyim. İstanbul'a Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) için gelmiştim. Aynı zamanda Türkçeyi de öğrenmek hedeflerimdeydi. Sonra üniversiteye de başvurdum. Ben aslında tıp istiyordum başvurdum denemek istedim ama veterinerlik geldi. Ama veterinerlik de çok güzel.  İnşallah klinikte devam etmek istiyorum. Cerrahi olarak. Önce tecrübe alacağım belki sonrasında kendi kliniğimi açarım. Koronavirüs döneminde başladı Emine Pircioğlu ile hikayem. 2020 yılıydı. O dönemde ülkeme de geri dönemedim havayolları kapatılmıştı. Çok şükür kaldığım yurt misafir etti beni. O zaman yurtta tek ben kalmıştım. Öncesinde Serdal Pircioğlu ile tanıştım. Bana yemek yapıyordu veriyorlardı. Sonra Emine teyzeye haber vermişler. Kendisiyle telefonla iletişim kurdum ilk olarak. Çok üzüldü bana da. Gerçekten annem gibi hissettim. Emine teyze benim Türkiye'deki annem oldu. Bir hafta sonra Ramazan başlamıştı. Akşam ne yaptılarsa aynından bana da getirdiler. Güvenli bir yerdeyim. Ailem de çok sevindi. Güvende olduğumu bilmeleri onları rahatlattı. Ailem de çünkü çok endişeliydi tek kaldığım için. Ama Emine teyze bana çok yardımcı oldu. Hep bir ihtiyacımın olup olmadığını sordular ve sağ olsunlar o dönemde bana çokça destek verdiler. Yalnızdım aslında ama onlar yanımdalardı. Ailemin yokluğunu hissettirmediler bana. Sürekli uğruyorlardı, bir ihtiyacımın olup olmadığını soruyorlardı, yemek getiriyorlardı, telefonla da sürekli iletişim halindeydik. Emine teyze ve Serdal amcaya çok teşekkür ediyorum. Stajım başlayacağı için ülkeme dönmedim. İlk kez Kastamonu'da Kurban Bayramı'nı geçiriyorum. O yüzden dedim ailem burada yok ama Emine teyzem burada ona gideyim ve bayramlaşayım istedim. Kastamonu insanı çok samimi.  Genel anlamda bunu fark ettim yardımseverler. Kastamonu'yu daha çok sevdim insanları çok sıcak ve yardım severler.  Kastamonu'da kalmayı isterim. Başka bir yere giderim ama burada bir evim olsun isterim. Kastamonu çok sakin bir şehir. İnsanlar yardımseverler."

PİRCİOĞLU; "EVDE NE YAPTIYSAK ONA DA GÖTÜRDÜK"

Sofrasını Faslı Saida Boulaalam'a açan Emine Pircioğlu da şöyle konuştu; "Saida ile aslında önce eşim Serdal tanıştı. Koronavirüs çıktıktan sonra herkes ülkesine döndü ama Saida dönemedi. Araştırıyorum araştırıyorum ne yapabilirim diye evde de baya üzülüyorum. Aklıma Murat Yıldırım diye bir sanatçı var ya o geldi. Onun karısı Faslı. Acaba onu bulabilir miyim diye düşündüm. Olmadı, baktım bu şekilde de bir şey yapamıyorum. Ramazan ayı geldi, eşim Serdal da demiş ki Saida'ya 'Oruç geliyor artık burada yemek çıkmayacak. Haberin olsun' demiş. Saida da;  Ben büfeden bisküvi falan alırım, yine de orucumu tutarım' demiş.  Serdal Amcası da geldi bunu bana anlattı. Bunu duyunca çok üzüldüm, içim cız etti. Benim de çocuklarım var çünkü. Bir de dışarıdan gelmiş yavrum tek başına kalmış. Ben de tanışmak istedim. Gittim tanıştık. Serdal'a dedim ki; 'Serdal eğer kabul edersen, biz akşam ne yersek Saida'ya da götürsek olur mu?' dedim. O da tamam dedi. Giderken pidemizi aldık, evde ne yaptıysak çorbaysa çorba, mantı varsa mantı... Ne varsa kızıma götürdük."

"CEZAİR, FAS, TUNUS HEP MERAK ETTİĞİM ÜLKELERDİ"

Cezair, Fas ve Tunus ülkelerini hep çok merak ettiğini ve haritalardan gördüğünü dile getiren Pircioğlu;  "Saida bir aparta taşındı. Ama yine içimiz sıkılıyor, apartta kimseye kapıyı açma diyorum. Bu sefer aklım da onda kaldı. Bir gün Saida'ya ulaşamadık. Kafayı yiyoruz. En sonunda bulduk uyuyormuş. Sağolsun bugün de ziyaretime geldi, bayramımı kutladı. Ben çok seviyorum, benim de iki tane kızım var, iki tane de kız torunum var. Rabbimden başarılar diliyorum ona.  İffet de onun arkadaşıymış o da Cezairli. Benim yabancı ülkelere de merakım vardır. Daha 15-16 yaşlarındayım Karabük'te oturuyoruz o zamanlar. harita'da Tunus, Cezair, Fas neresi diye hep merak edip bakmıştım. Oralara gidemedim ama oralardan kızlar gelmiş. İnşallah mutlu olsunlar hayatları boyunca" dedi.