Katar açıklamasında;
"Kastamonu’da un var, şeker var, yağ var ama helvayı yapacak kimse yok.
Biz bu heyecanı bitmiş siyasetçilerden kurtulacağız. Ben heyecanı ve özgüveni
yüksek bir siyasetçiyim. Bu memleketin sesi olmaya, sorunlarının çözümü için
gece gündüz çalışmaya talibim" dedi.
"KATMA DEĞER
YARATAMADIĞIMIZ İÇİN KAYMAĞINI BAŞKA ŞEHİRLER YİYOR"
Toplantıda vatandaşlara kendini tanıtarak sözlerine başlayan
Ahmet Katar, ‘’Neden siyasete girdiğimi merak edenler oluyor. İçinizden biri
olarak sizin sesiniz olmak için yola çıktım. Köylünün, esnafın, işçinin ve
sanayicinin sorunlarını bildiğim için yola çıktım. Kastamonu’da STK’ların,
vakıfların sorunlarının siyasi lobi olmadan çözülemeyeceğini anladığım için
yola çıktım. Ankara’da siyaseten güçlü bir lobi yaratabilirsek ancak başarılı
olabiliriz. Kastamonu’nun 13.000 km2 yüz ölçümü var. Bunun 10.000 km2 si
ormanla kaplı. Biz ağacın merkeziyiz ama ahşabın merkezi değiliz. Maalesef
sadece bu işin hamallığını yapmak zorunda kalıyoruz. Tomruğu dağdan biz
indiriyoruz, en zor işi biz yapıyoruz ama katma değer yaratamadığımız için
kaymağını başka şehirler yiyor. Biz İYİ Parti olarak orman köylüsünün hakkını
teslim edeceğiz. Ormanları köylü koruyor, ormanın faydasından da köylü
yararlanacak. Biz köylerimizi her şekilde destekleyeceğiz.Her köyümüzde
öğretmen, ziraat mühendisi ve veteriner olacak. Tohumlamalar köylerde
yapılacak. Köylüye destek veriyoruz diyorlar ama bu destek kesinlikle yeterli
değil. Tohumun, gübrenin, mazotun tamamını size bedava vermekte çözüm değil.
Üreticinin ürettiği ürünün taban fiyatının olması lazım. Bunun en büyük
sıkıntılarından birini Taşköprü’de görüyoruz. Biz çiftçiye şu desteği verdik,
bu desteği verdik diyorlar. Ama sarımsak 2 lira 3 lira olduktan sonra, çiftçi
ürettiğini hak ettiği değere satamadıktan sonra vermiş olduğunuz desteklerin hiçbir
anlamı kalmıyor" şeklinde konuştu.
"HEYECANI BİTMİŞ
SİYASETÇİLERDEN KURTULACAĞIZ"
Kastamonu'nun en büyük eksiğinin heyecan olduğuna vurgu
yapan Katar;"Kastamonu’da un var, şeker var, yağ var ama helvayı yapacak
kimse yok. Biz bu heyecanı bitmiş siyasetçilerden kurtulacağız. Ama aynı
zamanda Kastamonu’ya gelen bürokratlarda da heyecan olması gerekiyor. Örnek
veriyorum, Tarım İl Müdürü akşama kadar ÇKS’ye giriş yapmayacak. Vatandaş
gelirse cevap verecek, gelmezse oturacak. Böyle bir dünya yok. Böyle bir hizmet
anlayışı yok.Kastamonu’da seçilen de atanan da heyecanlı olmalı, memlekete
hizmet için yanıp tutuşmalı. 14 Mayıs’ta sizden Kastamonu için oy istiyorum.
Sizi Ankara’da en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum. Ben heyecanı ve
özgüveni yüksek bir siyasetçiyim. Bu memleketin sesi olmaya, sorunlarının
çözümü için gece gündüz çalışmaya talibim.’’ dedi.
"KASTAMONU
DEVLET HASTANEMİZDE DOKTOR YOK!"
Bazı köylerdeki sağlık ocaklarının kapandığına ve atıl
vaziyette olduğuna değinen Katar, ‘’Eğer biz bu sağlık ocaklarımızı verimli bir
şekilde çalıştıramazsak, hastanelerimiz sağlık ocağı gibi çalışmaya başlar. Şu
an ki durumumuz budur. Kastamonu Devlet Hastanemizde doktor yok, herkes sevk
ediliyor ama aynı zamanda otoparklarda da yer yok, araba çekemiyorsunuz’’ dedi.
"HZ. PİR’E SAHİP
ÇIKAMADIKTAN SONRA NEYİN UĞRAŞINI VERİYORUZ"
Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı ile ilgili de konuşan Katar, ‘’Şeyh Şaban-ı Veli Vakfımız hala kamuya yararlı bir vakıf değilmiş, öğrenince içim acıdı. Kamuya yararlı vakıf olmayınca kimse bağış yapmıyor, vakıf yeterli geliri elde edemediği içinde çalışmaları maalesef yetersiz kalıyor. Şeyh Şaban-ı Veli, Türkiye’nin dört manevi direğinden biridir. Böyle bir manevi değerdir Şeyh Şaban-ı Veli. Ama bu dört manevi değerden sadece Şeyh Şaban-ı Veli’yi yaşatmak üzere kurulan vakıf, kamuya yararlı bir vakıf değil. Biz derhal bu soruna el atacağız. Biz Hz. Pir’e sahip çıkamadıktan sonra neyin uğraşını veriyoruz"