“Cebimdeki Not Defteri” ,” Sözcüklerin Dili” ve” Kılıç
Hakkı” adlı 3 eserini okuyucularla buluşturmak dolayı mutlu olduğunu belirten
Yazar Mehmet Çay; “Bugün buraya Kastamonu yazarlar olarak geldik. Aslında
hepimizin ortak bir derdi var; Kastamonu sevdası, memleket aşkı. Hepimiz eserlerimizde
Kastamonu’nun ilgili bir şeyler anlatıyoruz. Kastamonu’yu insanları
imrendirmek, Kastamonu’nun güzelliklerini anlatmak istiyoruz ki değerlerine
herkes sahip çıkabilirsin” dedi.
“OKURLARIMIZIN
YORUMLARINA İHTİYACIMIZ VAR”
Kitapları hakkında bilgi veren Çay; “Cebimdeki Not Defteri kitabımdaki kahramanı Kastamonulu yaptım. Sizin, benim gibi Kastamonu sokaklarında yürüsün istedim. Bunun sebebi ise Kastamonu’da insanlar hayat telaşıyla koştururken bu şehrin değerlerini ve kıymetini görmüyorlar. Evlerinde Oturup kitaplarını okurlarken bu esnada roman kahramanı koştursun ki bu şehrin caddesini, sokağını ve bizim terapi merkezi olarak adlandırdığımız çay boyunu birazcık tadına varsınlar istedim. Kılıç Hakkı kitabımda ise Kastamonu’nun nasıl fethedildiğini ve bu fetihler zincirinin nasıl yürüdüğünü ve ‘Kastamonu’ denmesinin sebebini nereden geldiğini anlattık. Aslında biz şunu istedik, kelimelerle gönüller arasına köprü kuralım çünkü okumaya, araştırmaya ve öğrenmeye ihtiyacımız var. Okurlarımdan beklentim geri dönütler olması çünkü biz hamız, pişmek istiyoruz. Bu yol uzun bir yol belki de yolun sonu olmayan bir yol. Bizim bu yola varabilmemiz için kilometre taşlarını ihtiyacımız var, o taşlarda okurlarımız. Geniş bir çevreyi görebilmemiz için okurlarımızın yorumlarına ihtiyacımız var. Bu şekilde hem Kastamonu’ya hem de edebiyata daha faydalı olabilmek için eksiklerimizi tamamlamak, daha iyiye ulaşmak ve daha üst noktaya varabilmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.
“AMACIMIN
GERÇEKLEŞMİŞ OLDUĞUNU GÖRMEK MUTLU EDİYOR”
“Dağlar Duman”, “İçimdeki Dağ” ve “Sawsan” isimli üç esere hayat veren Yazar Numan Karanlık ise dördüncü kitabı için çalışmalara devam ettiğini dile getirerek; “İstanbul’da doğup büyüdüm ama 2002’de Kastamonu’ya gönüllü olarak geldim. Emekli olduktan sonra kendime bir görev verdim. ‘Bundan sonra yazıp okuyacaksın’ dedim. Bir bilgi birikimim ve yaşam deneyimim olduğunu düşündüğümden, bunların benimle birlikte yok olmamasını isteyerek onlara estetik tat vererek kitaplaştırdım ve gelecek nesillere aktarmak istedim. Kitaplarımda konu edindiğim şeylerde, yaşadığım ve gördüğüm durumları çok boyutlu olarak düşünerek yazıya döktüm. Okurlarımdan hep şunu duyuyorum ‘Biz de sanki orada yaşıyoruz gibi hissediyoruz’ diyorlar. Amacım, okurlarımın o coğrafyaya ve o atmosferin içine çekebilmekti. Bu amacımın gerçekleşmiş olduğunu görmek mutlu ediyor. İçimdeki Dağ ve Dağlar Duman kitabımda ağırlıklı olarak Daday, Seydiler, Ağlı üçgeninde kalan coğrafyanın öyküleridir. Son kitabım ise kent öykülerini içeriyor. Okullarımdan beklentim bu kitapları ciddiye alarak okusunlar. Okuduktan sonra mutlaka olumlu ya da olumsuz görüşlerini bana ulaştırsınlar. Okurlarımın yorumlarına kitabımda yer veriyorum ve vermeye de devam edeceğim” şeklinde konuştu.
“OKUMA ORANI MAALESEF
Kİ ÇOK DÜŞÜK”
Yazar Aysun Delikanlıoğlu ise “Kocam Katilim Oldu” ve “Kayıp Yaşamlar” adlı iki kitabının bulunduğunu ifade ederek; “Kayıp Yaşamlar kitabımda 12 Eylül Dönemi’ni inceledim. Kocam Katilim Oldu kitabımda ise gerçek yaşanmış bir öyküyü kurgu ile karıştırarak bir roman ortaya çıkarttım. Okurlarımdan beklentim, daha çok okusunlar. Okumadığımız için cahil bir toplum oluyoruz. Bugünkü ilgi ise çok düşük. Yoğun bir ilgi beklentimiz zaten yoktu ama bu kadar olması da üzüyor bizi. Okuma oranı maalesef ki çok düşük” diye konuştu.
“KASTAMONU’NUN
KABUĞUNU KIRARAK OKUYAN BİR İL OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
Yazar Müftaz Tiftik de “Sürgün Gelin”, “Düş İkindileri”, “Panayır Zamanı”, “Güz Tutulmaları” ve “Kantar Karakolu” adlı 5 eserinin bulunduğunu anlatarak; “Gerek öykü kitaplarımda gerekse de romanlarımda Kastamonu ve ilçelerinde yaşanmış olayları yazıyorum. Bir yazar ilk olarak kendi yöresine ifade etmeli daha sonra da ulusala yayılmalı diye düşünüyorum. Diğer bir kaygım ise yaşadığımız bu coğrafyadaki olayların şayet yazıya dökülmezse yok olup gideceğinin tedirginliğini yaşıyorum. En azından yazıya dökülerek geleceğe aktarılması gerektiğini düşünüyor ve bu kaygıyla yazıyorum. Asıl mesleğim resim öğretmenliği bu yüzden diğer kişilere göre çevreyi gözlem şansımız daha farklı oluyor. Bu farklılığı ise yazıya dökmede kendimizi daha da başarılı sayabiliriz. Bu tür etkinlikleri uzun süredir yaptığımız halde Çevremizde maalesef umduğumuz ilgiyi göremiyorum. Kastamonu kültürel bir kent olmasına rağmen bu tür etkinliklerde diğer kentlere oranla çok geride kaldı. Kitap insanın olmazsa olmazıdır diye düşünüyorum. İlimizde maalesef ki bu çok zayıf. İnsanlarımızı bu tür etkinlerde, kitap sevgisini aşılamak, kitap kokusunu duymalarını sağlamak niyetiyle bu tür organizasyonları gerçekleştiriyoruz. Kitaplarımı okuyan insanların çevreye daha farklı bir gözle bakıp değerlendirmelerini isterim. Kastamonu kültürel yönden derya deniz niteliğinde. Kastamonu bitip tükenmeyecek bir kaynağa sahip. Bizler yazmaya devam edeceğiz, Kastamonu’nun da kabuğunu kırarak okuyan bir il olmasını sağlamaya çalışacağız” dedi.
“ÖĞRENCİLERİM
ÇOCUKLARI İÇİN KİTAP ALMAYA GELDİKLERİNDE DUYGULANIYORUM”
“Sawsan”,“Dağlar Duman”, “İçimdeki Dağ” adlı 3 esere hayat veren Yazar Halil Serdar Bıyıklı, duygu dolu bir gün geçirdiğinden bahsederek; “Görevim gereği yıllardır İstanbul’da kaldım daha sonrasında memlekete döndüm. İçimdeki o memleket sevgisi beni araştırmaya yönlendirdi. İlk kitabımı okuyanlar, bugün buraya diğer kitaplarımı almak için geldiler, bu durum çok mutlu ediyor. Kendim öğretmen emeklisiyim, öğrencilerim kitaplarımı kendi çocukları için almaya geldiklerinde gerçekten duygulanıyorum” diye konuştu.
“BU ETKİNLİKLERİN
DAHA DA YAYGINLAŞMASININ İSTERİZ”
Kitap almaya gelenlerden Aysun Aktaş ise kitap okumayı sevdiğini, aynı zamanda edebiyat öğretmeni olduğunu belirterek; “Kastamonulu yazarlarımızın bugün burada toplanmış olması bizleri çok mutlu etti. Onlarla birebir tanışmak, kitapları hakkında sohbet etmekten mutluluk duyduk. Bol kazançları ve bol okulları olsun inşallah. Bu etkinliklerin daha da yaygınlaşmasının ve gençlere ulaşmasını isteriz. Kastamonu’ya daha çok tanınan yazarların da gelmesini isterim” dedi.