‘28 Mayıs’ta gerçeğin iktidarını kuracağız’

28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimleri öncesi CHP Merkez İlçe Başkanlığı tarafından Kastamonu Belediyesi Nikah ve Konferansa Salonu’nda Danışma Kurulu toplantısı yapıldı.

Millet İttifakı temsilcilerinin konuşma yaptığı toplantıda ortak mesaj 'kazanacağız' oldu.

Toplantıya CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, İYİ Parti İl Başkanı Faruk Ataşalar, Saadet Partisi İl Başkanı Kadir Yalçın, Zafer Partisi İl Başkanı Dilek Osmanoğlu, Deva Partisi İl Başkanı Mehmet Kulaoğlu, CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, partilerin bazı eski il başkan ve yöneticileri, partililer ve diğer davetliler katıldı.


KARABACAK; "28 MAYIS'TA YİNE BAHARLAR GELECEK"

Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, 14 Mayıs’ta merkez mahallerinde yüzde 64, merkez ilçede ise yüzde 50 oy arttırarak Hasan Baltacı’yı tekrar Meclis’e gönderdiklerini hatırlatarak; “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin 13'ncü Cumhurbaşkanı yapmak için 28 Mayıs’a kadar kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. 28 Mayıs’ta Türkiye’nin kaderini belirleyecek çok önemli bir seçim için tekrar sandık başına gideceğiz. Şatafat içindeki iktidarlarını bir gün daha sürdürmek için seçim süreci boyunca her türlü yalana başvuran, her türlü iftirayı atan ve aşağılık bir karalama kampanyası yürüten, bu kampanyayı tüm devlet olanaklarını kullanarak gerçekleştiren Cumhur İttifakına karşı bunu başaracağız ve hesaplaşacağız. Bu şehrin kadınlarına, bu şehrin gençlerine, evlatlarımıza söz veriyoruz; başaracağız. Buradan önce bir kadın, sonra bir anne olarak tüm Kastamonululara sesleniyorum; siz 28 Mayıs'ta vereceğiniz oyla; ya bu ülkenin kadınlarını domuz bağıyla katleden, bekâr kadınları sahiplendireceklerini söyleyen, Türk Bayrağından rahatsız olduklarını açıkça dile getiren Hizbullahçıları iktidar yapacaksınız, ya da ‘Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa edeceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu başa getireceksiniz. Siz 28 Mayıs’ta vereceğiniz oyla; ya ‘sığınmacıları hiçbir yere göndermeyeceğiz’ diyenleri iktidarda tutmaya devam edeceksiniz, ya da ‘1 yıl içinde tüm sığınmacıları insanlık onurunu zedelemeden ülkelerine geri göndereceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacaksınız. 28 Mayıs’ta vereceğiniz oyla; ya bir eli yağda bir eli balda olanları, bu ülkenin kaynaklarını yağmalayanları tekrar seçeceksiniz, ya da ‘artık yolsuzluk bitsin, aile sigortası gelsin, işsizlik bitsin, asgari ücret temel ücret olmasın, fiyatlar ve enflasyon düşsün’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutacaksınız. Biz inanıyoruz ki Kastamonu, Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin 13’üncü Cumhurbaşkanı yapacak ve ülkemize, Kastamonu’muza bahar gelecek. Bahar, 28 Mayıs'ı bekliyor. Dünkünden daha çok inanın. Kara bulutlar dağılacak, 28 Mayıs'ta yine baharlar gelecek” dedi.



OSMANOĞLU; "SEÇİMİ İKİNCİ TURA TAŞIMAK ÜZERE YOLA ÇIKMIŞTIK"

Zafer Partisi İl Başkanı Dilek Osmanoğlu, cumhuriyet değerlerini ön plana çıkaran muhteşem bir mutabakat metni imzalandığını savunarak; “Bu mutabakat metni, anayasanın ilk dört maddesinin değişmez bütünlüğünü koruyacak şekilde yapıldı. Ayrıca Türklük tanımın değiştirilemeyeceği bahseden 66’ncı madde mutabakata bağlanmış oldu. Sığınma ve kaçakçılık konusundaki tavrımızı hepiniz biliyorsunuz. Kemal Kılıçdaroğlu da gereken önemi ve ehemmiyeti gösteriyor. Şimdi bütün ülkeye gösterme zamanı diyorum. Şimdi döneminde aynı yolu yürüdüğümüz CHP ile arkadaşlığımızı anlamakta güçlük çekmişlerdi. Şöyle bir sorun yaşadık oyları bölüyorsunuz denmişti ama seçimi ikinci tura taşımak üzere yola çıkmıştık. Gereken ya da gerekmek zorunda kalan ayrılıklar yaşasak da biz Atatürk’ün çizgisinde Türk milliyetçiliğine bağlıyız. Seçim günü seçim kurulundaydım, oylar sayılırken de oradaydım. Gördük ki çuvallar teslim ediliyor. Orada bırakılıp geri dönülüyor. Aslında dikkat etmemiz gereken o oyları sayılırken bilgisayara geçirilirken yapılan manuel hataları düzeltmeye çalışmak. Orada çuvallar verilirken bir gözetmen, bir Türk Cumhuriyeti bekçisi olması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki arkadaşlara vatanını seven sandığa gelsin diyorum. Vatanını seven sandığa da sahip çıksın, hep birlikte çıkalım istiyorum” diye konuştu.


YALÇIN; "ADİL BİR DEVLET KURUP, ADİLCE PAYLAŞIP, İNSANCA YAŞAYACAĞIZ"

CHP Milletvekili Adayı ve Saadet Partisi İl Başkanı Kadir Yalçın, Millet İttifakı olarak vatandaşlara bir söz verdiklerini belirterek; “Dedik ki adil bir devlet kurup, adilce paylaşıp, insanca yaşayacağız. Biz yine sözümüzdeyiz, bu zalim düzene dört günlük tahammülümüz kaldı. Dört gün sonra Allah’ın izniyle bunlardan kurtuluyoruz. 14 Mayıs’ta bu ucube rejime yumruğu indirdik ve kötülüğe ‘dur’ dedik. 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın bu harabe düzenini sandığa gömüp 28 Mayıs’ta sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü cumhurbaşkanımız olarak seçeceğiz. 28 Mayıs’taki seçim artık seçim olmaktan çıkmış bir referanduma dönüşmüştür. Bu referandumda neyi seçeceğiz peki? Tek adam rejimi ile devam mı edeceğiz yoksa demokrasi mi diyeceğiz? Mültecilerle yaşamaya devam mı edeceğiz yoksa onları gönderip hep birlikte mutlu bir şekilde mi yaşayacağız? Hırsızlığı, arsızlığa, yolsuzluğa devam mı diyeceğiz yoksa bunları durdurup mutlu mu olacağız? 40 yıldır devam eden terör belasına ‘devam mı’ diyeceğiz yoksa iktidar olup terörü de teröristleri de bu ülkeden yok mu edeceğiz? Kötülükleri yok etmenin tek bir yolu var bu da iyileri bir arada olabilmesidir. Biz Millet İttifakı olarak iyiler bir aradayız ve 28 Mayıs’ta da Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapıp, yaşanabilir bir Türkiye’yi Allah’ın izni ile inşa edeceğiz. 28 Mayıs’ta kazanacağız ve bu ülkeye mutluluğu, huzuru, adaleti ve hoşgörüyü getireceğiz” dedi.

ATAŞALAR; "ERDOĞAN KAZANAMADI, KILIÇDAROĞLU DA KAYBETMEDİ"

İYİ Parti İl Başkanı Faruk Ataşalar ise, 14 Mayıs seçimlerini anımsatarak; “Seçimin milletvekili ayağını tamamladık, cumhurbaşkanı ayağında da Tayyip Erdoğan kazanamadı. Kemal Kılıçdaroğlu da kaybetmedi. Bunun ikinci ayağı var. Bu ikinci ayağında bizlere çok büyük görevler düşüyor. Bu görevler bu salonda birbirimize propaganda yapmak değil. Sahaya ineceğiz. Sandığa gitmeyen 10 milyon seçmen var. Sinan Oğan Bey’e verilen 2 milyon 800 bin oy var. Onun büyük bir kısmını Zafer Partisi getirecek. Bir de Tayyip Erdoğan’a verilen oylar var. Şimdi ne yapmamız gerekiyor? AK Partililere, MHP’lilere ve sandığa gitmeyenlere şunu söyleyeceğiz; İkinci yüzyıla Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’yle mi devam edeceğiz yoksa şu an sayıları 13 milyon olan 2050 yılında sayıları 50 milyon olacak olan Suriyelilerle, Araplaşmış bir Türkiye mi olacağız? Bunu anlatmamız lazım. Kapı kapı gezmemiz lazım. Özellikle sandığa gitmeyen seçmeni sandığa getirmemiz lazım. Hanımlarımıza çok iş düşüyor. Hanımlarımızın Atatürk’ün daha Avrupa’da bile kadınların oy vermezken kadınlara verdiği oy hakkı var. Avrupalı kadınlar kullanamazken Türk kadınları oy kullanıyordu. Şimdi AK Parti’nin içinde bulunduğu ittifakta ‘Hanımları sahiplendireceğiz’ diyen bir zihniyet var. Arkadaşlar bunu anlatın. Bir de sözde kendileri milliyetçi sananlar var. Seçim kampanyası boyunca ne ekonomi konuştular, ne emekliyi konuştular, ne işçiyi konuştular. Sadece bize 'terörist' dediler. Andımızı kaldıranlar bunlar, TC’yi indirenler bunlar. Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden bunlar. Bizi terörle bağdaştıranlar Apo’ya 'sayın', şehide 'kelle' dediler. Oslo’da PKK’yla masaya oturdular. Çözüm süreci altında Habur sınırına savcı ve hakim getirip PKK’lıları davul, zurnayla karşılayıp, beraat ettirdiler. Valilerin gözü önünde hendekler kazıldı. Bu hendekleri kapatmak için yüzlerce şehit verdik Barzani’yle 'megri megri' diye halay çektiler. Son İstanbul seçimlerinde Apo’nun kardeşini TRT’ye çıkardılar. Bunlar terörist değil, biz teröristiz öyle mi? Kastamonu’nun seçmeni buna inandı. Bunu seçim sonuçlarında gördük. Kurtuluş için mücadele gerekir. Mücadele etmezsek kurtuluşu sağlayamayız. Boyun eğerek değil, boyun eğmeyerek direnerek kazanacağız. 28 Mayıs akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacağız ama çalışarak yapacağız, direnerek yapacağız. Mutlaka oy kullanmaya teşvik edelim. Herkes bir kişiyi ikna etsin, herkes sandığa gitmeyenleri getirsin” ifadelerini kullandı.




DİNÇER; "İPTAL EDİLEN OYLARIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ BİZDEN"

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer ise Mersin’de büyük bir oy aldıklarını dile getirerek; “Mersin’de yüzde 58 ile Millet İttifakımız öne çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu şu an Mersin’de birinci yaptık. Ama yeterli mi, değil. Biz tekrar bir hedef koyduk kendimize. Dedik ki evet hayır referandumunda yüzde 64 yapmıştık. Allah’ın izniyle yüzde 64 de Mersin’de yakalayacağız. Bu duyguları, bu düşünceleri de sizlere iletmek üzere de Mersin’den buraya geldim, görevlendirildim. Kastamonu’muzda da iyi bir sonuç oldu. İnşallah daha iyi sonuçları da hep beraber sizlerle beraber yakalayacağız. Hiç umutsuzluğa kapılmayın. Bu iş olacak Allah’ın izniyle. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bize emanet ettiği Cumhuriyet ve sistemi eninde sonunda dönülecek. İnşallah 28 Mayıs’ta da Millet İttifakı olarak bu sandığa gelmeyen insanları, Kastamonu’da da sandığa gelmeyen vatandaşlarımızı hepsini bu sandıklara getirmek için var gücümüzü kullanacağız. Bunu yapmak zorundayız. 1 milyon küsur oy iptal edildi. Sizler de biliyorsunuz ki iptal edilen oyların büyük bir bölümü bizden. Bunların da tedbirlerini alacağız. Bu işi başarırken yine en büyük özveri kadınlarımıza ve gençlerimize düşüyor. Bugün Kastamonu sokaklarını gezdik. Pazarı, esnafı gezdim. Emin olun hepsinde bir beklenti, bir ışıltı var. Bütün Türkiye’nin sizlerden, bizlerden bir beklentisi var. Artık hak, hukuk, adalet istiyor insanlar. Özgürce yaşamak istiyor insanlar. Bunu yapmanın da bir tek yolu var. Ülke raydan çıktı şu an. Bu sistem de raydan çıktı. Bunun geri dönüşü de ancak bizim mücadelemiz, çabamız ve 28 Mayıs’taki başarımıza bağlı. Biz bunu Mersin’de yaptık, başardık. Kastamonu’da da bunu başarırız. Esnafımızın bütün beklentisi bu sistemin düzelmesi, işlerinin normal bir rayına girmesini istiyorlar. Gençlerimiz yarınlarında umutlu olmak istiyor. Üreticimiz artık ürettiği ürünlerin para etmesini istiyor. Emeklimiz mahvolmuş. Bu ülkeyi normal rayına sokmamız için size, bize düşen şu önümüzdeki birkaç gün içerisinde, her işi bir kenara bırakalım. Bu ülkenin geleceği için 28 Mayıs’ta gelin hep beraber büyük bir çalışmayla cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya yollayalım. Bu ülkenin başka kurtuluşu yok. Artık, 5-10 bin lira avans çekemez duruma geldik. Ülkede para kalmadı. Artık bu peşkeşe, bu talana bir son vereceğiz. Onu da inşallah hep beraber yapacağız. Ben belki buradan döneceğim ama gözüm, kulağım Kastamonu’da olacak” diye konuştu.



ERBİLGİN; "KASTAMONU GENELİNDE OYLARIMIZ YÜZDE 40 ARTTI"

CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin de şöyle konuştu; “Merkez ilçemizde, oylarımız yüzde 64 arttı. Burada bizlere inanan, güvenen bütün Kastamonuluları mahcup etmeyeceğimizi hep birlikte göreceğiz. Kastamonu genelinde oylarımız yüzde 40 arttı. Bu çok kıymetli bir şey. Yurttaşlarımızın bu teveccühünü hizmete dönüştüreceğimizi, Kastamonu’yu güneşlendirmek için elimizden geleni, milletvekilimizle birlikte göstereceğimizi Kastamonulular görecek. 2019 yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin 80 bin olan İl Genel Meclisi oyu 40 binlerin altına geriledi. 2018 seçimlerinde 180 bini aşmış olan Cumhur İttifakı’nın oyları 150 binin biraz üzerinde. Ülkede tek adam rejiminin kabul edildiği evet-hayır referandumunda 80 bin olan hayır oyunun üzerine çıkmayı başarmış bir Millet İttifakı, elbette ki 28 Mayıs’ı da el birliğiyle becerecektir.”


“BİZLERİN GEÇMİŞİNDE UTANILACAK HİÇBİR ŞEY BULAMAZLAR”

Erbilgin, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’nün Tosya’da yaptığı toplantıyı işaret ederek; “Tosya’da bize yönelik şöyle ifadeler kullanmış ‘Biz üç sıfır yapacaktık ama Dalton kardeşler engel oldu’ anlamında merkez ilçe başkanımızı, beni ve milletvekilimizi kasteden bir ifade kullanmış. Evet, biz kardeşiz. Evet, biz bu ülkenin geleceğine inanmış el birliği yapmış, sadece İlke Karabacak’la sadece Hasan Baltacı’yla değil, bu sürece emek veren herkesle kan kardeşiyiz, can kardeşiyiz. Bunu Doğan Ünlü böyle bilsin. Diğer taraftan Doğan Ünlü orada seçim sürecinde nereden hangi hayaline sığdırıyorsa ki bunların iftiracı ve yalancı olduğunu biliyoruz. Vekilime bir müteahhittin desteği olduğunu bahsetmiş. Biz beşli çetelerin bu ülkedeki iktidarına son vermek için yola çıkmış insanlarız. Bizim öyle şeylerle dün de işimiz olmaz, bugün de işimiz olmaz, yarın da işimiz olmayacak. Diğer taraftan utanmazlığı mesleğe dönüştürmüş olan AKP Merkez İlçe Başkanı’nın peşine düşmüş Doğan Ünlü, milletvekilliği danışmanlığı noktasında eşim üzerinden söylemler geliştirmeye gayret ediyorlar. Bu Doğan Ünlü, seçimlerden önce programda bunlarla ilgili hazırlıklarımız var dediğini biliyoruz. Çok uzun zamandır bizler için bir arayış içindeler. Hikmet Erbilgin için, Hasan Baltacı için, İlke Karabacak için ve bu davaya inanmış bizler için çok uzun zamandır ‘acaba ne buluruz’ diye bir arayış içerisindeler. Bizlerin geçmişinde de bugününde de yarında da utanılacak hiçbir şey bulamazlar. Bunun böyle bilinmesini isterim. Azdavay Belediye Başkanı’na çıtını çıkaramayan öz oğluyla ilgili tasarrufunda, Taşköprü Belediye Başkanı’na çıtını çıkaramayan öz kızıyla ilgili tasarrufunda, kendi gençlik kolları başkanlarını, bankamatik çalışanı olarak belediyelerde orada kendi yolsuzluğuna örtü olsun diye Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne alan Doğanlar’ın bize verebileceği herhangi bir ders olamaz. Bizim görevimiz bunlara karşı dik durmak. Hazmedemedikleri mesele şu; Kendisine ait gördükleri ‘biz ne dersek olur’ dedikleri Kastamonu’da bizim Hasan’a millet bağrına bastı. Kararlıyız dedi. ‘Biz sizlerin yanındayız’ dedi. Bir önceki seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarını geriye çekti ‘dur’ dedi. ‘Biz sizinle ilgili henüz karar vermedik. Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili de 28 Mayıs’a sözleşiyoruz’ dedi. Şimdi biz milletin yaptığı bu sözleşmeyi, bu sözü büyütmekle mükellefiz. Bu sözü Zafer Partisi’yle büyüteceğiz. Bu sözü DEVA, Gelecek, Saadet Partisi, Demokrat Parti’yle büyüteceğiz. Biz bu sözü Meral Akşener’in partisi İYİ Parti’yle büyüteceğiz. Hepimiz kenetleneceğiz. Zafer Partisi İl Başkanımızın çağrısına uyarak gerekirse sabaha kadar çuvalların üzerinde yatacağız. Feda edeceğimiz bir gün Türkiye’nin bütün geleceğini kazanmaktır. O gününü herkes feda edecek arkadaşlar. O gün herkes canla başla kararlı bir biçimde çalışacak. Biz tam bağımsız Türkiye’yi tercih ediyoruz. Biz yarının Türkiye’sini, çocuklarımız yetmez, bizler kaç yaşında olursak olalım, huzur içerisinde yaşayacağı Türkiye’yi tercih etmemiz gerekiyor."


BALTACI; "28 MAYIS’TA YİNE ‘OLMAZ’ DENİLENİ BAŞARACAĞIZ"

Bundan önce nasıl sahip çıktıysak bundan sonra da sizin bize vermiş olduğunuz göreve sahip çıkacağım. Çok önemli bir şeyi başardınız. Kastamonu’da ‘olmaz’ denileni başardınız. Kastamonu’da ‘değişmez’ denileni hep birlikte değiştirdiniz. Değerli ilçe başkanım, değerli il başkanım anlattı. Kastamonu’da oylarımızı yüzde 40 artırdınız. Merkez ilçede oylarımızı yüzde 64 arttırdınız. Bunu sadece seçim kampanyası döneminde, bunu sadece seçim günü yapmadınız. Gittiğimiz her yerden sonuç aldık. Bu memleketle ilgili çözümler ürettik. Dik durduk, kayıtsız kalmadık. Hiçbir zorbalığa, hiçbir baskıya, hiçbir yolsuzluğa karşı kayıtsız kalmadık. Kastamonu’yu seyrettik, milleti sevdik, memleketi sevdik. Gençleri ezdirmedik. Bu şehrin kadınlarını ezdirmedik. Bu şehre sahip çıktık ve sonuç aldık. Bir daha yapacağız ve 28 Mayıs’ta tekrar sonuç alacağız. İnşallah 28 Mayıs’ta yine ‘olmaz’ denileni başaracağız. Yine ‘değişmez’ denileni değiştireceğiz. Bu ülkeyi iyilikle, güzellikle, adaletle, hakla, hukukla Kemal Kılıçdaroğlu’yla buluşturacağız" dedi.

"KASTAMONU’YA NE SÖYLERSEK ARKASINDA DURACAĞIZ"

14 Mayıs'ın kaybedeni olmadıklarını söyleyen Baltacı; "Belki kazanamadık ama kaybedeni Erdoğan’dır. 21 yıllık bir iktidar düşünün, devletin bütün organlarını ele geçirmiş; hakimini, savcısını, parti yöneticilerinden seçmiş. Kolluk güçlerini, emniyetini, jandarmasını ele geçirmiş. Bankalarını ele geçirmiş, medyasını ele geçirmiş, ilçe seçim kurullarına, il seçim kurullarını Yüksek Seçim Kurulu’nu, Anayasa Mahkemesi’ni Yargıtay’ını, orasını, burasını her yerini ele geçirmiş. Türkiye’nin bütün fabrikalarını satmış, kolunu kanadını kırmış bir iktidar var. Bu iktidarın Türkiye’ye söyleyecek bütün hikayesini bitmiş. ‘Türkiye yüz yılı’ dedi, bahsedemedi, sürdüremedi. ‘İstikrar’ dedi olmadı, kaldı bir yerde. ‘Almanya bizi kıskanıyor’ dedi, olmadı. ‘Faizle mücadele edeceğiz’ şöyle olacak, böyle olacak dediler, olmadı. Adında adalet var, adalet arar hale geldik. Adında kalkınma var. Gençlerimiz gözü yurt dışında. Söylediği hiçbir şeyi başaramamış bir iktidar var. Türkiye’de söyleyebilecek hiçbir şey kalmayan iktidar ne yaptı biliyor musunuz? Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarıyla seçim kampanyası yürütmek zorunda kaldı. Bu ülkede hiçbir kurum, hiçbir hakim, hiçbir savcı, hiçbir kolluk gücü, hiçbir ilçe, il seçim kurulu buna müdahale etmedi. Böylesi eşitsiz, böylesi adil olmayan bir ortamda bir seçim yaşadık. Güçlü liderim diye dünyaya caka satan adam 13 genel başkanımızla ilgili her türlü yalan ve iftira kampanyasını sürdürüyor olmasına rağmen 13 yıl sonra ilk defa karşısında aday oldu ve kaybetti. İlk defa Tayyip Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıktı ve seçimi kazanamadı. Bize diyecekler ki işte şununla iş birliği yapıyorsun, bununla iş birliği yapıyorsun. Şöyle oluyor, böyle oluyor diyecekler. Kasetler çıkacak, montaj olacak, montaj kasetleri kabul edecekler başka türlü bir sürü şey söyleyecekler. Ama biz Kastamonu’ya ne söylersek arkasında duracağız. Biz Türkiye’ye ne söylesek arkasında duracağız. Biz bu ülkenin gençlerine ne söylesek arkasında duracağız. Biz bu ülkenin kadınlarına ne söylesek arkasında duracağız. Asgari ücreti yoksulluk sınırının üstüne çekeceğiz. Bunu başaracağız. Biz ‘kadın cinayetlerini durduracağız’ dedik. Kadın cinayetlerini duymadığımız bir Türkiye’de yaşayacağız arkadaşlar. Bunu illa ki başaracağız. Biz çocuk istismarının bu ülkede gündemden çıkartmak istiyoruz. Bu şehre, bu ülkeye sözümüz olsun. Andımız olsun, aklımız olsun. Biz böyle bir ülkede yaşayacağız. Biz bu ülkenin yolları, köprüleri, limanları, havaalanları bizim olsun, tam bağımsız bir Türkiye olsun dedik. Sözümüzün arkasında duracağız. Bu şehrin insanları, bu şehrin insanları doktor bulamadığı için il il gezmesin istedik. Yine aynısını söyleyeceğiz. ‘Bu şehrin insanları bir tane ilaç yazdırmak için buradan Karabük’e gitmek zorunda kalmasın’ dedik. Yine arkasında duracağız. Arkadaşlar diplomamız kağıt parçası olmasın. ‘Bizim çocuklarımız mülakatta AKP’lilerin o eşi, dostu, arkadaşı, AKP’nin yöneticisi olanların altında mülakatta ezilmesin’ dedik. Çocuklarımızı savunmaya devam edeceğiz. 14 Mayıs’a kadar ne söylediysek onu yapmaya devam edeceğiz.  İktidarın dilini kullanmayacağız. Çünkü iktidarın dili bölücüdür, iktidarın dili yıkıcıdır, iktidarın dili zehirlidir. Biz kendi dilimizi kullanacağız. Biz onurlu bir yaşamın dilini kullanacağız. Biz cumhuriyetin dilini kullanacağız. Biz iyiliğin, güzelliğin ve adaletin dilini kullanacağız. Onlara karşı tavır alacağız arkadaşlar. Bu memlekete, bu millete birlikte yaşadığımızı, birlikte yaşamaya devam edeceğimizi hatırlatacağız arkadaşlar. Komşumuza kendimizi hatırlatacağız arkadaş. Tatile gittiğimizde anahtarımızı bıraktığımız komşumuz var ya diyeceksin ki ‘kardeşim biz birbirimize evimizin anahtarını bırakıyoruz. Biz hain PKK’lı terörist olamayız’ diyeceğiz arkadaşlar. Biz birlikte yaşamak istiyoruz, bizi bölmek isteyenlere inat bir millet olmak istiyoruz, bir toplum olmak istiyoruz. Yeniden biz olmak istiyoruz diye bu ülkeye, bu millete kendimizi anlatacağız arkadaşlar. Hiçbir iftira, hiçbir yalan kampanyası sonsuza kadar sürdürülemez arkadaşlar. Çünkü arkadan ağır aksak da olsa emin adımlarla ilerleyen bir gerçek var. 28 Mayıs’ta gerçeğin iktidarını kuracağız. Bu ülkeyi uyuşturucu çeteleriyle, fotoğraf albümü yapan Süleyman Soylu’ya bırakamayız arkadaşlar. Biz gerçeğin iktidarını kurmak zorundayız. Bu ülkeyi altı yaşındaki kız çocuklarıyla evlilik adı altında yıllarca tecavüz eden, taciz edenlere bırakamayız arkadaşlar. Biz bu ülkeyi Biden’den, Trump’tan, Putin’den emir alanlara, onların kapısında bekleyenlere, onlar bir telefon etsin diye aylarca bekleyenlere bu ülkeyi bırakamayız” diye konuştu.