Hasta
hayvanların kesilmemesi gerektiğine vurgu yapan Kutlu, kesim sonrası da
hayvanların organlarının gelişi güzel bir şekilde ortaya atılmaması gerektiğini
kaydetti.
Dr. Yüksel
Kutlu’nun konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde:
‘’Kurban
Bayramı nedeniyle hayvanlarla daha fazla temas edilmesi ve kurban eti
tüketilmesi, bazı zoonotik hastalıklara maruz kalma riskini artırmaktadır. Bu
sebeple Kurban Bayramı’nda kurbanlık hayvan nakli ve alımından başlayarak
etlerin tüketilmesine kadar sağlık ve hijyen kurallarına azami özen
gösterilmesi çevre ve toplum sağlığı açısından oldukça önem arz etmektedir.’’
‘’DERİN
ÇUKURLARA GÖMÜLMELİ’’
‘’Kurban
Bayramlarında özellikle dikkat edilmesi gereken kist hidatik hastalığı;
insanların karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi iç organlarında kistler
oluşturarak ölümüne sebep olabilen bir hastalıktır. Hastalık insanlara etçil
hayvanlar özellikle de köpekler tarafından bulaştırılmaktadır. Hasta
hayvanların kesilmesi ve pişmemiş kistli sakatatlarının köpeklere yedirilmesi,
hastalığın tekrar köpeklere bulaşmasına neden olmakta, böylece hastalıkta bir
döngü meydana gelmektedir. Bu nedenle, pişmemiş kistli organların köpeklere yedirilmemesi,
derin çukurlara gömülmesi bu döngünün kırılmasında hayati öneme sahiptir.’’
‘’BELEDİYELERİN
BELİRLEDİĞİ YERLERDE KESİLMELİ’’
‘’Ayrıca
Kurban Bayramında kurbanların belediyelerin belirlediği kurban kesim yerlerinde
ya da mezbahalarda kestirilmesi, kurbanlık hayvanın kesinlikle veteriner hekim
kontrolünden geçmiş sağlıklı hayvan olduğuna dikkat edilmesi, kesim işleminin
hijyenik yerlerde ve ehil insanlar tarafından yapılması, kesim sonrası
hayvanların hastalıklı organlarının ve kan, mide, bağırsak içeriği gibi
atıkların gelişi güzel ortalığa atılmaması, kurban kesen, hayvanı yüzerek et
taksimi yapan kasap ve yardımcıları ile kurban sahiplerinin çıplak elle
hayvanların kan ve çıkartıları ile dokularına temas etmemesi, önlük giymek ve
eldiven kullanmak gibi gerekli korunma önlemlerini almaları oldukça
önemlidir.’’
‘’HAYVANLARDA
BELİRTİ GÖSTERMİYOR’’
‘’Bunların
yanı sıra Kurban Bayramının yaz aylarına özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
hastalığının yoğun görüldüğü dönemlere rastlaması ve hastalığın viremik
dönemdeki hayvanların kan, idrar ve vücut sıvıları ile dokularına korunmasız
temasla bulaşabiliyor olması bazı korunma önlemlerinin alınmasının önemini
ortaya koymaktadır. Bu itibarla, hastalığın hayvanlarda belirti göstermeden
seyrettiği, hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilecek olmaları
nedeniyle hayvanların kan, idrar gibi vücut sıvılarına veya dokularına çıplak
el ile temas edilmemesi gerekliliği, hastalığın bulaşmasını engellemek için
eldiven kullanımı gibi gerekli koruyucu önlemlerin mutlaka alınması
gerekmektedir. Vücuda kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile
dokunmadan uygun bir malzeme (cımbız, eldiven, bez ve naylon poşet gibi) ile
çıkarılmalıdır. Kene tutunan veya kene ile temas eden kişilerin kendilerini en
az 10 gün süreyle, hasta insan veya hayvanların kan, vücut sıvıları ile
doğrudan temas eden kişiler ise kendilerini 2 hafta süreyle takip etmesi
gerekmektedir. Halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı,
kusma veya ishal gibi belirtilerin görülmesi halinde derhal en yakın sağlık
kuruluşuna müracaat edilmesi, vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan
kenelerin kesinlikle çıplak el ile öldürülmemesi ve patlatılmaması
gerekmektedir.’’